295 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Musab b. Muhammed b. Şurahbil, ona Ya'lâ b. Ebu Yahya, ona Fatıma bt. Hüseyin, ona da Hüseyin b. Ali'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "At üzerinde gelse bile, dilenenin hakkı vardır."
Açıklama: “At üzerinde gelse bile” ifadesi, zengin görünse bile anlamındadır. Kendisini zillete düşürüp el açan insanın geri çevrilmemesi tavsiye edilmektedir. Şüphesiz bu tavsiye normal insanlar için yapılmıştır. Hz. Peygamber döneminde Müslümanlar, ihtiyaçları olmadıkça kimseden bir şey istemezlerdi, hatta ihtiyaç hâlinde bile istemekten kaçınırlardı. Ama zaman içerisinde insanlar dilenmeyi meslek edinir ve insanların merhamet duygularını istismar etmeyi itiyat hâline getirirlerse, şüphesiz böyle bir istismara da âlet olmamak gerekir. Böyle bir zilleti kişiliğinin bariz vasfı hâline getiren insanları da eğitim yoluyla bu zilletten kurtarmak için onlara yardımcı olmak gerekir.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan (b. Said es-Sevrî), ona Zeyd (b. Havari) el-Ammi, ona Ebu İyas (Muaviye b. Kurra), ona da Enes b. Malik'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ezan ile kamet arasında edilen dua geri çevrilmez."
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Ebu Yahya el-Kattat, ona da Mücahid şöyle rivayet etmiştir: "Ben İbn Ömer ile beraberdim. Bir adam öğle namazında -ravi şüpheye düşüp ya da ikindi namazında dedi- tesvibde bulundu. (İbn Ömer de), hadi çıkalım. Bu bidattir! dedi."
Açıklama: Tesvibin manası hakkında ihtilaf edilmiştir. Ezandan sonra bir nida olduğu söylendiği gibi, sabah ezanındaki "namaz, uykudan hayırlıdır" ifadesi olduğu da belirtilmiştir. İbn Ömer'in tepkisi, Hz. Peygamber zamanında sabah ezanının bir parçası olarak kullanılan bu ifadenin, öğle ya da ikindi ezanında kullanılmaya başlanmasınadır. Ayrıntılı malumat için bk. Azîmâbâdî, Avnu'l-Ma'bûd, II, 170.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Amr b. Mürre, ona Abdullah b. el-Haris, ona Tuleyk b. Kays, ona da İbn Abbas'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şu sözlerle dua ederdi: "Rabbim, bana yardım eyle! Benim aleyhime başkalarına yardım eyleme! Beni destekle! Benim aleyhime başkalarına destek verme! Hilelere karşı bana çıkış yolunu göster! Bana karşı kurulan tuzaklara imkân verme! Bana doğru yolu göster! Doğru yola girmeyi bana kolaylaştır! Özellikle bana zulmeden ve tecavüze yeltenenlere karşı yardım eyle! ِAllah'ım! Beni sana şükreden, seni zikreden, senden korkan, sana itaat eden, sana huşû ve ihlâs ile bağlanan, sana karşı bağrı yanan ve daima sana sığınan bir kul yap! Ey Rabbim! Tövbemi kabul eyle! Günahlarımı sil! Duamı kabul eyle! Delilimi sağlam kıl! Kalbime hidâyet ver! Dilimi doğrult! Kalbimdeki kin ve nefreti çıkar!"
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللهم تَقَبَّلْ تَوْبَتِى وَاغْسِلْ حَوْبَتِى
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona İbrahim b. Muhacir, ona da Ebu Şa'sâ şöyle rivayet etmiştir: "Bizler Ebu Hureyre ile mescitte beraberdik. Müezzin ikindi ezanını okurken bir adam (mescitten) çıkıverdi. Bunun üzerine Ebu Hureyre, 'bu adam Ebu Kasım'a (sav) isyan etmiştir' dedi."