11703 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ebu İshak Muaviye b. Amr, ona Musa b. Ukbe, ona da Abdullah b. Ebu Evfâ'nın kâtibi olan Ebu Nadr Sâlim mevlâ Ömer b. Ubeydullah şöyle rivayet etmiştir:
Abdullah b. Ebu Evfâ, Ömer b. Ubeydullah'a mektup yazıp Hz. Peygamber'in (sav) "biliniz ki cennet kılıçların gölgeleri altındadır" buyurduğunu bildirmiştir.
Üveysî, bu hadisi İbn Ebu Zinâd kanalıyla Musa b. Ukbe'den rivayet ederek (Muaviye b. Amr'a) mütabaatta bulunmuştur.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhar ile Abdülaziz b. Abdullah arasında inkıta vardır.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Humeyd, ona da Enes (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) bir gazvede iken şöyle buyurdu:
"Medine'de, arkamızda bir topluluk bıraktık ki, aştığımız her tepe ve vadide onlar da (kalben) bizimle beraberdi. Ancak mazeret onları alıkoymuştur."
Musa der ki: (Yine bu hadisi) bize Hammâd, ona Humeyd, ona Musa b. Enes, ona da babası (Enes) Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Ebu Abdullah (el-Buhârî) der ki: İlk (rivayet) daha sahihtir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Musa b. İsmail arasında inkıta vardır.
Bize Abdullah b. Abdülvehhâb, ona Hâlid b. Hâris, ona İbn Avn, ona da Musa b. Enes Yemâme Günü'nden bahsederken şöyle demiştir:
Sâbit b. Kays uyluklarını açmış hanût sürüyorken Enes onun yanına gelip “ey amca, (Savaş meydanına) gelmene engel de nedir?” dedi. O da “ey kardeşimin oğlu, hemen geliyorum" dedi ve kokulanmaya başladı. Ardından gelip oturdu. Enes, harpte insanların uğradığı sıkıntı ve hezimetten bahsetti. Bunun üzerine Sabit “önümüzden çekilin de düşmanla vuruşalım. Bizler Rasulullah (sav) ile beraberken böyle yapmazdık. Geriye çekilmeniz ne kötü bir iştir” dedi.
Hammâd bu hadisi Sâbit'ten o da Enes'ten nakletmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hammad arasında inkıta vardır.
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Husayn ve İbn Ebu Sefer, ona Şa'bî, ona da Urve b. Ca'd'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kıyamet gününe dek atların perçemlerine hayır (sevap ve ganimet) bağlanmıştır"
Süleyman derki: Bu hadisi Şube, ona da Urve b. Ebu Ca'd rivayet etmiştir.
Süleyman b. Harb bu hadisi Hüşeym'den, o Husayn'dan, o Şa'bî'den, o da Urve b. Ebu Ca'd'dan naklederek Müsedded'e mütabaatta bulunmuştur.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Süleyman b. Harb arasında inkıta vardır.
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Husayn ve İbn Ebu Sefer, ona Şa'bî, ona da Urve b. Ca'd'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kıyamet gününe dek atların perçemlerine hayır (sevap ve ganimet) bağlanmıştır"
Süleyman derki: Bu hadisi Şube, ona da Urve b. Ebu Ca'd rivayet etmiştir.
Süleyman b. Harb bu hadisi Hüşeym'den, o Husayn'dan, o Şa'bî'den, o da Urve b. Ebu Ca'd'dan naklederek Müsedded'e mütabaatta bulunmuştur.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Süleyman b. Harb arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Said el-Huzâî, ona Abdül'alâ, ona Humeyd, ona da Enes (T) Bize Amr b. Zürâre, ona Ziyâd, ona Humeyd et-Tavîl, ona da Enes (ra) şöyle söylemiştir: Amcam Enes b. Nadr, Bedir savaşına katılamamıştı. Bundan dolayı Rasulullah'a (sav) hitaben şöyle dedi: 'Ey Allah'ın Rasulü! Müşriklerle yaptığın ilk savaşa katılamadım. Şayet Allah beni müşriklerle yapılacak bir savaşta bulundurursa neler yapacağımı elbette Allah görecektir.' dedi. Sonra Uhud günü gelip de Müslümanlar'ın safları bozulunca Müslümanları kastederek 'Allah'ım! Bunların yaptıklarından dolayı beni mazur görmeni dilerim.' Müşrikleri kastederek de; 'Bunların yaptıklarından da uzak olduğumu sana arz ederim.' dedi ve ilerledi sonra da Sa'd b. Muaz ile karşılaştı. Ona; 'Ey Sa'd! İstediğim cennettir. Kabe'nin Rabbine yemin ederim ki, Uhud'dan beri cennetin kokusunu alıyorum.' dedi. Sa'd Rasulullah'a (sav) 'Ey Allah'ın Rasulü! Ben Enes b. Nadr'ın yaptığını yapamadım.' dedi.
Enes sözüne şöyle devam etti. İbn Nadr'ı bulduğumuzda şehit olmuştu. Bedeninde seksenden fazla kılıç, süngü ve ok yarası vardı. Onu, öldürülmüş ve müşrikler tarafından müsle yapılmış (burun ve kulakları kesilmiş) bir vaziyette bulduk. Onu kimse tanıyamadı, sadece kız kardeşi parmak uçlarından tanıdı.
Yine Enes şöyle devam etti: Biz şu ayetin İbn Nadr ve benzeri durumda olanlar için indiğini düşünüyoruz veya zannediyoruz: 'Müminlerden öyle kimseler vardır ki, Allah'a verdikleri sözde dururlar. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.' (Ahzab-33/23)
(Enes b. Nadr'ın) dediğine göre, Rübeyy isimli kardeşi, bir kadının arka dişini kırdı, Rasulullah (sav) da kısas uygulanmasını emretti. Bunun üzerine Enes “ey Allah'ın Rasulü! Seni hak ile gönderen (Allah'a) yemin olsun ki, onun dişi kırılmaz” dedi. (Daha sonra kadının yakınları) diyete rıza gösterip kısastan vazgeçtiler. Hz. Peygamber (sav) de şöyle buyurdu:
"Allah'ın öyle kulları vardır ki, Allah adına yemin etseler Cenâb-ı Hak onların yeminini boşa çıkarmaz."
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avâne, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona da Amr b. Meymûn el-Evdî şöyle rivayet etmiştir:
Sa'd, bir öğretmenin çocuklara yazıyı öğretmesi gibi oğullarına şu kelimeleri öğretir ve “Rasulullah (sav), namazın ardından bu kelimelerle (Allah'a) sığınırdı” derdi:
"Allah'ım! Korkaklıktan, aşırı yaşlılıktan, dünya fitnesinden ve kabir azabından sana sığınırım!"
(Abdülmelik b. Umeyr), “Bu hadisi Musab'a rivayet ettim, (hadisi) doğruladı” demiştir.
Bize Humeydî, ona Süfyân, ona Zührî, ona Anbese b. Said, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Hayber'in fethinden sonra Rasulullah (sav) orada iken yanına gelip “Yâ Rasulullah! Bana da ganimetten pay ver” dedim. Said b. Âs oğullarından biri “Yâ Rasulullah! Ona pay (falan) verme” dedi. Ebu Hureyre de ona “Bu (adam), İbn Kavkal'in katilidir” karşılığını verdi. Bunun üzerine Said b. Âs'ın oğlu “bak hele şu yaban kedisine, Da'n mevkiinden gelmiş de Allah'ın benim elimle kendisine (şehitlik) ikramında bulunduğu ve onun eliyle de beni hakir kılmadığı Müslüman bir adamın öldürülmesi sebebiyle beni ayıplıyor” dedi. (Râvi der ki:) Hz. Peygamber'in (sav) ona pay verip vermediğini bilmiyorum.
Süfyân der ki: , "Bu hadisi bana Saîdî, ona dedesi, ona da Ebu Hureyre rivayet etmiştir.
Ebu Abdullah (Buharî) der ki: Saîdî'nin adı Amr b. Yahya b. Said b. Amr b. Said b. Âs'tır.
Bize İshak b. Nasr, ona Abdurrezzâk, ona İbn Cüreyc, Yahya b. Saîd ve Süheyl b. Ebu Salih, onlara Numan b. Ebu Ayyâş, ona da Ebu Saîd el-Hudrî (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Her kim Allah yolunda, bir gün oruç tutarsa, Allah onunla cehennem arasına yetmiş yıllık mesafe koyar."