Giriş

Bize Müsedded, ona Yahya b. Said, ona Avf, ona Ebu Recâ, ona da İmrân şöyle rivayet etmiştir:

"Bizler Nebî (sav) ile beraber bir seferde iken gecenin sonuna kadar yol aldık. Bundan dolayı bizi çok tatlı bir uyku alıverdi. Bizleri sadece güneşin sıcaklığı uyandırdı. İlk uyanan falanca, sonra falanca, ardında da falanca oldu. -Râvi Ebu Recâ, bunların isimlerini zikretmiş, Avf ise unutmuştur- Daha sonra dördüncü uyanan kişi Ömer b. Hattâb oldu. Nebî (sav) uyuduğunda, kendisi uyanana dek uyandırılmazdı. Çünkü biz, uykusunda ona ne olduğunu bilemezdik. Ömer uyanınca ve insanların başına geleni görünce -ki, kendisi sert karakterli idi- yüksek sesle tekbir getirdi. Tekbir getirmeye ve bunu yüksek sesle yapmaya devam edince, nihayet Hz. Peygamber (sav) onun sesinden dolayı uyandı. Rasulullah (sav) uyanınca, insanlar başlarına gelen şeyden dolayı dert yandılar, o da “zararı yok” ya da “zararı olmaz yola koyulun” buyurdu. Hz. Peygamber (sav) harekete geçip biraz yürüdü, ardından da konaklayıp abdest (suyu) istedi, abdest aldı ve ezan okunduktan sonra insanlara namaz kıldırdı. Namazını bitirince, bir adamın (köşeye) çekilip cemaatle beraber namaz kılmadığını gördü ve “ey falanca! Niçin cemaatle namaza durmadın” buyurdu. Adam “cünüp oldum, su da yok” dedi. Nebî (sav) “toprak var ya! O sana yeter” buyurdu. Daha sonra Rasulullah (sav), yola devam etti, insanlar ise susuzluktan dolayı kendisine şikayette bulundular. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) konaklayıp falancayı -Ebu Recâ, onun ismini zikretmiş, Avf ise unutmuştur- ve Ali'yi çağırıp, onlara “gidin de su arayın”' buyurdu. Onlar da gittiler, yolda su ile dolu iki büyük kırba -râvi Avf şüpheye düşüp “iki tulum” demiştir- arasında, devesi üzerinde bir kadınla karşılaştılar ve kadına “su (kaynağı) nerede” dediler. Kadın “dün bu vakitte suyun yanındaydım. Kafilemiz arkamızda kaldılar” dedi. Ona, “(o zaman, bizimle) gel” dediler. Kadın “nereye?” diye sordu. Onlar “Rasulullah'a (sav)” dediler. Kadın “kendisine Sâbiî denilene mi?” dedi. Onlar “(evet), kastettiğin kişiye, hadi yürü” dediler ve kadını Nebî'ye (sav) getirip olayı kendisine anlattılar, sonra da Kadının devesinden inmesini istediler. Rasulullah (sav) bir kap istedi ve iki kırbanın -râvi şüpheye düşüp “iki tulum” demiştir- ağzından kaba su boşalttı, ağızlarını da bağladı ve tulumların altını da (su aksın diye) açık bıraktı. İnsanlara “için ve (hayvanlarınızı) sulayın” buyurdu. Dileyen suyu (kendi) içti, dileyen de (hayvanını) suladı. Hz. Peygamber'in (sav), cünüp olan kimseye verdiği bir kap su, bunun sonuncusu oldu. Ona “git, yıkan” buyurdu. (O esnada kadın) ayakta durup suyu ile ne yapıldığına bakıyordu. Vallahi, (su bize öylesine) yetti ki, gözlerimize ilk seferkinden daha dolu gözüktü! Nebî (sav) “kadın için (bir şeyler) toplayın” buyurdu. (İnsanlar, kadın) için acve hurması, un ve sevîka (kavrulmuş un) toplayarak bir beze koyup devesine yüklediler ve bez dolusu yemeği önüne koydular. Rasulullah (sav) “suyundan bir şey azaltmadığımızı biliyorsun. Ancak bize su veren Allah'tır” buyurdu. Kadın bir süredir uzak kaldığı ailesinin yanına döndü. Ailesi “ey falanca! Nerede kaldın” dediler. Kadın da “çok acayip bir şey oldu. İki adam benimle karşılaştı ve beni kendisine Sâbiî denilen o adama götürdüler. O da şöyle şöyle yaptı” dedi, ardından orta ile yüzük parmağını göğe kaldırıp gökle yer arasını göstererek “Vallahi, bu adam, ya bununla şunun arasında, insanların en sihirbazıdır, ya da o, gerçekten Allah'ın rasulüdür” dedi. Sonraları Müslümanlar, etraflarındaki müşriklere seferler düzenlediler ama kadının bulunduğu topluluğa ilişmediler. O kadın bir gün kavmine “bu topluluk sizlere bilerek ilişmiyor. İslâm'a girmeye ne dersiniz” dedi. Onlar da kadına itaat edip İslâm'a girdiler."


Açıklama: ''وَقَعْنَا وَقْعَةً وَلاَ وَقْعَةَ أَحْلَى عِنْدَ الْمُسَافِرِ مِنْهَا'' ifadesi, ''Bundan dolayı çok tatlı bir uyku, bizi alıverdi'' şeklinde tercüme edilmiştir.

    Öneri Formu
2371 B000344 Buhari, Teyemmüm, 6

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Salih b. Keysân, ona Urve b. Zübeyr, ona da müminlerin annesi Âişe şöyle rivayet etmiştir:
"Allah namazı ilk olarak farz kıldığı zaman, ikamet halinde de yolculuk halinde de ikişer rekât olarak farz kıldı. Yolculuk halindeki namaz olduğu gibi bırakıldı, ikamet halindeki namaza ilave edildi."


    Öneri Formu
2422 B000350 Buhari, Salat, 1

Bize Muhammed b. Selâm, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona da Şakîk şöyle söylemiştir: Ben, Abdullah ve Ebu Musa el-Eşarî ile birlikte oturuyordum. Ebu Musa, Abdullah'a, 'Bir kimse cünüp olsa ve bir ay boyunca su bulamasa, o kimse teyemmüm etmeyecek ve namaz kılmayacak mı? Peki, Mâide suresindeki 'Eğer su bulamazsanız temiz top­rakla teyemmüm edin.' ayetini ne yapacaksın?' dedi. Bunun üzerine Abdullah, 'Eğer onlara bu hususta bir ruhsat verilirse, su soğuk olduğunda dahi toprakla teyemmüm etmeye kalkacaklar' dedi. A'meş dedi ki, ben Şakîk'e 'Siz cünübün teyemmüm etmesini, suyu soğuk bulanın dahi teyem­müm edeceği endişesinden dolayı mı kerih gördünüz?' dedim. Şakîk de 'Evet' dedi.
Bunun üzerine Ebu Musa, Abdullah'a 'sen Ammar'ın Ömer'e söylediğini duymadın mı?' dedi ve Ammar'dan şu nakilde bulundu: Rasulullah (sav) beni bir işe göndermişti. Ben cünüp oldum ve su bulamadım. Aka­binde hayvanın toprakta yuvarlandığı gibi toprakta yuvarlan­dım. Ardından bunu Hz. Peygamber'e (sav) söyledim. Hz. Peygamber (sav) "Senin şöyle yapman yeterli olurdu deyip avucunu yere bir de­fa vurdu. Sonra elini silkeledi. Sonra onunla sol avucu ile sağ kolunun dışını veya sağ avucu ile sol kolunun dışını mesh etti. Sonra elleriyle yü­zünü mesh etti." Bunun üzerine Abdullah b. Mesud dedi ki, 'Görmüyor musun Ömer, Ammar'ın sözüne kani olmamış.'
Ya'lâ, A'meş'ten, o da Şakîk'ten yaptığı rivayete şunu ekledi: Şakîk şöyle demiştir: Ben, Abdullah ve Ebu Musa ile birlikteydim. Ebu Musa, Abdullah'a, 'Sen Ammar'ın Ömer'e şu söylediğini işitmedin mi? Rasulullah (sav) beni ve seni bir yere göndermiş­ti. Ben cünüp oldum ve toprak üstünde yuvarlandım. Ardından Rasulullah'ın (sav) yanına gelip bunu kendisine haber verdik. Rasulullah da "Sana şu kadarı yeterli olurdu dedi ve yüzünü ve iki elini bir defa mesh etti."


    Öneri Formu
2386 B000347 Buhari, Teyemmüm, 8

Bize Ahmed b. Yunus, ona Âsım b. Muhammed, ona Vâkid b. Muhammed, ona Muhammed b. Münkedir şöyle rivayet etti:
"Cabir, tek parça olarak izârını boynunun ense tarafına bağlayıp namaz kıldı. Birisi ona: Bir tek izâr içinde namaz kılıyorsun öyle mi? dedi. Cabir: 'Ben bunu, senin gibi bir ahmak beni görsün diye böyle yaptım. Nebi (sav) zamanında hangimizin (altlı üstlü) iki elbisesi vardı ki? dedi."


    Öneri Formu
2428 B000352 Buhari, Salat, 3

Bize Mutarrif Ebu Musab, ona Abdurrahman b. Ebu Mevâlî, ona da Muhammed b. Münkedir şöyle rivayet etmiştir:
Cabir b. Abdullah’ı bir tek elbise içinde namaz kılarken gördüm ve o şöyle dedi:
"Nebi’yi (sav) de bir tek elbise içinde namaz kılarken gördüm."


    Öneri Formu
2445 B000353 Buhari, Salat, 3

Bize Ubeydullah b. Musa, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Ömer b. Ebu Seleme şöyle rivayet etti:
"Nebi (sav) iki ucunu çapraz bağladığı tek parça elbise içinde namaz kılmıştır."


    Öneri Formu
2448 B000354 Buhari, Slat, 4


    Öneri Formu
2376 B000345 Buhari, Teyemmüm, 7


    Öneri Formu
2388 B000348 Buhari, Teyemmüm, 9


    Öneri Formu
2379 B000346 Buhari, Teyemmüm,7


    Öneri Formu
2425 B000351 Buhari, Salat, 2