11694 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yezid, ona Leys, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
"Bir adam ayağa kalkarak “Ey Allah’ın Rasulü, ihramlı halde iken bize hangi elbiseleri giymemizi emredersin?” dedi. Bunun üzerine Nebi (sav) şöyle buyurdu: Gömlek, şalvarlar, sarıklar ve bornozlar giymeyiniz. Şu kadar var ki bir kimsenin eğer nalınları yoksa o zaman mest giyinsin. Mestlerin de topuklarından aşağısını kessin. Zaferan ve vers (alaçehre) değmiş hiçbir şey giymeyin. İhramlı kadın da peçe takmasın, eldiven de giymesin."
Musa b. Ukbe, İsmail b. İbrahim b. Ukbe, Cuveyriye ve İbn İshak “peçe ve eldivenler” hususunda (bu hadisi Nâfi‘den rivâyette) ona (Leys b. Sa‘d’a) mütâbaat etmişlerdir. Ayrıca Ubeydullah: “Ve vers (değmiş elbise…) demiş ve “ayrıca ihramlı kadın peçe takmaz, eldiven de giymez” diye rivâyet ederdi. Mâlik ise kendisine Nâfi'in, ona da İbn Ömer’in rivâyetinde “ihramlı kadın peçe takmaz” diye rivâyet etmiş ve ona (Mâlik’e), Leys b. Ebu Suleym de mütâbaat etmiştir.
Bize Abdullah b. Yezid, ona Leys, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
"Bir adam ayağa kalkarak “Ey Allah’ın Rasulü, ihramlı halde iken bize hangi elbiseleri giymemizi emredersin?” dedi. Bunun üzerine Nebi (sav) şöyle buyurdu: Gömlek, şalvarlar, sarıklar ve bornozlar giymeyiniz. Şu kadar var ki bir kimsenin eğer nalınları yoksa o zaman mest giyinsin. Mestlerin de topuklarından aşağısını kessin. Zaferan ve vers (alaçehre) değmiş hiçbir şey giymeyin. İhramlı kadın da peçe takmasın, eldiven de giymesin."
Musa b. Ukbe, İsmail b. İbrahim b. Ukbe, Cuveyriye ve İbn İshak “peçe ve eldivenler” hususunda (bu hadisi Nâfi‘den rivâyette) ona (Leys b. Sa‘d’a) mütâbaat etmişlerdir. Ayrıca Ubeydullah: “Ve vers (değmiş elbise…) demiş ve “ayrıca ihramlı kadın peçe takmaz, eldiven de giymez” diye rivâyet ederdi. Mâlik ise kendisine Nâfi'in, ona da İbn Ömer’in rivâyetinde “ihramlı kadın peçe takmaz” diye rivâyet etmiş ve ona (Mâlik’e), Leys b. Ebu Suleym de mütâbaat etmiştir.
Bize Abdullah b. Yezid, ona Leys, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
"Bir adam ayağa kalkarak “Ey Allah’ın Rasulü, ihramlı halde iken bize hangi elbiseleri giymemizi emredersin?” dedi. Bunun üzerine Nebi (sav) şöyle buyurdu: Gömlek, şalvarlar, sarıklar ve bornozlar giymeyiniz. Şu kadar var ki bir kimsenin eğer nalınları yoksa o zaman mest giyinsin. Mestlerin de topuklarından aşağısını kessin. Zaferan ve vers (alaçehre) değmiş hiçbir şey giymeyin. İhramlı kadın da peçe takmasın, eldiven de giymesin."
Musa b. Ukbe, İsmail b. İbrahim b. Ukbe, Cuveyriye ve İbn İshak “peçe ve eldivenler” hususunda (bu hadisi Nâfi‘den rivâyette) ona (Leys b. Sa‘d’a) mütâbaat etmişlerdir. Ayrıca Ubeydullah: “Ve vers (değmiş elbise…) demiş ve “ayrıca ihramlı kadın peçe takmaz, eldiven de giymez” diye rivâyet ederdi. Mâlik ise kendisine Nâfi'in, ona da İbn Ömer’in rivâyetinde “ihramlı kadın peçe takmaz” diye rivâyet etmiş ve ona (Mâlik’e), Leys b. Ebu Suleym de mütâbaat etmiştir.
Bize Abdullah b. Yezid, ona Leys, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
"Bir adam ayağa kalkarak “Ey Allah’ın Rasulü, ihramlı halde iken bize hangi elbiseleri giymemizi emredersin?” dedi. Bunun üzerine Nebi (sav) şöyle buyurdu: Gömlek, şalvarlar, sarıklar ve bornozlar giymeyiniz. Şu kadar var ki bir kimsenin eğer nalınları yoksa o zaman mest giyinsin. Mestlerin de topuklarından aşağısını kessin. Zaferan ve vers (alaçehre) değmiş hiçbir şey giymeyin. İhramlı kadın da peçe takmasın, eldiven de giymesin."
Musa b. Ukbe, İsmail b. İbrahim b. Ukbe, Cuveyriye ve İbn İshak “peçe ve eldivenler” hususunda (bu hadisi Nâfi‘den rivâyette) ona (Leys b. Sa‘d’a) mütâbaat etmişlerdir. Ayrıca Ubeydullah: “Ve vers (değmiş elbise…) demiş ve “ayrıca ihramlı kadın peçe takmaz, eldiven de giymez” diye rivâyet ederdi. Mâlik ise kendisine Nâfi'in, ona da İbn Ömer’in rivâyetinde “ihramlı kadın peçe takmaz” diye rivâyet etmiş ve ona (Mâlik’e), Leys b. Ebu Suleym de mütâbaat etmiştir.
Bize Abdullah b. Yezid, ona Leys, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
"Bir adam ayağa kalkarak “Ey Allah’ın Rasulü, ihramlı halde iken bize hangi elbiseleri giymemizi emredersin?” dedi. Bunun üzerine Nebi (sav) şöyle buyurdu: Gömlek, şalvarlar, sarıklar ve bornozlar giymeyiniz. Şu kadar var ki bir kimsenin eğer nalınları yoksa o zaman mest giyinsin. Mestlerin de topuklarından aşağısını kessin. Zaferan ve vers (alaçehre) değmiş hiçbir şey giymeyin. İhramlı kadın da peçe takmasın, eldiven de giymesin."
Musa b. Ukbe, İsmail b. İbrahim b. Ukbe, Cuveyriye ve İbn İshak “peçe ve eldivenler” hususunda (bu hadisi Nâfi‘den rivâyette) ona (Leys b. Sa‘d’a) mütâbaat etmişlerdir. Ayrıca Ubeydullah: “Ve vers (değmiş elbise…) demiş ve “ayrıca ihramlı kadın peçe takmaz, eldiven de giymez” diye rivâyet ederdi. Mâlik ise kendisine Nâfi'in, ona da İbn Ömer’in rivâyetinde “ihramlı kadın peçe takmaz” diye rivâyet etmiş ve ona (Mâlik’e), Leys b. Ebu Suleym de mütâbaat etmiştir.
Bize Abdullah b. Yezid, ona Leys, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
"Bir adam ayağa kalkarak “Ey Allah’ın Rasulü, ihramlı halde iken bize hangi elbiseleri giymemizi emredersin?” dedi. Bunun üzerine Nebi (sav) şöyle buyurdu: Gömlek, şalvarlar, sarıklar ve bornozlar giymeyiniz. Şu kadar var ki bir kimsenin eğer nalınları yoksa o zaman mest giyinsin. Mestlerin de topuklarından aşağısını kessin. Zaferan ve vers (alaçehre) değmiş hiçbir şey giymeyin. İhramlı kadın da peçe takmasın, eldiven de giymesin."
Musa b. Ukbe, İsmail b. İbrahim b. Ukbe, Cuveyriye ve İbn İshak “peçe ve eldivenler” hususunda (bu hadisi Nâfi‘den rivâyette) ona (Leys b. Sa‘d’a) mütâbaat etmişlerdir. Ayrıca Ubeydullah: “Ve vers (değmiş elbise…) demiş ve “ayrıca ihramlı kadın peçe takmaz, eldiven de giymez” diye rivâyet ederdi. Mâlik ise kendisine Nâfi'in, ona da İbn Ömer’in rivâyetinde “ihramlı kadın peçe takmaz” diye rivâyet etmiş ve ona (Mâlik’e), Leys b. Ebu Suleym de mütâbaat etmiştir.
Bize İsmail, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Salim b. Abdullah ona İbn Ebu Bekir, ona Abdullah b. Ömer, ona da Hz. Peygamber'in eşi Âişe (r.anhum) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) "baksana, senin kavmin Kâbe'yi yeniden yaptı ama İbrahim'in temellerinden geri çekti" buyurdu. Ben de "Ey Allah'ın Rasulü, Kâbe'yi tekrar İbrahim'in temelleri üzerine oturtmaz mısın?" dedim. O'da "senin kavmin küfürden yeni çıkmış olmasaydı (yapardım)" buyurdu.
Abdullah b. Ömer der ki: Şayet Âişe bu hadisi Rasulullah'tan işitmiş ise, o zaman, Rasulullah'ın Hıcr'i takip eden iki rüknü istilam etmemesi, Kâbe'nin İbrahim'in temelleri üzerine oturmamasından dolayıdır diye düşünüyorum.
Bize Said b. Ebu Meryem, ona Muhammed b. Cafer, ona Humeyd, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Peygamber (sav) bir yolculuktan gelip de Medine'nin yüksek yollarını (veya binalarını) görünce (hızlanması için) devesini salıvermeyi adet edinmişti. Eğer bineği başka bir hayvan olursa, onu harekete geçirip hızlandırırdı."
Ebu Abdullah (Buhari) der ki: Haris b. Umeyr, Humeyd'den yaptığı rivayetinde: “Medine'ye sevgisinden dolayı bineğini harekete geçirirdi” bölümünü ziyade etmiştir. Bize Kuteybe, ona İsmail b. Cafer, ona Humeyd, ona da Enes, rivayetinde (Derecât yerine) “Cudurât” demiştir. Bu hadisi rivayet etmede Haris b. Umeyr, İsmail b. Cafer'e mutabaat etmiştir.
Bize Said b. Ebu Meryem, ona Muhammed b. Cafer, ona Humeyd, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Peygamber (sav) bir yolculuktan gelip de Medine'nin yüksek yollarını (veya binalarını) görünce (hızlanması için) devesini salıvermeyi adet edinmişti. Eğer bineği başka bir hayvan olursa, onu harekete geçirip hızlandırırdı."
Ebu Abdullah (Buhari) der ki: Haris b. Umeyr, Humeyd'den yaptığı rivayetinde: “Medine'ye sevgisinden dolayı bineğini harekete geçirirdi” bölümünü ziyade etmiştir. Bize Kuteybe, ona İsmail b. Cafer, ona Humeyd, ona da Enes, rivayetinde (Derecât yerine) “Cudurât” demiştir. Bu hadisi rivayet etmede Haris b. Umeyr, İsmail b. Cafer'e mutabaat etmiştir.
Açıklama: "Kadın, kaburga kemiği gibidir. Eğer sen onu doğrultup düzeltmeye kalkarsan kırarsın. Eğer ondaki eğrilikle beraber ondan faydalanmak istersen, ondan faydalanabilirsin." Buhârî, Nikah, 79.