138 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Süleyman (Ebu Bekir onun Süleyman b. Harb olduğunu söyledi), ona Hammad b. Zeyd, ona Haccac es-Savvaf, ona Ebu'z-Zübeyir, ona da Cabir şöyle rivayet etti: Tufeyl b. Amr ed-Devsî Peygamber (sav)'e gelerek: Yâ Resulullah! korunaklı bir kaleye ve muhafızların yanına gitmek ister misin? dedi. Cabir, cahiliye devrinde Devs'e ait bir kale vardı dedi. Peygamber (sav) buna razı olmadı. Çünkü Allah muhafızlığı Ensara ayırmıştı. Peygamber (sav) Medine'ye hicret edince Tufeyl b. Amr da onun yanına hicret etti. Onunla birlikte kavminden bir kişi de hicret etti. Fakat Medine'de sıkılmışlardı. O zât hastalandı ve sabırsızlık ederek oklarını aldı ve onlarla parmak eklemlerini kesti. Ellerinden akan kan kesilmeyince öldü. Daha sonra Tufeyl b. Amr onu rüyasında gördü. Kılık kıyafeti güzel ama elleri sarılı bir haldeydi. Tufeyl ona: Rabbin sana ne yaptı? diye sordu. O da: Peygamber (sav)'in yanına hicret ettiğim için beni affetti, diye cevap verdi. Tufeyl: Neden ellerini sarılmış görüyorum? deyince: "Bana, senin bozduğun bir şeyi düzeltecek değiliz" dediler, cevabını verdi. Tufeyl bu rüyayı Rasulullâh'a (sav) anlattı. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Allah'ım onun ellerini de affet!" diye dua etti.
Açıklama: Câbir b. Abdullah'ın rivayet ettiği, intihar etmiş bir kişiyle ilgili rüyanın Hz. Peygamber'e anlatılması; rüyaya göre elinin sargılı olmasıyla, cezalandırıldığı anlaşılan şahsın bu eksiklikten kurtulması için de Hz. Peygamber'in dua etmiş olması önemlidir. Şahsın affedilmesi, hicret etmesiyle ilişkili görülse bile, intihar ile sonsuza kadar Cehennemlik olma arasındaki ilişkinin doğru olmadığını ortaya koymaktadır.
Bize bu hadisi Muhammed b. Rumh b. Muhacir ile Yahya b. Yahya, onlara Leys ona Yahya b. Saîd ona İbn Habban ona Enes b. Malik ona da teyzesi Ümmü Haram bt. Milhan şunu nakletmiştir: Resulullah (sav) bir gün benim yakınımda bir yerde uyudu. Sonra gülümseyerek uyandı. Ben "Ey Allah'ın Rasulü (sav), seni güldüren nedir?" dedim. "Ümmetimden bazı insanlar, şu yeşil denizin sırtına biner vaziyette (gemiler üzerinde cihad ederken) bana (rüyamda) gösterildiler." buyurdu. Devamında râvî, Hammâd b. Zeyd'in hadisindekine benzer ifadeler zikretmiştir.
Açıklama: Kaynaklarda "Yeşil deniz" ifadesinin belli bir deniz için kullanılmadığı, denizin genel vasfı olarak zikredildiği belirtilmektedir. (Mübarekfuri, Minnetü'l-mun'im)
Bana Yahya b. Eyyub ile Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail -Bu zat İbn Cafer'dir- ona Abdullah b. Abdurrahman Enes b. Malik'i şunu anlatırken işittiğini nakletmiştir: Resûlullah (sav) Enes'in teyzesi Bint Milhan'a gelerek onun yanında uyudu. Râvi, devamında İshak b. Ebu Talha ile Muhammmed b. Yahya b. Habbân'ın hadislerinin aynısını rivayet etmiştir: (Rasûlullah (sav) bir gün benim yakınımda bir yerde uyudu. Sonra gülümseyerek uyandı. Ben "Ey Allah'ın Rasulü (sav) seni güldüren nedir?" dedim. "Ümmetimden bazı insanlar şu yeşil denizin sırtına biner vaziyette (Allah yolunda deniz seferi yaparlarken) bana gösterildiler" buyurdu.)
Bir zamanlar Yusuf, babasına (Yakub'a) demişti ki: Babacığım! Ben (rüyamda) on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederlerken gördüm.
(Babası:) Yavrucuğum! dedi, rüyanı sakın kardeşlerine anlatma; sonra sana bir tuzak kurarlar! Çünkü şeytan insana apaçık bir düşmandır.
Bize Muhammed b. Rumh b. Muhacir ile Yahya b. Yahya, onlara Leys, ona Yahya b. Saîd, ona İbn Habban, ona Enes b. Malik, ona da teyzesi Ümmü Haram Bt. Milhan şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bir gün bana yakın bir yerde uyudu. Sonra gülümseyerek uyandı. Ben 'Ey Allah'ın Rasulü (sav) seni güldüren nedir?' dedim. (Rasulullah şöyle cevapladı:) "Ümmetimden bazı insanlar şu yeşil denizin sırtına binerlerken (Allah yolunda deniz seferine çıkarlarken) bana (rüyamda) gösterildiler (bu nedenle mutlu oldum)." Bundan sonra râvî, Hammâd b. Zeyd'in hadisinin benzerini zikretmiştir.