حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ عِرَاكِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّهَا أَخْبَرَتْهُ:
"أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُصَلِّى بِاللَّيْلِ ثَلاَثَ عَشْرَةَ رَكْعَةً بِرَكْعَتَىِ الْفَجْرِ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9581, D001360
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ عِرَاكِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّهَا أَخْبَرَتْهُ:
"أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُصَلِّى بِاللَّيْلِ ثَلاَثَ عَشْرَةَ رَكْعَةً بِرَكْعَتَىِ الْفَجْرِ."
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Irâk b. Malik, ona Urve, ona Hz. Aişe şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber, sabah namazının iki rekât sünneti de dahil olmak üzere ön üç rekât namaz kılardı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Tatavvu' 317, /319
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Irak b. Malik el-Ğıfarî (Irâk b. Malik)
4. İbn Ebu Habib Yezid b. Kays el-Ezdî (Yezid b. Süveyd)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Nafile ibadet, geceleyin
Namaz, namazların sünnetleri
Vitir Namazı, Vitir namazı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15526, D002512
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ السَّرْحِ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنْ حَيْوَةَ بْنِ شُرَيْحٍ وَابْنِ لَهِيعَةَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ أَسْلَمَ أَبِى عِمْرَانَ قَالَ : غَزَوْنَا مِنَ الْمَدِينَةِ نُرِيدُ الْقُسْطَنْطِينِيَّةَ، وَعَلَى الْجَمَاعَةِ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ خَالِدِ بْنِ الْوَلِيدِ وَالرُّومُ مُلْصِقُو ظُهُورِهِمْ بِحَائِطِ الْمَدِينَةِ، فَحَمَلَ رَجُلٌ عَلَى الْعَدُوِّ فَقَالَ النَّاسُ: مَهْ، مَهْ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ، يُلْقِى بِيَدَيْهِ إِلَى التَّهْلُكَةِ. فَقَالَ أَبُو أَيُّوبَ: إِنَّمَا نَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ فِينَا مَعْشَرَ الأَنْصَارِ لَمَّا نَصَرَ اللَّهُ نَبِيَّهُ وَأَظْهَرَ الإِسْلاَمَ، قُلْنَا: هَلُمَّ نُقِيمُ فِى أَمْوَالِنَا وَنُصْلِحُهَا، فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى "(وَأَنْفِقُوا فِى سَبِيلِ اللَّهِ وَلاَ تُلْقُوا بِأَيْدِيكُمْ إِلَى التَّهْلُكَةِ)" فَالإِلْقَاءُ بِالأَيْدِى إِلَى التَّهْلُكَةِ أَنْ نُقِيمَ فِى أَمْوَالِنَا وَنُصْلِحَهَا وَنَدَعَ الْجِهَادَ. قَالَ أَبُو عِمْرَانَ: فَلَمْ يَزَلْ أَبُو أَيُّوبَ يُجَاهِدُ فِى سَبِيلِ اللَّهِ حَتَّى دُفِنَ بِالْقُسْطَنْطِينِيَّةِ.
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Amr b. es-Serh, ona İbn Vehb, Hayve b. Şurayh ve İbn Lehîa' o ikisine Yezid b. Ebu Habib, ona Eslem Ebu İmran şöyle dedi: Biz Medine'den, İstanbul'u fethetme arzusu ile savaşa çıktık. Ordunun başında Abdurrahman b. Halid b. el-Velîd vardı. Rumlar ise sırtlarını şehrin surlarına dayamışlardı. Derken bir adam düşman üzerine atıldı. Bunun üzerine insanlar geri dur, geri dur! Lâ ilahe illallah, kendi eliyle kendini tehlikeye atıyor! dediler. Bu söz üzerine Ebu Eyyüb (ra) şöyle dedi: Bu ayet, biz Ensâr topluluğu hakkında indi. Allah, Peygamber'ine (sav) yardım edip İslamiyet'i galip kılınca; Haydi gelin artık mallarımız ile meşgul olalım, onları işlek hale getirelim demiştik. Bunun üzerine Allah Teâlâ: "Allah yolunda harcayın. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın!"(Bakara, 2/195) ayetini indirdi. Kendi ellerimizle kendimizi tehlikeye atmak demek; mallarımız ile meşgul olup, onları çalıştıracağız derken, cihadı terk etmemiz demektir. Ebu İmran devamla dedi ki: Ebu Eyyüb vefat edip İstanbul'a defnedilinceye kadar Allah yolunda cihada devam etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 23, /583
Senetler:
1. Ebu Eyyüb el-Ensari (Halid b. Zeyd b. Küleyb b. Salabe b. Abd)
2. Eslem b. Yezid el-Mısrî (Eslem b. Yezid)
3. İbn Ebu Habib Yezid b. Kays el-Ezdî (Yezid b. Süveyd)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Lehîa el-Hadramî (Abdullah b. Lehîa b. Ukbe)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Tahir Ahmed b. Amr el-Kuraşî (Ahmed b. Amr b. Abdullah)
Konular:
KTB, CİHAD
Şehirler, İstanbul, fethi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25812, N001229
Hadis:
أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ حَمَّادٍ قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ أَبِى أَنَسٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم صَلَّى يَوْمًا فَسَلَّمَ فِى رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ انْصَرَفَ فَأَدْرَكَهُ ذُو الشِّمَالَيْنِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنُقِصَتِ الصَّلاَةُ أَمْ نَسِيتَ فَقَالَ « لَمْ تُنْقَصِ الصَّلاَةُ وَلَمْ أَنْسَ » . قَالَ بَلَى وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَصَدَقَ ذُو الْيَدَيْنِ » . قَالُوا نَعَمْ . فَصَلَّى بِالنَّاسِ رَكْعَتَيْنِ .
Tercemesi:
Bize İsa b. Hammad, ona el-Leys, ona Yezid b. Ebu Habib, ona İmran b. Ebu Enes, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sav) bir gün bize namaz kıldırırken iki rekâtta selam verdi, namazdan ayrılınca Zü'ş-Şimaleyn isimli biri yanına vararak: 'Ey Allah'ın Rasulü! Namaz mı kısaldı yoksa unuttun mu?' diye sordu. Rasulullah da (sav):
"Ne unuttum ne de kısaldı," buyurunca; Zü'ş-Şimaleyn: 'Evet seni hak din üzere gönderen Allah'a yemin olsun ki namazı kısalttın,' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav),
"Zü'ş-Şimaleyn, doğru mu söylüyor," dedi. Cemaat: 'Evet' deyince; insanlarla birlikte iki rekât daha namaz kıldı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Sehv 22, /2167
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. İmran b. Ebu Enes el-Kuraşî (İmran b. Abdülaziz b. Şurahbil b. Hasene)
4. İbn Ebu Habib Yezid b. Kays el-Ezdî (Yezid b. Süveyd)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. İsa b. Hammad et-Tücibi (İsa b. Hammad b. Müslim b. Abdullah)
Konular:
Namaz, Sehiv secdesi, yapılışı, yeri, zamanı
Namaz, yanılmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25940, N001303
Hadis:
أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ أَبِى الْخَيْرِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ أَبِى بَكْرٍ الصِّدِّيقِ - رضى الله عنهما أَنَّهُ قَالَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلِّمْنِى دُعَاءً أَدْعُو بِهِ فِى صَلاَتِى . قَالَ « قُلِ اللَّهُمَّ إِنِّى ظَلَمْتُ نَفْسِى ظُلْمًا كَثِيرًا وَلاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ فَاغْفِرْ لِى مَغْفِرَةً مِنْ عِنْدِكَ وَارْحَمْنِى إِنَّكَ أَنْتَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ » .
Tercemesi:
Ebu Bekir es-Sıddık ve Abdullah b. Amr'dan (r.anhüma) rivayet edildiğine göre, şöyle demişlerdir: Ebu Bekir, Peygamber'e (sav) bana bir dua öğretde namazlarımda onu okuyayım demişti. Rasulullah da (sav) şöyle dua et dedi:
"Allah'ım! Kendime pek çok zulmettim, Senden başka günahları kimse affedemez. O yüzden lütfunla benim günahlarımı affet, bana acı çünkü Sen çok affedici ve merhamet edensin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Sehv 59, /2172
Senetler:
1. Ebu Bekir es-Sıddîk (Abdullah b. Osman b. Amir b. Amr b. Ka'b)
2. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
3. Ebu Hayr Mersed b. Abdullah el-Yeznî (Mersed b. Abdullah)
4. İbn Ebu Habib Yezid b. Kays el-Ezdî (Yezid b. Süveyd)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Dua, Namazda ve ardından yapılan
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270520, D000335-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ الْمُرَادِىُّ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنِ ابْنِ لَهِيعَةَ وَعَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ أَبِى أَنَسٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ أَبِى قَيْسٍ مَوْلَى عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ
"أَنَّ عَمْرَو بْنَ الْعَاصِ كَانَ عَلَى سَرِيَّةٍ. وَذَكَرَ الْحَدِيثَ نَحْوَهُ. قَالَ: فَغَسَلَ مَغَابِنَهُ وَتَوَضَّأَ وُضُوءَهُ لِلصَّلاَةِ ثُمَّ صَلَّى بِهِمْ فَذَكَرَ نَحْوَهُ وَلَمْ يَذْكُرِ التَّيَمُّمَ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ: وَرُوِيَتْ هَذِهِ الْقِصَّةُ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ عَنْ حَسَّانَ بْنِ عَطِيَّةَ قَالَ فِيهِ فَتَيَمَّمَ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Selem el-Muradî, ona İbn Vehb, ona İbn Lehîa ve Amr b. Haris, onlara Yezid b. Ebu Habib, ona İmran b. Ebu Enes, ona Abdurrahman b. Cübeyr, ona da Amr b. As'ın azatlısı Ebu Kays şöyle demiştir:
"Amr b. As, bir seriyyenin başında idi... diyerek önceki hadisin benzerini nakletti ve şöyle dedi: Koltuk altlarını yıkadı ve namaz abdesti alır gibi abdest aldı. Sonra da cemaate namaz kıldırdı. Ebu Kays, devamında önceki hadisin benzerini nakletti ancak teyemmümü zikretmedi."
[Ebû Davud şöyle demiştir: Bu olayı Evzâî, Hassan b. Atiyye'den nakletmiştir ve rivayetinde teyemmümü zikretmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Tahâret 126, /88
Senetler:
1. Ebu Abdullah Amr b. As el-Kuraşî (Amr b. As b. Vail b. Hişam b. Suayd)
2. Ebu Kays Abdurrahman b. Sabit el-Mısri (Abdurrahman b. Sabit)
3. Abdurrahman b. Cübeyr el-Müezzin (Abdurrahman b. Cübeyr)
4. İmran b. Ebu Enes el-Kuraşî (İmran b. Abdülaziz b. Şurahbil b. Hasene)
5. İbn Ebu Habib Yezid b. Kays el-Ezdî (Yezid b. Süveyd)
6. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
7. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
8. Ebu Hâris Muhammed b. Seleme el-Muradî (Muhammed b. Seleme b. Abdullah b. Ebu Fatma)
Konular:
Engelliler, özürlüler, namazda
Gusül, alınış şekli
Gusül, sünnete uygun
Güvenlik, Can, Mal, Irz Güvenliği
İbadet, özür halinde ibadet
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Sahabe, anlayış farklılıkları
Sahabe, ictihadı
Sahâbe, sahabiler ve hadîs
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Temizlik, Gusül
Temizlik, toprakla temizlik
Teyemmüm, cünüplükten dolayı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
272898, D002512-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ السَّرْحِ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنْ حَيْوَةَ بْنِ شُرَيْحٍ وَابْنِ لَهِيعَةَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ أَسْلَمَ أَبِى عِمْرَانَ قَالَ: غَزَوْنَا مِنَ الْمَدِينَةِ نُرِيدُ الْقُسْطَنْطِينِيَّةَ، وَعَلَى الْجَمَاعَةِ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ خَالِدِ بْنِ الْوَلِيدِ وَالرُّومُ مُلْصِقُو ظُهُورِهِمْ بِحَائِطِ الْمَدِينَةِ، فَحَمَلَ رَجُلٌ عَلَى الْعَدُوِّ فَقَالَ النَّاسُ: مَهْ، مَهْ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ، يُلْقِى بِيَدَيْهِ إِلَى التَّهْلُكَةِ. فَقَالَ أَبُو أَيُّوبَ: إِنَّمَا نَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ فِينَا مَعْشَرَ الأَنْصَارِ لَمَّا نَصَرَ اللَّهُ نَبِيَّهُ وَأَظْهَرَ الإِسْلاَمَ، قُلْنَا: هَلُمَّ نُقِيمُ فِى أَمْوَالِنَا وَنُصْلِحُهَا، فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى "(وَأَنْفِقُوا فِى سَبِيلِ اللَّهِ وَلاَ تُلْقُوا بِأَيْدِيكُمْ إِلَى التَّهْلُكَةِ)" فَالإِلْقَاءُ بِالأَيْدِى إِلَى التَّهْلُكَةِ أَنْ نُقِيمَ فِى أَمْوَالِنَا وَنُصْلِحَهَا وَنَدَعَ الْجِهَادَ. قَالَ أَبُو عِمْرَانَ: فَلَمْ يَزَلْ أَبُو أَيُّوبَ يُجَاهِدُ فِى سَبِيلِ اللَّهِ حَتَّى دُفِنَ بِالْقُسْطَنْطِينِيَّةِ.
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Amr b. es-Serh, ona İbn Vehb, Hayve b. Şurayh ve İbn Lehîa' o ikisine Yezid b. Ebu Habib, ona Eslem Ebu İmran şöyle dedi: Biz Medine'den, İstanbul'u fethetme arzusu ile savaşa çıktık. Ordunun başında Abdurrahman b. Halid b. el-Velîd vardı. Rumlar ise sırtlarını şehrin surlarına dayamışlardı. Derken bir adam düşman üzerine atıldı. Bunun üzerine insanlar geri dur, geri dur! Lâ ilahe illallah, kendi eliyle kendini tehlikeye atıyor! dediler. Bu söz üzerine Ebu Eyyüb (ra) şöyle dedi: Bu ayet, biz Ensâr topluluğu hakkında indi. Allah, Peygamber'ine (sav) yardım edip İslamiyet'i galip kılınca; Haydi gelin artık mallarımız ile meşgul olalım, onları işlek hale getirelim demiştik. Bunun üzerine Allah Teâlâ: "Allah yolunda harcayın. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın!"(Bakara, 2/195) ayetini indirdi. Kendi ellerimizle kendimizi tehlikeye atmak demek; mallarımız ile meşgul olup, onları çalıştıracağız derken, cihadı terk etmemiz demektir. Ebu İmran devamla dedi ki: Ebu Eyyüb vefat edip İstanbul'a defnedilinceye kadar Allah yolunda cihada devam etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 23, /583
Senetler:
1. Ebu Eyyüb el-Ensari (Halid b. Zeyd b. Küleyb b. Salabe b. Abd)
2. Eslem b. Yezid el-Mısrî (Eslem b. Yezid)
3. İbn Ebu Habib Yezid b. Kays el-Ezdî (Yezid b. Süveyd)
4. Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh et-Tücîbî (Hayve b. Şurayh b. Safvan b. Malik)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Tahir Ahmed b. Amr el-Kuraşî (Ahmed b. Amr b. Abdullah)
Konular:
KTB, CİHAD
Şehirler, İstanbul, fethi
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِى رَبَاحٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنهما - أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ عَامَ الْفَتْحِ وَهْوَ بِمَكَّةَ « إِنَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ حَرَّمَ بَيْعَ الْخَمْرِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33835, B004296
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِى رَبَاحٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنهما - أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ عَامَ الْفَتْحِ وَهْوَ بِمَكَّةَ « إِنَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ حَرَّمَ بَيْعَ الْخَمْرِ » .
Tercemesi:
-.......Câbir ibn Abdillah (R), Rasûlullah Mekke'nin fethi senesi Mekke'de iken, Rasûlullah(S)'tan: "Şübhesiz Allah veRasûlü şarâbın alışverişini... haram kıldı" buyururken işitmiştir
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 51, 2/108
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. İbn Ebu Habib Yezid b. Kays el-Ezdî (Yezid b. Süveyd)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
İçki, alış-verişinin yasaklanması
حَدَّثَنَا أَصْبَغُ قَالَ أَخْبَرَنِى ابْنُ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عَمْرٌو عَنِ ابْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ أَبِى الْخَيْرِ عَنِ الصُّنَابِحِىِّ أَنَّهُ قَالَ لَهُ مَتَى هَاجَرْتَ قَالَ خَرَجْنَا مِنَ الْيَمَنِ مُهَاجِرِينَ ، فَقَدِمْنَا الْجُحْفَةَ ، فَأَقْبَلَ رَاكِبٌ فَقُلْتُ لَهُ الْخَبَرَ فَقَالَ دَفَنَّا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم مُنْذُ خَمْسٍ . قُلْتُ هَلْ سَمِعْتَ فِى لَيْلَةِ الْقَدْرِ شَيْئًا قَالَ نَعَمْ أَخْبَرَنِى بِلاَلٌ مُؤَذِّنُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ فِى السَّبْعِ فِى الْعَشْرِ الأَوَاخِرِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34634, B004470
Hadis:
حَدَّثَنَا أَصْبَغُ قَالَ أَخْبَرَنِى ابْنُ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عَمْرٌو عَنِ ابْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ أَبِى الْخَيْرِ عَنِ الصُّنَابِحِىِّ أَنَّهُ قَالَ لَهُ مَتَى هَاجَرْتَ قَالَ خَرَجْنَا مِنَ الْيَمَنِ مُهَاجِرِينَ ، فَقَدِمْنَا الْجُحْفَةَ ، فَأَقْبَلَ رَاكِبٌ فَقُلْتُ لَهُ الْخَبَرَ فَقَالَ دَفَنَّا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم مُنْذُ خَمْسٍ . قُلْتُ هَلْ سَمِعْتَ فِى لَيْلَةِ الْقَدْرِ شَيْئًا قَالَ نَعَمْ أَخْبَرَنِى بِلاَلٌ مُؤَذِّنُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ فِى السَّبْعِ فِى الْعَشْرِ الأَوَاخِرِ .
Tercemesi:
-....... Bana Amr ibnu'I-Hâris, Yezîd ibn Ebî Habîb'den; o da Ebû'1-Hayr'dan haber verdi ki, Ebû'1-Hayr es-Sanâbihî'ye:
— Medine'ye ne zaman hicret ettin? diye sordu. es-Sanâbihî de ona şöyle cevâb vermiştir:
— Bizler, Peygamber'e hicret etmek üzere Yemen'den yola çıktık. Cuhfe'ye geldik. Karşıdan bir süvârîyönelip geldi. Ben o süvârî-ye: Bize Medine'den haber ver, dedim. O zât: Peygamber(S)'i beş gün önce defnettik, dedi.
Ebû'1-Hayr dedi ki: Ben es-Sanâbihî'ye:
— Kadir gecesinin ta'ymi hakkında birşey işittin mi? dedim. O:
— Evet işittim. Bana Peygamber'in müezzini Bilâl, onun ta'yî-ni ramazânın son on günü içindeki yedidedir, diye haber verdi, dedi
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 88, 2/143
Senetler:
1. Ebu Abdullah Abdurrahman b. Useyle es-Sunâbihî (Abdurrahman b. Useyle es-Sunâbihî)
2. Ebu Hayr Mersed b. Abdullah el-Yeznî (Mersed b. Abdullah)
3. İbn Ebu Habib Yezid b. Kays el-Ezdî (Yezid b. Süveyd)
4. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Abdullah Esbağ b. Ferec el-Ümevî (Esbağ b. Ferec b. Said b. Nafi)
Konular:
Hz. Peygamber, vefatı