104 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Ma'mer Abdullah b. Amr, ona Abdulvâris, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. Cafer, ona İbn Abdullah b. Üneys, ona da babası şöyle söyledi: Rasulullah (sav) beni, Urane ve Arafat taraflarında bulunan Halid b. Süfyan el-Hüzelî'ye gönderdi ve; "Git onu öldür!" buyurdu. Ben onu ikindi namazı vakti girdiğinde gördüm, (kendi kendime); bununla benim aramda namazı ertelememi gerektiren bir şey olmasından korkarım deyip îmâ ile namazı kılarak ona doğru gittim. Kendisine yaklaşınca bana; sen kimsin? dedi. Ben de Araplardan biriyim. Duyduğuma göre sen (Peygamberim diyen) şu adama karşı kuvvet topluyormuşsun, bunun için sana geldim dedim. O da evet bununla meşgulüm dedi. Adamla birlikte bir süre yürüdüm. Fırsatını bulunca kılıcımı çekip işini bitirdim.
Açıklama: Bu hadis, vaktin çıkmasından endişe edildiğinde namazın îmâ ile kılınabileceğine deli gösterilir.
Bize Ebu Ma'mer, ona Abdulvâris, ona Eyyüb, ona Nafi', ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "(Mescidin) bu kapısını kadınlara tahsis etsek!" Nafi', (Hz. Peygamber'in (sav) bu sözünden sonra) 'İbn Ömer, vefat edene dek o kapıdan (mescide) girmedi' dedi. [Ebu Davud şöyle demiştir: Bu hadisi İsmail b. İbrahim, Eyyüb'den, o Nafi'den, ona da Ömer'den rivayet etmiştir ki bu, daha sahihtir.] [Ebu Davud şöyle demiştir: İbn Ömer hadisinde Abdüulvâris'ten kaynaklanan bir yanılgı vardır.]
Bize Ebu Ma'mer Abdullah b. Amr b. Ebu'l-Haccâc, ona Utbe b. Abdülmelik es-Sehmi, ona Zürare b. Küreym, ona da el-Haris b. Amr-es-Sehmi rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Minâ'da veya Arafat'ta bulunduğu sırada yanına varmıştım. İnsanlar onun etrafına toplanmıştı. Bedevîler geliyorlar, yüzünü görünce bu ne mübarek bir yüz! diyorlardı. O gün Rasulullah (sav) Iraklılar için Zât-ı Irk'ı mikat yeri tayin etti."
Bize Ebu Ma'mer Abdullah b. Amr b. Ebu'l-Haccac, ona Abdulvâris, ona Eyyüb, ona İkrime, ona da İbn Abbas'ın (ra) rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) Mekke'ye geldiğinde içeride putlar olduğu için Kâbe'ye girmek istemedi. Emirleri üzerine putlar dışarı çıkarıldı. Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in ellerinde fal okları bulunan heykellerini de çıkardılar. Rasulullah (sav) buyurdu ki: "Allah kahretsin onları! Vallahi onlar, bu iki Peygamber’in asla şu fal oklarıyla kısmetlerini aramadıklarını biliyorlardı." Sonra Kâbe'ye girdi, her nahiyesinde ve her köşesinde tekbir getirdi, sonra orada ama namaz kılmadan dışarı çıktı.