Bize Abdullah b. Yusuf, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona da Peygamber'in (sav) hanımı Âişe şöyle rivayet etmiştir:
Âişe, Hz. Peygamber'e (sav), “Uhud gününden daha zor bir günün oldu mu?” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav)şöyle buyurdu:
"Kavminin çok eziyeti ile karşılaştım. En kötüsü de Akabe günü idi. İbn Abduyâlîl b. Abdükülâl'dan himaye ve koruma istedim kabul etmedi. Ben de hüzünlü bir hâlde ayrıldım. Ne yapacağımı bilemeden Karn-i Se'âlib mevkiine geldim. Başımı kaldırdım, bir gördüm ki başımın üstünde bir bulut beni gölgeliyor, bulutun içinde Cebrail bana seslenerek “Allah (ac), kavminin sana cevabını ve seni reddedişini işitti. Onlara dair dilediğini kendisine emretmen için sana dağlar meleğini gönderdi” dedi. Dağlar meleği bana seslenip selam verdi ve “ey Muhammed, Allah, kavminin sana cevabını işitti. Ben dağlar meleğiyim. Dilediğin emri bana emretmen için beni sana Rabbin gönderdi. Dilersen iki Ahşeb dağını onların üstüne kapatayım” dedi." Hz. Peygamber (sav) de cevaben "aksine, ben Allah'ın, onların soyundan, bir olan Allah'a ibadet edip ona bir şeyi ortak koşmayan kimseler çıkaracağını ümit ediyorum" buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32524, B003231
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ حَدَّثَنِى عُرْوَةُ أَنَّ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حَدَّثَتْهُ أَنَّهَا قَالَتْ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم هَلْ أَتَى عَلَيْكَ يَوْمٌ كَانَ أَشَدَّ مِنْ يَوْمِ أُحُدٍ قَالَ « لَقَدْ لَقِيتُ مِنْ قَوْمِكِ مَا لَقِيتُ ، وَكَانَ أَشَدُّ مَا لَقِيتُ مِنْهُمْ يَوْمَ الْعَقَبَةِ ، إِذْ عَرَضْتُ نَفْسِى عَلَى ابْنِ عَبْدِ يَالِيلَ بْنِ عَبْدِ كُلاَلٍ ، فَلَمْ يُجِبْنِى إِلَى مَا أَرَدْتُ ، فَانْطَلَقْتُ وَأَنَا مَهْمُومٌ عَلَى وَجْهِى ، فَلَمْ أَسْتَفِقْ إِلاَّ وَأَنَا بِقَرْنِ الثَّعَالِبِ ، فَرَفَعْتُ رَأْسِى ، فَإِذَا أَنَا بِسَحَابَةٍ قَدْ أَظَلَّتْنِى ، فَنَظَرْتُ فَإِذَا فِيهَا جِبْرِيلُ فَنَادَانِى فَقَالَ إِنَّ اللَّهَ قَدْ سَمِعَ قَوْلَ قَوْمِكَ لَكَ وَمَا رَدُّوا عَلَيْكَ ، وَقَدْ بَعَثَ إِلَيْكَ مَلَكَ الْجِبَالِ لِتَأْمُرَهُ بِمَا شِئْتَ فِيهِمْ ، فَنَادَانِى مَلَكُ الْجِبَالِ ، فَسَلَّمَ عَلَىَّ ثُمَّ قَالَ يَا مُحَمَّدُ ، فَقَالَ ذَلِكَ فِيمَا شِئْتَ ، إِنْ شِئْتَ أَنْ أُطْبِقَ عَلَيْهِمِ الأَخْشَبَيْنِ ، فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بَلْ أَرْجُو أَنْ يُخْرِجَ اللَّهُ مِنْ أَصْلاَبِهِمْ مَنْ يَعْبُدُ اللَّهَ وَحْدَهُ لاَ يُشْرِكُ بِهِ شَيْئًا » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona da Peygamber'in (sav) hanımı Âişe şöyle rivayet etmiştir:
Âişe, Hz. Peygamber'e (sav), “Uhud gününden daha zor bir günün oldu mu?” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav)şöyle buyurdu:
"Kavminin çok eziyeti ile karşılaştım. En kötüsü de Akabe günü idi. İbn Abduyâlîl b. Abdükülâl'dan himaye ve koruma istedim kabul etmedi. Ben de hüzünlü bir hâlde ayrıldım. Ne yapacağımı bilemeden Karn-i Se'âlib mevkiine geldim. Başımı kaldırdım, bir gördüm ki başımın üstünde bir bulut beni gölgeliyor, bulutun içinde Cebrail bana seslenerek “Allah (ac), kavminin sana cevabını ve seni reddedişini işitti. Onlara dair dilediğini kendisine emretmen için sana dağlar meleğini gönderdi” dedi. Dağlar meleği bana seslenip selam verdi ve “ey Muhammed, Allah, kavminin sana cevabını işitti. Ben dağlar meleğiyim. Dilediğin emri bana emretmen için beni sana Rabbin gönderdi. Dilersen iki Ahşeb dağını onların üstüne kapatayım” dedi." Hz. Peygamber (sav) de cevaben "aksine, ben Allah'ın, onların soyundan, bir olan Allah'a ibadet edip ona bir şeyi ortak koşmayan kimseler çıkaracağını ümit ediyorum" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Bedü'l-Halk 7, 1/844
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
HZ. PEYGAMBER'İN DUALARI
Hz. Peygamber, affediciliği
Hz. Peygamber, Cebraille ilişkisi
Hz. Peygamber, ümmetine merhamet
Siyer, Hz. Peygamber'in Mekke döneminde çektiği sıkıntılar
UHUD GAZVESİ
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ قَالَ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ قَالَ قُلْتُ لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ أَخْبِرْنِى بِأَشَدِّ مَا صَنَعَ الْمُشْرِكُونَ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ بَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى بِفِنَاءِ الْكَعْبَةِ ، إِذْ أَقْبَلَ عُقْبَةُ بْنُ أَبِى مُعَيْطٍ ، فَأَخَذَ بِمَنْكِبِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلَوَى ثَوْبَهُ فِى عُنُقِهِ فَخَنَقَهُ خَنْقًا شَدِيدًا ، فَأَقْبَلَ أَبُو بَكْرٍ فَأَخَذَ بِمَنْكِبِهِ ، وَدَفَعَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَالَ ( أَتَقْتُلُونَ رَجُلاً أَنْ يَقُولَ رَبِّىَ اللَّهُ وَقَدْ جَاءَكُمْ بِالْبَيِّنَاتِ مِنْ رَبِّكُمْ ) .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32928, B004815
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ قَالَ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ قَالَ قُلْتُ لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ أَخْبِرْنِى بِأَشَدِّ مَا صَنَعَ الْمُشْرِكُونَ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ بَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى بِفِنَاءِ الْكَعْبَةِ ، إِذْ أَقْبَلَ عُقْبَةُ بْنُ أَبِى مُعَيْطٍ ، فَأَخَذَ بِمَنْكِبِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلَوَى ثَوْبَهُ فِى عُنُقِهِ فَخَنَقَهُ خَنْقًا شَدِيدًا ، فَأَقْبَلَ أَبُو بَكْرٍ فَأَخَذَ بِمَنْكِبِهِ ، وَدَفَعَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَالَ ( أَتَقْتُلُونَ رَجُلاً أَنْ يَقُولَ رَبِّىَ اللَّهُ وَقَدْ جَاءَكُمْ بِالْبَيِّنَاتِ مِنْ رَبِّكُمْ ) .
Tercemesi:
Bize Ali b. Abdullah, ona el-Velid b. Müslim, ona el-Evzaî, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Muhammed b. İbrahim et-Teymî, ona Urve b. ez-Zübeyr’in şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah b. Amr b. el-Âs’a: Müşriklerin Rasulullah’a (sav) yaptıkları en çetin ve ağır muameleyi bana haber ver(ir misin?) dedim. O dedi ki: Rasulullah (sav) Kâbe’nin avlusunda namaz kılarken Ukbe b. Ebu Muayt çıkageldi, Rasulullah’ın (sav) omuzunu yakaladı, elbisesini boynuna dolayarak şiddetli bir şekilde boğazını sıktı. Ebu Bekir gelip omuzunu tuttu ve (Ukbe’yi) Rasulullah’dan (sav) itip uzaklaştırdı. “Sizler, benim Rabbim Allah’tır, dedi diye bir adamı öldürür müsünüz? Hâlbuki O, size Rabbinizden apaçık belgelerle gelmiş bulunuyor” (Mümin, 40/28) buyruğunu okudu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 4815, 2/255
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. İbrahim (Muhammed b. İbrahim b. Haris b. Halid b. Sahr)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
6. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
7. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Eziyet, münafıkların Hz. Peygamber'e eziyetleri
Bize Yahya b. Bukeyr ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir ona da Hz. Peygamber’in eşi Âişe (ra) şöyle demiştir:
Benim aklım erdi ereli ebeveynim Müslümandı.
Ebu Salih der ki: Bana bana Abdullah, ona Yunus, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyr ona da Âişe (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Ebeveynlerimin (İslam) dininden başka bir dini benimsediklerini kesinlikle hatırlamam. Rasulullah (sav) her gün sabah ve akşam mutlaka bize uğrardı. Müslümanlara eziyet edilmeye başlandığında Ebubekir, Habeşistan tarafına hicret etmek üzere yola çıktı ve Berk el-Ğımâd mevkiinde, Kârra kabilesinin önderi olan İbn Dağine ile karşılaştı. İbn Dağine, “ey Ebubekir nereye gitmek istiyorsun” deyince Ebubekir “kavmim beni sürgün etti ve ben de rabbime kulluk edebileceğim bir yer bulmak için yola düştüm” dedi. İbn Dağine “senin gibi bir zat ne yurdundan çıkar ne de zorla çıkartılır, çünkü sen, darda olana yardım edersin, akrabalarını gözetirsin, acizlerin yükünü taşırsın, misafire ikram edersin, haksızlığa uğrayanlara yardım edersin. Ben artık senin haminim, geri dön ve kendi beldende rabbine kulluk et” dedi. İbn Dağine yola koyuldu ve Ebubekir'le birlikte döndü.
İbn Dağine, Kureyş kafirlerinin önderlerinin yanına giderek onlara “Ebubekir gibi bir zat ne yurdunu terk eder ne de terk etmek zorunda bırakılır, yoksa siz darda olana yardım eden, akrabalarını gözeten, acizlerin yükünü taşıyan, misafire ikram eden, haksızlığa uğrayanlara yardım eden bir adamı mı sürgün ediyorsunuz” dedi. Kureyş, İbn Dağine’nin hamiliğini yürürlüğe koyarak Ebubekir’e güvence verdiler ve İbn Dağine’ye “Ebubekir'e söyle, kendi evinde Rabbine ibadet etsin, evinde namaz kılsın ve evinde dilediğini okusun. Böylelikle bize zararı dokunmayacak ve ibadetini aleni yapmayacaktır. Zira biz, Ebubekir’in oğullarımızı ve kadınlarımızı yoldan çıkarmasından korkuyoruz” dediler. İbn Dağine bunların hepsini Ebubekir’e iletti. Böylece Ebubekir, Rabbine evinde kulluk yapmaya ve evinden başka hiçbir yerde aleni şekilde namaz kılmamaya ve Kur’an okumamaya başladı. Sonra Ebubekir’in aklına bir fikir geldi ve evinin avlusunda bir mescit inşa etti ve orada namaz kılmaya ve Kur’an okumaya başladı. Ebubekir orada ibadet yaparken müşriklerin kadınları ve çocukları onu gürültü çıkartarak rahatsız ediyorlar, yaptıklarına şaşırıyorlar ve onu izliyorlardı. Zira Ebubekir, Kur’an okurken göz yaşlarına hâkim olamayan bir adamdı. Ebubekir’in evinde ibadet etmesi Kureyş müşriklerini korkutunca İbn Dağine’ye haber gönderdiler. İbn Dağine gelince ona “biz Ebubekir’e evinde ibadet etmek kaydıyla güvence vermiştik fakat o bu şartı ihlal ederek evinin avlusunda mescit inşa etti, aleni olarak namaz kıldı ve Kur’an okudu. Bu durumun kadınlarımızı ve çocuklarımızı yoldan çıkaracağından korkuyoruz. Ona git, eğer Rabbine ibadet etmeyi sadece eviyle sınırlamayı kabul ederse, bundan sonra böyle yapsın. Eğer ibadetlerini gizli yapmayı kabul etmezse, senin ona verdiğin güvenceyi iade etmesini iste. Çünkü biz senin verdiğin güvenceyi bozmayı istemedik fakat biz Ebubekir’in ibadetlerini aleni yapmasını da kabul edecek değiliz” dediler. Ayşe’nin dediğine göre İbn Dağine Ebubekir’in yanına gelerek “senin için hangi şartlarda antlaşma yaptığımı biliyorsun. Ya bu antlaşmanın sınırlarına uyarsın, ya da sana verdiğim güvenceyi geri verirsin, çünkü ben, lehine antlaşma yaptığım bir adamın bu antlaşmaya aykırı davrandığını Arapların duymasını istemem” dedi. Ebubekir de “verdiğin güvenceyi sana iade ediyorum ve Allah’ın himayesine sığınıyorum” dedi.
O günlerde Mekke’de bulunan Rasulullah (sav) şöyle "sizin hicret edeceğiniz yurt bana gösterildi. Ben iki kara taşlık arasında, hurma bahçeleri olan çorak bir yer gördüm" buyurdu. Rasulullah (sav) bu haberi duyurunca Medine’ye doğru hicret edenler yola çıktı ve Habeşistan topraklarına hicret edenlerin bazıları da Medine’ye yöneldi. Ebubekir de hicret etmek üzere hazırlık yapınca Rasulullah (sav) ona "acele davranma, zira ben, benim için de izin verilmesini umuyorum" buyurdu. Ebubekir, “babam sana feda olsun, sen bunu umuyor musun” diye sorunca Rasulullah da "Evet" dedi. Bunun üzerine Ebubekir, Rasulullah’a yoldaş olmak üzere hicret etmedi ve yanında bulunan iki bineğini dört ay boyunca ağaç yapraklarıyla besledi.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ebu Salih Süleyman b. Salih el-Leysî arasında inkıta vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
280095, B002297-2
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ قَالَ ابْنُ شِهَابٍ فَأَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ أَنَّ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ لَمْ أَعْقِلْ أَبَوَىَّ إِلاَّ وَهُمَا يَدِينَانِ الدِّينَ . وَقَالَ أَبُو صَالِحٍ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ عَنْ يُونُسَ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ أَنَّ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ لَمْ أَعْقِلْ أَبَوَىَّ قَطُّ ، إِلاَّ وَهُمَا يَدِينَانِ الدِّينَ ، وَلَمْ يَمُرَّ عَلَيْنَا يَوْمٌ إِلاَّ يَأْتِينَا فِيهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم طَرَفَىِ النَّهَارِ بُكْرَةً وَعَشِيَّةً ، فَلَمَّا ابْتُلِىَ الْمُسْلِمُونَ خَرَجَ أَبُو بَكْرٍ مُهَاجِرًا قِبَلَ الْحَبَشَةِ ، حَتَّى إِذَا بَلَغَ بَرْكَ الْغِمَادِ لَقِيَهُ ابْنُ الدَّغِنَةِ - وَهْوَ سَيِّدُ الْقَارَةِ - فَقَالَ أَيْنَ تُرِيدُ يَا أَبَا بَكْرٍ فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ أَخْرَجَنِى قَوْمِى فَأَنَا أُرِيدُ أَنْ أَسِيحَ فِى الأَرْضِ فَأَعْبُدَ رَبِّى . قَالَ ابْنُ الدَّغِنَةِ إِنَّ مِثْلَكَ لاَ يَخْرُجُ وَلاَ يُخْرَجُ ، فَإِنَّكَ تَكْسِبُ الْمَعْدُومَ ، وَتَصِلُ الرَّحِمَ ، وَتَحْمِلُ الْكَلَّ ، وَتَقْرِى الضَّيْفَ ، وَتُعِينُ عَلَى نَوَائِبِ الْحَقِّ ، وَأَنَا لَكَ جَارٌ فَارْجِعْ فَاعْبُدْ رَبَّكَ بِبِلاَدِكَ . فَارْتَحَلَ ابْنُ الدَّغِنَةِ ، فَرَجَعَ مَعَ أَبِى بَكْرٍ ، فَطَافَ فِى أَشْرَافِ كُفَّارِ قُرَيْشٍ ، فَقَالَ لَهُمْ إِنَّ أَبَا بَكْرٍ لاَ يَخْرُجُ مِثْلُهُ ، وَلاَ يُخْرَجُ ، أَتُخْرِجُونَ رَجُلاً يُكْسِبُ الْمَعْدُومَ ، وَيَصِلُ الرَّحِمَ ، وَيَحْمِلُ الْكَلَّ ، وَيَقْرِى الضَّيْفَ ، وَيُعِينُ عَلَى نَوَائِبِ الْحَقِّ . فَأَنْفَذَتْ قُرَيْشٌ جِوَارَ ابْنِ الدَّغِنَةِ وَآمَنُوا أَبَا بَكْرٍ وَقَالُوا لاِبْنِ الدَّغِنَةِ مُرْ أَبَا بَكْرٍ فَلْيَعْبُدْ رَبَّهُ فِى دَارِهِ ، فَلْيُصَلِّ وَلْيَقْرَأْ مَا شَاءَ ، وَلاَ يُؤْذِينَا بِذَلِكَ ، وَلاَ يَسْتَعْلِنْ بِهِ ، فَإِنَّا قَدْ خَشِينَا أَنْ يَفْتِنَ أَبْنَاءَنَا وَنِسَاءَنَا . قَالَ ذَلِكَ ابْنُ الدَّغِنَةِ لأَبِى بَكْرٍ ، فَطَفِقَ أَبُو بَكْرٍ يَعْبُدُ رَبَّهُ فِى دَارِهِ ، وَلاَ يَسْتَعْلِنُ بِالصَّلاَةِ وَلاَ الْقِرَاءَةِ فِى غَيْرِ دَارِهِ ، ثُمَّ بَدَا لأَبِى بَكْرٍ فَابْتَنَى مَسْجِدًا بِفِنَاءِ دَارِهِ ، وَبَرَزَ فَكَانَ يُصَلِّى فِيهِ ، وَيَقْرَأُ الْقُرْآنَ ، فَيَتَقَصَّفُ عَلَيْهِ نِسَاءُ الْمُشْرِكِينَ وَأَبْنَاؤُهُمْ ، يَعْجَبُونَ وَيَنْظُرُونَ إِلَيْهِ ، وَكَانَ أَبُو بَكْرٍ رَجُلاً بَكَّاءً لاَ يَمْلِكُ دَمْعَهُ حِينَ يَقْرَأُ الْقُرْآنَ ، فَأَفْزَعَ ذَلِكَ أَشْرَافَ قُرَيْشٍ مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، فَأَرْسَلُوا إِلَى ابْنِ الدَّغِنَةِ فَقَدِمَ عَلَيْهِمْ ، فَقَالُوا لَهُ إِنَّا كُنَّا أَجَرْنَا أَبَا بَكْرٍ عَلَى أَنْ يَعْبُدَ رَبَّهُ فِى دَارِهِ ، وَإِنَّهُ جَاوَزَ ذَلِكَ ، فَابْتَنَى مَسْجِدًا بِفِنَاءِ دَارِهِ ، وَأَعْلَنَ الصَّلاَةَ وَالْقِرَاءَةَ ، وَقَدْ خَشِينَا أَنْ يَفْتِنَ أَبْنَاءَنَا وَنِسَاءَنَا ، فَأْتِهِ فَإِنْ أَحَبَّ أَنْ يَقْتَصِرَ عَلَى أَنْ يَعْبُدَ رَبَّهُ فِى دَارِهِ فَعَلَ ، وَإِنْ أَبَى إِلاَّ أَنْ يُعْلِنَ ذَلِكَ فَسَلْهُ أَنْ يَرُدَّ إِلَيْكَ ذِمَّتَكَ ، فَإِنَّا كَرِهْنَا أَنْ نُخْفِرَكَ ، وَلَسْنَا مُقِرِّينَ لأَبِى بَكْرٍ الاِسْتِعْلاَنَ . قَالَتْ عَائِشَةُ فَأَتَى ابْنُ الدَّغِنَةِ أَبَا بَكْرٍ ، فَقَالَ قَدْ عَلِمْتَ الَّذِى عَقَدْتُ لَكَ عَلَيْهِ ، فَإِمَّا أَنْ تَقْتَصِرَ عَلَى ذَلِكَ وَإِمَّا أَنْ تَرُدَّ إِلَىَّ ذِمَّتِى ، فَإِنِّى لاَ أُحِبُّ أَنْ تَسْمَعَ الْعَرَبُ أَنِّى أُخْفِرْتُ فِى رَجُلٍ عَقَدْتُ لَهُ . قَالَ أَبُو بَكْرٍ إِنِّى أَرُدُّ إِلَيْكَ جِوَارَكَ ، وَأَرْضَى بِجِوَارِ اللَّهِ . وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَئِذٍ بِمَكَّةَ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « قَدْ أُرِيتُ دَارَ هِجْرَتِكُمْ ، رَأَيْتُ سَبْخَةً ذَاتَ نَخْلٍ بَيْنَ لاَبَتَيْنِ » . وَهُمَا الْحَرَّتَانِ ، فَهَاجَرَ مَنْ هَاجَرَ قِبَلَ الْمَدِينَةِ حِينَ ذَكَرَ ذَلِكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ، وَرَجَعَ إِلَى الْمَدِينَةِ بَعْضُ مَنْ كَانَ هَاجَرَ إِلَى أَرْضِ الْحَبَشَةِ ، وَتَجَهَّزَ أَبُو بَكْرٍ مُهَاجِرًا ، فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « عَلَى رِسْلِكَ فَإِنِّى أَرْجُو أَنْ يُؤْذَنَ لِى » . قَالَ أَبُو بَكْرٍ هَلْ تَرْجُو ذَلِكَ بِأَبِى أَنْتَ قَالَ « نَعَمْ » . فَحَبَسَ أَبُو بَكْرٍ نَفْسَهُ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِيَصْحَبَهُ وَعَلَفَ رَاحِلَتَيْنِ كَانَتَا عِنْدَهُ وَرَقَ السَّمُرِ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Bukeyr ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir ona da Hz. Peygamber’in eşi Âişe (ra) şöyle demiştir:
Benim aklım erdi ereli ebeveynim Müslümandı.
Ebu Salih der ki: Bana bana Abdullah, ona Yunus, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyr ona da Âişe (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Ebeveynlerimin (İslam) dininden başka bir dini benimsediklerini kesinlikle hatırlamam. Rasulullah (sav) her gün sabah ve akşam mutlaka bize uğrardı. Müslümanlara eziyet edilmeye başlandığında Ebubekir, Habeşistan tarafına hicret etmek üzere yola çıktı ve Berk el-Ğımâd mevkiinde, Kârra kabilesinin önderi olan İbn Dağine ile karşılaştı. İbn Dağine, “ey Ebubekir nereye gitmek istiyorsun” deyince Ebubekir “kavmim beni sürgün etti ve ben de rabbime kulluk edebileceğim bir yer bulmak için yola düştüm” dedi. İbn Dağine “senin gibi bir zat ne yurdundan çıkar ne de zorla çıkartılır, çünkü sen, darda olana yardım edersin, akrabalarını gözetirsin, acizlerin yükünü taşırsın, misafire ikram edersin, haksızlığa uğrayanlara yardım edersin. Ben artık senin haminim, geri dön ve kendi beldende rabbine kulluk et” dedi. İbn Dağine yola koyuldu ve Ebubekir'le birlikte döndü.
İbn Dağine, Kureyş kafirlerinin önderlerinin yanına giderek onlara “Ebubekir gibi bir zat ne yurdunu terk eder ne de terk etmek zorunda bırakılır, yoksa siz darda olana yardım eden, akrabalarını gözeten, acizlerin yükünü taşıyan, misafire ikram eden, haksızlığa uğrayanlara yardım eden bir adamı mı sürgün ediyorsunuz” dedi. Kureyş, İbn Dağine’nin hamiliğini yürürlüğe koyarak Ebubekir’e güvence verdiler ve İbn Dağine’ye “Ebubekir'e söyle, kendi evinde Rabbine ibadet etsin, evinde namaz kılsın ve evinde dilediğini okusun. Böylelikle bize zararı dokunmayacak ve ibadetini aleni yapmayacaktır. Zira biz, Ebubekir’in oğullarımızı ve kadınlarımızı yoldan çıkarmasından korkuyoruz” dediler. İbn Dağine bunların hepsini Ebubekir’e iletti. Böylece Ebubekir, Rabbine evinde kulluk yapmaya ve evinden başka hiçbir yerde aleni şekilde namaz kılmamaya ve Kur’an okumamaya başladı. Sonra Ebubekir’in aklına bir fikir geldi ve evinin avlusunda bir mescit inşa etti ve orada namaz kılmaya ve Kur’an okumaya başladı. Ebubekir orada ibadet yaparken müşriklerin kadınları ve çocukları onu gürültü çıkartarak rahatsız ediyorlar, yaptıklarına şaşırıyorlar ve onu izliyorlardı. Zira Ebubekir, Kur’an okurken göz yaşlarına hâkim olamayan bir adamdı. Ebubekir’in evinde ibadet etmesi Kureyş müşriklerini korkutunca İbn Dağine’ye haber gönderdiler. İbn Dağine gelince ona “biz Ebubekir’e evinde ibadet etmek kaydıyla güvence vermiştik fakat o bu şartı ihlal ederek evinin avlusunda mescit inşa etti, aleni olarak namaz kıldı ve Kur’an okudu. Bu durumun kadınlarımızı ve çocuklarımızı yoldan çıkaracağından korkuyoruz. Ona git, eğer Rabbine ibadet etmeyi sadece eviyle sınırlamayı kabul ederse, bundan sonra böyle yapsın. Eğer ibadetlerini gizli yapmayı kabul etmezse, senin ona verdiğin güvenceyi iade etmesini iste. Çünkü biz senin verdiğin güvenceyi bozmayı istemedik fakat biz Ebubekir’in ibadetlerini aleni yapmasını da kabul edecek değiliz” dediler. Ayşe’nin dediğine göre İbn Dağine Ebubekir’in yanına gelerek “senin için hangi şartlarda antlaşma yaptığımı biliyorsun. Ya bu antlaşmanın sınırlarına uyarsın, ya da sana verdiğim güvenceyi geri verirsin, çünkü ben, lehine antlaşma yaptığım bir adamın bu antlaşmaya aykırı davrandığını Arapların duymasını istemem” dedi. Ebubekir de “verdiğin güvenceyi sana iade ediyorum ve Allah’ın himayesine sığınıyorum” dedi.
O günlerde Mekke’de bulunan Rasulullah (sav) şöyle "sizin hicret edeceğiniz yurt bana gösterildi. Ben iki kara taşlık arasında, hurma bahçeleri olan çorak bir yer gördüm" buyurdu. Rasulullah (sav) bu haberi duyurunca Medine’ye doğru hicret edenler yola çıktı ve Habeşistan topraklarına hicret edenlerin bazıları da Medine’ye yöneldi. Ebubekir de hicret etmek üzere hazırlık yapınca Rasulullah (sav) ona "acele davranma, zira ben, benim için de izin verilmesini umuyorum" buyurdu. Ebubekir, “babam sana feda olsun, sen bunu umuyor musun” diye sorunca Rasulullah da "Evet" dedi. Bunun üzerine Ebubekir, Rasulullah’a yoldaş olmak üzere hicret etmedi ve yanında bulunan iki bineğini dört ay boyunca ağaç yapraklarıyla besledi.
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Buhari ile Ebu Salih Süleyman b. Salih el-Leysî arasında inkıta vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kefâlet 4, 1/645
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Ebu Salih Süleyman b. Salih el-Leysî (Süleyman b. Salih)
Konular:
Din, din eksikliği
Kur'an, hayatı değiştiren/yön veren iksir
حَدَّثَنِى عُبَيْدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ كَانَ يَوْمُ بُعَاثَ يَوْمًا قَدَّمَهُ اللَّهُ لِرَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم فَقَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَدِ افْتَرَقَ مَلَؤُهُمْ ، وَقُتِلَتْ سَرَوَاتُهُمْ ، وَجُرِّحُوا ، فَقَدَّمَهُ اللَّهُ لِرَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم فِى دُخُولِهِمْ فِى الإِسْلاَمِ .
Bize Übeyd b. İsmail, ona Ebu Üsâme, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Züeyir) ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir:
(Evs ve Hazrec Kabilelerinin birbirleriyle savaştığı) Buâs günü, Allah'ın, Rasulü için hazırladığı bir gündür. Allah Rasulü (sav) Medine'ye hicret ettiğinde, (Medinelilerin) cemiyet bağları bozulmuş, şerifleri öldürülmüş ya da yaralanmıştı. Allah, onların İslam'a girmeleri için, Peygamber'ine bir ortam hazırlamıştır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34850, B003777
Hadis:
حَدَّثَنِى عُبَيْدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ كَانَ يَوْمُ بُعَاثَ يَوْمًا قَدَّمَهُ اللَّهُ لِرَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم فَقَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَدِ افْتَرَقَ مَلَؤُهُمْ ، وَقُتِلَتْ سَرَوَاتُهُمْ ، وَجُرِّحُوا ، فَقَدَّمَهُ اللَّهُ لِرَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم فِى دُخُولِهِمْ فِى الإِسْلاَمِ .
Tercemesi:
Bize Übeyd b. İsmail, ona Ebu Üsâme, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Züeyir) ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir:
(Evs ve Hazrec Kabilelerinin birbirleriyle savaştığı) Buâs günü, Allah'ın, Rasulü için hazırladığı bir gündür. Allah Rasulü (sav) Medine'ye hicret ettiğinde, (Medinelilerin) cemiyet bağları bozulmuş, şerifleri öldürülmüş ya da yaralanmıştı. Allah, onların İslam'a girmeleri için, Peygamber'ine bir ortam hazırlamıştır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Menâkıbü'l-Ensâr 1, 2/5
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Abdullah b. İsmail el-Hebari (Ubeyd b. İsmail)
Konular:
Siyer, Buas günü
Siyer, Hicret Medine'ye
حَدَّثَنِى عُبَيْدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ كَانَ يَوْمُ بُعَاثٍ يَوْمًا قَدَّمَهُ اللَّهُ لِرَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم ، فَقَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَدِ افْتَرَقَ مَلَؤُهُمْ ، وَقُتِّلَتْ سَرَوَاتُهُمْ وَجُرِّحُوا ، قَدَّمَهُ اللَّهُ لِرَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم فِى دُخُولِهِمْ فِى الإِسْلاَمِ
Bize Übeyd b. İsmail, ona Ebu Üsâme, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Züeyir) ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir:
(Evs ve Hazrec Kabilelerinin birbirleriyle savaştığı) Buâs günü, Allah'ın, Rasulü için hazırladığı bir gündür. Allah Rasulü (sav) Medine'ye hicret ettiğinde, (Medinelilerin) cemiyet bağları bozulmuş, şerifleri öldürülmüş ya da yaralanmıştı. Allah, onların İslam'a girmeleri için, Peygamber'ine bir ortam hazırlamıştır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34974, B003846
Hadis:
حَدَّثَنِى عُبَيْدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ كَانَ يَوْمُ بُعَاثٍ يَوْمًا قَدَّمَهُ اللَّهُ لِرَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم ، فَقَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَدِ افْتَرَقَ مَلَؤُهُمْ ، وَقُتِّلَتْ سَرَوَاتُهُمْ وَجُرِّحُوا ، قَدَّمَهُ اللَّهُ لِرَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم فِى دُخُولِهِمْ فِى الإِسْلاَمِ
Tercemesi:
Bize Übeyd b. İsmail, ona Ebu Üsâme, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Züeyir) ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir:
(Evs ve Hazrec Kabilelerinin birbirleriyle savaştığı) Buâs günü, Allah'ın, Rasulü için hazırladığı bir gündür. Allah Rasulü (sav) Medine'ye hicret ettiğinde, (Medinelilerin) cemiyet bağları bozulmuş, şerifleri öldürülmüş ya da yaralanmıştı. Allah, onların İslam'a girmeleri için, Peygamber'ine bir ortam hazırlamıştır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Menâkıbü'l-Ensâr 27, 2/17
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Abdullah b. İsmail el-Hebari (Ubeyd b. İsmail)
Konular:
Siyer, Buas günü
Siyer, Evs kabilesi
Siyer, Hazrec kabilesi
Bana Muhammed b. Yezîd el-Kûfî, ona Velîd, ona Evzâî, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Muhammed b. İbrahim, ona da Urve b. Zubeyir şöyle demiştir:
Ben Abdullah b. Amr'a, müşriklerin, Rasulullah'a yaptıkları en kötü şeyin ne olduğunu sordum, şöyle cevap verdi: Peygamber (sav) (Kâbe'nin Hıcr kısmında) namaz kılarken yanına Ukbe b. Ebu Muayt'ın gelip Peygamber'in cübbesini toplayarak boynuna dolayıp O'nu şiddetli bir şekilde boğmağa çalıştığını gördüm. Tam bu sırada Ebu Bekir gelip onu Peygamber'den uzaklaştırdı ve "Siz bir adamı, “Rabbim Allah'tır” dediği için öldürür müsünüz?” Hâlbuki O size Rabbinizden apaçık mucizeler de getirmiştir." (Mümin, 28) ayetini okudu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34703, B003678
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ يَزِيدَ الْكُوفِىُّ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ قَالَ سَأَلْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَمْرٍو عَنْ أَشَدِّ مَا صَنَعَ الْمُشْرِكُونَ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ رَأَيْتُ عُقْبَةَ بْنَ أَبِى مُعَيْطٍ جَاءَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ يُصَلِّى ، فَوَضَعَ رِدَاءَهُ فِى عُنُقِهِ فَخَنَقَهُ بِهِ خَنْقًا شَدِيدًا ، فَجَاءَ أَبُو بَكْرٍ حَتَّى دَفَعَهُ عَنْهُ فَقَالَ أَتَقْتُلُونَ رَجُلاً أَنْ يَقُولَ رَبِّىَ اللَّهُ . وَقَدْ جَاءَكُمْ بِالْبَيِّنَاتِ مِنْ رَبِّكُمْ .
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Yezîd el-Kûfî, ona Velîd, ona Evzâî, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Muhammed b. İbrahim, ona da Urve b. Zubeyir şöyle demiştir:
Ben Abdullah b. Amr'a, müşriklerin, Rasulullah'a yaptıkları en kötü şeyin ne olduğunu sordum, şöyle cevap verdi: Peygamber (sav) (Kâbe'nin Hıcr kısmında) namaz kılarken yanına Ukbe b. Ebu Muayt'ın gelip Peygamber'in cübbesini toplayarak boynuna dolayıp O'nu şiddetli bir şekilde boğmağa çalıştığını gördüm. Tam bu sırada Ebu Bekir gelip onu Peygamber'den uzaklaştırdı ve "Siz bir adamı, “Rabbim Allah'tır” dediği için öldürür müsünüz?” Hâlbuki O size Rabbinizden apaçık mucizeler de getirmiştir." (Mümin, 28) ayetini okudu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fedâili Ashâbi'n-Nebi 5, 1/937
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. İbrahim et-Teymî el-Kuraşî (Muhammed b. İbrahim b. Hâris b. Hâlid)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
6. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
7. Muhammed b. Yezid el-Hizami (Muhammed b. Yezid)
Konular:
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
Siyer, Hz. Peygamber'in Mekke döneminde çektiği sıkıntılar
Tarihsel Şahsiyetler, Ukbe b. Ebi Muayt
حَدَّثَنَا مُعَلًّى حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ لَهَا « أُرِيتُكِ فِى الْمَنَامِ مَرَّتَيْنِ ، أَرَى أَنَّكِ فِى سَرَقَةٍ مِنْ حَرِيرٍ وَيَقُولُ هَذِهِ امْرَأَتُكَ فَاكْشِفْ عَنْهَا فَإِذَا هِىَ أَنْتِ فَأَقُولُ إِنْ يَكُ هَذَا مِنْ عِنْدِ اللَّهِ يُمْضِهِ » .
Bize Mualla, ona Vüheyb, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Âişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) Âişe'ye "Seni, iki kere rüyamda gördüm. Seni, ipekten bir bez parçasıyla örtülmüş bir halde gördüm ve (Cebrail) bana 'bu senin eşindir, onun örtüsünü aç' diyordu. Örtüyü açtığımda bir de baktım ki o sensin. O sırada ben 'eğer bu, bana Allah tarafından gösterilmişse Allah onu gerçekleştirir' diyorum."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35024, B003895
Hadis:
حَدَّثَنَا مُعَلًّى حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ لَهَا « أُرِيتُكِ فِى الْمَنَامِ مَرَّتَيْنِ ، أَرَى أَنَّكِ فِى سَرَقَةٍ مِنْ حَرِيرٍ وَيَقُولُ هَذِهِ امْرَأَتُكَ فَاكْشِفْ عَنْهَا فَإِذَا هِىَ أَنْتِ فَأَقُولُ إِنْ يَكُ هَذَا مِنْ عِنْدِ اللَّهِ يُمْضِهِ » .
Tercemesi:
Bize Mualla, ona Vüheyb, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Âişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) Âişe'ye "Seni, iki kere rüyamda gördüm. Seni, ipekten bir bez parçasıyla örtülmüş bir halde gördüm ve (Cebrail) bana 'bu senin eşindir, onun örtüsünü aç' diyordu. Örtüyü açtığımda bir de baktım ki o sensin. O sırada ben 'eğer bu, bana Allah tarafından gösterilmişse Allah onu gerçekleştirir' diyorum."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Menâkıbü'l-Ensâr 44, 2/27
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Bekir Vüheyb b. Hâlid el-Bâhilî (Vüheyb b. Hâlid b. Aclân)
5. Ebu Heysem Muallâ b. Esed el-Ammî (Muallâ b. Esed)
Konular:
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe, Evliliği
Rüya, peygamberlerin
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنِى إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ صَالِحٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ أَنَّ زَيْنَبَ بِنْتَ أُمِّ سَلَمَةَ أَخْبَرَتْهُ أَنَّ أُمَّهَا أُمَّ سَلَمَةَ - رضى الله عنها - زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَخْبَرَتْهَا عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ سَمِعَ خُصُومَةً بِبَابِ حُجْرَتِهِ ، فَخَرَجَ إِلَيْهِمْ ، فَقَالَ "إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ وَإِنَّهُ يَأْتِينِى الْخَصْمُ ، فَلَعَلَّ بَعْضَكُمْ أَنْ يَكُونَ أَبْلَغَ مِنْ بَعْضٍ ، فَأَحْسِبُ أَنَّهُ صَدَقَ ، فَأَقْضِىَ لَهُ بِذَلِكَ ، فَمَنْ قَضَيْتُ لَهُ بِحَقِّ مُسْلِمٍ فَإِنَّمَا هِىَ قِطْعَةٌ مِنَ النَّارِ ، فَلْيَأْخُذْهَا أَوْ فَلْيَتْرُكْهَا".
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18310, B002458
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنِى إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ صَالِحٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ أَنَّ زَيْنَبَ بِنْتَ أُمِّ سَلَمَةَ أَخْبَرَتْهُ أَنَّ أُمَّهَا أُمَّ سَلَمَةَ - رضى الله عنها - زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَخْبَرَتْهَا عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ سَمِعَ خُصُومَةً بِبَابِ حُجْرَتِهِ ، فَخَرَجَ إِلَيْهِمْ ، فَقَالَ "إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ وَإِنَّهُ يَأْتِينِى الْخَصْمُ ، فَلَعَلَّ بَعْضَكُمْ أَنْ يَكُونَ أَبْلَغَ مِنْ بَعْضٍ ، فَأَحْسِبُ أَنَّهُ صَدَقَ ، فَأَقْضِىَ لَهُ بِذَلِكَ ، فَمَنْ قَضَيْتُ لَهُ بِحَقِّ مُسْلِمٍ فَإِنَّمَا هِىَ قِطْعَةٌ مِنَ النَّارِ ، فَلْيَأْخُذْهَا أَوْ فَلْيَتْرُكْهَا".
Tercemesi:
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona Salih, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyr, ona Zeyneb bt. Ümmü Seleme, ona da Hz. Peygamber'in (sav) hanımı Ümmü Seleme şöyle rivayet etmiştir:
Allah Resulü (sav), odasının kapısının önündeki bir kavgayı/anlaşmazlığı işitti. Hemen kavga edenlerin yanına çıktı. Şöyle seslendi: "Ben de bir insanım. [Aralarında hüküm vermek ve anlaşmazlığı çözmek için] hasımlar bana gelirler; biri meramını diğerinden daha anlaşılır ve etkileyici anlatır. [Gerçekte haksız olmasına rağmen] onun doğru söylediğini zannederek, onun lehine karar veririm. Bir müslümanın hakkını kime vermişsem; artık o ateşten bir parçadır. İsterse o hakkı alsın isterse bıraksın."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Mezâlim 16, 1/679
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Berra Zeyneb bt. Ümmü Seleme el-Mahzumiyye (Zeyneb bt. Abdullah b. Abdulesed b. Hilal)
3. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Muhammed Salih b. Keysan ed-Devsi (Salih b. Keysan)
6. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
7. Abdulaziz b. Abdullah el-Üveysi (Abdulaziz b. Abdullah b. Yahya b. Amr b. Üveys)
Konular:
SÖZÜN BÜYÜSÜ
Yargı, davalaşma
Yargı, hâkim ve şahitlerin sorumluluğu
Yargı, Mahkemede Hakimi Yanıltma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32771, B004788
Hadis:
حَدَّثَنَا زَكَرِيَّاءُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ قَالَ هِشَامٌ حَدَّثَنَا عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ كُنْتُ أَغَارُ عَلَى اللاَّتِى وَهَبْنَ أَنْفُسَهُنَّ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَقُولُ أَتَهَبُ الْمَرْأَةُ نَفْسَهَا فَلَمَّا أَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى ( تُرْجِئُ مَنْ تَشَاءُ مِنْهُنَّ وَتُؤْوِى إِلَيْكَ مَنْ تَشَاءُ وَمَنِ ابْتَغَيْتَ مِمَّنْ عَزَلْتَ فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْكَ ) قُلْتُ مَا أُرَى رَبَّكَ إِلاَّ يُسَارِعُ فِى هَوَاكَ .
Tercemesi:
-....... Âişe (R) şöyle demiştir: Ben nefislerini Rasûlullah'a hibe eden (ve mehirsiz nikâh olunan) kadınları ayıplardım ve:
— Hiç kadın, kadınlığını (mehirsiz) hibe eder mi? derdim.
Yüce Allah: "O kadınlardan kimi dilersen geri bırakır, kimi de dilersen yanına alabilirsin. Geri bıraktıklarından kimi istersen (yanına almakta) de sana güçlük yoktur. Gözleri aydın olup tasalanmamalarına ve kendilerine verdiğin ile hepsinin hoşnûd olmalarına en elverişli olan budur. Allah kalblerinizde olanı bilir. Allah hakkıyle bilendir, ukubette acele etmeyendir" âyetini indirince, o zaman (anladım ki, Allah, Peygamberi'ne mü'minlerin üstünde bir hakk ve yüksek bir irâde vermiştir,) ben Rasûlullah'a:
— Rabb'in Ta'âlâ (kadınlarının değil), ancak Sen'in arzunun gerçekleşmesine çabukluk veriyor, dedim
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 7, 2/245
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Yahya Zekeriyya b. Ebu Zekeriyya el-Belhî (Zekeriyya b. Yahya b. Salih b. Süleyman b. Matar)
Konular:
Evlilik, Hz. Peygamber'e veya Hz. Peygamberin nikah teklifi
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Hz. Peygamber, hanımlarını muhayyer bırakması
Nikah, mehir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32980, B004837
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا حَيْوَةُ عَنْ أَبِى الأَسْوَدِ سَمِعَ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - أَنَّ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَقُومُ مِنَ اللَّيْلِ حَتَّى تَتَفَطَّرَ قَدَمَاهُ فَقَالَتْ عَائِشَةُ لِمَ تَصْنَعُ هَذَا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَقَدْ غَفَرَ اللَّهُ لَكَ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِكَ وَمَا تَأَخَّرَ قَالَ « أَفَلاَ أُحِبُّ أَنْ أَكُونَ عَبْدًا شَكُورًا » . فَلَمَّا كَثُرَ لَحْمُهُ صَلَّى جَالِسًا فَإِذَا أَرَادَ أَنْ يَرْكَعَ قَامَ ، فَقَرَأَ ثُمَّ رَكَعَ .
Tercemesi:
-.......Bize Hayve ibn Şurayh, Ebû'l-Esved'den haber verdi. O Urve'den; o da Âişe(R)'den şöyle işitmiştir: Şübhesiz ki, Allah'ın Peygamberi geceleyin namazda iki ayağı çatlayıncaya kadar ayakta dikilirdi. Bunun üzerine Âişe O'na;
— Yâ Rasûlallah! Allah Sen'in geçmiş gelecek günâhını mağfiret etmiş olduğu hâlde niçin bu kadar meşakkatle ibâdet ediyorsun? dedi de, Rasûlullah (S):
— "Ben (bu ilâhî mağfirete karşılık gece namazı ile) çok şükreder bir kul olmamı arzu etmeyeyim mi?" diye cevâb verdi.
Vücûdunun eti çoğaldığı zamanlarda oturarak namaz kılardı, rükû' yapmak istediğinde ayağa kalkar, bir mikdâr okur, sonra rükû' yapardı
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 2, 2/264
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Esved Muhammed b. Abdurrahman el-Esedî (Muhammed b. Abdurrahman b. Nevfel b. Esved)
4. Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh et-Tücîbî (Hayve b. Şurayh b. Safvan b. Malik)
5. Ebu Yahya, Abdullah b. Yahya el-Meâfirî (Abdullah b. Yahya)
6. Ebu Ali Hasan b. Abdulaziz el-Cerevi (Hasan b. Abdulaziz b. Vezir)
Konular:
HAMD VE ŞÜKÜR
Hz. Peygamber, şemaili
İtaat, Allah'a ve Resulüne itaat
Namaz, oturarak ya da uzanarak namaz kılmak
Namaz, Teheccüt namazı
Şükür, şükretmek, nimetler için minnet duymak