Öneri Formu
Hadis Id, No:
1124, M000436
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا حَفْصٌ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ
"رَآهُ بِقَلْبِهِ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hafs, ona Abdülmelik, ona Ata, ona İbn Abbas (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) Rabbi'ni kalbi ile görmüştür."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 436, /93
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Süleyman Abdülmelik b. Meysera el-Fezârî (Abdülmelik b. Meysera)
4. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Melekler, Cebrail
Mirac,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
999, M000411
Hadis:
حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ الْبُنَانِىُّ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"أُتِيتُ بِالْبُرَاقِ - وَهُوَ دَابَّةٌ أَبْيَضُ طَوِيلٌ فَوْقَ الْحِمَارِ وَدُونَ الْبَغْلِ يَضَعُ حَافِرَهُ عِنْدَ مُنْتَهَى طَرْفِهِ - قَالَ فَرَكِبْتُهُ حَتَّى أَتَيْتُ بَيْتَ الْمَقْدِسِ - قَالَ - فَرَبَطْتُهُ بِالْحَلْقَةِ الَّتِى يَرْبِطُ بِهِ الأَنْبِيَاءُ - قَالَ - ثُمَّ دَخَلْتُ الْمَسْجِدَ فَصَلَّيْتُ فِيهِ رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ خَرَجْتُ فَجَاءَنِى جِبْرِيلُ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - بِإِنَاءٍ مِنْ خَمْرٍ وَإِنَاءٍ مِنْ لَبَنٍ فَاخْتَرْتُ اللَّبَنَ فَقَالَ جِبْرِيلُ صلى الله عليه وسلم اخْتَرْتَ الْفِطْرَةَ. ثُمَّ عَرَجَ بِنَا إِلَى السَّمَاءِ فَاسْتَفْتَحَ جِبْرِيلُ فَقِيلَ مَنْ أَنْتَ قَالَ جِبْرِيلُ. قِيلَ وَمَنْ مَعَكَ قَالَ مُحَمَّدٌ. قِيلَ وَقَدْ بُعِثَ إِلَيْهِ قَالَ قَدْ بُعِثَ إِلَيْهِ. فَفُتِحَ لَنَا فَإِذَا أَنَا بِآدَمَ فَرَحَّبَ بِى وَدَعَا لِى بِخَيْرٍ. ثُمَّ عَرَجَ بِنَا إِلَى السَّمَاءِ الثَّانِيَةِ فَاسْتَفْتَحَ جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ. فَقِيلَ مَنْ أَنْتَ قَالَ جِبْرِيلُ. قِيلَ وَمَنْ مَعَكَ قَالَ مُحَمَّدٌ. قِيلَ وَقَدْ بُعِثَ إِلَيْهِ قَالَ قَدْ بُعِثَ إِلَيْهِ. فَفُتِحَ لَنَا فَإِذَا أَنَا بِابْنَىِ الْخَالَةِ عِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ وَيَحْيَى بْنِ زَكَرِيَّاءَ صَلَوَاتُ اللَّهِ عَلَيْهِمَا فَرَحَّبَا وَدَعَوَا لِى بِخَيْرٍ. ثُمَّ عَرَجَ بِى إِلَى السَّمَاءِ الثَّالِثَةِ فَاسْتَفْتَحَ جِبْرِيلُ. فَقِيلَ مَنْ أَنْتَ قَالَ جِبْرِيلُ. قِيلَ وَمَنْ مَعَكَ قَالَ مُحَمَّدٌ صلى الله عليه وسلم. قِيلَ وَقَدْ بُعِثَ إِلَيْهِ قَالَ قَدْ بُعِثَ إِلَيْهِ. فَفُتِحَ لَنَا فَإِذَا أَنَا بِيُوسُفَ صلى الله عليه وسلم إِذَا هُوَ قَدْ أُعْطِىَ شَطْرَ الْحُسْنِ فَرَحَّبَ وَدَعَا لِى بِخَيْرٍ. ثُمَّ عَرَجَ بِنَا إِلَى السَّمَاءِ الرَّابِعَةِ فَاسْتَفْتَحَ جِبْرِيلُ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - قِيلَ مَنْ هَذَا قَالَ جِبْرِيلُ. قِيلَ وَمَنْ مَعَكَ قَالَ مُحَمَّدٌ. قَالَ وَقَدْ بُعِثَ إِلَيْهِ قَالَ قَدْ بُعِثَ إِلَيْهِ. فَفُتِحَ لَنَا فَإِذَا أَنَا بِإِدْرِيسَ فَرَحَّبَ وَدَعَا لِى بِخَيْرٍ قَالَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ (وَرَفَعْنَاهُ مَكَانًا عَلِيًّا) ثُمَّ عَرَجَ بِنَا إِلَى السَّمَاءِ الْخَامِسَةِ فَاسْتَفْتَحَ جِبْرِيلُ. قِيلَ مَنْ هَذَا قَالَ جِبْرِيلُ. قِيلَ وَمَنْ مَعَكَ قَالَ مُحَمَّدٌ. قِيلَ وَقَدْ بُعِثَ إِلَيْهِ قَالَ قَدْ بُعِثَ إِلَيْهِ. فَفُتِحَ لَنَا فَإِذَا أَنَا بِهَارُونَ صلى الله عليه وسلم فَرَحَّبَ وَدَعَا لِى بِخَيْرٍ. ثُمَّ عَرَجَ بِنَا إِلَى السَّمَاءِ السَّادِسَةِ فَاسْتَفْتَحَ جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ. قِيلَ مَنْ هَذَا قَالَ جِبْرِيلُ. قِيلَ وَمَنْ مَعَكَ قَالَ مُحَمَّدٌ. قِيلَ وَقَدْ بُعِثَ إِلَيْهِ قَالَ قَدْ بُعِثَ إِلَيْهِ. فَفُتِحَ لَنَا فَإِذَا أَنَا بِمُوسَى صلى الله عليه وسلم فَرَحَّبَ وَدَعَا لِى بِخَيْرٍ. ثُمَّ عَرَجَ بِنَا إِلَى السَّمَاءِ السَّابِعَةِ فَاسْتَفْتَحَ جِبْرِيلُ فَقِيلَ مَنْ هَذَا قَالَ جِبْرِيلُ. قِيلَ وَمَنْ مَعَكَ قَالَ مُحَمَّدٌ صلى الله عليه وسلم. قِيلَ وَقَدْ بُعِثَ إِلَيْهِ قَالَ قَدْ بُعِثَ إِلَيْهِ. فَفُتِحَ لَنَا فَإِذَا أَنَا بِإِبْرَاهِيمَ صلى الله عليه وسلم مُسْنِدًا ظَهْرَهُ إِلَى الْبَيْتِ الْمَعْمُورِ وَإِذَا هُوَ يَدْخُلُهُ كُلَّ يَوْمٍ سَبْعُونَ أَلْفَ مَلَكٍ لاَ يَعُودُونَ إِلَيْهِ ثُمَّ ذَهَبَ بِى إِلَى السِّدْرَةِ الْمُنْتَهَى وَإِذَا وَرَقُهَا كَآذَانِ الْفِيَلَةِ وَإِذَا ثَمَرُهَا كَالْقِلاَلِ - قَالَ - فَلَمَّا غَشِيَهَا مِنْ أَمْرِ اللَّهِ مَا غَشِىَ تَغَيَّرَتْ فَمَا أَحَدٌ مِنْ خَلْقِ اللَّهِ يَسْتَطِيعُ أَنْ يَنْعَتَهَا مِنْ حُسْنِهَا. فَأَوْحَى اللَّهُ إِلَىَّ مَا أَوْحَى فَفَرَضَ عَلَىَّ خَمْسِينَ صَلاَةً فِى كُلِّ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ فَنَزَلْتُ إِلَى مُوسَى صلى الله عليه وسلم فَقَالَ مَا فَرَضَ رَبُّكَ عَلَى أُمَّتِكَ قُلْتُ خَمْسِينَ صَلاَةً. قَالَ ارْجِعْ إِلَى رَبِّكَ فَاسْأَلْهُ التَّخْفِيفَ فَإِنَّ أُمَّتَكَ لاَ يُطِيقُونَ ذَلِكَ فَإِنِّى قَدْ بَلَوْتُ بَنِى إِسْرَائِيلَ وَخَبَرْتُهُمْ. قَالَ فَرَجَعْتُ إِلَى رَبِّى فَقُلْتُ يَا رَبِّ خَفِّفْ عَلَى أُمَّتِى. فَحَطَّ عَنِّى خَمْسًا فَرَجَعْتُ إِلَى مُوسَى فَقُلْتُ حَطَّ عَنِّى خَمْسًا. قَالَ إِنَّ أُمَّتَكَ لاَ يُطِيقُونَ ذَلِكَ فَارْجِعْ إِلَى رَبِّكَ فَاسْأَلْهُ التَّخْفِيفَ. - قَالَ - فَلَمْ أَزَلْ أَرْجِعُ بَيْنَ رَبِّى تَبَارَكَ وَتَعَالَى وَبَيْنَ مُوسَى - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - حَتَّى قَالَ يَا مُحَمَّدُ إِنَّهُنَّ خَمْسُ صَلَوَاتٍ كُلَّ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ لِكُلِّ صَلاَةٍ عَشْرٌ فَذَلِكَ خَمْسُونَ صَلاَةً. وَمَنْ هَمَّ بِحَسَنَةٍ فَلَمْ يَعْمَلْهَا كُتِبَتْ لَهُ حَسَنَةً فَإِنْ عَمِلَهَا كُتِبَتْ لَهُ عَشْرًا وَمَنْ هَمَّ بِسَيِّئَةٍ فَلَمْ يَعْمَلْهَا لَمْ تُكْتَبْ شَيْئًا فَإِنْ عَمِلَهَا كُتِبَتْ سَيِّئَةً وَاحِدَةً - قَالَ - فَنَزَلْتُ حَتَّى انْتَهَيْتُ إِلَى مُوسَى صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ ارْجِعْ إِلَى رَبِّكَ فَاسْأَلْهُ التَّخْفِيفَ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ قَدْ رَجَعْتُ إِلَى رَبِّى حَتَّى اسْتَحْيَيْتُ مِنْهُ."
Tercemesi:
Bize Şeyban b. Ferruh, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit el-Bünânî, ona Enes b. Malik (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Bana Burak'ı getirdiler. Beyaz, uzunca, eşekten büyük, katırdan küçük bir hayvandı. Adımını gözünün gördüğü en son noktaya atardı. Ona binip Beytü'l-Makdis'e geldim. Onu peygamberlerin hayvanlarını bağladıkları halkaya bağladım. Ardından mescide girdim ve iki rekât namaz kıldım. Sonra mescitten çıktım. Cebrail (as) şarap ve süt dolu birer kâse getirdi. Ben sütü seçtim. Cebrail (as) fıtrata uygun olanı seçtin dedi. Sonra beni semaya çıkardı. Cebrail içeri girmek için kapının açılmasını istedi. Kimsin? diye sordular. Ben Cebrail'im! diye cevap verdi. Yanında kim var? diye sordular. Muhammed (sav) var diye cevap verdi. O gönderildi mi? diye sordular. Evet, gönderildi diye cevap verdi. Bunun üzerine kapılar açıldı. Âdem (as) beni gördü ve hoş geldin diyerek bana hayır dua etti. Sonra ikinci semaya çıkarıldım. Cebrail buranın kapısının açılmasını istedi. Ona sen kimsin? diye sordular. Ben Cebrail'im diye cevap verdi. Yanındaki kimdir? diye soruldu. Muhammed'dir (sav) diye cevap verdi. O gönderildi mi? diye sordular. Evet, gönderildi diye cevap verdi. Kapı tekrar açıldı. Teyzemin oğulları İsa b. Meryem'i (as) ve Yahya b. Zekeriyya'yı (as) gördüm. Bana hoş geldin dediler ve benim için hayır dua ettiler. Sonra beni üçüncü semaya çıkardılar. Cebrail (as) kapının açılmasını istedi. Ona sen kimsin? diye sordular. Ben Cebrail'im diye cevap verdi. Yanındaki kimdir?' diye sordular. Muhammed'dir diye cevap verdi. O gönderildi mi? diye sordular. Evet, gönderildi diye cevap verdi. Bunun üzerine kapı açıldı. Yusuf'u (as) gördüm. Güzelliğin yarısı ona verilmiş. Bana hoş geldin dedi ve benim için hayır dua etti. Sonra dördüncü semaya çıkarıldık. Cebrail (as) kapının açılmasını istedi. Bu kimdir? diye soruldu. Cebrail'dir diye cevap verdi. Yanındaki kimdir? diye sordular. Muhammed'dir (sav) dedi. O gönderildi mi? diye sordular. Evet, gönderildi diye cevap verdi. Bunun üzerine kapıyı açtılar. Orada İdris'i (as) gördüm. Bana hoş geldin dedi ve benim için hayır dua etti. Allah; O'nu yüksek bir mekâna çıkardık (Meryem: 19/57) buyurmuştur. Sonra beşinci semaya çıkarıldık. Cebrail (as) kapının açılmasını istedi. Kapıdaki kim? diye soruldu. Cebrail diye cevap verdi. Yanındaki kimdir? diye sordular. Muhammed'dir (sav) diye cevap verdi. O gönderildi mi? diye sordular. Evet, gönderildi diye cevap verdi. Bunun üzerine kapı açıldı ve Harun'u (as) gördüm. Bana hoş geldin dedi ve benim için hayır dua etti. Sonra bizi altıncı semaya çıkardı. Cebrail (as) kapının açılmasını istedi. Bu kimdir? diye sordular. Cebrail diye cevap verdi. Yanındaki kimdir? diye sordular. Muhammed'dir (sav) diye cevap verdi. O gönderildi mi? diye sordular. Evet, gönderildi diye cevap verdi. Bunun üzerine kapı açıldı. Musa'yı (as) gördüm. Bana hoş geldin dedi ve benim için hayır dua etti. Sonra yedinci semaya çıktık. Cebrail oranın da kapısının açılmasını istedi. Kimdir O? diye sordular. Cebrail! diye cevap verdi. Yanında kim var? diye sordular. Muhammed (sav) diye cevap verdi. O gönderildi mi? diye sordular. Evet, gönderildi diye cevap verdi. Kapı açıldı ve İbrahim'i (sa) sırtını Beytu'l-ma'mûr'a dayamış halde gördüm. Beytu'l-ma'mûr'a her gün yetmiş bin melek giriyor ve girenler bir daha geri dönmüyordu. Sonra beni Sidretü'l-müntehâ'ya götürdü. Yaprakları fil kulakları, meyveleri küpler gibi. Bu ağacı Allah'ın celal ve azameti kuşattığı için hali değişmiş ve kimsenin anlatamayacağı kadar güzel bir hale gelmiş. Allah bana vahyettiğini vahyetti. Bana her gün için elli vakit namazı farz kıldı. Musa'nın (as) yanın indim. Rabb'in ümmetine ne farz kıldı? diye sordu. Elli vakit namaz farz kıldı dedim. 'Rabb'ine dön ve ondan bu namazı hafifletmesini iste. Ümmetin buna güç yetiremezler. Ben İsrail oğullarını denemiştim dedi. Bunun üzerine Rabbime döndüm ve Rabbim! Ümmetimin yükünü hafiflet. dedim. Musa'ya döndüm ve Rabbim elli vakitten beş vakti indirdi dedim. Musa dönüp 'Ümmetin buna güç yetiremez. Rabb'ine dön ve ondan yine hafifletmesini iste dedi. Ben Rabbimle Musa (as) arasında gidip gelmeye devam ettim. Sonunda Rabbim bana Ey Muhammed! Günde beş vakit namaz vardır. Her bir vakit namaz on vakit namaz gibidir. Böylece toplamı elli vakit gibi olur. Her kim bir iyilik yapmaya niyetlenir de yapamazsa ona bir sevap yazılır. Eğer onu yaparsa on sevap yazılır. Her kim bir kötülük yapmaya niyetlenir de onu yapmazsa ona bir günah yazılmaz. Eğer günahı işlerse bir günah yazılır buyurdu. Bundan sonra inip Musa'nın (as) yanına gittim. Ona olanları anlattım. Bana dönüp tekrar rabbinden hafifletmesini niyaz et dedi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Rabbime o kadar müracaat ettim ki ondan utanır hale geldim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 411, /87
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, sembolik anlatım
Mirac,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1020, M000412
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ هَاشِمٍ الْعَبْدِىُّ حَدَّثَنَا بَهْزُ بْنُ أَسَدٍ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ الْمُغِيرَةِ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"أُتِيتُ فَانْطَلَقُوا بِى إِلَى زَمْزَمَ فَشُرِحَ عَنْ صَدْرِى ثُمَّ غُسِلَ بِمَاءِ زَمْزَمَ ثُمَّ أُنْزِلْتُ."
Tercemesi:
Bana Abdullah b. Hâşim el-Abdî, ona Behz b. Esed, ona Süleyman b. el-Muğîra, ona Sabit, ona Enes b. Malik (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Beni alıp zemzem'e götürdüler. Göğsümü açıp zemzem suyu ile yıkadılar ve sonra beni indirdiler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 412, /88
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, Kişiliği, Hayatı ve Örnekliği
Mirac,
Zemzem, suyun hikayesi, özellikleri, vs.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1034, M000415
Hadis:
وَحَدَّثَنِى حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى التُّجِيبِىُّ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ كَانَ أَبُو ذَرٍّ يُحَدِّثُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"فُرِجَ سَقْفُ بَيْتِى وَأَنَا بِمَكَّةَ فَنَزَلَ جِبْرِيلُ صلى الله عليه وسلم فَفَرَجَ صَدْرِى ثُمَّ غَسَلَهُ مِنْ مَاءِ زَمْزَمَ ثُمَّ جَاءَ بِطَسْتٍ مِنْ ذَهَبٍ مُمْتَلِئٍ حِكْمَةً وَإِيمَانًا فَأَفْرَغَهَا فِى صَدْرِى ثُمَّ أَطْبَقَهُ ثُمَّ أَخَذَ بِيَدِى فَعَرَجَ بِى إِلَى السَّمَاءِ فَلَمَّا جِئْنَا السَّمَاءَ الدُّنْيَا قَالَ جِبْرِيلُ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - لِخَازِنِ السَّمَاءِ الدُّنْيَا افْتَحْ. قَالَ مَنْ هَذَا قَالَ هَذَا جِبْرِيلُ. قَالَ هَلْ مَعَكَ أَحَدٌ قَالَ نَعَمْ مَعِىَ مُحَمَّدٌ صلى الله عليه وسلم. قَالَ فَأُرْسِلَ إِلَيْهِ قَالَ نَعَمْ فَفَتَحَ - قَالَ - فَلَمَّا عَلَوْنَا السَّمَاءَ الدُّنْيَا فَإِذَا رَجُلٌ عَنْ يَمِينِهِ أَسْوِدَةٌ وَعَنْ يَسَارِهِ أَسْوِدَةٌ - قَالَ - فَإِذَا نَظَرَ قِبَلَ يَمِينِهِ ضَحِكَ وَإِذَا نَظَرَ قِبَلَ شِمَالِهِ بَكَى - قَالَ - فَقَالَ مَرْحَبًا بِالنَّبِىِّ الصَّالِحِ وَالاِبْنِ الصَّالِحِ - قَالَ - قُلْتُ يَا جِبْرِيلُ مَنْ هَذَا قَالَ هَذَا آدَمُ صلى الله عليه وسلم وَهَذِهِ الأَسْوِدَةُ عَنْ يَمِينِهِ وَعَنْ شِمَالِهِ نَسَمُ بَنِيهِ فَأَهْلُ الْيَمِينِ أَهْلُ الْجَنَّةِ وَالأَسْوِدَةُ الَّتِى عَنْ شِمَالِهِ أَهْلُ النَّارِ فَإِذَا نَظَرَ قِبَلَ يَمِينِهِ ضَحِكَ وَإِذَا نَظَرَ قِبَلَ شِمَالِهِ بَكَى - قَالَ - ثُمَّ عَرَجَ بِى جِبْرِيلُ حَتَّى أَتَى السَّمَاءَ الثَّانِيَةَ. فَقَالَ لِخَازِنِهَا افْتَحْ - قَالَ - فَقَالَ لَهُ خَازِنُهَا مِثْلَ مَا قَالَ خَازِنُ السَّمَاءِ الدُّنْيَا فَفَتَحَ."
فَقَالَ أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ فَذَكَرَ أَنَّهُ وَجَدَ فِى السَّمَوَاتِ آدَمَ وَإِدْرِيسَ وَعِيسَى وَمُوسَى وَإِبْرَاهِيمَ - صَلَوَاتُ اللَّهِ عَلَيْهِمْ أَجْمَعِينَ - وَلَمْ يُثْبِتْ كَيْفَ مَنَازِلُهُمْ غَيْرَ أَنَّهُ ذَكَرَ أَنَّهُ قَدْ وَجَدَ آدَمَ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - فِى السَّمَاءِ الدُّنْيَا وَإِبْرَاهِيمَ فِى السَّمَاءِ السَّادِسَةِ. قَالَ
"فَلَمَّا مَرَّ جِبْرِيلُ وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِإِدْرِيسَ - صَلَوَاتُ اللَّهِ عَلَيْهِ - قَالَ مَرْحَبًا بِالنَّبِىِّ الصَّالِحِ وَالأَخِ الصَّالِحِ - قَالَ - ثُمَّ مَرَّ فَقُلْتُ مَنْ هَذَا فَقَالَ هَذَا إِدْرِيسُ - قَالَ - ثُمَّ مَرَرْتُ بِمُوسَى - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - فَقَالَ مَرْحَبًا بِالنَّبِىِّ الصَّالِحِ وَالأَخِ الصَّالِحِ - قَالَ - قُلْتُ مَنْ هَذَا قَالَ هَذَا مُوسَى - قَالَ - ثُمَّ مَرَرْتُ بِعِيسَى فَقَالَ مَرْحَبًا بِالنَّبِىِّ الصَّالِحِ وَالأَخِ الصَّالِحِ. قُلْتُ مَنْ هَذَا قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ - قَالَ - ثُمَّ مَرَرْتُ بِإِبْرَاهِيمَ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - فَقَالَ مَرْحَبًا بِالنَّبِىِّ الصَّالِحِ وَالاِبْنِ الصَّالِحِ - قَالَ - قُلْتُ مَنْ هَذَا قَالَ هَذَا إِبْرَاهِيمُ."
قَالَ ابْنُ شِهَابٍ وَأَخْبَرَنِى ابْنُ حَزْمٍ أَنَّ ابْنَ عَبَّاسٍ وَأَبَا حَبَّةَ الأَنْصَارِىَّ كَانَا يَقُولاَنِ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "ثُمَّ عَرَجَ بِى حَتَّى ظَهَرْتُ لِمُسْتَوًى أَسْمَعُ فِيهِ صَرِيفَ الأَقْلاَمِ."
قَالَ ابْنُ حَزْمٍ وَ أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "فَفَرَضَ اللَّهُ عَلَى أُمَّتِى خَمْسِينَ صَلاَةً - قَالَ - فَرَجَعْتُ بِذَلِكَ حَتَّى أَمُرَّ بِمُوسَى فَقَالَ مُوسَى عَلَيْهِ السَّلاَمُ مَاذَا فَرَضَ رَبُّكَ عَلَى أُمَّتِكَ - قَالَ - قُلْتُ فَرَضَ عَلَيْهِمْ خَمْسِينَ صَلاَةً . قَالَ لِى مُوسَى عَلَيْهِ السَّلاَمُ فَرَاجِعْ رَبَّكَ فَإِنَّ أُمَّتَكَ لاَ تُطِيقُ ذَلِكَ - قَالَ - فَرَاجَعْتُ رَبِّى فَوَضَعَ شَطْرَهَا - قَالَ - فَرَجَعْتُ إِلَى مُوسَى - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - فَأَخْبَرْتُهُ قَالَ رَاجِعْ رَبَّكَ فَإِنَّ أُمَّتَكَ لاَ تُطِيقُ ذَلِكَ - قَالَ - فَرَاجَعْتُ رَبِّى فَقَالَ هِىَ خَمْسٌ وَهْىَ خَمْسُونَ لاَ يُبَدَّلُ الْقَوْلُ لَدَىَّ - قَالَ - فَرَجَعْتُ إِلَى مُوسَى فَقَالَ رَاجِعْ رَبَّكَ . فَقُلْتُ قَدِ اسْتَحْيَيْتُ مِنْ رَبِّى - قَالَ - ثُمَّ انْطَلَقَ بِى جِبْرِيلُ حَتَّى نَأْتِىَ سِدْرَةَ الْمُنْتَهَى فَغَشِيَهَا أَلْوَانٌ لاَ أَدْرِى مَا هِىَ - قَالَ - ثُمَّ أُدْخِلْتُ الْجَنَّةَ فَإِذَا فِيهَا جَنَابِذُ اللُّؤْلُؤِ وَإِذَا تُرَابُهَا الْمِسْكُ."
Tercemesi:
Bize Harmele b. Yahya et-Tücibi, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Enes b. Malik, ona Ebu Zer'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Ben Mekke'deyken evimin çatısı açıldı ve Cebrail (as) indi. Göğsümü yardı ve onu zemzem suyu ile yıkadı. Sonra hikmet ve iman dolu altın bir tas getirdi ve onu göğsüme boşalttı. Ardından göğsümü kapattı. Elimden tutup beni semaya çıkardı. Dünya semasına geldiğimizde Cebrail (as) dünya semasının bekçisine kapıyı aç dedi. Bekçi kimdir O? diye sorunca Cebrail! diye cevap verdi. Bekçi yanında kimse var mı? diye sordu. Cebrail (as) evet, yanımda Muhammed (sav) var diye cevap verdi. Bekçi O gönderildi mi? diye sordu. Cebrail evet dedi. Bunun üzerine kapıyı açtı. Dünya semasına çıktığımızda bir adam gördük. Sağında ve sol tarafında birtakım karaltılar vardı. Sağ tarafa baktığında gülüyor, sol tarafa baktığında ağlıyordu. Salih peygamber, salih evlat hoş geldin dedi. Ey Cebrail! Bu kim? diye sordum. Bu Âdem'dir (as). Sağ ve sol tarafındaki bu karaltılar çocuklarının ruhlarıdır. Sağ taraftakiler cennetliklerdir. Sol taraftakiler ise cehennemliklerdir. Sağ tarafına bakınca güler, sol tarafına bakınca ağlar.' Sonra Cebrail beni çıkarmaya devam etti ve ikinci göğe geldik. Oranın bekçisine kapıyı aç dedi. Buranın bekçisi de ona dünya semasının bekçisinin söylediği sözleri söyledi."
Enes b. Malik şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) semalarda Hz. Âdem, Hz. İdris, Hz. İsa ve Hz. Musa'yı (as) gördüğünü söylemiş ancak onların konumlarının nasıl olduğunu anlatmamıştır. "Hz. Âdem'i (as) dünya semasında, Hz. İbrahim’i (as) ise altıncı semada gördüğünü zikretmiştir. Cebrail ve Rasulullah (sav) Hz. İdris’e (as) uğrayınca Hz. İdris (as) onlara salih peygamber, salih kardeş hoş geldin dedi. Sonrasını Hz. Peygamber (sav) şöyle anlatır: Oradan geçtik. Hz. Peygamber (sav) bu kimdi? diye sordu. Cebrail (as) bu İdris’ti diye cevap verdi. Sonra Musa’ya (as) uğradım. O da bana salih peygambere salih kardeşe selam olsun dedi. Cebrail’e (as) bu kimdi? diye sordum. Bu Musa idi diye cevap verdi. Sonra İsa’nın (as) yanına uğradım. O da bana Salih peygambere Salih kardeşe selam olsun dedi. Cebrail’e (as) bu kimdi? diye sordum. Bana; O Meryem oğlu İsa idi diye cevap verdi. Sonra Hz. İbrahim’in (as) yanına uğradım. O da bana Salih peygambere Salih evlada selam olsun dedi. Cebrail’e (as) bu kimdi? diye sordum. Cebrail (as) İbrahim’di' diye cevap verdi."
İbn Şihâb, İbn Hazm’dan rivayet ettiğine göre İbn Abbas ve İbn Habbe el-Ensârî şöyle derlerdi: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sonra beni yukarı çıkardı ve kalemlerin çıtırtısını duyduğum bir seviyeye geldim."
İbn Hazm ve Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Allah ümmetime elli vakit namaz farz kıldı. Ben bu emirle döndüm ve Hz. Musa’nın yanına uğradım. Bana; Rabbin ümmetine ne farz kıldı? diye sordu. Elli vakit namaz farz kıldı dedim. Bana; Rabbine dönüp müracaat et, ümmetin buna güç yetiremez dedi. Ben de Rabb'ime döndüm. Elli vakit namazın yarısını affetti. Tekrar Musa’nın yanına döndüm ve ona durumu anlattım. Rabb'ine dönüp tekrar hafifletmesini iste, ümmetin buna güç yetiremez dedi. Ben de Rabb'ime dönüp tekrar niyaz ettim. Rabb'im; O beş vakittir. (Ama) sevap olarak (ellidir). Ben de söz (bir tanedir) değişmez buyurdu. Sonra Musa’ya (as) tekrar döndüm. O; Rabb'ine bir kez daha müracaat et dedi. Artık Rabb'imden haya ediyorum dedim. Cebrail beni götürdü ve sidretü’l-müntehâya geldik. Orayı ne olduğunu bilmediğim renkler kuşatmıştı. Sonra cennete girdik. Orada inciden kubbeler vardı. Toprağı da miskti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 415, /88
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Hafs Harmele b. Yahya et-Tücibi (Harmele b. Yahya b. Abdullah)
Konular:
İbadet, Namaz
KTB, NAMAZ,
Mirac,
Peygamberler, Peygamberlerin ayırıcı vasfı
Zemzem, suyun hikayesi, özellikleri, vs.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1081, M000428
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"لَمَّا كَذَّبَتْنِى قُرَيْشٌ قُمْتُ فِى الْحِجْرِ فَجَلاَ اللَّهُ لِى بَيْتَ الْمَقْدِسِ فَطَفِقْتُ أُخْبِرُهُمْ عَنْ آيَاتِهِ وَأَنَا أَنْظُرُ إِلَيْهِ."
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Ukayl, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona Cabir b. Abdullah (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kureyş beni inkâr edince Hicr'e gidip dikildim. Allah bana Beytü'l-Makdis'i tecelli ettirdi. Ben de Beytü'l-Makdis'e bakıp onun özelliklerini Kureyşlilere haber vermeye başladım."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 428, /92
Senetler:
()
Konular:
İbadethaneler, Beyt-i Makdis ve mahşer yeri oluşu ve kılınan namazın fazileti
Mirac,
Mirac, İsra
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1108, M000432
Hadis:
وَحَدَّثَنِى أَبُو الرَّبِيعِ الزَّهْرَانِىُّ حَدَّثَنَا عَبَّادٌ - وَهُوَ ابْنُ الْعَوَّامِ - حَدَّثَنَا الشَّيْبَانِىُّ قَالَ سَأَلْتُ زِرَّ بْنَ حُبَيْشٍ عَنْ قَوْلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ "(فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَى)" قَالَ أَخْبَرَنِى ابْنُ مَسْعُودٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم رَأَى جِبْرِيلَ لَهُ سِتُّمِائَةِ جَنَاحٍ.
Tercemesi:
Bize Ebu Rabî' ez-Zehrânî, ona Abbad b. Avvam, ona da eş-Şeybânî şöyle rivayet etmiştir: Zir b. Hubeyş'e, Allah Teâla'nın "(Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar yahut daha az oldu" ayetini sordum. O, İbn Mesud'dan naklen Hz. Peygamber'in (sav) Cebrail'i gördüğünü ve onun altı yüz kanadının olduğunu haber verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 432, /93
Senetler:
()
Konular:
Melekler, Cebrail
Mirac,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1112, M000433
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ غِيَاثٍ عَنِ الشَّيْبَانِىِّ عَنْ زِرٍّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ "(مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَأَى)" قَالَ رَأَى جِبْرِيلَ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - لَهُ سِتُّمِائَةِ جَنَاحٍ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hafs b. Ğiyâs, ona eş-Şeybânî, ona Zir, ona da Abdullah şöyle rivayet etmiştir: "Gönül, gördüğünü yalanlamadı" ayeti, Hz. Peygamber'in (sav) Cebrail'i gördüğü, onun da altı yüz kanadı olduğu anlamına gelmektedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 433, /93
Senetler:
()
Konular:
Melekler, Cebrail
Melekler, Kanatları
Mirac,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1116, M000434
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ سُلَيْمَانَ الشَّيْبَانِىِّ سَمِعَ زِرَّ بْنَ حُبَيْشٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ "(لَقَدْ رَأَى مِنْ آيَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرَى)" قَالَ رَأَى جِبْرِيلَ فِى صُورَتِهِ لَهُ سِتُّمِائَةِ جَنَاحٍ.
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Muaz el-Anberî, ona babası (Muaz b. Muaz), ona Şu'be, ona Süleyman eş-Şeybânî, ona Zir b. Hubeyş, ona da Abdullah şöyle rivayet etmiştir: "Rabbinin en büyük ayetlerinden gördü" ayeti, Hz. Peygamber'in (sav) Cebrail'i (aslî) suretinde altı yüz kanadı (ile) gördüğü anlamına gelmektedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 434, /93
Senetler:
()
Konular:
Melekler, Cebrail
Melekler, Kanatları
Mirac,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1120, M000435
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ "(وَلَقَدْ رَآهُ نَزْلَةً أُخْرَى)" قَالَ رَأَى جِبْرِيلَ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir, ona Abdülmelik, ona Atq, ona da Ebu Hureyre'nin; "And olsun ki O’nu diğer bir iniş(in)de görmüştü" (Necm, 53/13) buyruğu hakkında: Cebrail'i gördü dediğini rivayet etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 435, /93
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Süleyman Abdülmelik b. Meysera el-Fezârî (Abdülmelik b. Meysera)
4. Ebu Hasan Ali b. Müshir el-Kuraşî (Ali b. Müshir b. Ali b. Umeyr)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Melekler, Cebrail
Mirac,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1125, M000437
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَأَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ جَمِيعًا عَنْ وَكِيعٍ - قَالَ الأَشَجُّ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ - حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ زِيَادِ بْنِ الْحُصَيْنِ أَبِى جَهْمَةَ عَنْ أَبِى الْعَالِيَةِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ "(مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَأَى) (وَلَقَدْ رَآهُ نَزْلَةً أُخْرَى)" قَالَ رَآهُ بِفُؤَادِهِ مَرَّتَيْنِ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Said el-Eşec, onlara Veki’ rivayet etti, el-Eşec dedi ki: Bize Veki’, ona el-A'meş, ona Ziyad b. el-Husayn, ona Ebu Cehme, ona Ebu Âliye, ona da İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etti:
"Gözüyle gördüğünü kalb(i) yalanlamadı" (Necm, 53/11) ve "and olsun ki O’nu diğer bir iniş(in)de görmüştü" (Necm, 53/13) buyrukları hakkında O'nu kalbiyle iki defa gördü dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 437, /93
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Âliye er-Riyâhî (Rüfey' b. Mihrân)
3. Ziyad b. Husayn el-Hanzali (Ziyad b. Husayn b. Kays)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Said Abdullah b. Saîd el-Kindî (Abdullah b. Saîd b. Husayn b. Adî)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Melekler, Cebrail
Mirac,