1722 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Muhammed el-Ezdî, ona İshak b. İbrahim haber verdi: Ebû Üsâme'ye dedim ki: Size Ebû Hayyân, o Ebû Zur'a'dan, o da Ebû Hureyre'den (ra) naklen, bir sabah namazı sırasında Rasûlullah'ın (sav) şöyle dediğini rivâyet etti mi?
"Ya Bilâl! İslâm'da yapmış olduğun ve sana en çok fayda vereceğini umduğun amelin hangisidir? Çünkü ben bu gece, cennette önümde senin ayak seslerini işittim." Bilâl cevaben;
"Bana en çok fayda vereceğini ümit ettiğim amelim şu olabilir: Ben gece veya gündüz tam olarak temizlenip abdest aldığım her seferde, mutlaka Cenâb-ı Hakk'ın benim için takdir buyurduğu kadar namaz kılarım."
Râvî Ebû Üsâme, bu rivâyeti tasdik ederek "Evet dedi.
Bize Abdullah b. Recâ, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Abdurrahman b. Yezid şöyle rivayet etmiştir:
Abdullah (ra) ile birlikte Mekke’ye gitmek üzere yola çıktık, sonra Müzdelife’ye vardık. Abdullah her birinde ezan okuyup kamet getirerek, arada akşam yemeğini de yemek suretiyle ile iki vakit namaz kıldı. Daha sonra fecir doğduğu zaman sabah namazını kıldı. Öyle ki kimisi fecir attı derken, bir başkası hayır fecir henüz doğmadı, diyeceği bir vakitte idi. Sonra (Abdullah b. Mesud) şöyle dedi: Rasulullah (sav) "Şüphesiz bu iki namaz, Akşam ve yatsı namazı, bu mekânda vakitlerinden başka bir vakte geçirilmişlerdir. Dolayısıyla İnsanlar yatsıdan önce Müzdelife’ye gelmesinler, diğeri ise bu saatte kılınan sabah namazıdır" buyurdu. Sonra Abdullah ortalık aydınlanıncaya kadar vakfe yaptı, ardından “eğer müminlerin emiri şu an (Müzdelife’den) ayrılırsa, sünneti isabet ettirmiş olur” dedi. Ravi der ki: Onun bu sözü söylemesi mi, yoksa Osman’ın (ra) (Müzdelife’den) ayrılması mı daha önceydi, bilemiyorum. Sonra Nahr (kurban bayramı birinci) günü Akabe cemresine taş atıncaya kadar telbiye getirmeye devam etti.
Açıklama: Bu rivayetten ilâ süresinin yirmi dokuz gün olduğunu anlamış olduk.
Bize Affân, ona Ebu Hilâl, ona da Mansûr el-Kassâb şöyle demiştir:
Hasan'a “ey Ebu Saîd, sabah namazında Muavvizeteyn (Felâk ve Nas) surelerini okuyayım mı?” diye sordum, bana “evet oku, bu iki sure mübarek ve pak surelerdir” dedi.
Bize Ebu Usame, ona Süfyân, ona Muâviye b. Salih, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr, ona da babası (Cübeyr b. Nüfeyr) şöyle demiştir:
Ukbe b. Amir Peygamber'e (sav) Nâs ve Felâk surelerinden sordu. Ukbe der ki: Rasulullah (sav), bize imam oldu ve sabah namazını bu iki sure ile kıldırdı.
Bize Vekî, ona Hişâm b. Gâz, ona Süleyman b. Musa, ona da Ukbe b. Âmir şöyle demiştir:
Bir seferde Hz. Peygamber (sav) ile birlikte idim. Sabah namazı vakti oldu, ezan okuyup kamet getirdi ve beni sağ tarafına dikip (namaza durdu.) Namazda Muavvizeteyn (Felâk ve Nas) surelerini okudun. Namazı bitirince bana "nasıl buldun?" diye sordu. Ben de “iyi buldum (bu sureleri öğrenmek beni sevindirdi)” dedim, bana "o zaman her uykuya daldığında ve her uyandığında bu sureleri oku" buyurdu.