11735 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Vehb b. Cerir, ona babası, ona Yunus el-Eylî, ona Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da İbn Abbas (ra) şöyle söylemiştir:
Üsame, Arafat'tan Müzdelife'ye kadar Hz. Peygamber'in (sav) bineğinin arkasında oturdu. Sonra Hz. Peygamber (sav) Müzdelife'den Mina'ya kadar da Fadl'ı bineğinin arkasına bindirdi. Bunların her ikisi de, "Hz. Peygamber (sav), Akabe cemresini taşlayıncaya kadar telbiye getirmeye devam etti" demişlerdir.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber'in (sav) telbiyesi 'Lebbeyke Allâhumme lebbeyk Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk inne'l-hamde ve'n-ni'mete leke ve'l-mulk lâ şerike leke (Buyur davetin baş üstüne ey Allah'ım buyur. Buyur emrini yerine getirmeye hazırım. Senin hiç ortağın yoktur. Şüphesiz hamd, nimet ve mülk Sana mahsustur, Senin hiçbir ortağın yoktur)' şeklinde idi."
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan, ona A'meş, ona Umâre, ona Ebu Atiyye, ona da Aişe (r.anha) şöyle demiştir:
Ben, Peygamber'in (sav) nasıl telbiye getirdiğini biliyorum. Şöyle diyordu: "Lebbeyk Allâhumme lebbeyk lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk inne'l-hamde ve'n-ni'mete lek."
Bu hadisin A'meş'ten rivayetinde Ebu Muaviye, Süfyan es-Sevrî'ye mutabaat etmiştir. Şu'be der ki: Bize Süleyman, ona Hayseme, ona Ebu Atıyye, ona da Aişe (bu hadisi) rivayet etmiştir.
Bize Ebu Mamer, ona Abdülvaris, ona Eyyüb, ona da Nafi' şöyle rivayet etmiştir:
"İbn Ömer (r.anhümâ) Zü'l-Huleyfe'de sabah namazını kıldığı zaman bineğinin hazırlanmasını emrederdi. Deveye semeri bağlandığında ona biner, devesi (ayağa kalkıp) onu düz hale getirdiğinde de kıbleye yönelirdi. Sonra Harem'e ulaşıncaya kadar telbiye getirirdi. Harem'e girdikten sonra telbiyeyi keserdi. Nihayet Zü Tuvâ'ya geldiğinde burada gecelerdi. Sabah namazını kılınca da yıkanırdı. İbn Ömer, Rasulullah'ın (sav) da böyle yaptığını söylerdi."
Bu hadisi Eyyüb'dan İsmail de rivayet ederek gusül abdesti alma konusunda Abdulvaris'e mütâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Ömer arasında inkita vardır. Bab başlığında kaydedilen bir hadis olduğundan, ravileri girilmeyip ravi onayı verilmiştir.