Bize Müsedded, ona Yahya b. Said, ona Avf, ona Ebu Recâ, ona da İmrân şöyle rivayet etmiştir:
"Bizler Nebî (sav) ile beraber bir seferde iken gecenin sonuna kadar yol aldık. Bundan dolayı bizi çok tatlı bir uyku alıverdi. Bizleri sadece güneşin sıcaklığı uyandırdı. İlk uyanan falanca, sonra falanca, ardında da falanca oldu. -Râvi Ebu Recâ, bunların isimlerini zikretmiş, Avf ise unutmuştur- Daha sonra dördüncü uyanan kişi Ömer b. Hattâb oldu. Nebî (sav) uyuduğunda, kendisi uyanana dek uyandırılmazdı. Çünkü biz, uykusunda ona ne olduğunu bilemezdik. Ömer uyanınca ve insanların başına geleni görünce -ki, kendisi sert karakterli idi- yüksek sesle tekbir getirdi. Tekbir getirmeye ve bunu yüksek sesle yapmaya devam edince, nihayet Hz. Peygamber (sav) onun sesinden dolayı uyandı. Rasulullah (sav) uyanınca, insanlar başlarına gelen şeyden dolayı dert yandılar, o da “zararı yok” ya da “zararı olmaz yola koyulun” buyurdu. Hz. Peygamber (sav) harekete geçip biraz yürüdü, ardından da konaklayıp abdest (suyu) istedi, abdest aldı ve ezan okunduktan sonra insanlara namaz kıldırdı. Namazını bitirince, bir adamın (köşeye) çekilip cemaatle beraber namaz kılmadığını gördü ve “ey falanca! Niçin cemaatle namaza durmadın” buyurdu. Adam “cünüp oldum, su da yok” dedi. Nebî (sav) “toprak var ya! O sana yeter” buyurdu. Daha sonra Rasulullah (sav), yola devam etti, insanlar ise susuzluktan dolayı kendisine şikayette bulundular. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) konaklayıp falancayı -Ebu Recâ, onun ismini zikretmiş, Avf ise unutmuştur- ve Ali'yi çağırıp, onlara “gidin de su arayın”' buyurdu. Onlar da gittiler, yolda su ile dolu iki büyük kırba -râvi Avf şüpheye düşüp “iki tulum” demiştir- arasında, devesi üzerinde bir kadınla karşılaştılar ve kadına “su (kaynağı) nerede” dediler. Kadın “dün bu vakitte suyun yanındaydım. Kafilemiz arkamızda kaldılar” dedi. Ona, “(o zaman, bizimle) gel” dediler. Kadın “nereye?” diye sordu. Onlar “Rasulullah'a (sav)” dediler. Kadın “kendisine Sâbiî denilene mi?” dedi. Onlar “(evet), kastettiğin kişiye, hadi yürü” dediler ve kadını Nebî'ye (sav) getirip olayı kendisine anlattılar, sonra da Kadının devesinden inmesini istediler. Rasulullah (sav) bir kap istedi ve iki kırbanın -râvi şüpheye düşüp “iki tulum” demiştir- ağzından kaba su boşalttı, ağızlarını da bağladı ve tulumların altını da (su aksın diye) açık bıraktı. İnsanlara “için ve (hayvanlarınızı) sulayın” buyurdu. Dileyen suyu (kendi) içti, dileyen de (hayvanını) suladı. Hz. Peygamber'in (sav), cünüp olan kimseye verdiği bir kap su, bunun sonuncusu oldu. Ona “git, yıkan” buyurdu. (O esnada kadın) ayakta durup suyu ile ne yapıldığına bakıyordu. Vallahi, (su bize öylesine) yetti ki, gözlerimize ilk seferkinden daha dolu gözüktü! Nebî (sav) “kadın için (bir şeyler) toplayın” buyurdu. (İnsanlar, kadın) için acve hurması, un ve sevîka (kavrulmuş un) toplayarak bir beze koyup devesine yüklediler ve bez dolusu yemeği önüne koydular. Rasulullah (sav) “suyundan bir şey azaltmadığımızı biliyorsun. Ancak bize su veren Allah'tır” buyurdu. Kadın bir süredir uzak kaldığı ailesinin yanına döndü. Ailesi “ey falanca! Nerede kaldın” dediler. Kadın da “çok acayip bir şey oldu. İki adam benimle karşılaştı ve beni kendisine Sâbiî denilen o adama götürdüler. O da şöyle şöyle yaptı” dedi, ardından orta ile yüzük parmağını göğe kaldırıp gökle yer arasını göstererek “Vallahi, bu adam, ya bununla şunun arasında, insanların en sihirbazıdır, ya da o, gerçekten Allah'ın rasulüdür” dedi. Sonraları Müslümanlar, etraflarındaki müşriklere seferler düzenlediler ama kadının bulunduğu topluluğa ilişmediler. O kadın bir gün kavmine “bu topluluk sizlere bilerek ilişmiyor. İslâm'a girmeye ne dersiniz” dedi. Onlar da kadına itaat edip İslâm'a girdiler."
Açıklama: ''وَقَعْنَا وَقْعَةً وَلاَ وَقْعَةَ أَحْلَى عِنْدَ الْمُسَافِرِ مِنْهَا'' ifadesi, ''Bundan dolayı çok tatlı bir uyku, bizi alıverdi'' şeklinde tercüme edilmiştir.
"Bizler Nebî (sav) ile beraber bir seferde iken gecenin sonuna kadar yol aldık. Bundan dolayı bizi çok tatlı bir uyku alıverdi. Bizleri sadece güneşin sıcaklığı uyandırdı. İlk uyanan falanca, sonra falanca, ardında da falanca oldu. -Râvi Ebu Recâ, bunların isimlerini zikretmiş, Avf ise unutmuştur- Daha sonra dördüncü uyanan kişi Ömer b. Hattâb oldu. Nebî (sav) uyuduğunda, kendisi uyanana dek uyandırılmazdı. Çünkü biz, uykusunda ona ne olduğunu bilemezdik. Ömer uyanınca ve insanların başına geleni görünce -ki, kendisi sert karakterli idi- yüksek sesle tekbir getirdi. Tekbir getirmeye ve bunu yüksek sesle yapmaya devam edince, nihayet Hz. Peygamber (sav) onun sesinden dolayı uyandı. Rasulullah (sav) uyanınca, insanlar başlarına gelen şeyden dolayı dert yandılar, o da “zararı yok” ya da “zararı olmaz yola koyulun” buyurdu. Hz. Peygamber (sav) harekete geçip biraz yürüdü, ardından da konaklayıp abdest (suyu) istedi, abdest aldı ve ezan okunduktan sonra insanlara namaz kıldırdı. Namazını bitirince, bir adamın (köşeye) çekilip cemaatle beraber namaz kılmadığını gördü ve “ey falanca! Niçin cemaatle namaza durmadın” buyurdu. Adam “cünüp oldum, su da yok” dedi. Nebî (sav) “toprak var ya! O sana yeter” buyurdu. Daha sonra Rasulullah (sav), yola devam etti, insanlar ise susuzluktan dolayı kendisine şikayette bulundular. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) konaklayıp falancayı -Ebu Recâ, onun ismini zikretmiş, Avf ise unutmuştur- ve Ali'yi çağırıp, onlara “gidin de su arayın”' buyurdu. Onlar da gittiler, yolda su ile dolu iki büyük kırba -râvi Avf şüpheye düşüp “iki tulum” demiştir- arasında, devesi üzerinde bir kadınla karşılaştılar ve kadına “su (kaynağı) nerede” dediler. Kadın “dün bu vakitte suyun yanındaydım. Kafilemiz arkamızda kaldılar” dedi. Ona, “(o zaman, bizimle) gel” dediler. Kadın “nereye?” diye sordu. Onlar “Rasulullah'a (sav)” dediler. Kadın “kendisine Sâbiî denilene mi?” dedi. Onlar “(evet), kastettiğin kişiye, hadi yürü” dediler ve kadını Nebî'ye (sav) getirip olayı kendisine anlattılar, sonra da Kadının devesinden inmesini istediler. Rasulullah (sav) bir kap istedi ve iki kırbanın -râvi şüpheye düşüp “iki tulum” demiştir- ağzından kaba su boşalttı, ağızlarını da bağladı ve tulumların altını da (su aksın diye) açık bıraktı. İnsanlara “için ve (hayvanlarınızı) sulayın” buyurdu. Dileyen suyu (kendi) içti, dileyen de (hayvanını) suladı. Hz. Peygamber'in (sav), cünüp olan kimseye verdiği bir kap su, bunun sonuncusu oldu. Ona “git, yıkan” buyurdu. (O esnada kadın) ayakta durup suyu ile ne yapıldığına bakıyordu. Vallahi, (su bize öylesine) yetti ki, gözlerimize ilk seferkinden daha dolu gözüktü! Nebî (sav) “kadın için (bir şeyler) toplayın” buyurdu. (İnsanlar, kadın) için acve hurması, un ve sevîka (kavrulmuş un) toplayarak bir beze koyup devesine yüklediler ve bez dolusu yemeği önüne koydular. Rasulullah (sav) “suyundan bir şey azaltmadığımızı biliyorsun. Ancak bize su veren Allah'tır” buyurdu. Kadın bir süredir uzak kaldığı ailesinin yanına döndü. Ailesi “ey falanca! Nerede kaldın” dediler. Kadın da “çok acayip bir şey oldu. İki adam benimle karşılaştı ve beni kendisine Sâbiî denilen o adama götürdüler. O da şöyle şöyle yaptı” dedi, ardından orta ile yüzük parmağını göğe kaldırıp gökle yer arasını göstererek “Vallahi, bu adam, ya bununla şunun arasında, insanların en sihirbazıdır, ya da o, gerçekten Allah'ın rasulüdür” dedi. Sonraları Müslümanlar, etraflarındaki müşriklere seferler düzenlediler ama kadının bulunduğu topluluğa ilişmediler. O kadın bir gün kavmine “bu topluluk sizlere bilerek ilişmiyor. İslâm'a girmeye ne dersiniz” dedi. Onlar da kadına itaat edip İslâm'a girdiler."
Açıklama:
''وَقَعْنَا وَقْعَةً وَلاَ وَقْعَةَ أَحْلَى عِنْدَ الْمُسَافِرِ مِنْهَا'' ifadesi, ''Bundan dolayı çok tatlı bir uyku, bizi alıverdi'' şeklinde tercüme edilmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Teyemmüm 6, 1/263
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Racâ İmran b. Milhân el-Utâridî (İmrân b. Teym)
3. Ebu Sehl Avf b. Ebu Cemîle el-A'râbî (Avf b. Ebu Cemîle)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Bereket, yiyecek ve içeceklerin bereketlenmesi
Hz. Peygamber, bereket duası
Teyemmüm, cünüplükten dolayı
Yardım, Ehl-i Kitapla ticarette yardımlaşma
Yardımseverlik, yardımlaşma duygusunun kaybedilmesi / vurdumduymazlık
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Salih b. Keysân, ona Urve b. Zübeyr, ona da müminlerin annesi Âişe şöyle rivayet etmiştir: "Allah namazı ilk olarak farz kıldığı zaman, ikamet halinde de yolculuk halinde de ikişer rekât olarak farz kıldı. Yolculuk halindeki namaz olduğu gibi bırakıldı, ikamet halindeki namaza ilave edildi."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2422, B000350
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ قَالَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ صَالِحِ بْنِ كَيْسَانَ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ قَالَتْ: "فَرَضَ اللَّهُ الصَّلاَةَ حِينَ فَرَضَهَا رَكْعَتَيْنِ رَكْعَتَيْنِ فِى الْحَضَرِ وَالسَّفَرِ ، فَأُقِرَّتْ صَلاَةُ السَّفَرِ ، وَزِيدَ فِى صَلاَةِ الْحَضَرِ."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Salih b. Keysân, ona Urve b. Zübeyr, ona da müminlerin annesi Âişe şöyle rivayet etmiştir: "Allah namazı ilk olarak farz kıldığı zaman, ikamet halinde de yolculuk halinde de ikişer rekât olarak farz kıldı. Yolculuk halindeki namaz olduğu gibi bırakıldı, ikamet halindeki namaza ilave edildi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Salât 1, 1/266
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Muhammed Salih b. Keysan ed-Devsi (Salih b. Keysan)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
Namaz, hazar ve seferde
Namaz, tarihçesi
Bize Muhammed b. Selâm, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona da Şakîk şöyle söylemiştir: Ben, Abdullah ve Ebu Musa el-Eşarî ile birlikte oturuyordum. Ebu Musa, Abdullah'a, 'Bir kimse cünüp olsa ve bir ay boyunca su bulamasa, o kimse teyemmüm etmeyecek ve namaz kılmayacak mı? Peki, Mâide suresindeki 'Eğer su bulamazsanız temiz toprakla teyemmüm edin.' ayetini ne yapacaksın?' dedi. Bunun üzerine Abdullah, 'Eğer onlara bu hususta bir ruhsat verilirse, su soğuk olduğunda dahi toprakla teyemmüm etmeye kalkacaklar' dedi. A'meş dedi ki, ben Şakîk'e 'Siz cünübün teyemmüm etmesini, suyu soğuk bulanın dahi teyemmüm edeceği endişesinden dolayı mı kerih gördünüz?' dedim. Şakîk de 'Evet' dedi.
Bunun üzerine Ebu Musa, Abdullah'a 'sen Ammar'ın Ömer'e söylediğini duymadın mı?' dedi ve Ammar'dan şu nakilde bulundu: Rasulullah (sav) beni bir işe göndermişti. Ben cünüp oldum ve su bulamadım. Akabinde hayvanın toprakta yuvarlandığı gibi toprakta yuvarlandım. Ardından bunu Hz. Peygamber'e (sav) söyledim. Hz. Peygamber (sav) "Senin şöyle yapman yeterli olurdu deyip avucunu yere bir defa vurdu. Sonra elini silkeledi. Sonra onunla sol avucu ile sağ kolunun dışını veya sağ avucu ile sol kolunun dışını mesh etti. Sonra elleriyle yüzünü mesh etti." Bunun üzerine Abdullah b. Mesud dedi ki, 'Görmüyor musun Ömer, Ammar'ın sözüne kani olmamış.'
Ya'lâ, A'meş'ten, o da Şakîk'ten yaptığı rivayete şunu ekledi: Şakîk şöyle demiştir: Ben, Abdullah ve Ebu Musa ile birlikteydim. Ebu Musa, Abdullah'a, 'Sen Ammar'ın Ömer'e şu söylediğini işitmedin mi? Rasulullah (sav) beni ve seni bir yere göndermişti. Ben cünüp oldum ve toprak üstünde yuvarlandım. Ardından Rasulullah'ın (sav) yanına gelip bunu kendisine haber verdik. Rasulullah da "Sana şu kadarı yeterli olurdu dedi ve yüzünü ve iki elini bir defa mesh etti."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2386, B000347
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلاَمٍ قَالَ أَخْبَرَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ شَقِيقٍ قَالَ:
كُنْتُ جَالِسًا مَعَ عَبْدِ اللَّهِ وَأَبِى مُوسَى الأَشْعَرِىِّ فَقَالَ لَهُ أَبُو مُوسَى لَوْ أَنَّ رَجُلاً أَجْنَبَ ، فَلَمْ يَجِدِ الْمَاءَ شَهْرًا ، أَمَا كَانَ يَتَيَمَّمُ وَيُصَلِّى فَكَيْفَ تَصْنَعُونَ بِهَذِهِ الآيَةِ فِى سُورَةِ الْمَائِدَةِ ( فَلَمْ تَجِدُوا مَاءً فَتَيَمَّمُوا صَعِيدًا طَيِّبًا ) فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ لَوْ رُخِّصَ لَهُمْ فِى هَذَا لأَوْشَكُوا إِذَا بَرَدَ عَلَيْهِمُ الْمَاءُ أَنْ يَتَيَمَّمُوا الصَّعِيدَ . قُلْتُ وَإِنَّمَا كَرِهْتُمْ هَذَا لِذَا قَالَ نَعَمْ . فَقَالَ أَبُو مُوسَى أَلَمْ تَسْمَعْ قَوْلَ عَمَّارٍ لِعُمَرَ بَعَثَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى حَاجَةٍ فَأَجْنَبْتُ ، فَلَمْ أَجِدِ الْمَاءَ ، فَتَمَرَّغْتُ فِى الصَّعِيدِ كَمَا تَمَرَّغُ الدَّابَّةُ ، فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ "إِنَّمَا كَانَ يَكْفِيكَ أَنْ تَصْنَعَ هَكَذَا فَضَرَبَ بِكَفِّهِ ضَرْبَةً عَلَى الأَرْضِ ثُمَّ نَفَضَهَا ، ثُمَّ مَسَحَ بِهَما ظَهْرَ كَفِّهِ بِشِمَالِهِ ، أَوْ ظَهْرَ شِمَالِهِ بِكَفِّهِ ، ثُمَّ مَسَحَ بِهِمَا وَجْهَهُ" فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ أَفَلَمْ تَرَ عُمَرَ لَمْ يَقْنَعْ بِقَوْلِ عَمَّارٍ وَزَادَ يَعْلَى عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ شَقِيقٍ كُنْتُ مَعَ عَبْدِ اللَّهِ وَأَبِى مُوسَى فَقَالَ أَبُو مُوسَى أَلَمْ تَسْمَعْ قَوْلَ عَمَّارٍ لِعُمَرَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَعَثَنِى أَنَا وَأَنْتَ فَأَجْنَبْتُ فَتَمَعَّكْتُ بِالصَّعِيدِ ، فَأَتَيْنَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْنَاهُ فَقَالَ: "إِنَّمَا كَانَ يَكْفِيكَ هَكَذَا وَمَسَحَ وَجْهَهُ وَكَفَّيْهِ وَاحِدَةً"
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Selâm, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona da Şakîk şöyle söylemiştir: Ben, Abdullah ve Ebu Musa el-Eşarî ile birlikte oturuyordum. Ebu Musa, Abdullah'a, 'Bir kimse cünüp olsa ve bir ay boyunca su bulamasa, o kimse teyemmüm etmeyecek ve namaz kılmayacak mı? Peki, Mâide suresindeki 'Eğer su bulamazsanız temiz toprakla teyemmüm edin.' ayetini ne yapacaksın?' dedi. Bunun üzerine Abdullah, 'Eğer onlara bu hususta bir ruhsat verilirse, su soğuk olduğunda dahi toprakla teyemmüm etmeye kalkacaklar' dedi. A'meş dedi ki, ben Şakîk'e 'Siz cünübün teyemmüm etmesini, suyu soğuk bulanın dahi teyemmüm edeceği endişesinden dolayı mı kerih gördünüz?' dedim. Şakîk de 'Evet' dedi.
Bunun üzerine Ebu Musa, Abdullah'a 'sen Ammar'ın Ömer'e söylediğini duymadın mı?' dedi ve Ammar'dan şu nakilde bulundu: Rasulullah (sav) beni bir işe göndermişti. Ben cünüp oldum ve su bulamadım. Akabinde hayvanın toprakta yuvarlandığı gibi toprakta yuvarlandım. Ardından bunu Hz. Peygamber'e (sav) söyledim. Hz. Peygamber (sav) "Senin şöyle yapman yeterli olurdu deyip avucunu yere bir defa vurdu. Sonra elini silkeledi. Sonra onunla sol avucu ile sağ kolunun dışını veya sağ avucu ile sol kolunun dışını mesh etti. Sonra elleriyle yüzünü mesh etti." Bunun üzerine Abdullah b. Mesud dedi ki, 'Görmüyor musun Ömer, Ammar'ın sözüne kani olmamış.'
Ya'lâ, A'meş'ten, o da Şakîk'ten yaptığı rivayete şunu ekledi: Şakîk şöyle demiştir: Ben, Abdullah ve Ebu Musa ile birlikteydim. Ebu Musa, Abdullah'a, 'Sen Ammar'ın Ömer'e şu söylediğini işitmedin mi? Rasulullah (sav) beni ve seni bir yere göndermişti. Ben cünüp oldum ve toprak üstünde yuvarlandım. Ardından Rasulullah'ın (sav) yanına gelip bunu kendisine haber verdik. Rasulullah da "Sana şu kadarı yeterli olurdu dedi ve yüzünü ve iki elini bir defa mesh etti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Teyemmüm 8, 1/265
Senetler:
1. Ebu Yakzân Ammar b. Yasir el-Ansî (Ammar b. Yasir b. Amir b. Malik b. Kinane)
2. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
6. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Teyemmüm, cünüplükten dolayı
Teyemmüm, yapılış şekli
Bize Ahmed b. Yunus, ona Âsım b. Muhammed, ona Vâkid b. Muhammed, ona Muhammed b. Münkedir şöyle rivayet etti: "Cabir, tek parça olarak izârını boynunun ense tarafına bağlayıp namaz kıldı. Birisi ona: Bir tek izâr içinde namaz kılıyorsun öyle mi? dedi. Cabir: 'Ben bunu, senin gibi bir ahmak beni görsün diye böyle yaptım. Nebi (sav) zamanında hangimizin (altlı üstlü) iki elbisesi vardı ki? dedi."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2428, B000352
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ قَالَ حَدَّثَنَا عَاصِمُ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالَ حَدَّثَنِى وَاقِدُ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ قَالَ: "صَلَّى جَابِرٌ فِى إِزَارٍ قَدْ عَقَدَهُ مِنْ قِبَلِ قَفَاهُ ، وَثِيَابُهُ مَوْضُوعَةٌ عَلَى الْمِشْجَبِ قَالَ لَهُ قَائِلٌ تُصَلِّى فِى إِزَارٍ وَاحِدٍ فَقَالَ 'إِنَّمَا صَنَعْتُ ذَلِكَ لِيَرَانِى أَحْمَقُ مِثْلُكَ ، وَأَيُّنَا كَانَ لَهُ ثَوْبَانِ عَلَى عَهْدِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم' "
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Yunus, ona Âsım b. Muhammed, ona Vâkid b. Muhammed, ona Muhammed b. Münkedir şöyle rivayet etti: "Cabir, tek parça olarak izârını boynunun ense tarafına bağlayıp namaz kıldı. Birisi ona: Bir tek izâr içinde namaz kılıyorsun öyle mi? dedi. Cabir: 'Ben bunu, senin gibi bir ahmak beni görsün diye böyle yaptım. Nebi (sav) zamanında hangimizin (altlı üstlü) iki elbisesi vardı ki? dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Salât 3, 1/267
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Münkedir el-Kuraşî (Muhammed b. Münkedir b. Abdullah b. Hüdeyr)
3. Vakid b. Muhammed el-Adevî (Vakid b. Muhammed b. Zeyd b. Abdullah b. Ömer)
4. Asım b. Muhammed el-Umerî (Asım b. Muhammed b. Zeyd b. Abdullah b. Ömer)
5. Ebu Abdullah Ahmed b. Yunus et-Temimî (Ahmed b. Abdullah b. Yunus b. Abdullah b. Kays)
Konular:
Namaz, namazda giyim/elbise
حَدَّثَنَا مُطَرِّفٌ أَبُو مُصْعَبٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِى الْمَوَالِى عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ قَالَ رَأَيْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يُصَلِّى فِى ثَوْبٍ وَاحِدٍ وَقَالَ: "رَأَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى فِى ثَوْبٍ ."
Bize Mutarrif Ebu Musab, ona Abdurrahman b. Ebu Mevâlî, ona da Muhammed b. Münkedir şöyle rivayet etmiştir:
Cabir b. Abdullah’ı bir tek elbise içinde namaz kılarken gördüm ve o şöyle dedi: "Nebi’yi (sav) de bir tek elbise içinde namaz kılarken gördüm."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2445, B000353
Hadis:
حَدَّثَنَا مُطَرِّفٌ أَبُو مُصْعَبٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِى الْمَوَالِى عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ قَالَ رَأَيْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يُصَلِّى فِى ثَوْبٍ وَاحِدٍ وَقَالَ: "رَأَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى فِى ثَوْبٍ ."
Tercemesi:
Bize Mutarrif Ebu Musab, ona Abdurrahman b. Ebu Mevâlî, ona da Muhammed b. Münkedir şöyle rivayet etmiştir:
Cabir b. Abdullah’ı bir tek elbise içinde namaz kılarken gördüm ve o şöyle dedi: "Nebi’yi (sav) de bir tek elbise içinde namaz kılarken gördüm."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Salât 3, 1/267
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Münkedir el-Kuraşî (Muhammed b. Münkedir b. Abdullah b. Hüdeyr)
3. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Ebu Mevali el-Medeni (Abdurrahman b. Ebu Meval)
4. Ebu Musab Mutarrif b. Abdullah el-Yesarî (Mutarrif b. Abdullah b. Yesar)
Konular:
Namaz, namazda giyim/elbise
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عُمَرَ بْنِ أَبِى سَلَمَةَ: "أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم صَلَّى فِى ثَوْبٍ وَاحِدٍ قَدْ خَالَفَ بَيْنَ طَرَفَيْهِ ."
Bize Ubeydullah b. Musa, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Ömer b. Ebu Seleme şöyle rivayet etti: "Nebi (sav) iki ucunu çapraz bağladığı tek parça elbise içinde namaz kılmıştır."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2448, B000354
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عُمَرَ بْنِ أَبِى سَلَمَةَ: "أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم صَلَّى فِى ثَوْبٍ وَاحِدٍ قَدْ خَالَفَ بَيْنَ طَرَفَيْهِ ."
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Musa, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Ömer b. Ebu Seleme şöyle rivayet etti: "Nebi (sav) iki ucunu çapraz bağladığı tek parça elbise içinde namaz kılmıştır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Salât 4, 1/267
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Ebu Seleme el-Kuraşi (Ömer b. Abdullah b. Esed b. Hilal)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ubeydullah b. Musa el-Absi (Ubeydullah b. Musa b. Bazam)
Konular:
Namaz, namazda giyim/elbise
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2376, B000345
Hadis:
حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ خَالِدٍ قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ - هُوَ غُنْدَرٌ - عَنْ شُعْبَةَ عَنْ سُلَيْمَانَ عَنْ أَبِى وَائِلٍ قَالَ: "قَالَ أَبُو مُوسَى لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ إِذَا لَمْ يَجِدِ الْمَاءَ لاَ يُصَلِّى . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ لَوْ رَخَّصْتُ لَهُمْ فِى هَذَا ، كَانَ إِذَا وَجَدَ أَحَدُهُمُ الْبَرْدَ قَالَ هَكَذَا - يَعْنِى تَيَمَّمَ وَصَلَّى - قَالَ قُلْتُ فَأَيْنَ قَوْلُ عَمَّارٍ لِعُمَرَ قَالَ إِنِّى لَمْ أَرَ عُمَرَ قَنِعَ بِقَوْلِ عَمَّارٍ ."
Tercemesi:
Bize Bişr b. Halid, ona Gunder Muhammed, ona Şu'be, ona Süleyman, ona Ebu Vâil, ona da Ebu Musa şöyle rivayet etmiştir:
Kendisi, İbn Mesud'a şöyle sordu: Cünüb kimse su bulamadığı zaman namaz kılmayacak mı? Abdullah da: Cünüb için teyemmümün cevazında onlara ruhsat verirsem, onların biri suyu soğuk bulunca bunu yapar, yani teyemmüm eder ve namaz kılar, dedi. Bunun üzerine Ebu Musa şöyle dedi: Ammar'ın Ömer'e söyledikleri ne olacak? İbn Mesud da şöyle cevap verdi: Ben Ömer'in Ammar'ın söyledikleri ile kâni olduğunu sanmıyorum."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Teyemmüm 7, 1/264
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
6. Bişr b. Halid el-Askeri (Bişr b. Halid)
Konular:
Teyemmüm, cünüplükten dolayı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2388, B000348
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدَانُ قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ قَالَ أَخْبَرَنَا عَوْفٌ عَنْ أَبِى رَجَاءٍ قَالَ حَدَّثَنَا عِمْرَانُ بْنُ حُصَيْنٍ الْخُزَاعِىُّ:
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَأَى رَجُلاً مُعْتَزِلاً لَمْ يُصَلِّ فِى الْقَوْمِ فَقَالَ "يَا فُلاَنُ مَا مَنَعَكَ أَنْ تُصَلِّىَ فِى الْقَوْمِ." فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، أَصَابَتْنِى جَنَابَةٌ وَلاَ مَاءَ . قَالَ "عَلَيْكَ بِالصَّعِيدِ فَإِنَّهُ يَكْفِيكَ "
Tercemesi:
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Avf, ona Ebu Recâ, ona da İmrân b. Husayn el-Huzâî şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) kenara çekilmiş ve cemaatle beraber namaz kılmamış bir adam gördü ve ona: "Ey falanca! Seni cemaatle namaz kılmaktan alıkoyan nedir?" diye sordu. O kimse: 'Ey Allah'ın Rasulü! (sav) bana cünüblük isabet etti, su da yok' dedi. Bunun üzerine Rasulullah: "Toprağa yapış, çünkü o senin için yeterlidir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Teyemmüm 9, 1/265
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Racâ İmran b. Milhân el-Utâridî (İmrân b. Teym)
3. Ebu Sehl Avf b. Ebu Cemîle el-A'râbî (Avf b. Ebu Cemîle)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Osman el-Ateki (Abdullah b. Osman b. Cebele b. Meymun)
Konular:
Teyemmüm, cünüplükten dolayı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2379, B000346
Hadis:
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصٍ قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ قَالَ سَمِعْتُ شَقِيقَ بْنَ سَلَمَةَ قَالَ:
كُنْتُ عِنْدَ عَبْدِ اللَّهِ وَأَبِى مُوسَى فَقَالَ لَهُ أَبُو مُوسَى أَرَأَيْتَ يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ إِذَا أَجْنَبَ فَلَمْ يَجِدْ ، مَاءً كَيْفَ يَصْنَعُ فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ لاَ يُصَلِّى حَتَّى يَجِدَ الْمَاءَ . فَقَالَ أَبُو مُوسَى فَكَيْفَ تَصْنَعُ بِقَوْلِ عَمَّارٍ حِينَ قَالَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم "كَانَ يَكْفِيكَ" قَالَ أَلَمْ تَرَ عُمَرَ لَمْ يَقْنَعْ بِذَلِكَ . فَقَالَ أَبُو مُوسَى فَدَعْنَا مِنْ قَوْلِ عَمَّارٍ ، كَيْفَ تَصْنَعُ بِهَذِهِ الآيَةِ فَمَا دَرَى عَبْدُ اللَّهِ مَا يَقُولُ فَقَالَ إِنَّا لَوْ رَخَّصْنَا لَهُمْ فِى هَذَا لأَوْشَكَ إِذَا بَرَدَ عَلَى أَحَدِهِمُ الْمَاءُ أَنْ يَدَعَهُ وَيَتَيَمَّمَ . فَقُلْتُ لِشَقِيقٍ فَإِنَّمَا كَرِهَ عَبْدُ اللَّهِ لِهَذَا قَالَ نَعَمْ .
Tercemesi:
Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Gıyas), ona A'meş, ona da Şakik b. Seleme şöyle demiştir:
Ben, Abdullah ve Ebu Musa'nın yanındaydım. Ebu Musa, Abdullah'a: 'Ey Ebu Abdurrahman! Bana söyle bakalım. Bir kimse cünüb olsa ve su bulamazsa, ne yapar?' dedi. Abdullah da: 'Su buluncaya kadar namaz kılmaz' dedi. Bunun üzerine Ebu Musa: 'Peygamber (sav) kendisine "Senin şöyle yapman yeterlidir" buyurduğunda Ammar'ın sözüne ne dersin?' dedi. Abdullah da: 'Görmedin mi, Ömer bu söze kâni olmadı' cevabını verdi. Bunun üzerine Ebu Musa: 'Ammar'ın sözünü bir tarafa bırakalım. (Teyemmüm ayetini kastederek) Ya şu ayeti ne yapacaksın?' diye sordu. Buna karşı İbn Mesudd ne diyeceğini bilemedi ve: 'Biz şayet bu adamlara bu hususta bir ruhsat verirsek, nerede ise onların birine su soğuk gelince, suyu bırakıp teyemmüm edecektir' dedi.
A'meş şöyle dedi: Ben Şakik'e: 'Abdullah b. Mesud, cünüblünün teyemmüm etmesini, soğuktan dolayı teyemmüm ed
edilmesi ihtimalinden dolayı mı kerih gördü?' diye sordum. Şakik buna: 'Evet' diye cevap verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Teyemmüm 7, 1/264
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
5. Ebu Hafs Ömer b. Hafs en-Nehaî (Ömer b. Hafs b. Giyas b. Talk b. Muaviye)
Konular:
Teyemmüm, cünüplükten dolayı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2425, B000351
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ أُمِرْنَا أَنْ نُخْرِجَ الْحُيَّضَ يَوْمَ الْعِيدَيْنِ وَذَوَاتِ الْخُدُورِ ، فَيَشْهَدْنَ جَمَاعَةَ الْمُسْلِمِينَ وَدَعْوَتَهُمْ ، وَيَعْتَزِلُ الْحُيَّضُ عَنْ مُصَلاَّهُنَّ . قَالَتِ امْرَأَةٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، إِحْدَانَا لَيْسَ لَهَا جِلْبَابٌ. قَالَ "لِتُلْبِسْهَا صَاحِبَتُهَا مِنْ جِلْبَابِهَا "
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Yezid b. İbrahim, ona Muhammed, ona da Ümmü Atiye şöyle rivayet etmiştir:
Her iki bayram gününde ay hali olan kadınları da, perdelerinin arkasında bulunanları da çıkarmamız emredildi. Onlar da Müslümanların cemaatine ve dualarına tanık olsun istendi. Hayızlı kadınlar ise kadınların namaz yerlerinden ayrı dururlardı. Bir kadın: 'Ey Allah’ın Rasulü, birimizin eğer giyinecek cilbabı yoksa (ne yapar)' diye sorunca, Allah Rasulü: 'Arkadaşı elbiselerinden birisini giymesi için ona versin' buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Salât 2, 1/267
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Yezid b. İbrahim et-Tüsteri (Yezid b. İbrahim)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Bayram, bayram kültürü
Kadın, hayızlı kadının toplu yapılan ibadetlere katılabilir mi?
Namaz, Hayız, gören kadının namazı
Ödünç, ödünç vermek / almak