139 Kayıt Bulundu.
-.......Bize Şu'be, Ebû İshâk'tan; o da el-Esved'den; o da Abdullah'tan; o da Peygamber(S)'den olmak üzere, O'nun "Fe-hel min muddekir" şeklinde okuduğunu tahdîs etmiştir. Bize Muhammed, ona Gunder, ona Şu'be, ona Ebu İshâk, ona Esved, ona da Abdullah şöyle rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) [Kamer Sûresi’nin 17. ayetini] "Fe-hel min müddekir" şeklinde (dâl) ile okudu."
Açıklama: Bu hadiste Kur’ân-ı Kerîm’in 54. sûresi olan Kamer Sûresi’nin 17. ayetine dair Hz. Peygamber’in (sav) kıraatindeki farklılığa işaret edilmiştir. İlgili ayetin meali şöyle: “Andolsun ki biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?” Hz. Peygamber (sav) ilgili ayetteki ﴿فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ﴾ ibaresindeki “مُدَّكِرٍ” kelimesini (dâl) harfiyle okumuş; ancak Abdullah b. Mes‘ûd ilgili kelimesi yani “مُدَّكِرٍ”i (zâl) ile okudu. Onun bu okuyuşuna yönelik Hz. Peygamber (sav) bir uyarıda bulunmamıştır. Bu farklı okuyuşlar, Kur’ân-ı Kerîm’in "Yedi Harf” yani el-Ahrufü’s-Seb‘a üzere nazil olduğunu ifade etmektedir.
Bize Yahya, ona Vekî', ona İsrâîl, ona Ebu İshâk, ona Esved b. Yezîd, ona da Abdullah şöyle rivayet etti: "Ben Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda [Kamer Sûresi’nin 17. ayetini] "Fe-hel min müzzekir" şeklinde (zâl) ile okudum; fakat Hz. Peygamber (sav): "Fe-hel min müddekir" şeklinde (dâl) ile okudu."
Açıklama: Bu hadiste Kur’ân-ı Kerîm’in 54. sûresi olan Kamer Sûresi’nin 17. ayetine dair Hz. Peygamber’in (sav) kıraatindeki farklılığa işaret edilmiştir. İlgili ayetin meali şöyle: “Andolsun ki biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?” Hz. Peygamber (sav) ilgili ayetteki ﴿فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ﴾ ibaresindeki “مُدَّكِرٍ” kelimesini (dâl) harfiyle okumuş; ancak Abdullah b. Mes‘ûd ilgili kelimesi yani “مُدَّكِرٍ”i (zâl) ile okudu. Onun bu okuyuşuna yönelik Hz. Peygamber (sav) bir uyarıda bulunmamıştır. Bu farklı okuyuşlar, Kur’ân-ı Kerîm’in "Yedi Harf” yani el-Ahrufü’s-Seb‘a üzere nazil olduğunu ifade etmektedir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Hafs, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Ubeyde, ona da Abdullah şöyle demiştir: Rasulullah (sav) "bana Kur'an oku" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü! Kur'an sana indirilmişken sana Kur'an mı okuyayım?” dedim. "ben onu başkasından da dinlemeyi arzu ediyorum" buyurdu. Bununüzerine Nisâ suresini okudum ve "her ümmetten birer şahit getirip bunlara karşı da seni şahit getireceğimiz zaman halleri nice olur" (Nisa 4/41) ayetine gelince başımı kaldırdığımda, –ya da yanımdaki bir adamın beni dürtmesi üzerine başımı kaldırınca- Rasulullah'ın (sav) gözyaşlarının aktığını gördüm.
Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus, ona Züheyr, ona da Ebu İshak şöyle rivayet etmiştir: Bir adamın mescitte Kur'an-ı Kerim öğretmekte olan Esved b. Yezîd'e soru sorarak "Sen şu "فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ" ayetindeki harfi dâl ile mi okuyorsun yoksa zâl ile mi okuyorsun? O (Esved b. Yezîd) "Hayır, dâl ile okurum." dedi ve daha sonra şöyle dedi: "Ben Abdullah b. Mesud'u şöyle derken işittim: "Hz. Peygamber (sav), [Kamer Sûresi’nin 17. ayetini] 'Fe-hel min müddekir' şeklinde (dâl harfi) ile okudu."
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşâr, İbnü’l Müsennâ'ya Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ebu İshâk, ona el-Esved, ona da Abdullah'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav), [Kamer Sûresi’nin 17. ayetini] "Fe-hel min müddekir" şeklinde (dâl harfi) ile okudu."
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona Süfyân, ona Ebu İshâk, ona Esved b. Yezîd, ona da Abdullah b. Mes'ûd şöyle rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) [Kamer Sûresi’nin 17. ayetini] "Fe-hel min müddekir" şeklinde (dâl) ile okudu." Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: "Bu, hasen sahih bir hadistir."
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşâr, İbnü’l Müsennâ'ya Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ebu İshâk, ona el-Esved, ona da Abdullah'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav), [Kamer Sûresi’nin 17. ayetini] "Fe-hel min müddekir" şeklinde (dâl harfi) ile okudu."
Bize Kabîsa b. Ukbe, ona Süfyân, ona A'meş, ona İbrahim, ona da Alkame şöyle demiştir: Ben Abdullah'ın bir grup talebesi içinde Şam'a geldim. Bizim gelişimizi işiten Ebu Derdâ hemen yanımıza gelip “içinizde (Abdullah b. Mes'ûd'un kıraati üzere) okuyan kimse var mı?” diye sordu. Biz “evet” dedik. Ebu Derdâ “hanginiz daha iyi okuyor?” dedi. Arkadaşlarım beni gösterdiler. Bunun üzerine bana: “Oku” dedi. Ben de "ve'l-leyli izâ yağşâ ve'n-nehâri izâ tecellâ ve'z-zekeri ve'l-ünsâ" şeklinde okudum. Ebu Derdâ “sen bu okuyuşu Hocan (İbn Mes'ûd'un) ağzından mı işittin?” dedi “evet” dedim. Ebu Derdâ “Ben de bu okuyuşu Peygamber'in (sav) ağzından işittim, ama bu adamlar (Şamlılar) bu okuyuşumuza karşı çıkıyorlar” dedi.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Hafs, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Ubeyde, ona da Abdullah şöyle demiştir: Rasulullah (sav) "bana Kur'an oku" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü! Kur'an sana indirilmişken sana Kur'an mı okuyayım?” dedim. "ben onu başkasından da dinlemeyi arzu ediyorum" buyurdu. Bununüzerine Nisâ suresini okudum ve "her ümmetten birer şahit getirip bunlara karşı da seni şahit getireceğimiz zaman halleri nice olur" (Nisa 4/41) ayetine gelince başımı kaldırdığımda, –ya da yanımdaki bir adamın beni dürtmesi üzerine başımı kaldırınca- Rasulullah'ın (sav) gözyaşlarının aktığını gördüm.