29 Kayıt Bulundu.
Bana Hasan b. Müdrik, ona Yahya b. Hammâd, ona Ebu Avâne, ona Ebu Bişr, ona da Saîd, b. Cübeyr şöyle demiştir: Ben İbn Abbâs'a "Haşr Suresi" dedim o da bana "Nadîr Suresi şeklinde söyle" dedi. Ebu Bişr'in bu rivayetine Huşeym mutabaat etmiştir
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hüşeym b. Beşîr arasında inkıta vardır.
Bize İshak b. Nasr, ona Abdurrezzâk, ona İbn Cureyc, ona Mûsâ b. Ukbe, ona Nâfi, ona İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah'a karşı Nadîr oğulları ve ardından Kurayza oğulları harp açtı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) Nadîr oğullarını yerlerinden sürüp çıkardı. Kurayza oğullarını ise yerlerinde bıraktı. Ve onlara karşılıksız lütufta bulundu. Nihayet Kurayza da harb etti. Rasulullah (sav) da onların erkeklerini öldürüp, kadınlarını, çocuklarını ve mallarını da Müslümanlar arasında bölüştürdü. Ancak onlardan bazıları Peygamber'e katıldı. Hz. Peygamber (sav) bu katılanlara âmân verdi. Onlar da Müslüman oldular. Bu suretle Rasulullah (sav), içlerinde Abdullah b. Selâm'ın kabilesi olan Kaynukâ oğulları ve üzere Harise oğulları olmak üzere Medine Yahudilerinin hepsini Medine'den sürgün etti.
Bana Hasan b. Müdrik, ona Yahya b. Hammâd, ona Ebu Avâne, ona Ebu Bişr, ona da Saîd, b. Cübeyr şöyle demiştir: Ben İbn Abbâs'a "Haşr Suresi" dedim o da bana "Nadîr Suresi şeklinde söyle" dedi. Ebu Bişr'in bu rivayetine Huşeym mutabaat etmiştir
Bize İbrahim b. Münzir, ona Ebu Damre, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Yahudiler, içlerinden zina etmiş bir erkek ile bir kadını Hz. Peygamber'e (sav) getirdiler. Peygamber (sav) onlara "Siz içinizden zina edenlere nasıl ceza uyguluyorsunuz?" diye sordu. Yahudiler “biz zina eden erkek ve kadının yüzlerine kömür sürüp karartır ve onları döveriz” dediler. Hz. Peygamber (sav) "Siz Tevrat'ta recmi bulmuyor musunuz?" dedi. Yahudiler “biz Tevrat'ta böyle bir şey bulmuyoruz” dediler. Bunun üzerine Abdullah b. Selâm onlara “yalan söylüyorsunuz, "Doğru sözlü iseniz Tevrat'ı getirip okuyun" (Ali İmran, 93)” dedi. Onlardan, Tevrat'ı okutan âlimleri elini recim ayeti üzerine koyarak ve recim ayetini okumadan, önceki ve sonraki ayetleri okumağa başladı. Abdullah b. Selâm onun elini recim ayetinin üstünden çekti ve “bu nedir?” dedi. Yahudiler bu ayeti görünce “işte bu, recim ayetidir” dediler. Peygamber (sav) emretti, zina edenler, mescidin yanında, cenazelerin konduğu yerin yakınında, recmedildiler. Ben o zina eden erkeği, kadını taşlardan korumak için, kadının üzerine kapanmış halde iken gördüm.
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona İbn Cüreyc, ona İbn Ebu Müleyke, ona da Alkame b. Vakkâs şöyle rivayet etmiştir: Mervan kapıcısı Râfi'ye "ey Râfi, İbn Abbâs'a git ve 'kendisine verilen dünyalığa sevinen ve yapmadığı bir işten dolayı övülmekten hoşlanan her kişiye azap olunacaksa, o zaman hepimize azap olunacak (öylemi)?' diye sor" dedi. Bunun üzerine İbn Abbas "bu ayetle sizin ne ilginiz var? Hz. Peygamber (sav) bir defasında Yahudileri çağırıp onlara bir soru sordu. Onlar da sorunun gerçek cevabını saklayarak gerçek dışı bir bilgi verdiler ve verdikleri cevapla Hz. Peygamber'in (sav) takdirini kazandıklarını zannedip hakikati gizleyerek verdikleri cevaptan dolayı takdir edilmelerine sevindiler" dedi sonra da "Allah, kendilerine kitap verilenlerden, «Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz» diyerek söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları alışveriş ne kadar kötü!. Ettiklerine sevinen ve yapmadıkları şeylerle övülmeyi seven kimselerin, sakın azaptan kurtulacaklarını sanma" ayetlerini okudu. (Âlu İmrân, 187-188). Abdurrezzâk, bu hadisin İbn Cureyc'den rivayetinde Hişâm b. Yusuf'a mutâbaat etmiştir. Yine bu Mervân hadisini bize İbn Mukâtil, ona Haccâc, ona İbn Cureyc, ona İbn Ebu Müleyke, ona da Humeyd b. Abdurrahman b. Avf rivayet etmiştir.
Bana Hamid b. Ömer, ona Bişr b. Mufaddal, ona Humeyd, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'in (sav) Medine'ye geldiğini haber alan Abdullah b. Selâm, hemen bir şeyler sormak üzere Hz. Peygamber'e (sav) gelip “sana, cevabını sadece bir peygamberin bilebileceği üç şey soracağım: 1. Kıyamet alâmetlerinin ilki nedir?; 2. Cennet ahalisi ilk önce hangi yemeği yiyecekler? 3. Çocuğun, annesine ya da babasına benzemesine yol açan şey nedir?” dedi. Hz. Peygamber (sav) "Az önce Cibril gelip bunları bana bildirdi" dedi. İbn Selâm “Cibril, melekler arasında Yahudilerin düşmanıdır” dedi. Peygamber (sav) sorulara cevaben "Kıyamet alâmetlerinin en öncesi bir ateştir ki, o, insanları doğu taraftan batıya sürüp toplar. Cennet ahalisinin yiyeceği ilk yiyecek maddesi ise balık ciğerinin fazlasıdır. Çocuğa gelince, erkeğin spermi, kadının sperminin önüne geçerse çocuk onun soyuna çeker. Eğer kadının spermi erkeğin sperminin önüne geçerse kadın çocuğu kendi soyuna çekip benzetir" buyurdu. Abdullah “Ben şehadet ederim ki Allah'tan başka tanrı yoktur ve sen de Alla'hın rasulüsün” dedi. Abdullah “ey Allah'ın Rasulü, Yahudiler, insanı hayrette bırakacak şekilde yalan söyleyen, asılsız isnat ve iftiralarda bulunan haksız bir millettir. Bu yüzden benim Müslüman olduğumu bilmelerinden önce, benim konumumu onlara sorup tasdik ettir” dedi. Ardından Yahudi heyeti geldi. Hz. Peygamber (sav) onlara "Abdullah b. Selâm aranızda nasıl bir adamdır?" diye sordu. Yahudiler “o bizim hayırlımız ve hayırlımızın oğlu, en faziletlimiz ve en faziletlimizin oğludur” dediler. Bu tezkiye üzerine Peygamber (sav) "Abdullah b. Selâm Müslüman olursa ne düşünürsünüz?" diye sordu. Yahudiler: “Allah onu bundan korusun” dediler Hz. Peygamber (sav) tekarar sordu, onlar da aynı cevabı verdiler. Bunun üzerine Abdullah (gizlendiği yerden) çıkarak kelime-i şehadet getirip Müslüman oldu. Bu defa Yahudiler “O bizim şerlimiz ve şerlimizin oğludur” diyerek İbn Selâm'ın değerini düşürmeye çalıştılar. Abdullah “ey Allah'ın Rasulü, işte korkmakta olduğum buydu” dedi.
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona İbn Cüreyc, ona İbn Ebu Müleyke, ona da Alkame b. Vakkâs şöyle rivayet etmiştir: Mervan kapıcısı Râfi'ye "ey Râfi, İbn Abbâs'a git ve 'kendisine verilen dünyalığa sevinen ve yapmadığı bir işten dolayı övülmekten hoşlanan her kişiye azap olunacaksa, o zaman hepimize azap olunacak (öylemi)?' diye sor" dedi. Bunun üzerine İbn Abbas "bu ayetle sizin ne ilginiz var? Hz. Peygamber (sav) bir defasında Yahudileri çağırıp onlara bir soru sordu. Onlar da sorunun gerçek cevabını saklayarak gerçek dışı bir bilgi verdiler ve verdikleri cevapla Hz. Peygamber'in (sav) takdirini kazandıklarını zannedip hakikati gizleyerek verdikleri cevaptan dolayı takdir edilmelerine sevindiler" dedi sonra da "Allah, kendilerine kitap verilenlerden, «Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz» diyerek söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları alışveriş ne kadar kötü!. Ettiklerine sevinen ve yapmadıkları şeylerle övülmeyi seven kimselerin, sakın azaptan kurtulacaklarını sanma" ayetlerini okudu. (Âlu İmrân, 187-188). Abdurrezzâk, bu hadisin İbn Cureyc'den rivayetinde Hişâm b. Yusuf'a mutâbaat etmiştir. Yine bu Mervân hadisini bize İbn Mukâtil, ona Haccâc, ona İbn Cureyc, ona İbn Ebu Müleyke, ona da Humeyd b. Abdurrahman b. Avf rivayet etmiştir.
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona İbn Cüreyc, ona İbn Ebu Müleyke, ona da Alkame b. Vakkâs şöyle rivayet etmiştir: Mervan kapıcısı Râfi'ye "ey Râfi, İbn Abbâs'a git ve 'kendisine verilen dünyalığa sevinen ve yapmadığı bir işten dolayı övülmekten hoşlanan her kişiye azap olunacaksa, o zaman hepimize azap olunacak (öylemi)?' diye sor" dedi. Bunun üzerine İbn Abbas "bu ayetle sizin ne ilginiz var? Hz. Peygamber (sav) bir defasında Yahudileri çağırıp onlara bir soru sordu. Onlar da sorunun gerçek cevabını saklayarak gerçek dışı bir bilgi verdiler ve verdikleri cevapla Hz. Peygamber'in (sav) takdirini kazandıklarını zannedip hakikati gizleyerek verdikleri cevaptan dolayı takdir edilmelerine sevindiler" dedi sonra da "Allah, kendilerine kitap verilenlerden, «Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz» diyerek söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları alışveriş ne kadar kötü!. Ettiklerine sevinen ve yapmadıkları şeylerle övülmeyi seven kimselerin, sakın azaptan kurtulacaklarını sanma" ayetlerini okudu. (Âlu İmrân, 187-188). Abdurrezzâk, bu hadisin İbn Cureyc'den rivayetinde Hişâm b. Yusuf'a mutâbaat etmiştir. Yine bu Mervân hadisini bize İbn Mukâtil, ona Haccâc, ona İbn Cureyc, ona İbn Ebu Müleyke, ona da Humeyd b. Abdurrahman b. Avf rivayet etmiştir.