Giriş

Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona Malik, ona Muhammed b. Münkedir ve Ömer b. Übeydullah'ın azatlısı Ebu Nadr, ona da Âmir b. Sa'd b. Ebu Vakkâs'ın rivayet ettiğine göre, babası (sa'd b. Ebu Vakkâs), Usâme b. Zeyd'e “taun hakkında Rasulullah'tan (sav) ne duydun?” diye sormuş o da Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu aktarmıştır:

"Taun (Veba hastalığı) İsrail oğullarından bir topluluğa yahut sizden önce geçen bir topluluğa gönderilmiş bir azaptır. Siz bir yerde taun çıktığını işittiğiniz zaman, o yere gitmeyin. Sizin bulunduğunuz yerde taun meydana gelirse, taundan kaçmak için oradan çıkmayın."

Ebu Nadr rivayetinde "sizin oradan çıkış sebebiniz taun olmasın" şeklinde aktarmıştır.


    Öneri Formu
280667 B003473-2 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 54

Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şube, ona Katade, ona Abdullah b. Ebu Utbe, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) örtüsü içinde oturan bakire bir kızdan daha hayalıydı."
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya ve İbn Mehdi, onlara da Şube bu hadisinin bir benzerini rivayet etmiş ve şu eklemeyi yapmıştır:
"Bir şeyden hoşlanmadığında yüzünden anlaşılırdı."


    Öneri Formu
280680 B003562-2 Buhari, Menakıb, 23

Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şube, ona Katade, ona Abdullah b. Ebu Utbe, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) örtüsü içinde oturan bakire bir kızdan daha hayalıydı."
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya ve İbn Mehdi, onlara da Şube bu hadisinin bir benzerini rivayet etmiş ve şu eklemeyi yapmıştır:
"Bir şeyden hoşlanmadığında yüzünden anlaşılırdı."


    Öneri Formu
280681 B003562-3 Buhari, Menakıb, 23

Bize Ebu Velîd, ona Ebu Avâne, ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulgâfir, ona da Ebu Saîd'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

"Sizden evvelki mil­letlerden bir kimseye Allah bol bir mal verdi. Ona ölüm geldiği zaman oğullarına “size nasıl bir baba oldum?” diye sordu. Oğulları “hayırlı bir baba oldun” dediler. O zât “Ben asla bir hayır işlemedim. Ben öldüğüm zaman sizler beni yakın. Sonra kemiklerimi ezip öğütün. Sonra da rüzgârı şiddetli bir günde benim tozlarımı havaya saçıp savurun” dedi. Çocukları onun dediği gibi yaptılar. Akabinde Aziz ve Celîl Al­lah, onun zerrelerini topladı ve ona “böyle yapmana seni sevk eden nedir?” diye sordu. Oda “Sen'den korkmam” dedi. Bu cevap üzerine Allah onu rahmetiyle karşıladı."

Muâz der ki: Bize Şu'be, ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulgâfir, ona da Ebu Saîd el-Hudrî bu hadisi Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muaz b. Muaz arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280668 B003478-2 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 54

Bize Kuteybe b. Saîd, ona Bekr b. Mudar, ona Cafer b. Rabîa, ona el-A'rac, ona Abdullah b. Mâlik b. Buhayne el-Esedî (ra) şöyle rivâyet etti:
"Hz. Peygamber (sav) namaz kılarken secde ettiği zaman, koltuk altını göreceğimiz derecede kollarını açardı."
Bu hadisin râvîlerinden İbn Bukeyr şöyle dedi: "Bekr b. Mudar bize, Koltuk altının beyazlığını görecek derecede kollarını açardı" dedi.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Yahya b. Bükeyr arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280682 B003564-2 Buhari, Menakıb, 23

Bana Muhammed b. Hakem, ona en-Nadr, ona İsrâîl, ona Sa'd et-Tâî, ona Muhıl b. Halîfe, ona da Adiy b. Hâtim şöyle rivâyet etti:
"Hz. Peygamber’in (sav) huzurunda otururken bir adam gelip fakirlikten şikâyette bulundu. Sonra başka biri gelip yolların kesilmesinden şikâyet etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bana; “Ya Adiyy, Hîre’yi gördün mü?” diye sordu. Ben, “Görmedim, ancak bana o şehir hakkında bazı haberler verildi” dedim. O zaman Rasûlullah (sav), “Eğer ömrün uzun olursa, deve sırtında Hîre’den (tek başına) yola çıkan bir kadının Kâbe’ye kadar gelip onu tavaf edeceğini görürsün; bu seyahat esnasında o kadın, yüreğinde Allah korkusundan başka hiçbir korku hissetmeyecektir” dedi. Bunun üzerine ben kendi kendime; “Ülkelere dehşet saçan Tayy kabilesinin yol kesici eşkıyaları nereye gidecek?” dedim. Hz. Peygamber (sav) sözüne şöyle devam etti: "Eğer ömrün uzun olursa, Kisrâ hazinelerinin fethedildiğini de görürsün.” Ben, “Hürmüz’ün oğlu Kisrâ mı?” diye sordum. “Evet, Hürmüz’ün oğlu Kisrâ” buyurdu ve şöyle devam etti: “Eğer ömrün uzun olursa, eli altın ve gümüşle dolu olan bir adamın, bunları kabul edecek bir insan aradığını, ama kimsenin onları kabul etmediğini de göreceksin. Hepiniz mutlaka bir gün Allah’a kavuşacaksınız; hem de aranızda hiçbir tercüman olmadan O’na varacaksınız. Allah; “Ben sana, (emirlerimi) tebliğ eden bir Peygamber göndermedim mi?” diye soracak. İnsan da; “Evet, ya Rabbi” diyecek. Allah tekrar; “Ben sana mal vermedim mi? Sana lütufta bulunmadım mı?” diye soracak. İnsan, “Evet, ya Rabbi” diyecek. Sonra sağına bakacak, cehennemden başka bir şey göremeyecek. Soluna bakacak, yine cehennemden başka bir şey göremeyecek.”
Adiyy şöyle der: “Ben, Rasûlullah’ın (sav) şöyle söylediğini de işittim: “Yarım hurma ile olsa da (onu tasadduk ederek) kendinizi cehennemden koruyun! Yarım hurmayı bile bulamazsanız, bari güzel bir sözle cehennemden korunun!”
Bana Abdullah, ona Ebû Âsım, ona Sa'dân b. Bişr, ona Ebû Mücâhid, ona Muhıll b. Halîfe, ona da Adiyy rivâyet etti: "Ben Peygamber aleyhisselâmın huzurunda oturuyordum..."


    Öneri Formu
280697 B003595-2 Buhari, Menakıb, 25

Bize Müsedded, ona Ebu Avâne, ona Abdülmelik b. Ümeyr, ona da Rib'î b. Hırâş şöyle demiştir:

Ukbe, Huzeyfe'ye “Hz. Peygamber'den (sav) işittiğin bir hadisi bizlere rivayet etmez misin?” dedi. Bunun üzerine Huzeyfe “Ben Peygamber'den işittim, şöyle buyuruyordu” dedi:

"(Sizden ev­velki ümmetlerden) bir kişiye ölüm gelip çattı da hayattan ümidini kesince ailesine “Ben öldüğüm zaman benim için birçok odun toplayın. Sonra bu odunları çakmak çakıp ateşleyin (beni de bu ateşe atın). Ateş be­nim etimi yediği ve kemiklerime ulaştığı zamana kadar bırakınız. Sonra yanmış kemikleri alın, onları ezip öğütün. Sonra sıcak yahut rüzgârlı bir günde o tozları deniz içine savurun” diye vasiyet etti. Ama Allah, onun zerrelerini bir yere getirdi ve ona “Niçin böyle yaptın?” diye sordu. O kimse “Senin korkundan” diye cevap verdi. Bunun üzerine Allah ona mağfiret etti."

Ukbe der ki: Ben de Hz. Peygamber'i (sav) böyle derken işittim.
Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona da Abdülmelik bu isnadla rivayet etti ve “Rüzgârlı bir günde” ifadesini kullandı.


    Öneri Formu
280669 B003479-2 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 54

Bize Müsedded, ona Ebu Avâne, ona Abdülmelik b. Ümeyr, ona da Rib'î b. Hırâş şöyle demiştir:

Ukbe, Huzeyfe'ye “Hz. Peygamber'den (sav) işittiğin bir hadisi bizlere rivayet etmez misin?” dedi. Bunun üzerine Huzeyfe “Ben Peygamber'den işittim, şöyle buyuruyordu” dedi:

"(Sizden ev­velki ümmetlerden) bir kişiye ölüm gelip çattı da hayattan ümidini kesince ailesine “Ben öldüğüm zaman benim için birçok odun toplayın. Sonra bu odunları çakmak çakıp ateşleyin (beni de bu ateşe atın). Ateş be­nim etimi yediği ve kemiklerime ulaştığı zamana kadar bırakınız. Sonra yanmış kemikleri alın, onları ezip öğütün. Sonra sıcak yahut rüzgârlı bir günde o tozları deniz içine savurun” diye vasiyet etti. Ama Allah, onun zerrelerini bir yere getirdi ve ona “Niçin böyle yaptın?” diye sordu. O kimse “Senin korkundan” diye cevap verdi. Bunun üzerine Allah ona mağfiret etti."

Ukbe der ki: Ben de Hz. Peygamber'i (sav) böyle derken işittim.
Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona da Abdülmelik bu isnadla rivayet etti ve “Rüzgârlı bir günde” ifadesini kullandı.


    Öneri Formu
280670 B003479-3 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 54

Bize Abdülaziz el-Üveysî, ona İbrahim, ona Salih b. Keysân, ona İbn Şihâb, ona İbnu Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu:
"Öyle fitneler ortaya çıkacak ki, o sırada oturan ayakta durandan, ayakta duran yürüyenden, yürüyen de koşandan daha hayırlıdır. Kim fitneyi görmeye çalışırsa, o da fitnenin içine düşer. Dolayısıyla o dönemde kim kaçacak veya sığınacak bir yer bulursa, oraya sığınsın!”


    Öneri Formu
280698 B003601-2 Buhari, Menakıb, 25

Bize Müsedded, ona Ebu Avâne, ona Abdülmelik b. Ümeyr, ona da Rib'î b. Hırâş şöyle demiştir:

Ukbe, Huzeyfe'ye “Hz. Peygamber'den (sav) işittiğin bir hadisi bizlere rivayet etmez misin?” dedi. Bunun üzerine Huzeyfe “Ben Peygamber'den işittim, şöyle buyuruyordu” dedi:

"(Sizden ev­velki ümmetlerden) bir kişiye ölüm gelip çattı da hayattan ümidini kesince ailesine “Ben öldüğüm zaman benim için birçok odun toplayın. Sonra bu odunları çakmak çakıp ateşleyin (beni de bu ateşe atın). Ateş be­nim etimi yediği ve kemiklerime ulaştığı zamana kadar bırakınız. Sonra yanmış kemikleri alın, onları ezip öğütün. Sonra sıcak yahut rüzgârlı bir günde o tozları deniz içine savurun” diye vasiyet etti. Ama Allah, onun zerrelerini bir yere getirdi ve ona “Niçin böyle yaptın?” diye sordu. O kimse “Senin korkundan” diye cevap verdi. Bunun üzerine Allah ona mağfiret etti."

Ukbe der ki: Ben de Hz. Peygamber'i (sav) böyle derken işittim.
Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona da Abdülmelik bu isnadla rivayet etti ve “Rüzgârlı bir günde” ifadesini kullandı.


    Öneri Formu
280671 B003479-4 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 54