257 Kayıt Bulundu.
Bize Züheyr b. Harb, ona Ebu Muaviye, ona A'meş (Süleyman b. Mihrân), ona da Ebu Sâlih, Sad b. Ebu Vakkâs'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "İki parmağımla dua ederken, Nebi (sav) bana rastladı. İşaret parmağını göstererek 'Birle, birle' buyurdu."
Açıklama: Hz. Peygamber (sav) bu hadiste, sahâbisinden dua ederken Allah'ı birlemek anlamında eliyle bir işaretini yapmasını istemiştir.
Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb b. Hâlid, ona Abbas b. Abdullah b. Ma'bed b. Abbas b. Abdülmuttalib, ona da İkrime, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Duada bir şey istemek, ellerini omuzlarının hizasına veya onlara yakın bir şekilde kaldırmakla; istiğfar, bir parmağınla işaret ederek; yalvarıp yakarma ise ellerini iyice uzatmakla olur."
Bize Kuteybe b. Said, ona İbn Lehîa, ona Hafs b. Haşim b. Utbe b. Ebu Vakkâs, ona da Sâib b. Yezid, babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ellerini kaldırıp dua ettiği zaman, (duayı bitirince) ellerini yüzüne sürerdi."
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Yezid b. Zürey, ona Süleyman et-Teymî, ona da Ebu Osman (en-Nehdî), Ebu Musa el-Eş'ârî'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ashâb, Rasulullah'la (sav) birlikte yolculukta iken, her bir yokuşu aştıklarında bir adam yüksek sesle 'Lâ ilahe illellahü vellahü ekber' diye bağırmaya başlıyordu. Bunun üzerine Nebi (sav) 'Şüphesiz siz sağır veya olmayan birine seslenmiyorsunuz' buyurdu. Sonra hadisin râvilerinden (Süleyman et-Teymî) 'Ey Abdullah b. Kays!.." diyerek, rivayeti önceki hadisle aynı manada olacak şekilde tamamladı."
Bize Musa b. İsmail, ona Hammâd (b. Seleme), ona Sâbit (el-Bünânî), ona Ali b. Zeyd ve Said el-Cüreyrî, onlara da Ebu Osman en-Nehdî, Ebu Musa el-Eş'arî'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'la (sav) bir yolculukta beraberdim. Medine'ye yaklaşınca, insanlar yüksek sesle tekbir getirdiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Ey insanlar! Siz işitmeyen ve olmayan birine dua etmiyorsunuz ki. Şüphesiz dua ettiğiniz Allah (cc), sizinle develerinizin boyunları arasındadır (size o kadar yakındır)' buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) bana 'Ey Ebu Musa! Sana cennet hazinelerinden bir hazineyi öğreteyim mi?' dedi. 'O nedir?' diye sorduğumda, 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh (zikridir)' buyurdu."
Bize Ebu Salih Mahbûb b. Musa, ona Ebu İshak el-Fezârî, ona Asım (el-Ahval), ona Ebu Osman (en-Nehdî), ona da Ebu Musa (el-Eş'arî) bundan önceki hadisi nakletmiş, ancak Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu ilave etmiştir: "Ey insanlar! Kendinize dikkat ediniz."
Bize Muhammed b. Musaffâ el-Hımsî, ona Bakıyye b. Velid, ona Habib b. Salih, ona Yezid b. Şurayh, ona Ebu Hay el-Müezzin, ona da Sevbân’ın naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse insanlara imamlık yaptığında, onları bırakıp da sadece kendisine dua etmesin. Böyle yaparsa onlara hıyanet etmiş olur.”
Bize Ebu Kureyb ve Muhammed b. Sabbâh, onlara Âiz b. Habib, ona Salih b. Hassân el-Ensârî, ona Muhammed b. Ka'b el-Kurazî, ona da İbn Abbâs, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dua ettiğinde avuçlarının içini havaya kaldırarak dua et, dışıyla değil. Duaya son verdiğin zaman da avuçlarının içini yüzüne sür."
Bize Ahmed b. Ömer b. Hafs el-Vekî'î, ona Muhammed b. Fudayl, ona babası, ona Talha b. Ubeydullah b. Kerîz, ona Ümmü Derdâ, ona da Ebu Derdâ, Rasulullah (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kişi (din) kardeşi için gıyabında dua ederse, bir melek de onun için 'Allah (cc) sana da aynısını versin' diye eşlik eder."
Bana Haccâc b. Şâir, ona Abdüssamed b. Abdülvaris, ona babası (abdülvaris b. Saîd), ona Hüseyin (b. Zekvân), ona Katâde, ona Abdullah b. Ma‘bed ez-Zimmânî, ona da Abdullah b. Utbe şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah b. Mesud “Rablerine hangisi daha yakın olacak diye vesile ararlar” [İsra, 17/57] ayeti hakkında der ki: Bu ayet Araplardan bir topluluk hakkında inmiştir. Bunlar cinlerden bir gruba tapıyorlardı. Derken cinler Müslümanlığı kabul etti ama onlara tapan insanlar bunun farkında bile olmadı. Bunun üzerine “Onlar öyle kimselerdir ki, dua ederler; Rablerinden vesileyi dilerler” [İsra, 17/57] ayeti indi."