Giriş

Bize Muhammed b. Kesir, ona Süleyman b. Kesir, ona Humeyd et-Tavîl, ona İshak b. Abdullah b. Haris, ona da Hz. Osman'ın Tâif valisi olan babası el-Hâris'in haber verdiğine göre; "o, Hz. Osman için keklik ve yaban eşeği etinden bir yemek hazırlanmıştı. Hz. Osman da Hz. Ali'ye haber gönderdi. Haberci gittiğinde Hz. Ali, develeri için ağaçların yapraklarını topluyordu. Ellerindeki yaprakları silkeledi (ve yemeğe geldi). Ona buyur ye! dediler. Biz ihramlıyız, siz bunu ihramsız olanlara yedirin karşılığını verdi. Sonra da şöyle devam etti. Burada bulunan Eşca' kabilesi mensuplarına soruyorum; Allah aşkına sizler, Rasulullah'a (sav) ihramlı iken bir adamın kendisine yaban eşeği budunu hediye ettiğini, ama O'nun yemediğini biliyor musunuz? Evet! dediler."


Açıklama: İhramlı birinin avlanması Mâide 95 ve 96. ayetleriyle yasaklanmıştır. İslâm hukukçuları ihramlı birinin, başkası tarafından avlanan hayvanın etini de yiyemeyeceği görüşündedirler. Bu konudaki iki farklı görüşten, “yiyemez” hükmünü benimseyenlerin delillerinden biri de bu hadistir. Ancak fukahanın büyük çoğunluğu, ihramlının hiçbir katkısı, işareti ve isteği olmaksızın, onun adına da avlanmamak şartıyla ihramsız biri tarafından avlanan hayvanın etinden yiyebileceği kanaatindedirler. Hanefîler, ihramlı için avlanmış olmasında da sakınca görmezler.

    Öneri Formu
11375 D001849 Ebu Davud, Menasik, 40


    Öneri Formu
10969 D001679 Ebu Davud, Zekât, 41


    Öneri Formu
10998 D001681 Ebu Davud, Zekât, 41


    Öneri Formu
11009 D001691 Ebu Davud, Zekât, 45


    Öneri Formu
11149 D001762 Ebu Davud, Menasik, 18


    Öneri Formu
275441 D001697-2 Ebu Davud, Zekat, 45


    Öneri Formu
275442 D001697-3 Ebu Davud, Zekat, 45

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Şube, ona Seleme b. Küheyl, ona Süveyd b. Ğafele rivayet etmiştir: Zeyd b. Sûhan ve Selmân b. Rabîa ile savaşa çıkmıştım. Yolda bir kamçı buldum. Bana, at onu! dediler. Ben de atmam, ama eğer sahibini bulursam kendisine veririm, yoksa ben kullanırım dedim. Sonra bana hac nasip oldu. Bu münasebetle Medine'ye gittim, orada Übey b. Ka'b'a rastladım, ona bu meseleyi sordum, o dedi ki: Ben de bir gün, içinde yüz dinar bulunan bir kese bulmuştum. Keseyi Hz. Peygamber’e götürdüm, bana "bir yıl boyunca onu ilan et!" buyurdu. Ben de bir yıl ilan ettim, ama sahibi çıkmadı. Tekrar Hz. Peygamber'e götürdüm, yine "bir yıl daha ilan et!" buyurdu. Yine ilan ettim, yine sahibi çıkmadı. Tekrar Hz. Peygamber'e götürdüm. "Bir yıl daha ilan et!" buyurdular. Tekrar ilan ettim, sonra gelip Onu tanıyan birini bulamadım dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber şunları söyledi: "Bu paranın miktarını, kesesini ve bağını hıfzet; eğer günün birinde sahibi gelecek olursa kendisine verirsin, gelmezse ondan kendin yararlan!" [(Hadisin ravisi Şube der ki): (Seleme b. Küheyl) şöyle dedi: (Süveyd b. Ğafele) 'Onu üç yıl ilan et mi dedi, yoksa bir yıl mı dedi, hatırlamıyorum.]


    Öneri Formu
11050 D001701 Ebu Davud, Lukata, 1

Bize Muhammed b. Kesir, ona Hemmâm, ona Ata, ona Safvan b. Ya'la b. Ümeyye, ona da babası rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) Cirâne'de iken üzerinde halûk-yahut safran- denilen bir tür parfüm eseri bulunan cübbeli bir adam gelmiş ve Ey Allah'ın Rasulü, umremi yaparken ne şekilde hareket etmemi tavsiye edersin? diye sormuş. Bunun Allah Tebâreke ve Teâlâ hemen Hz. Peygamber'e ayet indirdi. Hz. Peygamber vahyin etkisinden çıkınca "umreyi soran zât nerede?" diye sormuş ve ona hitaben, "vücudundaki halûk'un -yahut da safranın- izlerini yıka, cübbeni çıkar, haccında ne yaptın ise, umrende de onu yap!" buyurmuştur.


    Öneri Formu
11258 D001819 Ebu Davud, Menasik, 30

Bize Haccac b. Ebu Yakub, ona Yakub b. İbrahim, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona Salih, ona İbn Şihab, ona da Ebu Bekir b. Süleyman b. Ebu Hasme; "Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisi nakledip onun, insanlar kendisine telkinde bulunana dek şüphe edildiğinde eda edilen iki sehiv secdesini yapmadığını rivayet etmiştir." [İbn Şihab şöyle demiştir: Bu hadisi bana Said b. Müseyyeb, Ebu Hureyre'den naklen rivayet etmiştir. (Aynı şekilde bu hadisi) bana Ebu Seleme b. Abdurrahman, Ebu Bekir b. Haris b. Hişam ve Ubeydullah b. Abdullah nakletmişlerdir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Yahya b. Ebu Kesir ve İmran b. Ebu Enes, onlara Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Alâ b. Abdurrahman, ona babası, onların hepsine de Ebu Hureyre rivayet edip Hz. Peygamber'in (sav) sehiv secdelerini eda ettiğini zikretmemiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi ez-Zübeydî, ona ez-Zührî'den, ona da Ebu Bekir b. Süleyman b. Ebu Hasme vasıtasıyla Nebî'den (sav) rivayet edip onun sehiv secdesini yapmadığını nakletmiştir.]


    Öneri Formu
274333 D001013-3 Ebu Davud, Salat, 188, 189