165 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû'l-Hüseyin b. el-Fadl el-Kattân, ona Abdullah b. Cafer, ona Yakub b. Süfyan, ona Abdullah b. Salih el-Cühenî, ona Endülüs kadısı Muâviye b. Salih el-Hımsî, ona Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr ile Rabîa b. Yezîd, onlara Ebû İdris el-Havlânî ile Abdülvehhâb b. Buht, onlara el-Leys b. Süleym el-Cühenî, bunların hepsi de Ukbe b. Âmir'den rivâyet etti. (T) Yine bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed b. Bâleveyh ile Ebû Bekir b. Cafer, onlara Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, ona babası, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Muâviye b. Salih, onja Rabîa b. Yezîed, ona Ebû İdris el-Havlânî, ona Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr, ona da Ukbe b. Âmir şöyle dedi: "Bizler deve çobanlığı yapıyorduk. Çobanlık sırası bana gelince, sürüyü akşamdan sürerek Rasûlullah'ın (sav) yanına vardım. O sırada Hz. Peygamber (sav) ayakta insanlara bir şeyler söylüyordu. Ben O'nun şu sözlerine yetiştim: "Bir müslüman abdestini güzelce alır, sonra kalkıp iki rekât namaz kılar, her iki rekâtta da yüzü ve kalbi ile Allah'a yönelirse, kendisine cennet vacip olur." Bunu duyunca ben, "Bu ne güzel!" dedim. O sırada önümde duran biri, "Bundan önceki daha güzeldi" dedi. Adama baktım, Ömer b. el-Hattâb (ra) imiş. Bana "Ben senin az önce geldiğini gördüm" dedi ve (Hz. Peygamber'in sözünü) zikretti: "Sizden biri abdest alır ve sonra 'Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve rasûlüdür' derse, ona istediği kapıdan girmesi için cennetin sekiz kapısı birden açılır." İbn Mehdî'nin rivâyet ettiği hadisin lafzını Müslim Sahîh'inde Muhammed b. Hâtim'in Abdurrahman b. Mehdî'den rivâyeti şeklinde tahric etti ve dedi ki: Bu hadîsin senedinde Ebû İdris el-Havlânî'nin Ukbe b. Âmir'den rivâyeti de yer almaktadır, o dedi ki: Bana Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr, ona da Ukbe b. Âmir rivâyet etti.
Bize Musa b. Abdurrahman, ona el-Hüseyin b. Ali ile Zeyd b. Hubâb rivâyet etti. (T) Yine bize Muhammed b. Yahya, ona Ebu Nuaym, onlara Amr b. Abdullah b. Vehb Ebû Süleyman en-Nehaî, ona Zeyd el-Ammî, ona da Enes b. Malik (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Kim güzelce abdest alır ve sonra üç defa şunu söylerse ona cennetin sekiz kapısı açılır ve hangisinden dilerse oradan cennete girer: Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur. O birdir, ortağı yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve rasûlüdür." Ebü'l-Hasan b. Seleme el-Kattân da bu rivayetin benzerini İbrahim b. Nasr vasıtası ile Ebû Nuaym’dan rivayet etmiştir.
Bize Muhammed b. Abdullah el-Hafız, ona Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed b. Bâleveyh ile Ebû Bekir b. Cafer, onlara Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, ona babası, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Muâviye b. Salih, ona Rabîa b. Yezîd, ona da Ebû İdris el-Havlânî rivâyet etti. Yine onu bana Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr, ona da Ukbe b. Âmir şöyle rivâyet etti: Bizler deve çobanları idik. Çobanlık sırası bana geldiğinde, akşama doğru sürüyü sevk ettim, Rasûlullah'ın (sav) yanına vardım. Baktım ki Hz. Peygamber (sav) insanlara ayakta bir şeyler söylüyor. Ben O'nun şu sözlerine yetiştim: "Güzelce abdest alan, sonra gidip iki rekât namaz kılan, namazında da yüzüyle ve kalbiyle Allah'a yönelen müslümana cennet mutlaka vacip olur." Ben, "Bu ne güzel!" diye mırıldandım. Önümde duran biri, "Bundan önceki söylediği daha güzeldi" dedi. Adama baktım, Ömer b. el-Hattâb (ra) imiş. Hz. Ömer, "Ben senin az önce geldiğini gördüm" dedi ve Rasûlullah (sav) şöyle söyledi dedi: "Sizden biri abdestini güzelce alır ve sonra 'Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur, yine şehâdet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve rasûlüdür' derse, hangi kapıdan isterse oradan cennete girmesi için cennetin sekiz kapısı birden açılır." Bu rivâyeti Müslim Sahîh'inde Muhammed b. Hâtim vfasıtasıyla Abdurrahman'dan tahric etti, Abdurrahman'ın da Ebû İdris'ten, onun da Ukbe b. Âmir'den rivâyet bettiğiniğ söyledi. Ayrıca dedi ki: Onu bana Ebû Osman da rivâyet etti, ancak o hadisi Muâviye b. Salih'ten aldığını söyledi. Kitabu't-tahâre bölümünde Osman b. Affân'ın (ra), Hz. Peygamber (sav) abdest aldığı zaman şöyle söylerdi dediği de zikredilmektedir: "Kim, şu benim aldığım gibi abdest alır, sonra iki rekât namaz kılar ve bu namazda nefsiyle bir şey konuşmaz ise geçmiş günahları bağışlanır."
Kitabımda Yakub b. İbrahim'den şöyle nakledildiğini gördüm: Bize İsmail b. Uleyye, ona Ravh b. el-Kasım, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona babası, ona da Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Rasûlullah (sav) mezarlığa gitti ve "Mü'minler kavminin yurduma selâm olsun!" diyerek mezardakilere selâm verdi, sonra şöyle dedi: "İnşallâh bizler de sizlere kavuşacağız. Kardeşlerimi görmeyi çok arzu ederdim." Yanındakiler; "- Biz senin kardeşlerin değ*il miyiz?" dediler. "- Siz benim ashâbımsınız. Benim kardeşlerim ise ümmetim içerisinde benden sonra dünyaya gelecek olan kişilerdir. Ben onları havuz başında hasretle bekleyeceğim" buyurdu. "- Ümmetinden, senden sonra dünyaya gelecek olanları nasıl tanıyacaksın?" diye sorduklarında; "- Sakar ve sekili atları olan bir adam, duru ve siyah at sürüsü içerisinden kendi atlarını tanımaz mı?" diye sordu. "- Evet, ey Allah'ın rasûlü" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi: "- Onlar, abdest azalarının parlaklığından sakar ve sekili atlar gibi mahşere gelecekler, ben de onları havuz başında bekleyeceğim.Ben bazı insanları havuzumdan kovacağım, tıpkı sürünün arasından yabancı develerin kovulduğu gibi. Ben onlara, 'Hey, bu tarafa gelin' diye sesleneceğim. Ama bana, 'Onlar senden sonra pek çok şey ihdas ettiler' denecek. Bunun üzerine ben de, 'Öyleyse defolsunlar, defolsunlar!' diyeceğim. -
Bize Musa b. Abdurrahman, ona el-Hüseyin b. Ali ile Zeyd b. Hubâb rivâyet etti. (T) Yine bize Muhammed b. Yahya, ona Ebu Nuaym, onlara Amr b. Abdullah b. Vehb Ebû Süleyman en-Nehaî, ona Zeyd el-Ammî, ona da Enes b. Malik (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Kim güzelce abdest alır ve sonra üç defa şunu söylerse ona cennetin sekiz kapısı açılır ve hangisinden dilerse oradan cennete girer: Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur. O birdir, ortağı yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve rasûlüdür." Ebü'l-Hasan b. Seleme el-Kattân da bu rivayetin benzerini İbrahim b. Nasr vasıtası ile Ebû Nuaym’dan rivayet etmiştir.
Bize Musa b. Abdurrahman, ona el-Hüseyin b. Ali ile Zeyd b. Hubâb rivâyet etti. (T) Yine bize Muhammed b. Yahya, ona Ebu Nuaym, onlara Amr b. Abdullah b. Vehb Ebû Süleyman en-Nehaî, ona Zeyd el-Ammî, ona da Enes b. Malik (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Kim güzelce abdest alır ve sonra üç defa şunu söylerse ona cennetin sekiz kapısı açılır ve hangisinden dilerse oradan cennete girer: Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur. O birdir, ortağı yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve rasûlüdür." Ebü'l-Hasan b. Seleme el-Kattân da bu rivayetin benzerini İbrahim b. Nasr vasıtası ile Ebû Nuaym’dan rivayet etmiştir.
Bize, Hişâm b. Ammar, ona Sadaka b. Halid, ona Utbe b. Ebî Hakîm, ona Talha b. Nafi’ Ebu Süfyan, ona da Ebû Eyyüb el-Ensarî ile Cabir b. Abdullah ve Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet ettiler: “Orada gerçekten temizlenmek isteyen insanlar vardır. Allah da temizlenmeye çalışanları sever” (Tevbe, 9/108) meâlindeki âyet nazil olduğunda Rasûlullah (sav); “- Ey Ensar topluluğu! Cenâb-ı Hak sizi temizliğinizden dolayı övüyor, siz nasıl temizleniyorsunuz?" diye sordu. Onlar da; “- Namaz için abdest alırız, cünüplükten dolayı da yıkanırız. Abdest bozunca da su ile temizleniriz” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); “- İşte o, budur. O halde buna sımsıkı sarılınız” buyurdu.
Süfyan es-Sevrî'nin Asım'dan, onun da İbn Sîrîn'den rivâyet ettiği hadiste şöyle denilmektedir: "Hz. Âişe'ye (ra), Rasûlullah'ın (sav) Kur'ân secdeleri hakkında soruldu. Şu cevabı verdi: "Onlar ya Allah'ın hakkıdır eda edersin yahut nâfiledir nâfilesini yaparsın. Allah için secde yapan bir müslümanı Allah mutlaka bir derece yükseltir yahut onun bir günahını siler. Veyahut da onun için her ikisini de cem eder." Bunu bize Ebû Bekir b. İbrahim, ona Ebû Nasr el-Irakî, ona Süfyan el-Cevherî, ona Ali b. el-Hüseyin, ona Abdullah b. el-Velîd, ona da Süfyan rivâyet etti.
Bize, Hişâm b. Ammar, ona Sadaka b. Halid, ona Utbe b. Ebî Hakîm, ona Talha b. Nafi’ Ebu Süfyan, ona da Ebû Eyyüb el-Ensarî ile Cabir b. Abdullah ve Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet ettiler: “Orada gerçekten temizlenmek isteyen insanlar vardır. Allah da temizlenmeye çalışanları sever” (Tevbe, 9/108) meâlindeki âyet nazil olduğunda Rasûlullah (sav); “- Ey Ensar topluluğu! Cenâb-ı Hak sizi temizliğinizden dolayı övüyor, siz nasıl temizleniyorsunuz?" diye sordu. Onlar da; “- Namaz için abdest alırız, cünüplükten dolayı da yıkanırız. Abdest bozunca da su ile temizleniriz” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); “- İşte o, budur. O halde buna sımsıkı sarılınız” buyurdu.
Bize, Hişâm b. Ammar, ona Sadaka b. Halid, ona Utbe b. Ebî Hakîm, ona Talha b. Nafi’ Ebu Süfyan, ona da Ebû Eyyüb el-Ensarî ile Cabir b. Abdullah ve Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet ettiler: “Orada gerçekten temizlenmek isteyen insanlar vardır. Allah da temizlenmeye çalışanları sever” (Tevbe, 9/108) meâlindeki âyet nazil olduğunda Rasûlullah (sav); “- Ey Ensar topluluğu! Cenâb-ı Hak sizi temizliğinizden dolayı övüyor, siz nasıl temizleniyorsunuz?" diye sordu. Onlar da; “- Namaz için abdest alırız, cünüplükten dolayı da yıkanırız. Abdest bozunca da su ile temizleniriz” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); “- İşte o, budur. O halde buna sımsıkı sarılınız” buyurdu.