Giriş

Bize Vekî', ona ÖMis'ar ile Süfyan, onlara Osman b. el-Muğîre es-Sekıafî, ona Ali b. Rabîa el-Vâlibî, ona Esmâ b. el-Hakem el-Fezârî, ona da Hz. Ali (ra) rivâyet etti: "Rasûlullah'dan (sav) bir hadis işittiğim zaman, Cenâb-ı Hak beni ondan dilediği kadarıyla faydalandırırdı. Biri bana Hz. Peygamber'den (sav) bir hadis rivâyet ettiği zaman ona yemin verdirirdim, yemin ederse rivâyetini tasdik ederdim. Hz. Ebû Bekir (ra) bana bir hadis rivâyet etti, Ebû Bekir Hz. Peygamber'in (sav) şöyle söylediğini işittiği konusunda doğru söyledi: "İnsan bir günah işler ve arkasından hemen güzelce abdest alır -Mis'ar ve namaz kılarsa dedi, Süfyan ise sonra iki rekât namaz kılarsa dedi- sonra da Azîz ve Celîl olan Allah'tan bağışlanmasını isterse, Allah onu mutlaka bağışlar."


    Öneri Formu
35742 HM000002 İbn Hanbel, I, 2

Bize Abdullah b. Muhammed el-Ezdî, ona İshak b. İbrahim haber verdi: Ebû Üsâme'ye dedim ki: Size Ebû Hayyân, o Ebû Zur'a'dan, o da Ebû Hureyre'den (ra) naklen, bir sabah namazı sırasında Rasûlullah'ın (sav) şöyle dediğini rivâyet etti mi? "Ya Bilâl! İslâm'da yapmış olduğun ve sana en çok fayda vereceğini umduğun amelin hangisidir? Çünkü ben bu gece, cennette önümde senin ayak seslerini işittim." Bilâl cevaben; "Bana en çok fayda vereceğini ümit ettiğim amelim şu olabilir: Ben gece veya gündüz tam olarak temizlenip abdest aldığım her seferde, mutlaka Cenâb-ı Hakk'ın benim için takdir buyurduğu kadar namaz kılarım." Râvî Ebû Üsâme, bu rivâyeti tasdik ederek "Evet dedi.


    Öneri Formu

Bize Ebû Ya'lâ, ona Osman b. Ebî Şeybe, ona Ali b. Müshir, ona Sa'd b. Tarık, ona Rib'î b. Hirâş, ona da Huzeyfe (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Benim havuzum, Eyle'den Aden'e kadar olan mesafeden daha büyüktür. Hayatım elinde olan Allah adına yemin ederim ki, onun bardakları yıldızlardan daha fazladır. Onun suyu sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Haytım elinde olan Allah adına yemin ederim ki, ben oradan bazı insanları kovacağım, tıpkı insanların yabancı bir deveyi kendi havuzlarından kovdukları gibi." "- Ey Allah'ın rasûlü, o gün bizi tanıyacak mısın?" diye soruldu. "- Evet, siz o gün abdest azalarınızın parlaklığı sayesinde sakar ve sekili atlar gibi geleceksiniz. Bu hal, sizden başka kimsede olmayacak" buyurdu. Ebû Hâtim dedi ki: Rasûlullah'ın (sav) "Benim havuzum, Eyle'den Aden'e kadar olan mesafeden daha büyüktür" sözü, mutlak olarak o mesafeden daha büyük olduğu manasında değil, büyüklüğünü tekit anlamındadır.


    Öneri Formu

Bize Vekî', ona ÖMis'ar ile Süfyan, onlara Osman b. el-Muğîre es-Sekıafî, ona Ali b. Rabîa el-Vâlibî, ona Esmâ b. el-Hakem el-Fezârî, ona da Hz. Ali (ra) rivâyet etti: "Rasûlullah'dan (sav) bir hadis işittiğim zaman, Cenâb-ı Hak beni ondan dilediği kadarıyla faydalandırırdı. Biri bana Hz. Peygamber'den (sav) bir hadis rivâyet ettiği zaman ona yemin verdirirdim, yemin ederse rivâyetini tasdik ederdim. Hz. Ebû Bekir (ra) bana bir hadis rivâyet etti, Ebû Bekir Hz. Peygamber'in (sav) şöyle söylediğini işittiği konusunda doğru söyledi: "İnsan bir günah işler ve arkasından hemen güzelce abdest alır -Mis'ar ve namaz kılarsa dedi, Süfyan ise sonra iki rekât namaz kılarsa dedi- sonra da Azîz ve Celîl olan Allah'tan bağışlanmasını isterse, Allah onu mutlaka bağışlar."


    Öneri Formu
285932 HM000002-2 İbn Hanbel, I, 2

Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Amr b. Murra, ona da Salim b. Ebî'l-Ca'd rivâyet etti: "Sevbân'a 'Bize Rasûlullah'tan (sav) bir hadis rivâyet et!' denildi. Sevbân (ra), 'Herhalde benim yalan söylediğimi zannediyorsunuz' dedi ve sonra da 'Rasûlullah'ın (sav) şöyle söylediğini bizzat işittim' diye ekledi: "Allah için secde eden bir müslümanı Cenâb-ı Hak mutlaka bir derece yükseltir ve onun bir günahını siler."


Açıklama: Hadis inkıtadan dolayı zayıftır.Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.

    Öneri Formu
71731 HM022806 İbn Hanbel, V, 283

Bize Muâviye b. Amr, ona İbrahim b. Muhammed Ebû İshak el-Fezârî, ona el-Evzâî, ona Rabîa b. Yezîd, ona Abdullah b. ed-Deylemî şöyle rivâyet etti: "Abdullah b. Amr'ın (ra) yanına vardım, kendisi el-Veht denilen Tâif'teki bahçesinde oturuyordu. Kureyş'ten şarap içmekle itham edilen bir gencin elini tutmuştu. Ben dedim ki: "- Bana, 'Kim şarap içerse Allah onun kırk gün tövbesini kabul etmez. Bedbaht kişi, annesinin karnında iken bedbaht olandır. Her kim, sadece içinde namaz kılmak niyetiyle Beytülmakdis'e giderse, annesinden doğduğu gündeki gibi günahlarından arınmış olur' şeklinde senin bir hadisin ulaştı." Yanındaki genç, benim şaraptan söz ettiğimi duyunca hemen Abdullah'ın elinden elini çekti ve kaçıp gitti. Sonra Abdullah b. Amr (ra) şöyle dedi: "Söylemediğim bir sözü bana nispet ederek söyleyene asla hakkımı helal etmiyorum. Ben, Allah Rasulü'nün (sav) şöyle dediğini işittim: "Her kim şarap içerse onun kırk gün namazı kabul edilmez. Eğer tövbe ederse, Allah tövbesini kabul eder. Tekrar içecek olursa yine kırk gün namazı kabul edilmez. Yine tövbe ederse, Allah onun tövbesini kabul eder. Adam tekrar içecek olursa -Hz. Peygamber'in (sav) üçüncü seferde mi, yoksa dördüncü seferde mi söylediğini hatırlamıyorum- kıyamet günü ona cehennemliklerin vücudundan akan irinlerin çamurundan içirmesi Allah'ın hakkıdır." Yine dedi ki: Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu da işittim: "Azîz ve Celîl olan Allah mahlûkatı bir karanlık içinde yarattı. Sonra onların üzerine kendi nûrunda döktü. O gün Allah'ın nuru kendisine isabet eden, o gün hidâyete ermiştir. Kime isabet etmemişse, o da dalâlete düşmüştür. Bundan dolayı diyorum ki, Azîz ve Celîl olan Allah'ın ilmine uygun şekilde kalem kurumuştur." Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu da işittim: "Süleyman b. Davud aleyhisselâm Allah'tan üç şey istemişti. Allah ona ikisini verdi. Biz, üçüncüsünün de ona verileceğini ümit ediyoruz. Hz. Süleyman, vereceği hükmün Allah'ın hükmüne uygun düşmesini istemiş, Allah da bunu ona vermişti. Sonra kendisinden sonra hiç kimseye verilmeyen bir mülk ve saltanat istemiş, Cenâb-ı Hak bunu da ona vermişti. Sonra sadece bu mescitte namaz kılmak niyetiyle yola çıkan kişinin, günahlarından annesinden doğduğu gündeki gibi temizlenmesini istemişti. Biz öyle ümit ediyoruz ki Azîz ve Celîl olan Allah bunu da kendisine vermişti."


    Öneri Formu
59918 HM006644 İbn Hanbel, II, 176

Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Amr b. Murra, ona Salim b. Ebî'l-Ca'd rivâyet etti: "Sevbân'a (ra), 'Bize Rasûlullah'tan (sav) işittiğin bir hadis söyle!' denildi. Sevbân, 'Beni yalan söylemekle mi itham ediyorsunuz?' dedi ve 'Benj Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu bizzat duydum' diye ekledi: "Allah için secde yapan bir müslümanı Cenâb-ı Hak mutlaka bir derece yükseltir vfe bir hatasını siler."


    Öneri Formu
71502 HM022728 İbn Hanbel, V, 276

Bize Ebû Muâviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebû Hureyre'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “İnsanın cemâatle kıldığı namazın sevâbı, evinde ve dükkânında tek başına kıldığı namazın sevâbından yirmi küsür derece daha fazladır. Çünkü insan, abdestini güzelce alır, sonra namazdan başka bir şey düşünmeden sadece namaz gâyesiyle evinden çıkıp câmiye giderse, camiye girinceye kadar attığı her adımdan dolayı bir derecesi yükseltilir ve bir günahı silinir. Camiye girdiği zaman namazı beklediği müddetçe namazda sayılır. Namazgâhta bulunduğu, kimseye eziyet etmediği ve abdesti de bozulmadığı müddetçe melekler; ‘Allah’ım, onu bağışla! Allah’ım, ona merhamet eyle eyle! Allah'ım onun tövbesini kabul buyur!’ diye duâ ederler.


    Öneri Formu
45873 HM007424 İbn Hanbel, II, 253

Bize Ebû'l-Muğîre, ona el-Evzâî, ona el-Velîd b. Hişâm, ona da Ma'dân rivâyet etti: "Hz. Peygamber'in (sav) âzatlısı Sevbân'a (ra), 'Cenâb-ı Hakk'ın bize fayda vereceği bir hadis söyle!' dedim. 'Ben Rasûlullah;'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim' dedi: "Allah için secde eden bir kulu Cenâb-ı Hak mutlaka bir derece yükseltir ve onun bir hatasını siler."


    Öneri Formu
71607 HM022775 İbn Hanbel, V, 280

Bize Abdurrezzak, ona el-Evzâî, onaHaru8n b. Riâb, ona das el-Ahnef b. Kays şöyle dedi: "Mescid-i Aksa'ya girdim, orada çok secde yapan birini gördüm. Onun bu hareketini garipsedim. Namazını bitirince kendisine; "- Namazı çift mi yoksa tek rekât mı kıldın, biliyor musun?" diye sordum. Cevaben; "- Ben bilmesem de Azîz ve Celîl olan Allah mutlaka biliyordur" dedi. Sonra "Bana sevgili dostum Ebû'l-Kasım (sav) şunu haber verdi" dedi ve ağlamaya başladı. Tekrar; "Bana sevgili dostum Ebû'l-Kasım (sav) şunu haber verdi" dedi ve yine ağlamaya başladı. Üçüncü kez; "Bana sevgili dostum Ebû'l-Kasım (sav) şunu haber verdi" dedi ve ağlamaya başladı. Tekrar;"Bana dostum Ebu'l-Kasım şunu haber verdi' dedi ve şöyle devam etti: "Kul Allah için secde yaparsa, Allah bu secde vges,ilesiyle onu bir derece yükseltir, bir günahını siler ve ona bir sevap yazar." Kendisine, "Allah sana rahmetiyle muamele etsin, sen kimsin?" diye sordum. "Ben, Rasûlullah'ın (sav) sahâbesi Ebû Zerr'im" dedi. O anda kendimden utandım.


    Öneri Formu
70964 HM021783 İbn Hanbel, V, 164