96 Kayıt Bulundu.
Bana Muhammed b. Beşşâr, ona Abdulvehhâb, ona Eyyûb, ona Humeyd b. Hilal, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Âişe (r.anha) bize yünden keçelenmiş bir kaftan çıkardı ve “Peygamber'in ruhu bu kaftanın içinde alındı” dedi. Süleyman, Humeyd'den yaptığı rivayetinde şu eklemeyi yaptı: Ebu Burde “Âişe bize Yemen'de dokunan kaba kumaştan yapılmış bir gömlek ile yine bu kumaştan yapılıp "Mülebbede" dedikleri bir kaftan çıkardı” demiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Süleyman b. Muğira arasında inkıta vardır.
Bana Muhammed b. Beşşâr, ona Abdulvehhâb, ona Eyyûb, ona Humeyd b. Hilal, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Âişe (r.anha) bize yünden keçelenmiş bir kaftan çıkardı ve “Peygamber'in ruhu bu kaftanın içinde alındı” dedi. Süleyman, Humeyd'den yaptığı rivayetinde şu eklemeyi yaptı: Ebu Burde “Âişe bize Yemen'de dokunan kaba kumaştan yapılmış bir gömlek ile yine bu kumaştan yapılıp "Mülebbede" dedikleri bir kaftan çıkardı” demiştir.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Nâfi, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Necd tarafına, Abdullah'ın da içinde olduğu bir askeri birlik gönderdi. Bu birlik birçok deve ganimet aldı. Her bir askerin hissesine on iki yahut on bir deve düştü. Bu hisselerine ilâve olarak kendilerine, karşılıksız, birer deve daha verildi.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) Hevâzin mallarından, Allah'ın, kendisine fey olarak verdiği ganimetten (Kureyşli) adamlara yüzer deve vermeğe başladığı zaman Ensar'dan bazı kimseler “Allah, Rasulullah'a mağfiret eylesin, O, Kureyş'e veriyor da bizleri terk ediyor. Hâlbuki kılıçlarımızdan hâlâ Kureyşlilerin kanları damlıyor” dediler. Enes der ki: Ensâr'ın bu sözü Rasulullah'a kulağına geldi, bunun üzerine Rasulullah, Ensâr'a haber gönderip onları deriden bir çadır içinde topladı, Ensâr dışında kimseyi de çağırmadı. Onlar toplanınca, Peygamber ayağa kalktı ve "sizin tarafınızdan bana ulaşan bu söz nedir?" buyurdu. Ensâr'ın iyi anlayışlıları “Ey Allah'ın Rasulü, bizim başkanlarımız hiçbir söz söylememişlerdir. Amma bizden yaşı daha genç olan bazıları 'Allah, Rasûlullah'a mağfiret eylesin, O, Kureyş'e veriyor da bizleri bırakıyor. Hâlbuki bizim kılıçlarımızdan hâlâ Kureyş kanı damlıyor' demişlerdir” dediler. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Ben Kureyş'ten, henüz küfür ve şirk döneminden çıkmamış olan bazı kimselere dünyalık vererek onların gönüllerini İslâm Dinine alıştırmak istiyorum. İnsanlar aldıkları mallarla giderlerken, sizler evlerinize Peygamber'le gitmeye razı olmaz mısınız? Allah'a yemin ederim ki, sizin Peygamber'le Medine'ye dönüp gitmeniz, onların ganimet mallarıyla evlerine gitmelerinden şüphesiz daha hayırlıdır" buyurdu. Ensâr da “ey Allah'ın Rasulü, bizler Seninle Medine'ye gitmeye razıyız” dediler. Bunun üzerine Hz Peygamber (sav) de onlara "zaman gelecek çok kere başkaları size tercih edilecektir. Havuz başında Allah'a ve Rasulü'ne kavuşuncaya kadar sabrediniz" buyurdu. Enes der ki: Fakat biz sabredemedik.
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be, ona Humeyd b. Hilal, ona da Abdullah b. Muğaffel (ra) şöyle söylemiştir: "Bizler Hayber kuşatmasındaydık. Bir insan, içinde yağ bulunan bir tulum attı. Ben onu almak için hemen ileri atıldım. Arkama döndüğümde birden Hz. Peygamber'i (sav) görünce utandım."