Öneri Formu
Hadis Id, No:
28569, N003499
Hadis:
أَخْبَرَنَا عِمْرَانُ بْنُ يَزِيدَ قَالَ حَدَّثَنَا مَخْلَدُ بْنُ حُسَيْنٍ الأَزْدِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ حَسَّانَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ إِنَّ أَوَّلَ لِعَانٍ كَانَ فِى الإِسْلاَمِ أَنَّ هِلاَلَ بْنَ أُمَيَّةَ قَذَفَ شَرِيكَ ابْنَ السَّحْمَاءِ بِامْرَأَتِهِ فَأَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرَهُ بِذَلِكَ فَقَالَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَرْبَعَةَ شُهَدَاءَ وَإِلاَّ فَحَدٌّ فِى ظَهْرِكَ » . يُرَدِّدُ ذَلِكَ عَلَيْهِ مِرَارًا فَقَالَ لَهُ هِلاَلٌ وَاللَّهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لَيَعْلَمُ أَنِّى صَادِقٌ وَلَيُنْزِلَنَّ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ عَلَيْكَ مَا يُبَرِّئُ ظَهْرِى مِنَ الْجَلْدِ . فَبَيْنَمَا هُمْ كَذَلِكَ إِذْ نَزَلَتْ عَلَيْهِ آيَةُ اللِّعَانِ ( وَالَّذِينَ يَرْمُونَ أَزْوَاجَهُمْ ) إِلَى آخِرِ الآيَةِ فَدَعَا هِلاَلاً فَشَهِدَ أَرْبَعَ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ إِنَّهُ لَمِنَ الصَّادِقِينَ وَالْخَامِسَةُ أَنَّ لَعْنَةَ اللَّهِ عَلَيْهِ إِنْ كَانَ مِنَ الْكَاذِبِينَ ثُمَّ دُعِيَتِ الْمَرْأَةُ فَشَهِدَتْ أَرْبَعَ شَهَادَاتٍ بِاللَّهِ إِنَّهُ لَمِنَ الْكَاذِبِينَ فَلَمَّا أَنْ كَانَ فِى الرَّابِعَةِ أَوِ الْخَامِسَةِ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَقِّفُوهَا فَإِنَّهَا مُوجِبَةٌ » . فَتَلَكَّأَتْ حَتَّى مَا شَكَكْنَا أَنَّهَا سَتَعْتَرِفُ ثُمَّ قَالَتْ لاَ أَفْضَحُ قَوْمِى سَائِرَ الْيَوْمِ . فَمَضَتْ عَلَى الْيَمِينِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « انْظُرُوهَا فَإِنْ جَاءَتْ بِهِ أَبْيَضَ سَبِطًا قَضِىءَ الْعَيْنَيْنِ فَهُوَ لِهِلاَلِ بْنِ أُمَيَّةَ وَإِنْ جَاءَتْ بِهِ آدَمَ جَعْدًا رَبْعًا حَمْشَ السَّاقَيْنِ فَهُوَ لِشَرِيكِ ابْنِ السَّحْمَاءِ » . فَجَاءَتْ بِهِ آدَمَ جَعْدًا رَبْعًا حَمْشَ السَّاقَيْنِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لَوْلاَ مَا سَبَقَ فِيهَا مِنْ كِتَابِ اللَّهِ لَكَانَ لِى وَلَهَا شَأْنٌ » . قَالَ الشَّيْخُ وَالْقَضِىءُ طَوِيلُ شَعْرِ الْعَيْنَيْنِ لَيْسَ بِمَفْتُوحِ الْعَيْنِ وَلاَ جَاحِظِهِمَا وَاللَّهُ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى أَعْلَمُ .
Tercemesi:
Enes b. Malik (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: İslâm da ilk lanetleşme şu idi: Hilal b. Ümeyye, Şerik b. Sahma karısının zina ettiğini söyledi ve durumu Rasûlullah (s.a.v)’e haber verdi. Peygamber (s.a.v) “Dört şahit bulmalısın değilse sırtına değnekle had cezası uygulanır” buyurdular. Rasûlullah (s.a.v) bu sözünü birkaç kere tekrarladı. Bunun üzerine Hilal: “Ey Allah’ın Rasûlü! Allah’ta biliyor ki doğru söylüyorum Allah sırtımı had cezasından kurtaracak bir ayet indirecektir” dedi. O arada lian ayeti indi. (Nur sûresi 6-9 ayetler) Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v), Hilal’i çağırdı. Hilal dört defa doğru söylediğine dair Allah adına yemin ederek şahitlik yaptı. Beşinci olarak ta eğer yalan söylüyorsa Allah’ın lanetinin kendi üzerine olmasını istedi. Daha sonra kadın çağırıldı. Kadın da dört defa kocasının yalancı olduğuna dair Allah adına yemin edip şehadet etti. Dördüncü ve beşinci yemini yaparken Rasûlullah (s.a.v) orada bulunanlara: “Kadını durdurup susturun! Çünkü bu beşinci azabı gerektirir” buyurdu. oradakilerin hatırlatmasıyla kadın biraz ağırlaşıp durakladı öyle ki biz kadının suçunu itiraf edeceğini sandık. Fakat kadın: “Kavmimi bu günden sonra rezil ve rüsvay edemem” diyerek yeminini tamamladı. Sonra Rasûlullah (s.a.v) bu kadına bakıp, “Takip ediniz eğer beyaz, düz saçlı ve gözü bozuk bir çocuk doğurursa bu çocuk Hilal b. Ümeyye’dendir. Eğer doğacak çocuk sürme gözlü, orta boylu ve baldırları ince biri olursa o çocuk Şerik b. Sehma’nındır.” Doğan çocuk sürmeli, orta boylu ve ince baldırlı idi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Eğer Allah’ın Kitabında lian hükmü indirilmemiş olsaydı ben o kadına zina cezası olan recmi uygulardım” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Talak 38, /2315
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
4. Ebu Muhammed Mahled b. Hüseyin el-Mesîsî (Mahled b. Hüseyin)
5. İmran b. Ebu Cemil ed-Dimaşki (İmran b. Halid b. Yezid b. Müslim)
Konular:
İftira, iffetli kimseye
Yargı, çocuk nesebini tayin etme/ belirleme
Zina, cezası