Öneri Formu
Hadis Id, No:
155539, BS018332
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو سَعِيدِ بْنُ أَبِى عَمْرٍو حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ أَخْبَرَنَا الرَّبِيعُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ سَأَلْتُ الشَّافِعِىَّ عَنْ أَهْلِ الدَّارِ مِنْ أَهْلِ الْحَرْبِ يَقْسِمُونَ الدَّارَ وَيَمْلِكُ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ عَلَى ذَلِكَ الْقَسْمِ وَيُسْلِمُونَ ثُمَّ يُرِيدُ بَعْضُهُمْ أَنْ يَنْقُضَ ذَلِكَ الْقَسْمَ وَيَقْسِمَهُ عَلَى قَسْمِ الأَمْوَالِ فَقَالَ لَيْسَ ذَلِكَ لَهُ فَقُلْتُ وَمَا الْحُجَّةُ فِى ذَلِكَ قَالَ الاِسْتِدْلاَلُ بِمَعْنَى الإِجْمَاعِ وَالسُّنَّةِ فَذَكَرَ مَا لاَ يُؤَاخَذُونَ بِهِ مِنْ قَتْلِ بَعْضِهِمْ بَعْضًا وَسَبْىِ بَعْضِهِمْ بَعْضًا وَغَصْبِ بَعْضِهِمْ بَعْضًا ثُمَّ قَالَ مَعَ أَنَّهُ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ ثَوْرِ بْنِ زَيْدٍ الدِّيلِىِّ قَالَ بَلَغَنِى أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« أَيُّمَا دَارٍ أَوْ أَرْضٍ قُسِمَتْ فِى الْجَاهِلِيَّةِ فَهِىَ عَلَى قَسْمِ الْجَاهِلِيَّةِ وَأَيُّمَا دَارٍ أَوْ أَرْضٍ أَدْرَكَهَا الإِسْلاَمُ لَمْ تُقْسَمْ فَهِىَ عَلَى قَسْمِ الإِسْلاَمِ ». قَالَ الشَّافِعِىُّ وَنَحْنُ نَرْوِى فِيهِ حَدِيثًا أَثْبَتَ مِنْ هَذَا بِمِثْلِ مَعْنَاهُ.
Tercemesi:
Bize Ebu Said b. Ebu Amr, ona Ebu el-Abbas, ona Muhammed b. Yakub, ona da er-Rabî' b. Süleyman şöyle diyerek rivayet etti:
Bir evi paylaşmakta olan ve birbirleri üzerine sahiplik iddiasında bulunan Harb kabilesinin hane halkından eş-Şâfî'ye bu paylaşım hakkında sordum. Hane kalkından bir kısmı Müslüman olduktan sonra (daha önce yapılan) paylaşımı bozmak ve malları (yeniden) taksim etmek istemiş. Fakat Şâfî bu taksimatın kendisi için olmadığını söyledi. Bunun üzerine ona bu taksimat hakkındaki delili sordum. O da buradaki dayanağın icma ve sünnet olduğunu söyledi ve birbirlerini katleden, birbirlerine söven ve birbirlerine kin tutan insanlardan diğerlerinin sorumlu tutulmayacağını belirttikten sonra, Mâlik'in, ona da Sevr b. Zeyd ed-Dîlî'nin rivayet ederek Rasulullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletti:
"Cahiliye döneminde taksim edilen bütün ev ve araziler, Cahiliye'de yapılan taksimat üzerine bakidir, bununla birlikte İslam dönemine kadar henüz taksim edilmemiş bütün ev ve araziler taksimat hususunda İslam hükümlerine tabidir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Siyer 18332, 18/395
Senetler:
()
Konular:
Arazi, mülkiyet hukuku
Arazi, toprak anlaşmazlıkları
Savaş, Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
155540, BS018333
Hadis:
قَالَ الشَّيْخُ وَلَعَلَّهُ أَرَادَ مَا أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ زِيَادٍ النَّحْوِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ حُمَيْدِ بْنِ نُعَيْمٍ الْمَرْوَزِىُّ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ دَاوُدَ ح وَأَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ عَبْدَانَ أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ عُبَيْدٍ الصَّفَّارُ حَدَّثَنَا تَمْتَامٌ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ دَاوُدَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مُسْلِمٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ عَنْ أَبِى الشَّعْثَاءِ : جَابِرِ بْنِ زَيْدٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُمَا عَنِ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« كُلُّ قَسْمٍ قُسِمَ فِى الْجَاهِلِيَّةِ فَهُوَ عَلَى مَا قُسِمَ عَلَيْهِ وَكُلُّ قَسْمٍ قُسِمَ فِى الإِسْلاَمِ فَهُوَ عَلَى مَا قُسِمَ فِى الإِسْلاَمِ ». لَفْظُ حَدِيثِ تَمْتَامٍ. وَقَدْ رُوِىَ حَدِيثُ مَالِكٍ مَوْصُولاً
Tercemesi:
Bize Ebu Abdullah el-Hafız, ona Ahmed b. Muhammed b. Ziyâd en-Nahvî, ona Muhammed b. Ahmed b. Humeyd b. Nuaym el-Mervezî, ona Musa b. Davud, ona Ali b. Ahmed b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd es-Saffâr, ona Temtâm, ona Musa b. Davud, ona Muhammed b. Müslim, ona Amr b. Dinar, ona babası eş-Şe'sâ, ona Câbir b. Zeyd ona da İbn Abbas (r.a.) Rasulullah'tan (s.a.v.) rivayet etti.
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Cahiliye döneminde yapılan bütün (mal, miras vs.) taksimi, taksim edildiği şekliyle bakidir. İslam döneminde yapılan bütün (mal, miras vs.) paylaşımı ise İslam'ın belirlediği paylaşım hükümlerine tabidir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Siyer 18333, 18/396
Senetler:
()
Konular:
Arazi, mülkiyet hukuku
Arazi, toprak anlaşmazlıkları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
155541, BS018334
Hadis:
أَخْبَرَنَاهُ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ الْمُظَفَّرِ الْحَافِظُ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى دَاوُدَ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَفْصٍ حَدَّثَنِى أَبِى حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ طَهْمَانَ عَنْ مَالِكٍ عَنْ ثَوْرِ بْنِ زَيْدٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُمَا قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَذَكَرَهُ مِثْلَ رِوَايَةِ الشَّافِعِىِّ رَحِمَهُ اللَّهُ.
Tercemesi:
Bize Ebu Abdullah el-Hafız, ona Muhammed b. el-Muzaffer Hafız, ona Ebubekir b. Ebû Davud, ona Ahmed b. Hafs, ona babası, ona İbrahim b. Tahmân, ona Mâlik, ona Sevr b. Zeyd, ona İkrime ona da İbn Abbas (r.a.) rivayet etti ki Rasulullah (sav) şöyle buyurdu, dedi ve Şâfî'nin (r.h.) rivayetinin aynısını zikretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Siyer 18334, 18/396
Senetler:
()
Konular:
Arazi, mülkiyet hukuku
Arazi, toprak anlaşmazlıkları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
155667, BS018458
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو سَعِيدٍ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ حَدَّثَنَا يَحْيَى حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ غِيَاثٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ قَيْسٍ الأَسَدِىِّ عَنْ أَبِى عَوْنٍ الثَّقَفِىِّ قَالَ : كَانَ عُمَرُ وَعَلِىُّ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُمَا إِذَا أَسْلَمَ الرَّجُلُ مِنْ أَهْلِ السَّوَادِ تَرَكَاهُ يَقُومُ بِخَرَاجِهِ فِى أَرْضِهِ.
Tercemesi:
Bize Ebu Said, ona Ebu Abbas, ona Yahya, ona Hafs b. Ğıyâs ona da Muhammed b. Kays el-Esedî'nin aktardığına göre Ebu Avn es-Sakafî şöyle demiştir:
Ömer ve Ali (r.anhuma) Sevâd ehli [bağ-bahçe sahibi] birisi Müslüman olduğunda haracını vermek şartıyla toprağını ona bırakırlardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Siyer 18458, 18/464
Senetler:
()
Konular:
Arazi, mülkiyet hukuku
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Yönetim, arazi politikası / vergisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
155778, BS018562
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ : مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الْحَكَمِ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ سَعْدٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ أَبِى أُمَامَةَ بْنِ سَهْلِ بْنِ حُنَيْفٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« إِنَّ أَوَّلَ مَا يُهَرَاقُ مِنْ دَمِ الشَّهِيدِ تُغْفَرُ لَهُ ذُنُوبُهُ ».
Tercemesi:
Bize, Ebu Abdullah el-Hafız, ona Ebu Abbas Muhammed b. Yakub, ona Muhammed b. Abdullah b. Abdülhakem, ona İbn Vehb, ona Abdurrahman b. Sad, ona Sehl b. Ebu Ümame b. Sehl b. Huneyf, ona babası, ona da dedesi naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Şehidin dökülen ilk kanı onun günahlarına mağfiret olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Siyer 18562, 18/536
Senetler:
()
Konular:
Şehit, mükafatı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
155783, BS018567
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَلِىٍّ الرُّوذْبَارِىُّ أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ دَاسَةَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَسَّانَ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ رَبَاحٍ الذِّمَارِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى عَمِّى نِمْرَانُ بْنُ عُتْبَةَ الذِّمَارِىُّ قَالَ : دَخَلْنَا عَلَى أُمِّ الدَّرْدَاءِ وَنَحْنُ أَيْتَامٌ فَقَالَتْ : أَبْشِرُوا فَإِنِّى سَمِعْتُ أَبَا الدَّرْدَاءِ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :
"يَشْفَعُ الشَّهِيدُ فِى سَبْعِينَ مِنْ أَهْلِ بَيْتِهِ".
[ قَالَ أَبُو دَاوُدَ صَوَابُهُ رَبَاحُ بْنُ الْوَلِيدِ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Ali Ruzbârî, ona Ebu Bekir b. Dâse, ona Ebu Davud, ona Ahmed b. Salih, ona Yahya b. Hassân, ona Velîd b. Rebâh ez-Zimmârî, ona da amcası Nimrân b. Utbe ez-Zimmârî şöyle rivayet etmiştir:
Yetimler olarak bizler Ümmü Derdâ'nın yanına girdik. O, 'Size müjdeler olsun! Ebu Derdâ, bana, Rasulullah'ın (sav) "Şehit, ailesinden 70 kişiye şefaat eder" buyurduğunu rivayet etti' dedi.
Ebu Davud, ravinin [Velîd b. Rebâh ez-Zimmârî], isminin doğrusunun Rebâh b. Velid olduğunu söyledi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Siyer 18567, 18/539
Senetler:
()
Konular:
Şefaat, şefaat
Şehit, şefaatçi olması