1246 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Muhammed b. Ziyâd, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Cinlerden bir ifrit, dün gece namazımda beni meşgul etmek üzere bana musallat oldu ama Allah ona karşı bana fırsat verdi, onu yakaladım ve sabah olunca hepiniz göresiniz diye onu mescidin direklerinden birine bağlamak istedim ama kardeşim Süleyman'ın (as) “Rabbim, bana, benden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir mülk ve saltanat ihsan eyle” demiş olduğu hatırıma geldi onu defettim." "İfrît", insanlardan ya da cinlerden çok inatçı, isyankar ve kibirli olan kimse demektir. "عِفْرِيتٌ" kelimesi "زِبْنِيَةٍ" kalıbında olup çoğulu "الزَّبَانِيَةُ" şeklindedir.
Bana Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) zamanında Kur'an'ı, hepsi Ensar'dan olan dört kişi ezberlemişti. Bunlar Ubey b. Ka'b, Muâz b. Cebel, Ebu Zeyd, Zeyd b. Sabit'tir. Ben Enes'e “Ebu Zeyd kimdir?” diye sordum. Enes de “amcalarımdan biri” cevabını verdi.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Ebu İshak, ona da Berâ (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) Medine'ye doğru yol aldığında, kendisini takip eden Surâka b. Mâlik b. Cu'şum'a beddua etti. Bunun üzerine onun atının ayakları yere battı. Surâka, Peygamber'e (sav) “benim için Allah'a dua et, ben sana zarar vermeyeceğim” dedi. Hz. Peygamber (sav) de dua etti. Râvî der ki: Rasulullah yolda susadı ve bir çobana uğradı. Ebu Bekir de der ki: Ben bir kap alıp onun içine az bir miktar süt sağdım, onu Peygamber'e (sav) getirdim ve kendisi, ben hoşnut olup “tamam” deyinceye kadar, bundan içti.