18 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Ahmed b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd es-Saffâr, ona Muhammed b. el-Fadl b. Cabir, ona el-Heysem b. Hârice ve Mehdî b. Hafs, onlara İsmail b. Ayyâş, ona Mut’ım b. el-Mikdâm, ona Nasîh el-Ansî, ona Rekb el-Mısrî, Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Kişiliğine nakîsa getirmeden tevazu gösterene, meskenete düşmeden nefsini alçaltana, haramdan toplamadığı malı infak edene, yoksul ve zelil düşmüş kişilere merhamet gösterene, fıkıh ve hikmet ehli ile beraber olana müjdeler olsun! Nefsini zelin kılana, helal yoldan kazanana, iç dünyası salih olana, dış görünüşü de güzel olana, kötülüğünü insanlardan uzak tutana müjdeler olsun! İmi ile amel edene, malının fazlasını inak edene, sözün fazlasını söylemeyip tutana da müjdeler olsun!”
Bize Ebû’l-Hasan Ali b. Ahmed b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd es-Saffâr, ona Muhammed b. el-Fadl b. Cabir, ona Abdulcebbâr b. Asım, ona İsmail b. Ayyâş, ona Şurahbîl b. Müslim, ona da Ebû Ümâme el-Bâhilî (ra), veda haccında hutbede Rasûlullah’ın (sav) şöyle söylediğini işittiğini haber vermiştir: “Azîz ve Celîl olan Allah, her hak sahibine hakkını vermiştir, dolayısıyla vâris için vasiyete gerek yoktur.”