199 Kayıt Bulundu.
Bize Nasr b. Ali el-Cahdamî, ona Abdula’lâ, ona Hişam (b. Hassan el-Ezdi), ona Muhammed (b. Sirin), ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Beş vakit namaz ve diğer cumaya kadar bir cuma (namazı), aralarındakilere (işlenen günahlara) kefarettir."
Bana Ebu Tahir (Ahmed b. Amr) ile Harun b. Said el-Eylî, o ikisine (Abdullah) b. Vehb, ona Ebu Sahr, ona Zâide'nin azatlısı Ömer b. İshak, ona babası (İshak b. Abdullah), ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kul büyük günahlardan kaçtığı takdirde, beş vakit namaz, iki cuma namazı ve iki Ramazan ayı, aralarındaki (küçük günahlara) kefarettir."
Bize Yahya b. Yahya, ona Mâlik (b. Enes), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "İmam (namazda) âmin dediğinde siz de âmin deyiniz. Kimin âmin demesi meleklerin âmin demesine denk düşerse, işlemiş olduğu günahları affedilir." [İbn Şihab (namazda) Hz. Peygamber'in (de) 'âmin' dediğini nakletmiştir.]
Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Amr, ona Ebu Yunus, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Namazda biriniz âmin dediğinde, melekler de semada âmin derler. Bu iki âmin birbirine denk geldiğinde, (âmin diyen) kulun geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Ahmed b. Menî', ona Yakub b. Velid el-Medenî, ona Abdullah b. Ömer, ona Nâfi', ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Namazın ilk vaktinde kılınması Allah’ın rızâsıdır; son vaktinde kılınması ise, affıdır." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, garîb bir hadistir. İbn Abbas bu hadisin benzerini Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir. Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Ali, İbn Ömer, Aişe ve İbn Mesud'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Ümmü Ferve'nin bu hadisi, sadece Abdullah b. Ömer el-Umerî hadisi olarak rivayet edilir; (ama) o, hadis âlimleri nezdinde (hafıza açısından) kuvvetli görülmemiştir (zayıftır). (Abdullah'tan rivayette bulunanlar) bu hadiste 'ızdırâba (aralarında tercihte bulunulamayacak farklılıklara/zıtlıklara)' sebep olmuşlardır. O (Abdullah), 'sadûktur (adalet açısındangüvenilir/dürüst olmakla birlikte, hafızasında tam güven bulunmayan, yani ezber ve rivayet gücü açısından hafif kusurlu olan bir ravidir). Yahya b. Said el-Kattân onu hafızası (hafızasının zayıflığı) sebebiyle tenkit etmiştir.]