11735 Kayıt Bulundu.
Giriş
Kureyb der ki: Bize Abdullah b. Abbas, ona da Fadl b. Abbas şöyle demiştir:
"Rasulullah Akabe cemresine varıp taşlayıncaya kadar telbiye getirmeye devam etmiştir."
Açıklama: Anlaşılabildiği kadarıyla rivayet muttasıldır.
Bize Said b. Ebu Meryem, ona İbrahim b. Süveyd, ona Muttalib’in azatlısı Amr b. Ebu Amr, ona da Vâlibe’nin azatlısı Said b. Cübeyr el-Kûfî şöyle demiştir:
İbn Abbas (r.anhumâ) Arefe gününde Nebi (sav) ile Arafat’tan ayrıldı. Nebi (sav) arka taraflarında develerin hızlıca sürülmek maksadı ile onlara vurulduğunu ve bağırıp çağırış seslerini işitince onlara kamçısıyla işaret ederek: "Ey insanlar! sükûnetle hareket edin. Hiç şüphesiz iyilik, süratle elde edilmez" buyurdu.
"Evdaû" hızlıca sürdüler; "Hilâlekum" (Tevbe, 9/47) aranıza girmek, sızmak; "Feccarnâ hilâlehumâ" İkisinin arasında (bir ırmak) fışkırttık (Kehf, 18/33) anlamlarına gelmektedir.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona da Salim b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
"Abdullah b. Ömer (r.anhuma) kendi ailesinin zayıf kişilerini (kadın, çocuk ve yaşlı kimseleri) önden gönderirdi. Onlar geceleyin Müzdelife'de, Meş'arilharâm'ın yanında vakfe yapar, bildikleri dua ve zikirlerle Allah'ı zikrederlerdi. Sonra (hac) imamının Minâ'da vakfe yapmasından evvel ve Minâ'ya hareketinden önce, Minâ'ya dönerlerdi. Artık onlardan kimi Minâ'ya sabah namazı vaktinde gelir, kimi de bundan sonra gelirdi. Minâ'ya geldikleri zaman Akabe cemresine taşları atarlardı. İbn Ömer 'Rasulullah (sav) bu zayıf kimseler hakkında buna ruhsat verdi' derdi."