1 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avane, ona Hilal, ona Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) bir daha kalkmadığı hastalığına yakalandığı zaman “Allah, Yahudi ve Hristiyanlar'ı rahmetinden uzak kılsın! Bunlar Peygamberlerinin kabirlerini mescit edindiler” buyurdu."
Aişe der ki: Böyle bir endişe olmayaydı, Rasulullah'ın kabri açıkta bırakılırdı. Ama Peygamber bundan endişe etti. Veya, O'nun kabrinin bir mescid edinilmesinden endişe edildi. Hilal der ki: Urve b. Zübeyr bana (Ebu Amra) lakabını verdi, halbuki benim hiç çocuğum olmadı.
Bize Muhammed b. Mukatil, ona Abdullah, ona Ebu Bekir b. Ayyâş, ona da Süfyan et-Temmâr, Hz. Peygamber'in (sav) kabrini yerden biraz yükseltilmiş halde gördüğünü rivayet etmiştir.
Bize Ferve, ona Ali, ona Hişam b. Urve, ona da babası (Urve b. Zübeyr) şöyle demiştir: Velid b. Abdilmelik zamanında Peygamber'in (sav) gömülü bulunduğu hücrenin bir duvarı yıkılınca, bunu tamir etmeye çalıştılar. Bu sırada dizine kadar baldırı ile beraber bir ayak göründü. Bu ayak, Peygamber'in (sav) ayağıdır zannederek, oradakiler korkup ağlamaya başladılar. Ve aralarında hücrenin asli durumunu bilen bir kimse de bulamamışlardı. Nihayet Urve b. Zübeyr, oradakilere hitaben “Allah'a yemin ederim ki, bu ayak Peygamber'in (sav) değil, Hz. Ömer'in (ra) ayağıdır” dedi.