Açıklama: Tercümenin bu şekilde anlaşılabileceğine dair bk. Vellevî, Şerhu Süneni İbn Mâce, XVI, 418.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30077, İM002851
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ يَزِيدَ بْنِ جَابِرٍ عَنْ مَكْحُولٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ جَارِيَةَ عَنْ حَبِيبِ بْنِ مَسْلَمَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم نَفَّلَ الثُّلُثَ بَعْدَ الْخُمُسِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Vekî', ona Süfyân, ona Yezid b. Yezid b. Câbir, ona Mekhûl, ona Zeyd b. Câriye, ona da Habîb b. Mesleme şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav), ganimetin beşte birinden sonra üçte birlik kısmını savaşta kahramanlık gösteren gâzilere dağıttı.
Açıklama:
Tercümenin bu şekilde anlaşılabileceğine dair bk. Vellevî, Şerhu Süneni İbn Mâce, XVI, 418.
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Cihâd 35, /462
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Habib b. Mesleme el-Fihrî (Habib b. Mesleme b. Malik b. Ekber b. Vehb)
2. Ebu Yezid Ziyad b. Câriye et-Temîmî (Ziyad b. Câriye)
3. Mekhul b. Ebu Müslim eş-Şâmî (Mekhul b. Ebu Müslim Şehrab b. Şazel eş-Şamî)
4. Yezid b. Yezid el-Ezdi (Yezid b. Yezid b. Cabir)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
7. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32213, B004239
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ قَالَ أَخْبَرَنِى جَدِّى أَنَّ أَبَانَ بْنَ سَعِيدٍ أَقْبَلَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَسَلَّمَ عَلَيْهِ ، فَقَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذَا قَاتِلُ ابْنِ قَوْقَلٍ . وَقَالَ أَبَانُ لأَبِى هُرَيْرَةَ وَاعَجَبًا لَكَ وَبْرٌ تَدَأْدَأَ مِنْ قَدُومِ ضَأْنٍ . يَنْعَى عَلَىَّ امْرَأً أَكْرَمَهُ اللَّهُ بِيَدِى ، وَمَنَعَهُ أَنْ يُهِينَنِى بِيَدِهِ .
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Amr b. Yahya b. Saîd, ona dedesi rivayet ettiğine göre Ebân b. Saîd Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelip selam verdi. Ebû Hureyre (ra) "Ey Allah'ın resulü! Bu İbnü'l-Kavkal'ın katili" dedi. Ebân, Ebû Hureyre'ye "Şaşarım sana! Da'n Dağı'nın tepesinden bize sallanıp yuvarlanıp gelen dağ kedisi! Gelmiş de Allah'ın benim elimden şehitlik nasip ettiği bir kişi için ve beni eliyle öldürüp küçük düşürmesinden men ettiği bir kimse için beni kınıyor!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 38, 2/99
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Amr el-Ümevi (Said b. Amr b. Said b. As b. Said)
3. Amr b. Yahya el-Kuraşi (Amr b. Yahya)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Fe'y ve Ganimet
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Sahabe, birbirine kaba sözleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20114, T001561
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ مُوسَى عَنْ مَكْحُولٍ عَنْ أَبِى سَلاَّمٍ عَنْ أَبِى أُمَامَةَ عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ: أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُنَفِّلُ فِى الْبَدْأَةِ الرُّبُعَ وَفِى الْقُفُولِ الثُّلُثَ . وَفِى الْبَابِ عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ وَحَبِيبِ بْنِ مَسْلَمَةَ وَمَعْنِ بْنِ يَزِيدَ وَابْنِ عُمَرَ وَسَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ . وَحَدِيثُ عُبَادَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَقَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنْ أَبِى سَلاَّمٍ عَنْ رَجُلٍ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم. حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى الزِّنَادِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم تَنَفَّلَ سَيْفَهُ ذَا الْفَقَارِ يَوْمَ بَدْرٍ وَهُوَ الَّذِى رَأَى فِيهِ الرُّؤْيَا يَوْمَ أُحُدٍ . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ إِنَّمَا نَعْرِفُهُ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ أَبِى الزِّنَادِ . وَقَدِ اخْتَلَفَ أَهْلُ الْعِلْمِ فِى النَّفَلِ مِنَ الْخُمُسِ. فَقَالَ مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ لَمْ يَبْلُغْنِى أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَفَّلَ فِى مَغَازِيهِ كُلِّهَا. وَقَدْ بَلَغَنِى أَنَّهُ نَفَّلَ فِى بَعْضِهَا وَإِنَّمَا ذَلِكَ عَلَى وَجْهِ الاِجْتِهَادِ مِنَ الإِمَامِ فِى أَوَّلِ الْمَغْنَمِ وَآخِرِهِ . قَالَ ابْنُ مَنْصُورٍ: قُلْتُ لأَحْمَدَ إِنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم نَفَّلَ إِذَا فَصَلَ بِالرُّبُعِ بَعْدَ الْخُمُسِ وَإِذَا قَفَلَ بِالثُّلُثِ بَعْدَ الْخُمُسِ ؟ فَقَالَ يُخْرِجُ الْخُمُسَ ثُمَّ يُنَفِّلُ مِمَّا بَقِىَ وَلاَ يُجَاوِزُ هَذَا . قَالَ أَبُو عِيسَى وَهَذَا الْحَدِيثُ عَلَى مَا قَالَ ابْنُ الْمُسَيَّبِ النَّفَلُ مِنَ الْخُمُسِ . قَالَ إِسْحَاقُ كَمَا قَالَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyân, ona Abdurrahman b. el-Hâris, ona Süleyman b. Musa, ona Mekhûl, ona Ebû Sellâm, ona Ebû Ümâme, ona da Ubâde b. Sâmit (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) bir askerî birliği savaşa gönderirken beşte birlik ayrıldıktan sonra ganimetin geriye kalanının dörtte birini onlara verirdi. Sefer dönüşünde yine beşte birlik kısım ayrıldıktan sonra kalanın üçte birini verirdi.
Bu konuda İbn Abbâs, HAbîb b. Mesleme, Ma'n b. Yezîd, İbn Ömer e Seleme b. el-Ekva'dan hadis rivayet edilmiştir.
Ubâde'nin hadisi hasendir.
Bu hadis Ebû Sellâm tarafından ashaptan bir kişiden de rivayet edilmiştir.
Bize Hennâd, ona İbn Ebu'z-Zinâd, ona babası, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona İbn Abbâs rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber Bedir günü kılıcı Zülfikar'ı (nefel) olarak almıştı. Uhud gününde de bu konuda rüya görmüştü.
Bu hadis hasen-garîbdir. İbn Ebu'z-Zinâd'ın hadisinden onu sadece bu vecihle bilmekteyiz.
İlim ehli beşte birden tenfîl yapma konusunda farklı görüşlere sahiptirler. Mâlik b. Enes şöyle demiştir: Bana Rasulullah'ın (sav) bütün savaşlarında nefel yaptığına dair bir bilgi ulaşmadı. Bilakis bazı savaşlarında bunu yaptığını biliyorum. Bu da bunun ganimetten önce ve sonra devlet başkanının ictihadına göre yapılan bir uygulama olduğunu gösterir.
İbn Mansûr şöyle demiştir: Ahmed'e dedim ki: Hz. Peygamber (sav) önce beşte biri ayırdıktan sonra dörtte biri nefel olarak verirdi. Dönüşte ise beşte birden sonra kalanın üçte birini verirdi. Şöyle dedi: Beşte birlik kısmı çıkarır sonra kalanda nefel yapardı. Bunu aşmazdı.
Ebû İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: İbnü'l-Müseyyeb'e göre bu hadis beşte birden yapılan tenfîl ile ilgilidir. İbn İshâk da aynı görüştedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 12, 4/130
Senetler:
1. Ebu Velid Ubade b. Samit el-Ensari (Ubade b. Samit b. Kays)
2. Ebu Ümame Sudey b. Aclân el-Bahilî (Sudey b. Aclân b. Vehb)
3. Ebû Sellâm Mamtur el-Esved el-Habeşî (Mamtur)
4. Mekhul b. Ebu Müslim eş-Şâmî (Mekhul b. Ebu Müslim Şehrab b. Şazel eş-Şamî)
5. Ebu Eyyub Süleyman b. Musa el-Kuraşî (Süleyman b. Musa)
6. Ebu Haris Abdurrahman b. Ayyaş el-Mahzumî (Abdurrahman b. Haris b. Abdullah b. Ayyaş b. Amr)
7. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
8. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
9. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
KTB, SELAM
Selam, selamı yaymak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17379, B005543
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مَسْرُوقٍ عَنْ عَبَايَةَ بْنِ رِفَاعَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ قَالَ قُلْتُ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِنَّنَا نَلْقَى الْعَدُوَّ غَدًا ، وَلَيْسَ مَعَنَا مُدًى . فَقَالَ « مَا أَنْهَرَ الدَّمَ وَذُكِرَ اسْمُ اللَّهِ فَكُلُوا ، مَا لَمْ يَكُنْ سِنٌّ وَلاَ ظُفُرٌ ، وَسَأُحَدِّثُكُمْ عَنْ ذَلِكَ ، أَمَّا السِّنُّ فَعَظْمٌ ، وَأَمَّا الظُّفْرُ فَمُدَى الْحَبَشَةِ » . وَتَقَدَّمَ سَرَعَانُ النَّاسِ فَأَصَابُوا مِنَ الْغَنَائِمِ وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِى آخِرِ النَّاسِ فَنَصَبُوا قُدُورًا فَأَمَرَ بِهَا فَأُكْفِئَتْ وَقَسَمَ بَيْنَهُمْ وَعَدَلَ بَعِيرًا بِعَشْرِ شِيَاهٍ ، ثُمَّ نَدَّ بَعِيرٌ مِنْ أَوَائِلِ الْقَوْمِ وَلَمْ يَكُنْ مَعَهُمْ خَيْلٌ فَرَمَاهُ رَجُلٌ بِسَهْمٍ فَحَبَسَهُ اللَّهُ . فَقَالَ « إِنَّ لِهَذِهِ الْبَهَائِمِ أَوَابِدَ كَأَوَابِدِ الْوَحْشِ فَمَا فَعَلَ مِنْهَا هَذَا فَافْعَلُوا مِثْلَ هَذَا » .
Tercemesi:
-.......Râfi' ibn Hadîc (R) şöyle demiştir: Ben Peygamber'e:
— Bizler yarın düşmanla karşılaşırız. (Hayvan kesmek için) yanımızda bıçaklar da yoktur? dedim.
Peygamber (S):
— "Üzerlerine Allah'ın ismi anılıp da bol kan akıtan herşeyle kesilen hayvanları yiyiniz; kesici âlet diş ve tırnak olmadığı müddetçe. Bunun sebebini sizlere söyleyeceğim: Dişe gelince; o bir kemiktir (kesmez), tırnağa gelince; o da Habeşliler'in bıçaklarıdır" buyurdu.
(Râfi' dedi ki:) İnsanların sür'atli olanları, yânî öncüleri ileri gittiler de bâzı ganimetlerden elde ettiler. Peygamber (S) de ordunun arkasında idi. Önde gidenler (ganimet hayvanlarından kesip) tencereleri dikmişlerdi. Peygamber gelince emretti de tencereler devrildi. Peygamber ganîmet mallarını taksim etti ve taksimde bir deveyi on koyuna denk saydı. Sonra ordunun önünde bulunanlardan bir deve kaçtı, onların yanlarında atlar da yoktu. Mücâhidlerden biri ona ok atıp vurdu. Bu suretle Allah o deveyi hareketten alıkoyup habsetti. Bunun üzerine Peygamber:
— "Şübhesiz vahşî hayvanların kaçakları olduğu gibi, ehlî hayvanların da kaçakları vardır. Hayvanlardan biri bu işi yapar, kaçarsa, ona böyle muamele ediniz" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zebâih ve's-Sayd 36, 2/418
Senetler:
()
Konular:
Besmele, her işe besmele ile başlamak
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Kültürel hayat, Hayvanların kesiminde kullanılacak aletler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18308, T003017
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا عُثْمَانُ الْبَتِّىُّ عَنْ أَبِى الْخَلِيلِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ أَصَبْنَا سَبَايَا يَوْمَ أَوْطَاسٍ لَهُنَّ أَزْوَاجٌ فِى قَوْمِهِنَّ فَذَكَرُوا ذَلِكَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَنَزَلَتْ ( وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ النِّسَاءِ إِلاَّ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ ) . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَهَكَذَا رَوَى الثَّوْرِىُّ عَنْ عُثْمَانَ الْبَتِّىِّ عَنْ أَبِى الْخَلِيلِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ وَلَيْسَ فِى هَذَا الْحَدِيثِ عَنْ أَبِى عَلْقَمَةَ وَلاَ أَعْلَمُ أَنَّ أَحَدًا ذَكَرَ أَبَا عَلْقَمَةَ فِى هَذَا الْحَدِيثِ إِلاَّ مَا ذَكَرَ هَمَّامٌ عَنْ قَتَادَةَ وَأَبُو الْخَلِيلِ اسْمُهُ صَالِحُ بْنُ أَبِى مَرْيَمَ .
Tercemesi:
Yine Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Evtas savaşı günü kendi toplumlarında kocaları bulunan bazı esir kadınlar ganimetten pay olarak hissemize düşmüştü. Müslümanlar durumu Rasûlullah (s.a.v.)’e anlattılar ve Allah, Nisa sûresi 24. ayetini indirdi. Tirmizî: Bu hadis hasendir. Aynı şekilde Sevrî, Osman el Bettî’den, Ebû’l Halîl’den, Ebû Saîd el Hudrî’den bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiş olup senedinde “Ebû Alkame” yoktur. Bu hadiste “Ebû Alkame”yi zikreden kimse tanımıyorum. Ancak, Hemmâm, Katade’den yaptığı rivâyette onu zikretmiştir. Ebû’l Halil’in adı Salih b. Ebî Meryem’dir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 4, 5/235
Senetler:
()
Konular:
Fe'y ve Ganimet
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
KTB, NİKAH
Nikah, kölenin
Savaş, esirler
Savaş, esirlere muamele
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36527, MU000982
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ قَالَ بَلَغَنِى أَنَّ عُمَرَ بْنَ عَبْدِ الْعَزِيزِ كَانَ يَقُولُ لِلْفَرَسِ سَهْمَانِ وَلِلرَّجُلِ سَهْمٌ . قَالَ مَالِكٌ وَلَمْ أَزَلْ أَسْمَعُ ذَلِكَ . وَسُئِلَ مَالِكٌ عَنْ رَجُلٍ يَحْضُرُ بِأَفْرَاسٍ كَثِيرَةٍ فَهَلْ يُقْسَمُ لَهَا كُلِّهَا فَقَالَ لَمْ أَسْمَعْ بِذَلِكَ وَلاَ أَرَى أَنْ يُقْسَمَ إِلاَّ لِفَرَسٍ وَاحِدٍ الَّذِى يُقَاتِلُ عَلَيْهِ . قَالَ مَالِكٌ لاَ أَرَى الْبَرَاذِينَ وَالْهُجُنَ إِلاَّ مِنَ الْخَيْلِ لأَنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى قَالَ فِى كِتَابِهِ وَالْخَيْلَ وَالْبِغَالَ وَالْحَمِيرَ لِتَرْكَبُوهَا وَزِينَةً وَقَالَ عَزَّ وَجَلَّ وَأَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ وَمِنْ رِبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِ عَدُوَّ اللَّهِ وَعَدُوَّكُمْ فَأَنَا أَرَى الْبَرَاذِينَ وَالْهُجُنَ مِنَ الْخَيْلِ إِذَا أَجَازَهَا الْوَالِى وَقَدْ قَالَ سَعِيدُ بْنُ الْمُسَيَّبِ وَسُئِلَ عَنِ الْبَرَاذِينَ هَلْ فِيهَا مِنْ صَدَقَةٍ فَقَالَ وَهَلْ فِى الْخَيْلِ مِنْ صَدَقَةٍ
Tercemesi:
İmam Malik'ten: Duyduğuma göre Ömer b. Abdülaziz şöyle derdi: Ata iki, şahsa bir hisse verilir.
İmam Malik: "Bunu (çeşitli kimselerden) hâlâ duyuyorum!" dedi.
İmam Malik'e "Çok sayıda atla savaşa katılan bir adama her at için ganimetten ayrı ayrı pay verilir mi?" diye soruldu. Şu cevabı verdi:
"Hiç duymadım. Hem bana kalırsa sadece üzerinde savaştığı ata ganimetten hisse verilir."İmam Malik der ki: Türk atı (kadana) ve devesi de at cinsindendir. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de: "At, katır ve eşek binmek ve zinet içindir." denilmektedir. Yine başka bir ayeti kerimede de: "Düşmanlarınız için gücünüz yettiği kadar kuvvet ve at hazırlayın ki Allah in ve sizin düşmanlarınızı kovalayasmız" buyurulmaktadır. Ben Türk atını ve hecin devesini at cinsinden kabul ediyorum. Said b. Müseyyeb de böyle demiştir. Türk atına zekât düşer mi diye sorulduğunda o: "Ata düşüyor mu da, Türk atına düşsün" cevabını vermiştin
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cihâd 982, 1/161
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Hayvanlar, At Beslemek, etinden, sütünden vs. faydalanmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36528, MU000983
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ رَبِّهِ بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِينَ صَدَرَ مِنْ حُنَيْنٍ وَهُوَ يُرِيدُ الْجِعِرَّانَةَ سَأَلَهُ النَّاسُ حَتَّى دَنَتْ بِهِ نَاقَتُهُ مِنْ شَجَرَةٍ فَتَشَبَّكَتْ بِرِدَائِهِ حَتَّى نَزَعَتْهُ عَنْ ظَهْرِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رُدُّوا عَلَىَّ رِدَائِى أَتَخَافُونَ أَنْ لاَ أَقْسِمَ بَيْنَكُمْ مَا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَيْكُمْ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لَوْ أَفَاءَ اللَّهُ عَلَيْكُمْ مِثْلَ سَمُرِ تِهَامَةَ نَعَمًا لَقَسَمْتُهُ بَيْنَكُمْ ثُمَّ لاَ تَجِدُونِى بَخِيلاً وَلاَ جَبَانًا وَلاَ كَذَّابًا. فَلَمَّا نَزَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَامَ فِى النَّاسِ فَقَالَ أَدُّوا الْخِيَاطَ وَالْمِخْيَطَ فَإِنَّ الْغُلُولَ عَارٌ وَنَارٌ وَشَنَارٌ عَلَى أَهْلِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ. قَالَ ثُمَّ تَنَاوَلَ مِنَ الأَرْضِ وَبَرَةً مِنْ بَعِيرٍ أَوْ شَيْئًا ثُمَّ قَالَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ مَا لِى مِمَّا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَيْكُمْ وَلاَ مِثْلَ هَذِهِ إِلاَّ الْخُمُسُ وَالْخُمُسُ مَرْدُودٌ عَلَيْكُمْ.
Tercemesi:
Amr b. Şuayb anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.), Huneyn'den çıktığı zaman Ci'irrâne'ye gitmek istiyordu. Orada bulunanlar da ganimetlerin taksimini istiyorlardı. Tam bu sırada Resûlullah (s.a.v.)'ın devesi bir ağaca yaklaştı, ridası ağaca takılınca sırtından çıktı. Hz. Peygamber:
"Ridamı getirin!" buyurdu. Daha sonra ise şunları söyledi: "Allah'ın size ganimet olarak verdiklerini taksim etmeyeceğimden mi korkuyorsunuz? Kuvvet ve iradesi sayesinde yaşadığım Allah'a yemin ederim ki, eğer Allah size Tihame'deki ağaçlar kadar nimet verse, yine aranızda bölüştürürdüm. Siz beni ne cimri, ne korkak, ne de yalancı olarak göremezsiniz" buyurdu. Bir yerde konakladığı zaman ordunun arasında ayağa kalkarak:
"İğneden ipliğe ne varsa getirin. Çünkü ganimete hıyanet, kıyamet gününde bunu yapanlar için bir ayıp, ateş ve büyük kusurdur" buyurdu. Daha sonra da yerden bir deve tüyü alarak (veya başka bir şey):"Beni kuvvet ve iradesi ile yaşatan Allah'a yemin
ederim ki, Allah'ın size ganimet olarak verdiğinin beşte birinden şu kadar fazlası bile bana ait değildir. Bu beşte bir de yine size harcanır" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cihâd 983, 1/161
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن الزهري وقتادة قالا : فرض عمر لاهل بدر للمهاجرين منهم لكل رجل منهم ستة آلاف درهم.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
88142, MA020037
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن الزهري وقتادة قالا : فرض عمر لاهل بدر للمهاجرين منهم لكل رجل منهم ستة آلاف درهم.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Câmi' 20037, 11/100
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Siyer, Bedir harbine katılan sahabiler
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن الزهري عن إبراهيم ابن عبد الرحمن بن عوف قال : لما أتي عمر بكنوز كسرى ، قال له عبد الله بن الارقم الزهري : ألا تجعلها في بيت المال حتى تقسمها ؟ قال : لا يظلها سقف حتى أمضيها ، فأمر بها فوضعت في صرح المسجد ، فباتوا يحرسونها ، فلما أصبح أمر بها فكشف عنها ، فرأى فيها من الحمراء والبيضاء ما يكاد يتلالا منه البصر ، قال : فبكى عمر ، فقال له عبد الرحمن بن عوف : ما يبكيك يا أمير المؤمنين ! فو الله إن كان هذا ليوم شكر ، ويوم سرور ، ويوم فرح ، فقال عمر : كلا إن هذا لم يعطه قوم إلا ألقي بينهم العداوة والبغضاء ، ثم قال : أنكيل لهم بالصاع أم نحثو ؟ فقال علي : بل احثوا لهم ، ثم دعا حسن بن علي أول الناس فحثا له ، ثم دعا حسينا ، ثم أعطى الناس. ودون الدواوين ، وفرض للمهاجرين لكل رجل منهم خمسة آلاف درهم في كل سنة ، وللانصار لكل رجل منهم أربعة آلاف درهم ، وفرض لازواج النبي صلى الله عليه وسلم لكل امرأة منهن اثني عشر ألف درهم إلا صفية وجويرية ، فرض لك واحدة منهما ستة آلاف درهم.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
88138, MA020036
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق عن معمر عن الزهري عن إبراهيم ابن عبد الرحمن بن عوف قال : لما أتي عمر بكنوز كسرى ، قال له عبد الله بن الارقم الزهري : ألا تجعلها في بيت المال حتى تقسمها ؟ قال : لا يظلها سقف حتى أمضيها ، فأمر بها فوضعت في صرح المسجد ، فباتوا يحرسونها ، فلما أصبح أمر بها فكشف عنها ، فرأى فيها من الحمراء والبيضاء ما يكاد يتلالا منه البصر ، قال : فبكى عمر ، فقال له عبد الرحمن بن عوف : ما يبكيك يا أمير المؤمنين ! فو الله إن كان هذا ليوم شكر ، ويوم سرور ، ويوم فرح ، فقال عمر : كلا إن هذا لم يعطه قوم إلا ألقي بينهم العداوة والبغضاء ، ثم قال : أنكيل لهم بالصاع أم نحثو ؟ فقال علي : بل احثوا لهم ، ثم دعا حسن بن علي أول الناس فحثا له ، ثم دعا حسينا ، ثم أعطى الناس. ودون الدواوين ، وفرض للمهاجرين لكل رجل منهم خمسة آلاف درهم في كل سنة ، وللانصار لكل رجل منهم أربعة آلاف درهم ، وفرض لازواج النبي صلى الله عليه وسلم لكل امرأة منهن اثني عشر ألف درهم إلا صفية وجويرية ، فرض لك واحدة منهما ستة آلاف درهم.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Câmi' 20036, 11/99
Senetler:
()
Konular:
Beytulmal, devletin kesesi
Dünya, Zenginlik
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Hz. Peygamber, hanımları
Hz. Peygamber, hanımları, Safiyye bt. Huyeyy
Hz. Peygamber, hanımları. Hz. Cüveyriye
Siyer, İslâm fetihleri