Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona İbn Uleyye; (T) Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail (b. Uleyye), ona Abdülaziz b. Suheyb, ona da Enes (b. Malik) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) mescide girdi. İki direk arasına gerilmiş bir ip (gördü ve) "bu da nedir" diye sordu. (Ashab) O Zeyneb'indir. Yorulduğunda ya da zayıf düştüğünde ona tutunur dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "onu çözün. Sizden biri dinç/zinde iken namaz kılsın. Yorulur yahut zayıf düşerse oturur" buyurdu. [Züheyr (b. Harb) rivayetinde (oturur ifadesi) "otursun" şeklindedir.]


    Öneri Formu
6647 M001831 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 219

İmkânı geniş olan, nafakayı imkânlarına göre versin; rızkı daralmış bulunan da Allah'ın kendisine verdiği kadarından nafaka ödesin. Allah hiç kimseyi verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.


    Öneri Formu
58521 KK65/7 Talâk, 65, 7

Bize Müsedded, ona Cüveyriye b. Esma, ona Nafi, ona da İbn Ömer (r.anhuma) Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Her kim bir köledeki hissesini azat ederse, - eğer kölenin bedeli kadar malı varsa- kölenin tamamını hürriyete kavuşturmak onun üzerine vacip olur. Kölenin piyasa değeri belirlenir, ortaklarına kendi hisseleri verilir ve köle salıverilir."


    Öneri Formu
18517 B002503 Buhari, Şirket, 14

Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona Abdülmelik, ona da Ebu Bürde şöyle demiştir: Rasulullah (sav), Ebu Musa ile Muâz b. Cebel'i Yemen'e gönderdi. Yemen iki bölgeden oluşuyordu. Onlardan her birini bir bölgeye tayin etti ve onlara "kolaylaştırın, zorlaştırmayın, müjdeleyin nefret ettirmeyin" tavsiyesinde bulundu. Sonra da her birisi kendi görev yerine gitti. Yine onlardan her birisi kendi bölgesinde gezintiye çıktığında arkadaşının bölgesinin yakınından geçerse diğerine uğrayıp selam vermeyi, hatır sormayı alışkanlık haline getirmişti. Bir defasında Muâz kendi bölgesinde dolaşırken arkadaşı Ebu Musa'nın vilâyetine yaklaştığında, ka­tırına binerek dostunu ziyarete gitti. Ebu Musa'nın bulunduğu yere vardığında, onu bir yere oturmuş ve etrafında da insanlar toplanmış vazıyette buldu. Bir de yanında iki eli boynuna bağlanmış biri vardı. Muâz, Ebu Musa'ya “ey Abdullah b. Kays, bu ne iştir?” diye sordu. Ebu Mûsâ “Bu elleri bağlı duran, İslâm'a girdikten sonra dinden dönmüş bir kişidir” dedi. Muâz “bu mürtet öldürülmedikçe katırımdan inmem” dedi. Ebu Musa da “bu adam zaten onun buraya için getirilmiş­tir, haydi bineğinden in” dedi. Muâz yine “dininden dönmüş bu kişi öldürülünceye kadar ben inmiyo­rum” dedi. Bu ısrar üzerine Ebu Musa emretti, o adam öldü­rüldü. Sonra da Muâz, Ebu Musa'ya “ey Abdullah, Kur'an'ı nasıl ve ne zaman okursun?” diye sor­du. Ebu Musa da “gece ve gündüz farklı zamanlarda okurum” dedi. Bu defa da Ebu Musa “ya sen nasıl okursun ey Muâz?” diye sordu. O da “ben gecenin ilk kısmında uyurum, sonra kalkar ve Allah'ın bana takdir edip yazdığı kadar Kur'an okurum. İbadetimden sevap umduğum kadar uykumdan da sevap umarım” dedi.


    Öneri Formu
34468 B004341 Buhari, Megâzî, 60

Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona Abdülmelik, ona da Ebu Bürde şöyle demiştir: Rasulullah (sav), Ebu Musa ile Muâz b. Cebel'i Yemen'e gönderdi. Yemen iki bölgeden oluşuyordu. Onlardan her birini bir bölgeye tayin etti ve onlara "kolaylaştırın, zorlaştırmayın, müjdeleyin nefret ettirmeyin" tavsiyesinde bulundu. Sonra da her birisi kendi görev yerine gitti. Yine onlardan her birisi kendi bölgesinde gezintiye çıktığında arkadaşının bölgesinin yakınından geçerse diğerine uğrayıp selam vermeyi, hatır sormayı alışkanlık haline getirmişti. Bir defasında Muâz kendi bölgesinde dolaşırken arkadaşı Ebu Musa'nın vilâyetine yaklaştığında, ka­tırına binerek dostunu ziyarete gitti. Ebu Musa'nın bulunduğu yere vardığında, onu bir yere oturmuş ve etrafında da insanlar toplanmış vazıyette buldu. Bir de yanında iki eli boynuna bağlanmış biri vardı. Muâz, Ebu Musa'ya “ey Abdullah b. Kays, bu ne iştir?” diye sordu. Ebu Mûsâ “Bu elleri bağlı duran, İslâm'a girdikten sonra dinden dönmüş bir kişidir” dedi. Muâz “bu mürtet öldürülmedikçe katırımdan inmem” dedi. Ebu Musa da “bu adam zaten onun buraya için getirilmiş­tir, haydi bineğinden in” dedi. Muâz yine “dininden dönmüş bu kişi öldürülünceye kadar ben inmiyo­rum” dedi. Bu ısrar üzerine Ebu Musa emretti, o adam öldü­rüldü. Sonra da Muâz, Ebu Musa'ya “ey Abdullah, Kur'an'ı nasıl ve ne zaman okursun?” diye sor­du. Ebu Musa da “gece ve gündüz farklı zamanlarda okurum” dedi. Bu defa da Ebu Musa “ya sen nasıl okursun ey Muâz?” diye sordu. O da “ben gecenin ilk kısmında uyurum, sonra kalkar ve Allah'ın bana takdir edip yazdığı kadar Kur'an okurum. İbadetimden sevap umduğum kadar uykumdan da sevap umarım” dedi.


    Öneri Formu
34469 B004342 Buhari, Megâzî, 60


    Öneri Formu
7160 M002609 Müslim, Sıyâm, 89


    Öneri Formu
7162 M002611 Müslim, Sıyâm, 91


    Öneri Formu
7163 M002612 Müslim, Sıyâm, 92


    Öneri Formu
7164 M002613 Müslim, Sıyâm, 92


    Öneri Formu
7165 M002614 Müslim, Sıyâm, 92