11723 Kayıt Bulundu.
Bize Sadaka ve Müsedded, onlara Yahya, ona Sufyân, ona Süleyman, ona İbrahim, ona Abîde, ona Abdullah b. Mesud; (T) Yahya der ki: Bu hadisin bir kısmını bana Amr b. Mürre rivayet etmiştir; (T) A'meş de der ki: Bu hadisin bir kısmını bana Amr b. Mürre, ona İbrahim ve babası, (Yezid b. Kays), ona Ebu Duhâ ona da Abdullah b. Mesud rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) bana "Kur'an okun bana" buyurdu. Ben “Kur'ân Size indirildiği hâlde, ben mi size okuyayım?” dedim. Rasulullah (sav) "Kur'an'ı benden başkasından dinlemeyi arzu ediyorum" dedi. İbn Mesud der ki: Bunun üzerine ben Nisâ Suresini okudum ve "Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şahit yaptığımız zaman, bakalım onların hâli nice olacak!"(Nisâ, 41) ayetine geldiğimde, Peygamber (sav) bana "yeter dur" buyurdu. Bir de gördüm ki Hz. Peygamber'in iki gözünden yaşlar süzülüyor.
Açıklama: Senedde inkıta vardır. Ebu Duhâ Müslim b. Subeyh, Abdullah b. Mes'ud'a mülaki olmamıştır.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Süfyân, ona da Abdülaziz b. Rufey şöyle demiştir:
Şeddâd b. Ma'kil ile birlikte İbn Abbâs'ın yanına girdim. Şeddâd b. Ma'kil, İbn Abbâs'a “Peygamber (sav) bir şey bıraktı mı?” diye sordu. İbn Abbâs “Mushaf'ın iki kapağı arasında bulunandan başka bir şey bırakmadı” dedi. Biz yine beraberce Muhammed b. Hanefiyye'nin yanına girdik ve ona da aynı soruyu sorduk. Muhammed b. Hanefiyye de “iki kapak arasında bulunandan başka bir şey bırakmadı” dedi.
Bize Muhammed b. Ar'ara, ona Şu'be, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona Abdullah'ın söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kur'ân (hafızlarından) birisinin şu şu ayetleri unuttum demesi ne kötüdür. Aksine (kendisi unutmamış) ona unutturulmuştur. Bu sebeple siz Kur'an'ı hatırlamak için müzakere yapın. Çünkü onun, insanların zihninden uzaklaşması, develerin yularlarından boşanıp kaçmalarından daha hızlıdır."
Bize Osman, ona Cerir, ona da Mansur hadisin bir benzerini nakletmiştir. Bişr de Abdullah b. Mübarek'ten o da Şu'be'den naklettiği bir tarikle Muhammed b. Ar'ara'ya mutabaat etmiştir.
İbn Cureyc de, Abde, Şakîk, Abdullah b. Mesud, Hz. Peygamber (sav) tarikiyle hadisi naklederek Muhammed b. Ar'ara'ya mutabaat etmiştir.
Bize Muhammed b. Ar'ara, ona Şu'be, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona Abdullah'ın söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kur'ân (hafızlarından) birisinin şu şu ayetleri unuttum demesi ne kötüdür. Aksine (kendisi unutmamış) ona unutturulmuştur. Bu sebeple siz Kur'an'ı hatırlamak için müzakere yapın. Çünkü onun, insanların zihninden uzaklaşması, develerin yularlarından boşanıp kaçmalarından daha hızlıdır."
Bize Osman, ona Cerir, ona da Mansur hadisin bir benzerini nakletmiştir. Bişr de Abdullah b. Mübarek'ten o da Şu'be'den naklettiği bir tarikle Muhammed b. Ar'ara'ya mutabaat etmiştir.
İbn Cureyc de, Abde, Şakîk, Abdullah b. Mesud, Hz. Peygamber (sav) tarikiyle hadisi naklederek Muhammed b. Ar'ara'ya mutabaat etmiştir.
Bize Muhammed b. Ar'ara, ona Şu'be, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona Abdullah'ın söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kur'ân (hafızlarından) birisinin şu şu ayetleri unuttum demesi ne kötüdür. Aksine (kendisi unutmamış) ona unutturulmuştur. Bu sebeple siz Kur'an'ı hatırlamak için müzakere yapın. Çünkü onun, insanların kalplerinden uzaklaşması, develerin yularlarından boşanıp kaçmalarından daha hızlıdır."
Bize Osman, ona Cerir, ona da Mansur hadisin bir benzerini nakletmiştir. Bişr de Abdullah b. Mübarek'ten o da Şu'be'den naklettiği bir tarikle Muhammed b. Ar'ara'ya mutabaat etmiştir.
İbn Cureyc de, Abde, Şakîk, Abdullah b. Mesud, Hz. Peygamber (sav) tarikiyle hadisi naklederek Muhammed b. Ar'ara'ya mutabaat etmiştir.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Abde b. Ebu Lübâbe, ona Zir b. Hubeyş ve Asım, ona Zirr şöyle söylemiştir:
Übey b. Ka'b'a “Ya Ebâ Munzir! Kardeşin Abdullah b. Mesud şöyle şöyle sözler söylüyor. Sen ne dersin?” dedim. Bunun üzerine Übey şöyle dedi: Ben bunu Rasulullah'a (sav) sordum. O da "Bana böyle vahyedildi, ben de böyle okudum" buyurdu.
Übey der ki: Biz de Rasulullah'ın (sav) söylediği gibi söylüyoruz.
Bize Übeydullah b. Musa, ona Şeybân, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Âişe (r.anha) ve İbn Abbâs (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
Kur'an-ı Kerim Hz. Peygamber'e (sav) on yıl Mekke'de, on yıl da Medine'de nazil oldu.
Bana Amr b. Ali, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Muğîre, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"İçinizde (Kevser) havuzuna ilk varacak (ve sizi orada karşılayacak) olan benim. Şüphesiz orada sizden bazı adamlar benim katıma yükseltilecek, sonra da önümden sürüklenip uzaklaştırılacaklar. Ben o esnada 'Rabbim onlar benim ashabım' derim. Bana 'Sen onların, Senden sonra ne bidatler çıkardıklarını bilmiyorsun' denilir."
Bu hadisin Ebu Vâil'den rivayetinde Asım, A'meş'e mutâbaat etmiştir. Husayn der ki: Ebu Vâil bu hadisi, Huzeyfe'den, o da Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Sadaka ve Müsedded, onlara Yahya, ona Sufyân, ona Süleyman, ona İbrahim, ona Abîde, ona Abdullah b. Mesud; (T) Yahya der ki: Bu hadisin bir kısmını bana Amr b. Mürre rivayet etmiştir; (T) A'meş de der ki: Bu hadisin bir kısmını bana Amr b. Mürre, ona İbrahim ve babası, (Yezid b. Kays), ona Ebu Duhâ ona da Abdullah b. Mesud rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) bana "Kur'an oku bana" buyurdu. Ben “Kur'ân Size indirildiği hâlde, ben mi size okuyayım?” dedim. Rasulullah (sav) "Kur'an'ı benden başkasından dinlemeyi arzu ediyorum" dedi. İbn Mesud der ki: Bunun üzerine ben Nisâ Suresini okudum ve "Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şahit yaptığımız zaman, bakalım onların hâli nice olacak!"(Nisâ, 41) ayetine geldiğimde, Peygamber (sav) bana "yeter dur" buyurdu. Bir de gördüm ki Hz. Peygamber'in iki gözünden yaşlar süzülüyor.
Bize Amr b. Ali, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Sellâm b. Ebu Mutî, ona Ebu İmrân el-Cevnî, ona da Cündeb'in rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kalpleriniz Kur'an'da birleştiği müddetçe Kur'an'ı okuyun, ihtilafa düştüğünüzde okumayı bırakıp kalkın."
Hâris b. Ubeyd ve Saîd b. Zeyd bu hadisin rivayetinde Ebu İmran'a mutabaat etmiştir. Hammâd b. Seleme ve Ebân da bu hadisi mevkuf olarak rivayet etmiştir. Gunder der ki: Şu'be bu hadisi İmran'dan, onun “Cündeb'in şu sözünü işittim” ifadesiyle (mevkuf) rivayet etmiştir. İbn Avn der ki: Ebu İmran bu hadisi Abdullah b. Sâmit'ten, o da Ömer'den, Ömer'in sözü (mevkuf) olarak rivayet etmiştir. Cundeb'in rivayeti en yaygın ve en sahih olanıdır.