Bize Kuteybe, ona Ebu Ahves, ona Simak b. Harb, ona Alkame b. Vâil b. Hucr, ona da babası (Vâil b. Hucr) şöyle demiştir:
Birisi Hadramevt'li diğeri de Kinde'li olan iki kişi Rasulullah'a (sav) geldi. Hadremevt'li adam “ey Allah’ın Rasulü, bu adam benim toprağımı elimden aldı” dedi. Kinde'li adam da “o toprak benim mülkümdür, bu toprakta onun hiçbir hakkı yoktur” diye itirazda bulundu. Bunun üzerine Rasulullah (sav), Hadremevt'li adama "delilin var mı?" dedi. Adam da “hayır” dedi. Rasulullah (sav) da: "Öyleyse davacı olduğun bu kimseye yemin ettirebilirsin" buyurdu. Hadremevt'li adam “bu adam yalancı birisidir. Neye yemin ettiğine de aldırış etmez. Hiçbir şeyden sakınıp korunmaz” dedi. Rasulullah da (sav) "senin için bundan başka yapılacak bir şey yoktur" buyurdular. Ravi der ki: Kinde'li arkasını dönüp giderken Rasulullah (sav) "Eğer haksız yere senin malını elde etmek için yemin ederse Allah'ın huzuruna, Allah kendisinden yüz çevirmiş olduğu halde varacaktır" buyurdular.
Tirmizî der ki: Bu konuda Ömer, İbn Abbas, Abdullah b. Amr ve Eş'as b. Kays'tan da hadis rivayet edilmiştir. Vâil b. Hucr hadisi hasen sahihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18441, T001340
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ سِمَاكِ بْنِ حَرْبٍ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ وَائِلِ بْنِ حُجْرٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ جَاءَ رَجُلٌ مِنْ حَضْرَمَوْتَ وَرَجُلٌ مِنْ كِنْدَةَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم. فَقَالَ الْحَضْرَمِىُّ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ هَذَا غَلَبَنِى عَلَى أَرْضٍ لِى . فَقَالَ الْكِنْدِىُّ هِىَ أَرْضِى وَفِى يَدِى لَيْسَ لَهُ فِيهَا حَقٌّ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم لِلْحَضْرَمِىِّ « أَلَكَ بَيِّنَةٌ » . قَالَ لاَ . قَالَ « فَلَكَ يَمِينُهُ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ الرَّجُلَ فَاجِرٌ لاَ يُبَالِى عَلَى مَا حَلَفَ عَلَيْهِ وَلَيْسَ يَتَوَرَّعُ مِنْ شَىْءٍ . قَالَ « لَيْسَ لَكَ مِنْهُ إِلاَّ ذَلِكَ » . قَالَ فَانْطَلَقَ الرَّجُلُ لِيَحْلِفَ لَهُ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَمَّا أَدْبَرَ « لَئِنْ حَلَفَ عَلَى مَالِكَ لِيَأْكُلَهُ ظُلْمًا لَيَلْقَيَنَّ اللَّهَ وَهُوَ عَنْهُ مُعْرِضٌ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عُمَرَ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَالأَشْعَثِ بْنِ قَيْسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ وَائِلِ بْنِ حُجْرٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Ebu Ahves, ona Simak b. Harb, ona Alkame b. Vâil b. Hucr, ona da babası (Vâil b. Hucr) şöyle demiştir:
Birisi Hadramevt'li diğeri de Kinde'li olan iki kişi Rasulullah'a (sav) geldi. Hadremevt'li adam “ey Allah’ın Rasulü, bu adam benim toprağımı elimden aldı” dedi. Kinde'li adam da “o toprak benim mülkümdür, bu toprakta onun hiçbir hakkı yoktur” diye itirazda bulundu. Bunun üzerine Rasulullah (sav), Hadremevt'li adama "delilin var mı?" dedi. Adam da “hayır” dedi. Rasulullah (sav) da: "Öyleyse davacı olduğun bu kimseye yemin ettirebilirsin" buyurdu. Hadremevt'li adam “bu adam yalancı birisidir. Neye yemin ettiğine de aldırış etmez. Hiçbir şeyden sakınıp korunmaz” dedi. Rasulullah da (sav) "senin için bundan başka yapılacak bir şey yoktur" buyurdular. Ravi der ki: Kinde'li arkasını dönüp giderken Rasulullah (sav) "Eğer haksız yere senin malını elde etmek için yemin ederse Allah'ın huzuruna, Allah kendisinden yüz çevirmiş olduğu halde varacaktır" buyurdular.
Tirmizî der ki: Bu konuda Ömer, İbn Abbas, Abdullah b. Amr ve Eş'as b. Kays'tan da hadis rivayet edilmiştir. Vâil b. Hucr hadisi hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ahkâm 12, 3/625
Senetler:
()
Konular:
Yargı, davalaşma
Yargı, hâkim ve şahitlerin sorumluluğu
Yargı, Hüküm verirken delil ve şahidle hüküm vermek
Yargı, Mahkemede Hakimi Yanıltma
Yemin, yeminle istenileni vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18438, T001339
Hadis:
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ إِسْحَاقَ الْهَمْدَانِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أُمِّ سَلَمَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ قَالَتْ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّكُمْ تَخْتَصِمُونَ إِلَىَّ وَإِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ وَلَعَلَّ بَعْضَكُمْ أَنْ يَكُونَ أَلْحَنَ بِحُجَّتِهِ مِنْ بَعْضٍ . فَإِنْ قَضَيْتُ لأَحَدٍ مِنْكُمْ بِشَىْءٍ مِنْ حَقِّ أَخِيهِ فَإِنَّمَا أَقْطَعُ لَهُ قِطْعَةً مِنَ النَّارِ. فَلاَ يَأْخُذْ مِنْهُ شَيْئًا » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَعَائِشَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أُمِّ سَلَمَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Harun b. İshak, ona Abde b. Süleyman, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona Zeyneb bt. Ümmü Seleme, ona da Ümmü Seleme (Hind bt. Ebu Ümeyye) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Siz davalarınızı çözmek için bana müracaat ediyorsunuz. Ben de sizin gibi bir insanım. Delilini söylemede kiminiz kiminizden daha düzgün ifadeli olabilir. Böyle bir durumda ben de o kimsenin lehine hüküm verebilirim. Bu sebeple ben kimin düzgün ifadesine dayanarak kardeşinin aleyhine hükmetmişsem ben ona ateşten bir parça vermişimdir. Sakın o hükümle verdiğim bu parçayı almasın."
Tirmizî dedi ki: Bu konuda Ebu Hureyre ve Aişe'den de hadis rivayet edilmiştir.
Tirmizî dedi ki: Ümmü Seleme hadisi hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ahkâm 11, 3/624
Senetler:
()
Konular:
Hak, haksızlık yapmak
Yalan, yalancılık
Yargı, davalaşma
Yargı, hâkim ve şahitlerin sorumluluğu
Yargı, Mahkemede Hakimi Yanıltma
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَهْلِ بْنِ عَسْكَرٍ الْبَغْدَادِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا نَافِعُ بْنُ عُمَرَ الْجُمَحِىُّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَضَى أَنَّ الْيَمِينَ عَلَى الْمُدَّعَى عَلَيْهِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ أَنَّ الْبَيِّنَةَ عَلَى الْمُدَّعِى وَالْيَمِينَ عَلَى الْمُدَّعَى عَلَيْهِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18447, T001342
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَهْلِ بْنِ عَسْكَرٍ الْبَغْدَادِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا نَافِعُ بْنُ عُمَرَ الْجُمَحِىُّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَضَى أَنَّ الْيَمِينَ عَلَى الْمُدَّعَى عَلَيْهِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ أَنَّ الْبَيِّنَةَ عَلَى الْمُدَّعِى وَالْيَمِينَ عَلَى الْمُدَّعَى عَلَيْهِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Sehl b. Asker el-Bağdâdî, ona Muhammed b. Yusuf, ona Nâfi' b. Ömer el-Cumahî, ona Abdullah b. Ebu Müleyke, ona da (Abdullah) b. Abbas şöyle demiştir: Rasulullah (sav) yemin etmek davalıya düşer diye hüküm vermiştir.
Tirmizî dedi ki: Bu hadis hasen sahihtir. Rasulullah'ın (sav) ashabının ve diğer ilim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup; ispat edebilmek için delil ve şahit getirmek davacıya, yemin etmek de davalıya gerekir, derler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ahkâm 12, 3/626
Senetler:
()
Konular:
Yargı, Davalıdan yemin veya şahit istenmesi
Yargı, Hüküm verirken delil ve şahidle hüküm vermek
Yemin, yeminle istenileni vermek
حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدَّوْرَقِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالَ حَدَّثَنِى رَبِيعَةُ بْنُ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَضَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِالْيَمِينِ مَعَ الشَّاهِدِ الْوَاحِدِ . قَالَ رَبِيعَةُ وَأَخْبَرَنِى ابْنٌ لِسَعْدِ بْنِ عُبَادَةَ قَالَ : وَجَدْنَا فِى كِتَابِ سَعْدٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَضَى بِالْيَمِينِ مَعَ الشَّاهِدِ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ وَجَابِرٍ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَسُرَّقَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَضَى بِالْيَمِينِ مَعَ الشَّاهِدِ الْوَاحِدِ حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18448, T001343
Hadis:
حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدَّوْرَقِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالَ حَدَّثَنِى رَبِيعَةُ بْنُ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَضَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِالْيَمِينِ مَعَ الشَّاهِدِ الْوَاحِدِ . قَالَ رَبِيعَةُ وَأَخْبَرَنِى ابْنٌ لِسَعْدِ بْنِ عُبَادَةَ قَالَ : وَجَدْنَا فِى كِتَابِ سَعْدٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَضَى بِالْيَمِينِ مَعَ الشَّاهِدِ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ وَجَابِرٍ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَسُرَّقَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَضَى بِالْيَمِينِ مَعَ الشَّاهِدِ الْوَاحِدِ حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Yakub b. İbrahim ed-Devrakî, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Rabîa b. Ebu Abdurrahman, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih), ona da Ebu Hureyre (Abdurrahman b. Sahr) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), tek şahitle beraber yemin ettirerek hüküm verdi.
Rabîa dedi ki: Bana, Sa'd b. Ubade'nin oğlu şöyle dedi:: Sa'd'ın notları arasında "Rasulullah'ın (sav) bir şahitle birlikte yemin ettirerek hüküm verdiğini bulduk."
Tirmizî dedi ki: Bu konuda Ali, Cabir, İbn Abbas ve Sürrâk'tan da hadis rivayet edilmiştir.
Tirmizî dedi ki: Ebu Hureyre'nin "Rasulullah (sav), tek şahitle birlikte yemin ettirerek hüküm verdi" dediği hadis hasen garibtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ahkâm 13, 3/627
Senetler:
()
Konular:
Şahitlik, davacının bir şahit ve yeminine hükmedilmesi
Yargı, Hüküm verirken delil ve şahidle hüküm vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18417, T001334
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرَةَ قَالَ كَتَبَ أَبِى إِلَى عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرَةَ وَهُوَ قَاضٍ أَنْ لاَ تَحْكُمْ بَيْنَ اثْنَيْنِ وَأَنْتَ غَضْبَانُ . فَإِنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ يَحْكُمُ الْحَاكِمُ بَيْنَ اثْنَيْنِ وَهُوَ غَضْبَانُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَأَبُو بَكْرَةَ اسْمُهُ نُفَيْعٌ .
Tercemesi:
Abdurrahman b. ebî Bekre (r.a.)�den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ubeydullah b. ebî Bekre, hâkim iken babam ona şöyle yazmıştı: Kızgın olduğun anda iki kişi arasında hüküm verme! Zira ben Rasûlullah (s.a.v.)�den, �Hâkim öfkeli olduğu anda iki kişi arasında hüküm vermesin� diye işitmiştim. Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Bekre�nin ismi Nüfey�dir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ahkâm 7, 3/320
Senetler:
()
Konular:
Yargı, Hakimin Hüküm Verirken Kızgın olmaması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18430, T001337
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو مُوسَى مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا أَبُو عَامِرٍ الْعَقَدِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ عَنْ خَالِهِ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ : لَعَنَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الرَّاشِى وَالْمُرْتَشِى . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Abdullah b. Amr’dan rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), rüşvet verene de alana da lanet etmiştir.” Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ahkâm 9, 3/623
Senetler:
()
Konular:
RÜŞVET
Rüşvet, rüşvet almak ya da vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18423, T001335
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ دَاوُدَ بْنِ يَزِيدَ الأَوْدِىِّ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُبَيْلٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِى حَازِمٍ عَنْ مُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ قَالَ بَعَثَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى الْيَمَنِ. فَلَمَّا سِرْتُ أَرْسَلَ فِى أَثَرِى فَرُدِدْتُ فَقَالَ « أَتَدْرِى لِمَ بَعَثْتُ إِلَيْكَ لاَ تُصِيبَنَّ شَيْئًا بِغَيْرِ إِذْنِى فَإِنَّهُ غُلُولٌ. وَمَنْ يَغْلُلْ يَأْتِ بِمَا غَلَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ. لِهَذَا دَعَوْتُكَ فَامْضِ لِعَمَلِكَ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَدِىِّ بْنِ عَمِيرَةَ وَبُرَيْدَةَ وَالْمُسْتَوْرِدِ بْنِ شَدَّادٍ وَأَبِى حُمَيْدٍ وَابْنِ عُمَرَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ مُعَاذٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ مِنْ حَدِيثِ أَبِى أُسَامَةَ عَنْ دَاوُدَ الأَوْدِىِّ .
Tercemesi:
Muâz b. Cebel (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) beni Yemen’e vali olarak göndermişti; hareket edeceğim sırada peşimden bir haberci göndererek beni geri çevirdi ve buyurdu ki: “Seni niçin geri çevirdiğimi biliyor musun? Benim iznim olmadan hiçbir şey alma çünkü bu bir hainliktir. Her kim bu dünyada hainlik yaparsa kıyamet günü Allah’ın huzuruna, yaptığı o hainlikle getirilir. İşte bunun için seni çağırmıştım, şimdi vazifene gidebilirsin.” Tirmizî: Bu konuda Adıy b. Amîra, Büreyde, Müstevrid b. Şeddâd, Ebû Humeyd ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Muâz hadisi garib olup sadece bu şekliyle Ebû Usame’nin, Dâvûd el Evdî rivâyetinden bilmekteyiz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ahkâm 8, 3/621
Senetler:
()
Konular:
Yönetici, itaat ve sınırları
Yönetim, vali tayininde güven esası
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ عُمَرَو بْنِ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ لَعَنَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الرَّاشِى وَالْمُرْتَشِى فِى الْحُكْمِ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَعَائِشَةَ وَابْنِ حَدِيدَةَ وَأُمِّ سَلَمَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صحيح . وَقَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرُوِىَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَلاَ يَصِحُّ . قَالَ وَسَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ يَقُولُ: حَدِيثُ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَحْسَنُ شَىْءٍ فِى هَذَا الْبَابِ وَأَصَحُّ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18427, T001336
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ عُمَرَو بْنِ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ لَعَنَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الرَّاشِى وَالْمُرْتَشِى فِى الْحُكْمِ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَعَائِشَةَ وَابْنِ حَدِيدَةَ وَأُمِّ سَلَمَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صحيح . وَقَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرُوِىَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَلاَ يَصِحُّ . قَالَ وَسَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ يَقُولُ: حَدِيثُ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَحْسَنُ شَىْءٍ فِى هَذَا الْبَابِ وَأَصَحُّ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), hüküm konusunda rüşvet verene de alana da lanet etmiştir. Tirmizî: Bu konuda Abdullah b. Amr, Âişe, İbn Hadide ve Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahih olup, bu hadis Ebû Seleme b. Abdurrahman yoluyla Abdullah b. Amr’dan da rivâyet edilmiştir. Ebû Seleme’nin babasından da rivâyet edilmiş olup sahih değildir.
Tirmizî: Abdullah b. Abdurrahman’dan işittim şöyle diyordu: Ebû Seleme’nin Abdullah b. Amr’dan rivâyet ettiği hadis bu konuda en güzel ve en sahih rivâyettir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ahkâm 9, 3/622
Senetler:
()
Konular:
RÜŞVET
Rüşvet, rüşvet almak ya da vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18445, T001341
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَنْبَأَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ وَغَيْرُهُ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ فِى خُطْبَتِهِ « الْبَيِّنَةُ عَلَى الْمُدَّعِى وَالْيَمِينُ عَلَى الْمُدَّعَى عَلَيْهِ » . هَذَا حَدِيثٌ فِى إِسْنَادِهِ مَقَالٌ . وَمُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ الْعَرْزَمِىُّ يُضَعَّفُ فِى الْحَدِيثِ مِنْ قِبَلِ حِفْظِهِ ضَعَّفَهُ ابْنُ الْمُبَارَكِ وَغَيْرُهُ .
Tercemesi:
Amr b. Şuayb (r.a.)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), bir hutbesinde şöyle demiştir: “İspat edip delil getirmek davacıya yemin etmekte davalıya gerekir.” Tirmizî: Bu hadisin senedinde söylenti vardır.
Muhammed b. Ubeydullah el Arzemî’nin hafızası yönünden hadiste zayıf olduğu kaydedilmiştir. İbn’ül Mübarek ve ve başka hadisçiler onun zayıf olduğunu söylemektedirler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ahkâm 12, 3/626
Senetler:
()
Konular:
Yargı, Davalıdan yemin veya şahit istenmesi
Yargı, Şahitliğin önemi