193 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdullah b. Humran, ona Abdülhamid b. Cafer, ona Ebu Cafer, ona Ömer b. Hakem, ona da Abdullah b. Amr b. Âs, Hz. Peygamber'den Hişam b. Urve'nin hadisine benzer bir hadis nakletmiştir.
Açıklama: Hadisin bütünü için bk. M006796
Bize Ebu Rabi' el-Atekî, ona Hammad yani İbn Zeyd; (T) Bize Yahya b. Yahya, ona Abbad b. Abbad ve Ebu Muaviye; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, onlara Veki', (T) Bize Ebu Küreyb, ona İbn İdris, Ebu Üsame, İbn Nümeyr ve Abde, (T) Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan; (T) Bize Muhammed b. Hatim, ona Yahya b. Said; (T) Bize Ebu Bekir b. Nafi', ona Ömer b. Ali; (T) Bize Abd b. Humeyd, ona Yezid b. Harun, ona Şube b. Haccac, onların hepsine Hişam b. Urve, ona babası, ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'den Cerir'in hadisine benzer bir hadis nakletti. (Ravi) Ömer b. Ali'nin hadisinde şu ziyadeyi de zikretmiştir: Abdullah b. Amr'a sene başında denk geldim. Ona sordum, bize hadisi daha önce naklettiği gibi nakletti ve ben Hz. Peygamber'i şöyle söylerken işittim dedi.
Açıklama: Hadisin bütünü için bk. M006796
Bize Muhammed b. Zeyd, ona Asım b. Reca b. Hayve, ona Kesir b. Kays şöyle rivayet etmiştir: Bir kişi Medine'den yola çıktı ve Dımeşk'te bulunan Ebu Derdâ'nın yanına geldi. Ebu Derdâ “Ey kardeşim, seni buralara getiren nedir?” diye sordu. Adam “Senin Rasulullah'tan (sav) rivayet ettiğin bana ulaşan bir hadis (beni buralara getirdi)” dedi. “Sen şimdi buraya ticaret için gelmedin mi?” dedi. Adam “Hayır” dedi. Ebu Derdâ “Ya da herhangi bir ihtiyacın için gelmedin mi?” dedi. Adam “Hayır” dedi. “Sadece bu hadisi almak için mi geldin?” dedi. Adam “Evet” dedi. Bunun üzerine Ebu Derdâ “ben Rasulullah'ı (sav) işittim, şöyle buyuruyordu” dedi: "Kim ilim elde etmek üzere yola koyulursa, bu gayreti nedeniyle Allah da ona cennete giden yola çıkartır. Melekler, ilim talebesinden duydukları hoşnutluk sebebiyle, ona hürmeten kanatlarını yere sererler. Göklerde ve yerde bulunan her varlık, hatta denizlerdeki balıklar bile, âlimin bağışlanması için Allah’a yalvarır. Alimin abide üstünlüğü, dolunayın diğer yıldızlara olan üstünlüğüne benzer. Alimler Peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne dinar bıraktılar, ne de dirhem. Geride bıraktıkları sadece ilimdir. Kim bu ilimden istifade ederse çok büyük nasip elde etmiştir."
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir.
Bize Hişam b. Ammâr, ona Velid b. Müslim, ona Ravh b. Cunâh Ebu Sa’d, ona Mücahid, ona da İbn Abbas'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bilgin (fakîh), şeytana, bin abidden daha çetin gelir."
Bize Kuteybe b. Said, ona Cerir, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona Abdullah b. Amr b. Âs'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz Allah, ilmi insanlardan arasından çekip almaz. Ancak alimleri (insanlar arasından) çekip alarak ilmi alır. En sonunda hiçbir alim kalmayınca insanlar, cahilleri önder edinir ve onlara fetva sorarlar. Onlar da ilim olmaksızın fetva vererek hem sapar hem de saptırırlar."
Bize Ebu’l-Muğire, ona el-Evzâî, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona da Ebu Kılâbe, Abdullah b. Mesud'dan rivayet etti: "İlmi (aranızdan) alınmadan öğreniniz. İlmin alınması, ilim ehlinin gitmesi demektir. Aşırıya kaçmaktan, işin derinliğine inmeye kalkışmaktan, bidat ortaya çıkarmaktan çokça sakının ve siz eskiye sarılmaya bakın."
Bize Harmele b. Yahya et-Tücîbî, ona Abdullah b. Vehb, ona Ebu Şurayh, ona Ebu Esved, ona da Urve b. Zübeyr şöyle rivayet etti: Aişe bana; ey kız kardeşimin oğlu! Bana ulaştığına göre Abdullah b. Amr, Hacc'a giderken bize uğrayacakmış. Onunla buluş da ona soru sor. Zira o, Rasulullah'tan (sav) epeyce ilim tahsil etmiştir dedi. Ben de Abdullah ile karşılaştım, ona Hz. Peygamber'den (sav) naklettiği şeyleri sordum. Hz. Peygamber'den (sav) bana aktardığı hadislerden biri de şuydu: "Allah ilmi insanlardan ansızın çekip almaz; önce alimleri onların arasından çekip alır. Alim kalmayınca, insanlar cahilleri önder edinirler. Onlar da kendilerine sorulduğunda bilgisizce fetva verir, böylece hem kendileri saparlar hem de başkalarını saptırırlar." Aişe'ye bu hadisi zikrettiğimde bunu çok ağır buldu ve onu hoş karşılamayıp bana Hz. Peygamber'in (sav) böyle buyurduğunu işittiğini söyledi mi diye sordu. Gelecek sene olunca Aişe yine İbn Amr (yine) geldi. Onunla buluş, ardından ilim konusunda sana zikrettiği hadisi ona sorana dek onu konuştur dedi. Ben de onunla karşılaştım ve ona bu hadisi) sordum. Bana ilk seferinde rivayet ettiği gibi hadisi zikretti. (Aişe'ye durumu) anlattığımda; onun doğru söylediğini zannediyorum. Görüyorum ki hadiste ne artırma ne de eksiltme yapmış dedi.
Bize Muhammed b. Salt, ona İbrahim b. Sa’d, ona babası (Sa'd b. İbrahim), ona Adiy b. Ertaa’nın kardeşi, ona da Ebu Derdâ'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphe yok ki sizin için en korktuğum şey, saptırıcı önderlerdir."
Bize Abdullah b. Muhammed b. Ebu Şeybe, ona Mervan b. Muâviye, ona Avf, ona Abbas el-Ammî’nin şöyle demiştir: Bana ulaştığına göre peygamber Davud (as) duasında şöyle dermiş: "Allah’ım! Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim, sen benim Rabbimsin, sen Arşının üstünde pek yücesin. Göklerde ve yerde olanların gönlüne saygını ve korkunu koydun, mevki itibariyle yarattıkların arasında sana en yakın kişi, onlar arasında Sana en çok saygı duyan kişidir. Sana saygı duymayanın bilgisi ne olabilir ki, yahut senin emrine itaat etmeyenin ne hikmeti olacak ki?"
bana, Mâlik’in rivayet ettiğine göre, kendisine, Lokman-ı Hekim'in oğluna şöyle vasiyette bulunduğu rivayet olarak ulaşmıştır: "Oğulcuğum! İlim adamlarıyla oturup kalk, onların dizlerinin dibinden ayrılma. Şüphesiz Allah, ölü toprağı semanın yağmuru ile canlandırdığı gibi, kalpleri de hikmetin nuru ile diriltir."