166 Kayıt Bulundu.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Hüseyin b. Muhammed, ona Cerîr b. Hazım, ona Eyyüb, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) şöyle haber verdi: "Bekâr bir kız Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve babasının kendisini istemediği biriyle evlendirdiğini söyledi. Rasulullah (sav) onu (bu evliliği kabul edip etmemekte) muhayyer bıraktı."
Açıklama: Bu rivayet, bir babanın kızını, istemediği biriyle zorla evlendirmesinin haram olduğunu gösterir. Bu ve benzeri rivayetleri delil kabul eden Hanefîler, bir babanın, kızını evlenmeye zorlamasının câiz olmadığına hükmederler. İmâm Mâlik ve Şâfiî ise, anne-babanın kızını kendi istedikleri biriyle evlendirmesini câiz görürler. Delilleri de evlilikte velinin iznini şart gören rivayetlerdir.
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Yezid b. el-Hâd, ona Muhammed b. İbrahim, ona da Ebu Seleme rivayet etmiştir: "Ben Hz. Aişe'ye (r.anha) Rasulullah'ın (sav) ödediği mehri sordum. On iki okka ile bir neş'tir dedi. Neş nedir? diye sordum. Yarım okkadır, dedi."
Açıklama: Okka diye tercüme ettiğimiz ûkıyye kelimesi, kırk dirhemlik bir ağırlığı ifade eder. Neşş kelimesi de her şeyin yarısı anlamına geldiği gibi yirmi dirhemlik bir ağırlık için de kullanılır.
Bize Ebu Kamil, ona da Yezid b. Zürey'; (T) Bize Musa b. İsmail, ona Hammad -mana ile, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Yetim kızın kendi evliliği konusunda emri alınır; onun sessiz kalması izin vermesi demektir. Kabul etmez ise, üzerine gidilmesi câiz değildir." [Bu hadisin Yezid tarafından yapılan rivayette haddesenâ yerine ahberenâ lafzı kullanılmıştır.] [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi Ebu Halid Süleyman b. Hayyân ile Muaz b. Muaz da Muhammed b. Amr'dan aynı şekilde rivayet etmişlerdir.]
Bize Muhammed b. el-Alâ, ona İbn İdris, ona da Muhammed b. Amr önceki hadisi aynı isnadla nakletmiş ve buna; "eğer ağlarsa ya da susarsa" kelimesini eklemiştir. [Ebû Davud dedi ki: "Ağlarsa" kelimesi mahfuz değildir, bu kelime bu hadiste, ravilerden İbn İdris'ten yahut Muhammed b. el-Alâ'dan kaynaklanan bir hatadır.] [Yine Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi Ebu Amr Zekvân da Hz. Aişe'den rivayet etmiştir. Bu rivayete göre Hz. Aişe, Ey Allah'ın Rasulü, bekâr kız bu konuda konuşmaktan utanır demiş, Hz. Peygamber de "onun susması, kabul etmesi anlamına gelir," buyurdu.]
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Muaviye b. Hişam, ona Süfyan, ona İsmail b. Ümeyye, ona sika bir adam, ona da İbn Ömer (ra), Rasulullah (sav) şöyle buyurdu, dedi: "Kızları hakkında kadınlarla (anneleriyle) istişare ediniz."
Bize Ahmed b. Yunus ve Abdullah b. Mesleme, onlara Malik, ona Abdullah b. el-Fadl, ona Nafi' b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (ra) Rasulullah'ın (sav) buyurduğunu haber vermiştir: "Dul kadın, kendisini evlendirme kararını vermeye velisinden daha layıktır. Bekâr kızın ise izni alınır, onun izni de susmasıdır." [Bu rivayet, el-Ka'neb'in lafızlarıdır.]
Bize Muhammed b. Ubeyd, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Muhammede, ona Ebu'l-Acfâ es-Sülemi rivayet etmiştir: "Hz. Ömer (ra) bize bir hutbe irâd ederek şöyle dedi: Dikkat edin! Kadınlara verdiğiniz mehirlerde aşırıya gitmeyin! Eğer bu Allah katında takvâya ve dünyada izzet ve şerefe vesile olsaydı, Allah'ın Rasulü ona sizlerden daha lâyıktı. Oysa ne Allah'ın Rasulü zevcelerinden birine on iki ûkıyyeden fazla mehir verdi ne de kendi kızlarından hiçbirine bundan fazla mehir verildi."