11724 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Atâ b. Yezîd, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah 'a (sav) müşrik çocuklarının durumu soruldu, O da "Allah, onların ne yapacaklarını, en iyi bilendir" buyurdu.
Bize Hüseyin b. Mansur, esbât b. Muhammed, ona Süleyman b. Feyrûz eş-Şeybânî, ona İkrime ona da İbn Abbâs; (T) Şeybânî der ki: Bana Ebu Hasan Atâ es-Suvâî şöyle rivayet etmiştir:
İbn Abbâs "Ey iman edenler! Kadınları zorla miras olarak almak size helâl olmaz" (Nisa, 19) ayeti hakkında şöyle der: Cahiliye döneminde bir adam vefat ettiği zaman, onun velileri, geride kalan eşi konusunda da hak sahibi olur, isterlerse, içlerinden biri onunla evlenir, isterlerse onu başka birisiyle evlendirip mehrini alırlar, isterlerse o kadını kimseyle evlendirmeyip (ölene kadar bekletir, sonra da mirasını alırlardı). İşte bu ayet, bunlar hakkında indi.
Bize Abdullah b. Abdülvahab, ona Abdülaziz, ona Sevr, ona Ebu Gays, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"(iman Süreyya yıldızında bile olsa), bunlardan bazı adamlar ona ulaşacaktır" buyurdu.
Açıklama: Hadisin tam metni için M006498 numaralı hadise bakınız.
Bize Ömer b. Hafs b. Ğiyâs, ona babası (Hafs b. Ğiyâs), ona A’meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah (ra.) şöyle rivayet etmiştir:
"İman eden ve imanlarına zulüm bulaştırmayanlar var ya! işte güven onlarındır." (En'âm, 6/82) ayeti indiği zaman, biz “ey Allah'ın Rasulü, hangimiz kendine zulmetmez ki?” dedik. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "(imanlarına zulüm bulaştırmayanlar) ifadesi sizin dediğiniz anlamda değil, şirk anlamındadır. Siz Lokman'ın, oğluna ‘yavrucuğum, Allah'a ortak koşma. Çünkü O’na ortak koşmak çok büyük bir haksızlıktır' (Lokmân, 31/13) dediğini duymadınız mı?"
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Yahya, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir:
Bazen bir ay boyunca evimizde ocak yanmadığı olurdu. Gelen bir lokma et dışında sadece hurma ve su bulunurdu.
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Verka, ona İbn Ebu Necih, ona Atâ, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir:
(Önceden kişi öldüğünde) malı, çocuğunun olurdu. Ana-baba ve yakınlara ise vasiyet yapılırdı. Sonra Allah dilediği hükmü kaldırdı ve erkeğe, kadının iki katı; ana-babadan her birine altıda bir; kadına (çocuğu varsa) sekizde bir, (yoksa) dörtte bir; kocaya ise (çocuğu yoksa) yarı, (varsa) dörtte bir pay verilmesine hükmetti.
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Abdullah b. Dînâr, ona da Abdullah b. Ömer'in söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Dikkat ediniz! Her biriniz çobandır ve elinin altındakilerden sorumludur. Yönetici olanlar çobandır ve idaresi altında bulunanlardan sorumludur. Erkek ev halkı üzerinde bir çobandır ve ev halkından sorumludur. Kadın kocasının evi üzerinde bir çobandır ve bundan sorumludur. Hizmetçi efendisinin malı üzerinde bir çobandır ve bundan sorumludur. Dikkat edin! Her biriniz çobansınız ve kendi idareniz altındakilerden sorumlusunuz."
Bize Ebu Hemmâm Salt b. Muhammed, ona Muğîre b. Abdurrahman, ona Ebu Zinâd, ona A'rac, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle demiştir:
Ensar, Hz. Peygamber'e “hurma bahçelerini bizimle muhacirler arasında bölüştür” dediler. Hz. Peygamber (sav) "Hayır" dedi. Bunun üzerine Ensar, muhacirlere “bize işlerimizde yardımcı olun biz de hasatı sizinle paylaşalım” dediler. Muhacirler de “kabul ettik ve itaat ettik” dediler.
Bize Fadl b. Dükeyn, ona Abdüsselâm b. Harb, ona Hişam, Hafsa, ona da Ümmü Atiyye’nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu:
"Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadına kocası dışında herhangi bir kimse için üç günden fazla yas tutması helal değildir. O bu yas esnasında sürme çekemez ve asb türü (Yemen işi renkli) elbise dışında boyalı bir elbise giyemez."
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Yahya b. Said, ona Said b. Müseyyeb, ona da Sa'b. Ebu Vakkâs şöyle demiştir:
Hz. Peygamber (sav), Uhud günü ("annem ve babam sana fedâ olsun" diyerek) anne ve babasını benim için beraber anmıştır.