11694 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Kazaa, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim), ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurdu:
"Sizden önce geçen ümmetlerin içerisinde kendilerine ilham olunan bazı kimseler bulunurdu. Eğer ümmetimin içinde de böyle biri varsa, hiç şüphesiz o da Ömer'dir."
Zekeriyya b. Ebu Zâide'ye, Sa'd, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber'in (sav) şunu da söylediği ilave edilmiştir:
"Sizden önce geçen ümmetler içerisinde İsrâil oğullarından öyle kimseler vardı ki, onlar peygamber olmadıkları halde kendilerine (ilham yoluyla) konuşulurdu. Eğer ümmetim içinde de öyle biri varsa, hiç şüphesiz o Ömer'dir."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Zekeriyya b. Ebu Zâide arasında inkıta vardır.
Bize Müsedded, ona Yezîd b. Zurey', ona Sa'd, ona Halîfe, ona Muhammed b. Sevâ' ile Kehmes b. Minhâl, onlara Katâde, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Resûlullah (sav) bir gün Uhud dağına çıkmıştı, yanında da Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman vardı. O sırada dağ sarsıldı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) ayağı ile dağa vurdu ve, "Sakin ol Uhud! Çünkü senin üzerinde ancak bir Peygamber, bir sıddîk ve iki de şehîd vardır" buyurdu.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Halife b. Hayyat arasında inkıta vardır.
Bana İbrahim b. Musa, ona İbn Ebu Zâide, ona Hâşim b. Hâşim b. Utbe b. Ebu Vakkâs, ona Saîd b. Müseyyeb, ona ona da Sa'd b. Ebu Vakkâs şöyle demiştir:
Benim Müslüman olduğum gün henüz hiç kimse Müslüman olmamıştı. Ben üç Müslümandan biri olarak tam yedi gün geçirdim.
Ebu Usâme, Hâşim'den yaptığı rivayetle, (İbrahim B. Musa'ya) mutabaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hammâd b. Üsâme arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî, ona Mu'temir, ona babası (Süleyman b. Tarhân), ona da Ebu Osman şöylr demiştir:
Uhud savaşı günlerinde bazı anlar olurdu ki, Sa'd ve Talha dışında Hz. Peygamber'in (sav) yanında savaşan kimse kalmazdı. Bu rivayet Talha ile Sa'd'ın hadisinden alınmıştır.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Ukayl, ona ez-Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb ile Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurdu:
"Bir çoban, koyun sürüsünü güderken sürüye kurt saldırdı ve bir koyunu kaptı. Çoban kurdun arkasına düştü ve sonunda koyunu o kurttan kurtardı. Bunun üzerine kurt çobana dönüp dedi ki: "Sürünün benden başka çobanının bulunmayacağı o yırtıcılar gününde koyunu kim kurtaracak?" İnsanlar (kurdun konuşmasına şaşarak): "Sübhânellah" dediler. Bunun üzerinde Hz. Peygamber (sav): "Ben kurdun konuştuğuna inanıyorum. Ebu Bekr ile Ömer de inanıyorlar" buyurdu.
Râvî der ki: Hz. Peygamber (sav) bu sözü söylediği sırada Ebu Bekr ile Ömer orada değillerdi."
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd, ona Eyyûb, ona Ebu Osman, ona da Ebu Mûsâ (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) bir bostana girdi de bana bostanın kapısında bekçilik yapmamı emretti. Derken bir adam geldi ve içeri girmek için izin istedi. Hz. Peygamber (sav) "ona izin ver ve kendisini cennetle müjdele" buyurdu. Kapıyı açınca Ebu Bekir'le karşılaştım. Sonra bir başkası geldi, içeri girmek için izin istedi. Hz. Peygamber (sav) yine "ona izin ver ve kendisini cennetle müjdele" buyurdu. Gördüm ki gelen Ömer'miş. Sonra başkası biri geldi, o da içeri girmek için izin istedi. Hz. Peygamber (sav) biraz sustu, sonra "ona izin ver ve kendisine isabet edecek belâ ve imtihan üzerine cennetle müjdele" buyurdu. Kapıyı açınca Osmân b. Affân ile karşılaştım.
Hammâd der ki: Bize Asım el-Ahvel ve Ali b. el-Hakem, onlara Ebu Osman, ona da Ebu Musa bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve şu eklemeyi yapmıştır: Peygamber (sav) içinde su olan bir yerde oturmuş idi, iki diz kapağı yahut bir diz kapağı açılmıştı. Osman oraya girince Peygamber hemen açık olan yerini örttü.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd, ona Eyyûb, ona Ebu Osman, ona da Ebu Mûsâ (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) bir bostana girdi de bana bostanın kapısında bekçilik yapmamı emretti. Derken bir adam geldi ve içeri girmek için izin istedi. Hz. Peygamber (sav) "ona izin ver ve kendisini cennetle müjdele" buyurdu. Kapıyı açınca Ebu Bekir'le karşılaştım. Sonra bir başkası geldi, içeri girmek için izin istedi. Hz. Peygamber (sav) yine "ona izin ver ve kendisini cennetle müjdele" buyurdu. Gördüm ki gelen Ömer'miş. Sonra başkası biri geldi, o da içeri girmek için izin istedi. Hz. Peygamber (sav) biraz sustu, sonra "ona izin ver ve kendisine isabet edecek belâ ve imtihan üzerine cennetle müjdele" buyurdu. Kapıyı açınca Osmân b. Affân ile karşılaştım.
Hammâd der ki: Bize Asım el-Ahvel ve Ali b. el-Hakem, onlara Ebu Osman, ona da Ebu Musa bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve şu eklemeyi yapmıştır: Peygamber (sav) içinde su olan bir yerde oturmuş idi, iki diz kapağı yahut bir diz kapağı açılmıştı. Osman oraya girince Peygamber hemen açık olan yerini örttü.
Açıklama: Hadisteki ''ضَامِنٌ'' ve ''مُؤْتَمَنٌ'' kelimelerinin tercümedeki gibi anlaşılabileceğine dair bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, Dârü'l-Kütübi'l-İlmiyye, I, 523)