Giriş


    Öneri Formu
287327 B004817-2 Buhari, Tefsir, (Fussilet) 2

Bize Ebu Nuaym, ona Süfyan, ona İbn Ebu Necîh, ona Abdullah b. Kesir, ona Ebu Minhal, ona İbn Abbas (r. anhüma) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) Medine'ye geldi. Medine halkı meyve satışında iki-üç sene vadeli olarak selef (selem) yoluyla işlem yaparlardı. Peygamber (sav), "Meyve satışında belirli öl­çekte, belirlenen vadeye kadar selem yapın" buyurdu. Bize Abdullah b. Velid, ona Süfyân, ona İbn Uyeyne, ona İbn Ebu Necîh, "Belirli öl­çekte ve belirli tartıda" diye rivayet etti.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Velid arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
279188 B002253-2 Buhari, Selem, 7

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, o ikisine Muhammed b. Abdullah el-Esedî, ona Süfyan, ona Alkame b. Mersed, ona Süleyman b. Büreyde, ona babası Büreyde şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ashabına mezarlığa gittiklerinde ne diyeceklerini öğretirdi. Onlardan biri şöyle derdi -Ebu Bekir rivayetinde- bu diyarın ahalisine selam olsun. Züheyr rivayetinde ise bu diyarın mümin ve müslüman ahalisi! Size selam olsun. Siz önce gittiniz, biz de size katılacağız. Allah'tan sizin ve bizim için afiyet dilerim."


    Öneri Formu
3770 M002257 Müslim, Cenaiz, 104

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona Mansur ve A'meş, onlara Ebu Duhâ, ona da Mesrûk şöyle demiştir: Bir adam Kinde mevkiinde konuşurken “Kıyamet günü bir duman gelecek, kâfir ve münafıkların kulaklarını sağır, gözlerini kör edecek, müminlere de yalnız nezle has­talığı şeklinde tesir edecek” dedi. Biz de (bu sözlerden) korkup hemen İbn Mesûd'un yanına geldik. İbn Mesûd bir şeye yaslanmış hâlde istirahat ediyordu. Bu sözü işitince öfke­lendi, hemen toparlanıp oturdu ve “kişi bildiğini söylesin, bilmediği şey hakkında da 'Allah en bilendir' desin. Çünkü insanın bilmediği bir şey hakkında 'bilmiyo­rum' demesi de ilimden bir türüdür. Allah, Peygamber'ine "De ki: Tebliğim karşılığında sizden bir ücret istemiyorum. Ben kendiliğimden peygamberlik de taslamıyorum" (Sâd, 86) buyurmuştur.” “(Duman meselesine gelince) Kureyş müşrikleri İslâm Dinini kabulde ağır davra­nıp geri kaldılar, bunun üzerine Peygamber (sav) "Allah'ım Yusuf Peygamber'in kavmi aleyhine verdiğin ye­di kıtlık yılı gibi, Kureyş'e de yedi yıl yokluk vererek bana yardım et!" diye dua etti. Hemen ardından Kureyş'i öyle şiddetli bir kıtlık yakaladı ki, birçokları bu kıtlık içinde açlıktan helak oldu. Ölü etleri ve kemikleri yediler. Aç olan kişi yerle gök arasındaki hava tabakasını duman şekli gibi gö­rüyordu. Bu çok ciddî ve şiddetli hâl üzerine Ebu Sufyân, Hz. Peygamber'e geldi ve “ey Muhammed, sen bize gelmiş hısımlarla ilgilenmeyi em­rediyorsun, ama kavmin ise açlıktan helak oldu. Artık onlar için dua et” dedi. İbn Mesûd bu sözlerin ardından şu ayetleri okudu: "Şimdi sen göğün, insanları bürüyecek açık bir duman getireceği günü gözetle. Bu acı bir azaptır. O gün insanlar 'Ey Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Artık biz inanıyoruz' derler. Onlar nerede, öğüt almak nerede? Halbuki onlara her şeyi açıkça bildiren bir peygamber gelmişti. Fakat onlar peygamberden yüz çevirmiş, 'Bu, kendisine belletilmiş delinin biri' demişlerdi. Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine inkâra döneceksiniz." (Duhân, 10-15).” “(Kindeli'nin dediği gibi olsaydı) Ahiret azabı bir kere geldikten sonra tekrar kaldırılır mıydı? Ku­reyş müşrikleri sonra yine şirk­lerine döndüler. Bu dönekliğin cezasını Allah "Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız." (Duhân, 16) ayetinde bildirmiştir. Bu intikam günü, Bedir günüdür. (Furkân, 77. ayette geçen) "Lizâmen" ifadesi de Bedir günüdür. "Rumlar, yakın bir yerde yenilgiye uğratıldılar. Onlar yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir." (Rûm, 1-4) (ayetlerinde geçen) Rumların galibiyeti de (gelecek kalıbıyla verildiği halde) olmuş bitmiştir.”


    Öneri Formu
32755 B004774 Buhari, Tefsir, (Rûm) 2

Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şu'be ve Süfyân, onlara İbrahim, ona Ebu Ma'mer, ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) zamanında ay ikiye bölündü ve ayın bir parçası dağın üstünde, bir parçası da önünde idi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "şahit olun!" buyurdu.


    Öneri Formu
33282 B004864 Buhari, Tefsir, (Kamer) 1

Bize Ebu Nuaym, ona Süfyân, ona Abdülmelik, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Şairin söylediği sözlerin en doğrusu Lebid b. Rabîʿa’nın ‘Bilini ki Allah’ın dışında kalan ne varsa boş ve batıldır’ sözüdür. Ümeyye b. Ebu Ṣalt ise Müslüman olmaya çok yaklaşmıştı."


    Öneri Formu
34969 B003841 Buhari, Menakıbu'l-Ensar, 26

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona Mansur ve A'meş, onlara Ebu Duhâ, ona da Mesrûk şöyle demiştir: Bir adam Kinde mevkiinde konuşurken “Kıyamet günü bir duman gelecek, kâfir ve münafıkların kulaklarını sağır, gözlerini kör edecek, müminlere de yalnız nezle has­talığı şeklinde tesir edecek” dedi. Biz de (bu sözlerden) korkup hemen İbn Mesûd'un yanına geldik. İbn Mesûd bir şeye yaslanmış hâlde istirahat ediyordu. Bu sözü işitince öfke­lendi, hemen toparlanıp oturdu ve “kişi bildiğini söylesin, bilmediği şey hakkında da 'Allah en bilendir' desin. Çünkü insanın bilmediği bir şey hakkında 'bilmiyo­rum' demesi de ilimden bir türüdür. Allah, Peygamber'ine "De ki: Tebliğim karşılığında sizden bir ücret istemiyorum. Ben kendiliğimden peygamberlik de taslamıyorum" (Sâd, 86) buyurmuştur.” “(Duman meselesine gelince) Kureyş müşrikleri İslâm Dinini kabulde ağır davra­nıp geri kaldılar, bunun üzerine Peygamber (sav) "Allah'ım Yusuf Peygamber'in kavmi aleyhine verdiğin ye­di kıtlık yılı gibi, Kureyş'e de yedi yıl yokluk vererek bana yardım et!" diye dua etti. Hemen ardından Kureyş'i öyle şiddetli bir kıtlık yakaladı ki, birçokları bu kıtlık içinde açlıktan helak oldu. Ölü etleri ve kemikleri yediler. Aç olan kişi yerle gök arasındaki hava tabakasını duman şekli gibi gö­rüyordu. Bu çok ciddî ve şiddetli hâl üzerine Ebu Sufyân, Hz. Peygamber'e geldi ve “ey Muhammed, sen bize gelmiş hısımlarla ilgilenmeyi em­rediyorsun, ama kavmin ise açlıktan helak oldu. Artık onlar için dua et” dedi. İbn Mesûd bu sözlerin ardından şu ayetleri okudu: "Şimdi sen göğün, insanları bürüyecek açık bir duman getireceği günü gözetle. Bu acı bir azaptır. O gün insanlar 'Ey Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Artık biz inanıyoruz' derler. Onlar nerede, öğüt almak nerede? Halbuki onlara her şeyi açıkça bildiren bir peygamber gelmişti. Fakat onlar peygamberden yüz çevirmiş, 'Bu, kendisine belletilmiş delinin biri' demişlerdi. Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine inkâra döneceksiniz." (Duhân, 10-15).” “(Kindeli'nin dediği gibi olsaydı) Ahiret azabı bir kere geldikten sonra tekrar kaldırılır mıydı? Ku­reyş müşrikleri sonra yine şirk­lerine döndüler. Bu dönekliğin cezasını Allah "Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız." (Duhân, 16) ayetinde bildirmiştir. Bu intikam günü, Bedir günüdür. (Furkân, 77. ayette geçen) "Lizâmen" ifadesi de Bedir günüdür. "Rumlar, yakın bir yerde yenilgiye uğratıldılar. Onlar yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir." (Rûm, 1-4) (ayetlerinde geçen) Rumların galibiyeti de (gelecek kalıbıyla verildiği halde) olmuş bitmiştir.”


    Öneri Formu
287319 B004774-2 Buhari, Tefsir, (Rûm) 2


    Öneri Formu
33274 B004858 Buhari, Tefsir, (Necm) 1+