Giriş

Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona Salih, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyr, ona Peygamber'in (sav) eşi Hz. Âişe (ra) şöyle rivayet etti: "Bir grup Yahudi Rasûlüllah'ın (sav) yanına girdiler de: 'Essâmü Aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' dediler. Hz. Aişe: Ben bunu anladım ve 'Ölüm sizin üzerinize olsun, Allah'ın laneti de!' dedim. Bunun üzerine Rasûlüllah (sav) şöyle buyurdu: "Yavaş ol yâ Aişe! Allah bütün işlerde yumuşaklığı sever." Ben de dedim ki: 'Yâ Rasûlallah! Duymadın mı onlar ne dediler?' Rasûlüllah (sav): "(Ben de onlara) 'Ve aleyküm (Sizin üzerinize de olsun)' dedim ya!" buyurdu.


    Öneri Formu
19668 B006024 Buhari, Edeb, 35

Bize Abhdülaziz b. Abdullah el-Üveysî, ona İbn Ebu Hâzim, ona babası (Seleme b. Dinar), ona Yezîde b. Rûmân, ona Urve, ona da Hz. Âişe (ra) rivâyet etti: Hz. Âişe (ra) kızkardeşi Esmâ'nın oğlu Urve'ye şöyle dedi: "— Ey kızkardeşimin oğlu! Bizler hilâle ba­kardık, sonra bir hilâl daha, arkasından bir hilâl daha (iki ay) görürdük. İki ay içinde üç hilâle bakar görürdük de Rasûlullah'ın (sav) evlerinde hiç ateş yakılmazdı. (Çünkü pişirilecek bir şeyleri yoktu)." "— Teyzeciğim, sizleri ne yaşatıyordu?" diye sordum. "- İki siyah şey: Hurma ve su. Ancak şu da var ki, Rasûlullah'­ın (sav) Ensâr'dan bir takım komşuları ve onların da sağmal koyunları var­dı. Bunlar hayvanlarını sağarlardı ve sütlerinden Rasûlullah'a (sav) hediye ederlerdi. Rasûlullah (sav) da ondan bizlere içirirdi."


    Öneri Formu
20642 B002567 Buhari, Hibe, 1

Bize Abdulaziz b. Abdullah, ona Muhammed b. Cafer, ona Ebu Hazim, ona Abdullah b. Ebu Katade es-Selemî, ona da babası (Haris b. Rib'i) şöyle rivayet etti: Ben bir gün Hz. Peygamber'in (sav) sahâbîlerinden bir takım adamlarla beraber Mekke yolundaki bir konakta oturuyordum. Rasûlullah önümüzde konaklamıştı. Sahâbîler ihrama girmişlerdi. Bense ihramlı değildim. Arkadaşlar bir yaban eşeği gördüler. Ben ayakkabımı dikmekle meşguldüm. Onlar (ihramlı oldukları için) yaban eşeğini bana bildirememişler; onu ben kendim göreyim istemişler. Döndüm ve hayvanı gördüm. Hemen ata doğru yöneldim ve onu eyerledim. Sonra bindim. Fakat kamçıyı ve mızrağı unuttum. Hemen arkadaşlara kamçı ile mızrağı bana uzatıverin, dedim. Onlar: Hayır, vallahi biz sana bu hayvan aleyhine hiçbir şekilde yardım edemeyiz, dediler. Ben öfkelendim ve attan aşağı inip, onları kendim aldım. Sonra ata bindim ve onu yaban eşeğinin üzerine koşturdum. Akabinde yaban eşeğini yaraladım. Sonra onu getirdim, fakat ölmüştü. Arkadaşlar onun üzerine üşüşüp etini yemeğe giriştiler. Sonra kendileri ihrâmlı iken bu av etinden yemeleri hususunda şüphe ettiler. Akabinde biz yürüdük. Ben beraberimde ön budunu sakladım. Hz. Peygamber'e (sav) yetiştik ve kendisine bu mes'eleyi sorduk. Hz. Peygamber: “Yanınızda ondan bir parça bir şey var mı?” diye sordu." Ben Evet var, dedim ve kendisine o budu uzatıp verdim. Rasûlullah ihramlı olduğu halde onu yedi ve tamâmiyle bitirdi." Bu hadisi bana Zeyd b. Eslem, Atâ b. Yesâr, Ebu Katâde isnadıyla Hz. Peygamber’den rivayet etti.


    Öneri Formu
20657 B002570 Buhari, Hibe, 3

Bize Muhammed b. Abdullah, ona Ona Abdülaziz b. Abdullah el-Üveysî ve İshak b. Muhammed el-Fervî, onlara Muhammed b. Cafer, ona Ebu Hâzım, ona da Sehl b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir: Kubâ ahâlîsi aralarında döğüştüler, hattâ birbirlerine taş attılar. Bu hâdise Rasulullah'a haber verilince, Rasulullah (sav) hemen: "hadi gidip aralarında barışı sağlayalım" buyurdu.


    Öneri Formu
280304 B002693-2 Buhari, Sulh, 3

Bize Abdulaziz b. Abdullah, ona Muhammed b. Cafer, ona Ebu Hazim, ona Abdullah b. Ebu Katade es-Selemî, ona da babası (Haris b. Rib'i) şöyle rivayet etti: Ben bir gün Hz. Peygamber'in (sav) sahâbîlerinden bir takım adamlarla beraber Mekke yolundaki bir konakta oturuyordum. Rasûlullah önümüzde konaklamıştı. Sahâbîler ihrama girmişlerdi. Bense ihramlı değildim. Arkadaşlar bir yaban eşeği gördüler. Ben ayakkabımı dikmekle meşguldüm. Onlar (ihramlı oldukları için) yaban eşeğini bana bildirememişler; onu ben kendim göreyim istemişler. Döndüm ve hayvanı gördüm. Hemen ata doğru yöneldim ve onu eyerledim. Sonra bindim. Fakat kamçıyı ve mızrağı unuttum. Hemen arkadaşlara kamçı ile mızrağı bana uzatıverin, dedim. Onlar: Hayır, vallahi biz sana bu hayvan aleyhine hiçbir şekilde yardım edemeyiz, dediler. Ben öfkelendim ve attan aşağı inip, onları kendim aldım. Sonra ata bindim ve onu yaban eşeğinin üzerine koşturdum. Akabinde yaban eşeğini yaraladım. Sonra onu getirdim, fakat ölmüştü. Arkadaşlar onun üzerine üşüşüp etini yemeğe giriştiler. Sonra kendileri ihrâmlı iken bu av etinden yemeleri hususunda şüphe ettiler. Akabinde biz yürüdük. Ben beraberimde ön budunu sakladım. Hz. Peygamber'e (sav) yetiştik ve kendisine bu mes'eleyi sorduk. Hz. Peygamber: “Yanınızda ondan bir parça bir şey var mı?” diye sordu." Ben Evet var, dedim ve kendisine o budu uzatıp verdim. Rasûlullah ihramlı olduğu halde onu yedi ve tamâmiyle bitirdi." Bu hadisi bana Zeyd b. Eslem, Atâ b. Yesâr, Ebu Katâde isnadıyla Hz. Peygamber’den rivayet etti.


    Öneri Formu
276806 B002570-2 Buhari, Hibe, 3

Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ebu İshak Muaviye b. Amr, ona Musa b. Ukbe, ona da Abdullah b. Ebu Evfâ'nın kâtibi olan Ebu Nadr Sâlim mevlâ Ömer b. Ubeydullah şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Ebu Evfâ, Ömer b. Ubeydullah'a mektup yazıp Hz. Peygamber'in (sav) "biliniz ki cennet kılıçların gölgeleri altındadır" buyurduğunu bildirmiştir. Üveysî, bu hadisi İbn Ebu Zinâd kanalıyla Musa b. Ukbe'den rivayet ederek (Muaviye b. Amr'a) mütabaatta bulunmuştur.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhar ile Abdülaziz b. Abdullah arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280348 B002818-2 Buhari, Cihad, 22

Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrrahim b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona Ebu Hüreyre Hz. Peygamber'in (sav.) şöyle buyurduğunu söyledi: "Adem (as) ile Musa (as) aralarında tartıştılar. Musa, Adem'e “hataların seni cennetten çıkardı” dedi. Hz. Adem de ona “sen, Allah'ın risaletle ve kelamıyla seçkin kıldığı Musa'sın. Ama sen ben yaratılmadan önce takdir edilmiş bir şeyden dolayı beni kınıyorsun” dedi." Bunun ardından Rasulullah (sav) iki kez "Adem, Musa'ya galip geldi." dedi.


    Öneri Formu
33058 B003409 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 31

Bana Abdülaziz b. Abdullah el-Âmirî el-Üveysî, ona İbrahim b. Sa'd, ona Salih, ona İbn Şihâb, ona Urve şöyle rivayet etmiştir: Urve, Âişe'ye "Eğer yetim kızlar hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, sizin için helâl olan (diğer) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâh edin..." (Nisâ, 3) ayetinin tefsirini sordu. Âişe (ra) şöyle cevap verdi: Ey kız kardeşimin oğlu, ayetteki "Yetimler" ile velisinin velayet ve vasiliği altında bulunup, mal hissesinde veliye ortak olan yetim kız kast edilmektedir. Bu yetimin malı ve güzelliği velisinin hoşuna gider. Bu sebeple velisi ona, mihrinde adaleti gözetmeden ve başkasının ve­receği kadar mehir vermeden onunla evlenmek ister. İşte bu velilerin, kendi himayeleri altındaki yetime kızlarla, haklarında adalet gözetmeden ve onların mehirlerini en yüksek miktara yüksel­tmeden evlenmeleri yasaklanmış, yerine kendilerine he­lâl olan başka kadınlarla evlenmeleri emredilmiştir. Urve der ki: Âişe şöyle devam etti: Bu ayet indikten sonra in­sanlar Rasulullah'tan (sav) fetva istediler. Bunun üzerine Allah şu ayeti indirdi: "Kadınlar hakkında senden fetvâ istiyorlar. De ki: Size onlar hakkındaki hükmü Allah açıklıyor. Haklarını vermeksizin nikâhlamak istediğiniz yetim kızlar ile güçsüz ve korunmasız çocuklar hakkındaki hükümler ve yetimlerin hakkını âdil bir şekilde gözetmenize dair emirler, kitapta size okunuyor." (Nisâ, 127). Allah'ın bu ayette "Kitap'ta size karşı okunup duruyor" diye zikrettiği, surenin evvelinde geçen ve içinde "Eğer yetim kızlar hakkında adaleti yerine getire­meyeceğinizden korkarsanız, sizin için helâl olan diğer kadınlardan... nikâh ediniz" buyruğunun yer aldığı ayettir. Âişe der ki: Diğer ayette yer alan, Allah'ın "nikahlamayı istemediğiniz" buyruğu da herhan­gi birinizin himâyesi altında bulunan yetim kıza malı ve güzelliği az olduğu zaman rağbet göstermemesidir. Bu mal ve güzelliği az olan Öksüz kızlara rağbet etmediklerinden dolayı, malına ve güzelliğine rağbet ettikleri yetim kızları -adalete riayet etmedikçe- nikâhlamaları yetim velilerine yasaklandı.


    Öneri Formu
18495 B002494 Buhari, Şirket, 7


    Öneri Formu
29260 B002889 Buhari, Cihad, 71


    Öneri Formu
29769 B003092 Buhari, Farzu'l-Humus, 1