1736 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Küreyb, ona İbn Fudayl, ona babası (Fudayl b. Ğazvan), ona Ebu Hazim, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Bir adam, Hz. Peygamber'e (sav) gelip kendisini misafir etmesini istemişti. Hz. Peygamber'in (sav) evinde onu misafir edecek yemeği yoktu. Bunun üzerine; "bu kişiyi misafir edecek kimseye Allah rahmet etsin" buyurdu. Ensardan Ebu Talha adında bir zât kalktı ve misafiri evine götürdü. Bundan sonra hadisi Cerir hadisindeki gibi anlatmıştır.
Bir adam Rasulullah'a (sav) gelip; ben aç ve bitap düştüm demişti. Hz. Peygamber (sav) eşlerinden birine haber göndermiş, o ise Seni hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki evde sudan başka bir şey yok demişti. Sonra diğer hanımına haber göndermiş ve aynı cevabı almıştı. Hepsi de Seni hak üzere gönderen Allah'a yemin olsun ki sudan başka bir şey yok demişlerdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "bu adamı bu akşam misafir edene Allah rahmetiyle muamele eylesin" dedi. Ensardan bir zat kalkıp; ben misafir ederim ey Allah'ın Rasulü dedi ve onu evine götürdü. Eşine "Yiyecek bir şey var mı diye sordu. Eşi "Sadece çocuklarımın azığı var" diye cevap verdi. Ensardan olan zat; sen çocukları bir şeyle avut. Misafirimiz gelince ışığı söndür ve ona biz de yiyormuşuz gibi yap. O yemeye başlayınca kandili söndür. O yemek istediğinde sen de yiyormuş gibi yap. Yemek istediği zaman kandili söndür dedi. Böylece oturdular, misafir yemeğini yedi. Sabah olunca Ensardan olan zat Hz. Peygamber'e (sav) gitti. Hz. Peygamber (sav); "eşinle bu gece misafire yaptığınız Allah'ın hoşuna gitti" buyurdu.
Veki'nin söylediği gibi ayetin nüzûlünden de bahsetmiştir.
Ensardan bir zatın evinde bir kişi konuk olmuştu. Onun sadece kendisi ve çocuklarına yetecek yemeği vardı. Karısına çocukları uyut ve kandili söndür. Yemeği de misafire ver dedi. Onun üzerine; "ihtiyaçları olduğu halde başkalarını kendilerine tercih ederler". (Haşr, 59/9) ayeti indi.
Açıklama: Cerir rivayeti için bk. M005359.
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerir b. Abdulhamid, ona Fudayl b. Ğazvan, ona Ebu Hazim el-Eşcaî, ona Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: Bir adam Rasulullah'a (sav) gelip; ben aç ve bitap düştüm dedi. Hz. Peygamber (sav) eşlerinden birine haber gönderdi, eşi ise; seni hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki evde sudan başka bir şey yok diye cevap verdi. Daha sonra Allah Rasulü başka bir hanımına haber gönderdi, o eşi de aynı cevabı gönderdi. Hepsi de seni hak üzere gönderen Allah'a yemin olsun ki sudan başka bir şey yok demişlerdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "bu adamı bu akşam misafir edene Allah rahmetiyle muamele eylesin" buyurdu. Ensardan bir zat kalkıp; ben misafir ederim ey Allah'ın Rasulü dedi ve onu evine götürdü. Eşine; yiyecek bir şey var mı diye sordu. Eşi; sadece çocuklarımın azığı var diye cevap verdi. Ensardan olan zat; sen çocukları bir şeyle avut. Misafirimiz gelince ışığı söndür ve ona biz de yiyormuşuz gibi yap. O yemeye başlayınca kandili söndür dedi. Böylece oturdular, misafir yemeğini yedi. Sabah olunca ensardan olan zat Hz. Peygamber'e (sav) gitti. Hz. Peygamber (sav); "eşinle bu gece misafire yaptığınız Allah'ın hoşuna gitti" buyurdu.
Bana Muhammed b. el-Müsenna, ona Salim b. Nuh el-Attar, ona el-Cüreyrî, ona Ebu Osman, ona Abdurrahman b. Ebu Bekir şöyle rivayet etmiştir: Bize bazı misafirler gelmişti. Babam (Ebu Bekir) gecenin o vaktinde Hz. Peygamber (sav) ile sohbet ederdi. Hemen geldi ve Abdurrahman, misafirlere akşam yemeği ver dedi. Akşam olunca misafirleri ağırlamaya geldik; fakat evimizin babası (yani Ebu Bekir) gelip bizimle yemedikçe biz yemeyiz dediler. Onlara; babam hiddetli bir adamdır. Eğer dediğini yapmazsanız bana bir şey yapacağından korkarım dedim. Ama misafirler, yine de yemek yemediler. Ebu Bekir gelmeden yemeğe başlamadılar. (Babam gelince) Ziyafeti bitirdiniz mi diye sordu. Hayır, vallahi bitirmedik dediler. Ben Abdurrahman'a dememiş miydim dedi. Bunu duyunca bir kenara kaçtım. Abdurrahman deyince tekrar kaçtım. Seni gidi cahil! Yemin olsun! Sesimi duyuyorsan hemen buraya gel dedi. Ben geldim ve vallahi benim bir suçum yok. İşte misafirlerin (burada), onlara sor. Yemeklerini getirdim; ama sen gelmeden yemediler dedim. Onlara dönüp; neden bizim yemeğimizi kabul etmiyorsunuz diye sordu. Ebu Bekir bundan sonra; vallahi bu yemekten bu gece ağzıma sürmem dedi. Misafirler de yemin edip; vallahi sen yemeden biz de yemeyiz dediler. Babam, (daha önce) böyle kötü bir gece hiç görmemiştim. Yazık size! Neden bizim yemeğimizi yemiyorsunuz dedi. (Ettiğim) birinci yemin, şeytandandır dedi. Sonra yemek getirildi. Besmele çekti ve yemeye başladı. Bunun üzerine misafirler de yediler. Sabah olunca (Ebu Bekir), Hz. Peygamber'e (sav) gitti ve ey Allah'ın Rasulü! Onlar yeminlerinde durdu, ben ise yeminimi bozdum dedi ve (akşamki) hadiseyi anlattı. Hz. Peygamber (sav); "bilakis sen onların en iyisi ve en hayırlısısın" buyurdu. Abdurrahman; bu yeminin kefareti ile ilgili bir şey duymadım dedi.
Bize Ahmed b. Muhammed b. Eyyüb, ona İbrahim b. Sa'd, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. Cafer b. Zübeyr, ona Urve b. Zübeyr, ona da Neccâr oğullarından bir kadın şöyle rivayet etmiştir:
"Evim, mescidin etrafındaki en yüksek ev idi. Bilal, sabah ezanını (benim evimin üzerinde) okurdu. O, seher vakti gelir, evin üzerinde oturur ve fecri gözlerdi. (Fecri) gördüğünde ayağa kalkar, ardından, Allah'ım! Sana hamd eder ve Kureyş'in, senin dinini (kabul edip) ikame etmeleri hususunda senden yardım isterim derdi. Daha sonra da ezan okurdu. Vallahi, bu sözleri tek bir gece dahi terk ettiğini bilmiyorum."
Bize Yahya b. Yahya, Yahya b. Eyyüb ve İbn Hucr, onlara İsmail -b. Cafer-, ona Şerik -b. Ebu Nemr-, ona Abdullah b. Ebu Atik, ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Yaylada yetişen acvede şifa vardır. Yahut (şöyle buyurmuştur:) o, sabah erken (yendiğinde) panzehirdir."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdula'lâ, ona Mamer, ona Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre, Nebi (sav) şöyle buyurdu:
"Cemaatle kılınan bir namaz kişinin tek başına kıldığı namaza göre yirmi beş kat daha faziletlidir."
Hz. Peygamber şöyle de buyurmuştur: "Gece ve gündüzün (görevli) melekleri, sabah namazında bir araya gelirler."
Ebu Hureyre (hadisi rivayet ettikten sonra) şöyle dedi: 'İsterseniz şu ayeti okuyun: "... Bir de sabah namazını kıl, çünkü sabah namazı şahitlidir." İsra, 17/78
Bize İshak b. İbrahim, ona Muğira b. Seleme el-Mahzumî, ona Abdülvahid –İbn Ziyad-, ona da Osman b. Hakim, Abdurrahman b. Ebu Amra'nın şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Osman b. Affan akşam namazından sonra mescide girdi ve yalnız başına oturdu. Ben de onun yanına oturdum. Bana: 'Ey kardeşimin oğlu, ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim' dedi (ve şu hadisi nakletti):
"Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, gecenin yarısını namaz kılarak geçirmiş gibi olur. Kim de sabah namazını cemaatle kılarsa gecenin tamamını namazla geçirmiş gibi olur."
Bize İbn Nümeyr, ona A'meş (T);
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Münafıklar için sabah ve yatsı namazından daha ağır hiçbir namaz yoktur. İnsanlar bu iki namazda ne kadar çok ecir ve sevap olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa cemaate gelirlerdi. İçimden öyle geçti ki emredeyim de namaza kalkılsın sonra da birine emredeyim insanlara namaz kıldırsın, ben de yanımda odun taşıyan adamlarla, namaza gelmeyenlerin yanına gideyim ve onlar içinde iken evlerini ateşe vereyim."
Bize Nasr b. Ali el-Cahdamî, ona Bişr –b. Mufaddal-, ona Halid, ona Enes b. Sirin, ona da Cündeb b. Abdullah, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Kim sabah namazını kılarsa, Allah’ın himayesi altına girmiş olur. O hâlde Allah, sizi himayesinden çıkmış olarak yakalamasın. Eğer Allah peşinize düşerse mutlaka yakalar ve cehennem ateşine yüzüstü atar.”
Bize Züheyr b. Harb, ona Muhammed b. Abdullah el-Esedî; (T)
Bize Muhammed b. Râfi', ona Abdürrezzak, onlara Süfyan, ona da Ebu Sehl Osman b. Hakim, bu isnadla ona Abdurrahman b. Ebu Amre hadisin aynısını rivayet etmiştir.
Hadisin metni şöyledir: Osman b. Affan akşam namazından sonra mescide girdi ve yalnız başına oturdu. Ben de onun yanına oturdum. Bana: 'Ey kardeşimin oğlu, ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim' dedi (ve şu hadisi nakletti):
"Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, gecenin yarısını namaz kılarak geçirmiş gibi olur. Kim de sabah namazını cemaatle kılarsa gecenin tamamını namazla geçirmiş gibi olur."