3654 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Dârimi bu hadisi ve sonunda yer alan duayı, Kunut'ta okunacak dualar bahsinde zikretmiştir. Aynı yerde Hasan b. Ali'den bu duayı Vitir namazında kunutta okumak üzere Peygamberimizin kendisine öğrettiğine dair bir rivayet de bulunmaktadır.
Bize Sadaka, ona İbn Uleyye ve Yahya b. Said, onlara Haccâc es-Savvâf, ona Yahya, ona Hilal, ona Atâ, ona da Muaviye bu hadisin bir benzerini rivayet etti.
Bize Said b. Âmir, ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona Hittân b. Abdullah er-Rekâşî şöyle demiştir:
Ebu Musa bize iki akşam namazından (akşam ve yatsı namazından) birini kıldırdı. (Namaz esnasında) cemaat arasından bir adam “Namaz, iyilik (birr) ve zekât ile birlikte mi emrolundu” diye konuştu. Ebu Musa namazı bitirince “bu kelimeleri hanginiz söyledi” dedi. Cemaat susunca, Ebu Musa “Bu sözü muhtemelen sen söyledin, ey Hittân” deyince, Hittân “Onu ben söylemedim ama bundan dolayı da beni azarlayacağından korkmuştum” dedi. Cemaat arasından bir adam “Onu ben söyledim ve bu sözümle hayırdan başka bir şey söyleme kastım yoktu” dedi. Bunun üzerine Ebu Musa şöyle dedi: Sizler namazınızda neler söyleyeceğinizi bilmiyor musunuz? Şüphesiz Rasulullah (sav) bize hutbe verdi, bize namazımızı öğretti, bize sünnetimizi de beyan etti ve şunları da söylediğini zannediyorum:
"Namaz için kamet getirildiğinde içinizden biri imam olsun. İmam tekbir alınca sizde tekbir alın, imam 'Ğayri’l mağdubi aleyhim veleddâllîn' dediği zaman siz 'Âmin' deyiniz. Allah duanızı kabul buyurur. İmam tekbir alıp rükûa varınca, siz de tekbir alarak rükûa varınız. İmam sizden önce rükûa varır ve sizden önce rükûdan kalkar." Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu: "İşte bu (imamın önce rükua gitmesi ve önce rükudan kalkması) ötekine (sizin sonra rükû gitmeniz ve sonra rükudan kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) İmam 'Semiallahu limen hamideh' dediğinde, siz de 'Allahumme Rabbenâ leke’l hamd –ya da 'Rabbenâ ve leke’l hamd'- deyiniz. Şüphesiz Allah, Nebisinin dili üzere 'Allah kendisine hamd eden kulunu işitir' buyurmuştur. İmam tekbir alıp secdeye vardığı zaman siz de tekbir alıp secdeye varınız. İmam sizden önce secdeye varır ve sizden önce secdeden kalkar" Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu: "İşte bu (imamın önce secdeye gitmesi ve önce secdeden kalkması) ötekine (sizin sonra secdeye gitmeniz ve sonra secdeden kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) Tahiyyata (Oturuşa) gelince, sizden birinizin söyleyeceği ilk söz 'Et-tehiyyâtu, et-tayyibâtu, es-salavâtu lillahi, esselamu –ya da: selâmun- aleyke eyyuhe’n-nebiyyu ve rahmetullahi ve berekâtuh, es-selamu –ya da: selamun- aleynâ ve alâ ibadillahi’s-salihin, eşhedü en lâ İlâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasulüh' olsun."
Bize Muhammed b. Yusuf, ona İbn Uyeyne, ona Eyyub es-Sahtiyanî, ona Atâ, ona da İbn Abbas şöyle demiştir:
"Tanıklık ederim ki, Rasulullah (sav) bayram gününde hutbeden önce namaza başladı, sonra hutbe verdi. Sesini kadınlara işittirememiş olduğunu görünce onların yanına gitti, onlara öğüt verdi, hatırlatmalarda bulundu, onlara çokça sadaka vermelerini emretti. Bilal de elbisesini açmıştı. (Her bir) kadın (altın ve gümüşten) halkalarını ve benzeri şeyleri getirip Bilal’in elbisesine bırakıveriyordu."
Bize Ya‘lâ b. Ubeyd, ona Abdülmelik, ona Ata, ona da Cabir’in şöyle dediğini rivayet etti:
"Rasulullah (sav) ile birlikte bir bayram gününde hazır bulundum. Hutbeden önce namazı kılmakla başladı. Sonra Bilal’e dayanmış olarak kalktı, hanımların bulunduğu yere kadar gitti. Onlara vaaz etti, öğüt verdi, Allah’a karşı takvalı olmalarını emrederek 'Sadaka verin' buyurdu. Ve cehennemin durumuna dair bir şeylerden söz etti. Yanakları esmerce, sıradan sayılan bir kadın ayağa kalkarak 'Neden? Ey Allah’ın Rasulü' deyince, Hz. Peygamber (sav) 'Çünkü sizler çokça şikâyet eder, çokça lanet okur ve kocaya karşı da nankörlük ediyorsunuz' buyurdu. Bunun üzerine kadınlar, süs eşyalarının, küpelerinin yüzüklerinin bir kısmını, sadaka olmak üzere Bilal’in eteğine atmaya koyuldular."