Giriş

Bize Muhammed b. Ebî Ömer el-Adenî, ona Abdullah b. Muâz, ona Ma’mer, ona Âsım b. Ebî'n-Necûd, ona Ebû Vâil, ona da Muâz b. Cebel (ra) şöyle rivayet etmiştir:

““Bir yolculukta Rasûlullah’la (sav) beraberdim. Seyahat esnasında bir gün O’nun yakınında bulundum. Bunu fırsat bilerek;
“- Ey Allah’ın rasûlü; beni cennete sokacak ve cehennemden uzaklaştıracak bir amel söyle!” dedim. Şöyle cevap verdi:
“- Benden büyük bir şey istedin. Ama bu, şüphesiz Allah’ın kendisine kolaylaştırdığı kimse için kolaydır: Allah’a kulluk eder, O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsın! Namazı kılar, zekâtı verir, Ramazan orucunu tutar, Kâbe’yi haccedersin!”
Sonra Hz. Peygamber şöyle devam etti:
“- Şimdi sana hayır kapılarını göstereyim mi? Oruç kalkandır. Su ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da hataları silip söndürür. Bir de gece karanlığında namaz kılmak.”
Sonra; “Onlar, yataklarından kalkıp korku ve ümit içinde Rablerine ibâdet ederler, kendilerine verdiğimiz rızıktan da allah için harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez” (Secde, 32/16-17) meâlindeki âyeti okudu. Sonra da;
“- Sana işin başını, direğini ve zirvesini söyleyeyim, o cihâdır” buyurdu. Sonra da;
“- Sana, bütün bunların can damarını (bunlara sahip olacağın şeyi) haber vereyim mi?” dedi. Ben;
“- Buyur, ey Allah’ın Rasûlü!” dedim. Hz. Peygamber dilini göstererek;
“- Buna sahip ol!” buyurdu. Ben;
“- Ey Allah’ın Rasûlü; konuştuklarımızdan dolayı da muâheze edilecek miyiz?” diye sordum.
“- Anası ağlayasıca Muâz! İnsanları yüz üstü cehenneme sürükleyen, dillerinin hasâdından başka bir şey midir?” buyurdu.


Açıklama: Muâz’ın sözünü ettiği seyahat, Tebük seferidir. Bu sefer esnasında, sıcağın bastırdığı ve insanların etrafa dağıldığı bir sırada Muâz fırsatı değerlendirerek Hz. Peygamber’e yaklaştı ve aralarında yukarıda geçen konuşma cereyan etti. “Oruç kalkandır” ifâdesi; cehenneme karşı koruyucudur veya günah işlemeye mani olucudur anlamındadır. İbadetlerin zirvesi olarak cihadın zikredilmesi, cihâdın zorluğunu ve onun diğer amellere olan üstünlüğünü göstermek içindir. Cihâd sayesinde insan dinini yüceltir, kuvvetlendirir. “İnsanların dilleri yüzünden cehenneme sürüklenmeleri” cümlesi; pek çok günahı dilleriyle işlediklerini göstermektedir. Küfür, hakaret, iftirâ, yalan, gıybet, nemîme vb. pek çok büyük günah “dilin hasâdıdır”, bütün bu günahlar dil ile işlenmektedir. İşlenen her günahın başlangıcında dil mutlaka vardır. Dili yüzünden başına gelebilecek belâlardan kurtulmak için de insan diline sahip olmalıdır. Çok sözün yalansız olmayacağı, çok yalanın da çok günah demek olduğu herkesin malûmudur. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الصَّدَقَةُ تُطْفِئُ الْخَطِيئَةَ كَمَا يُطْفِئُ الْمَاءُ النَّارَ

    Öneri Formu
30731 İM003973 İbn Mâce, Fiten, 12


    Öneri Formu
31104 B007556 Buhari, Tevhid, 56


    Öneri Formu
31206 B004034 Buhari, Megâzî, 14

Bize Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. Velîd, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Abdurrahman b. Isbahânî, ona da Abdullah b. Ma'kıl şöyle rivayet etmiştir:
"(Kûfe) Mescidi'nde Ka'b b. Ucre'nin yanına oturdum ve ona (Oruç, sadaka veya kurban kesmek suretiyle fidye vermek gerekir) ayetini sordum. Ka'b 'Bu âyet benim hakkımda indirildi. (Ben umre için ihrama girmişken) başımdan bir sıkıntı yaşadım. Bitler başımdan yüzüme dökülür vaziyette, Rasulullah'ın (sav) yanına götürüldüm. Resûl-i Ekrem (sav) bana 'Sıkıntının bu derecede olduğunu sanmıyordum. (Kurban etmek için) bir koyun bulabilir misin?' diye sordu. Ben 'Hayır' deyince, şu âyet indi: (Oruç, sadaka veya kurban kesmek suretiyle fidye vermek gerekir.) Ka'b 'Ayetteki oruç, üç gündür. Sadaka, her birine yarım sa' (bir avuç) olmak üzere altı fakire yiyecek vermektir. Kurban da bir koyundur' dedi."


    Öneri Formu
30910 İM003079 İbn Mâce, Menâsik, 86

Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys b. Sa'd, ona İbn Hâd, ona Abdullah b. Dinar, ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir:

"Rasulullah (sav) 'Ey kadınlar topluluğu! Sadaka verin ve çokça istiğfarda bulunun. Şüphesiz ben; siz kadınların, cehennem ahalisinin çoğunluğunu teşkil ettiğinizi gördüm' buyurdu. Buna üzerine kadınlardan akıllı ve hitabeti güçlü olan biri 'Bizim durumumuz ne ola ki ya Rasulallah! Cehennem ahalisinin çoğunluğunu oluşturuyoruz?' Rasulullah (sav) 'Siz kadınlar, çokça lanet eder ve kocalarınıza nan­körlük yaparsınız. Aklı ve dini eksik olan kişilerden olup da akıllı bir erkeğe galip gelen sizden başka birini görmedim' buyurdu. Kadın 'Ya Rasulallah! Aklın ve dinin noksanlığı nedir?' diye sordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Aklın noksanlığı, iki kadının şahitliğinin, bir erkeğin şahitliğine denk olmasıdır. İşte bu, aklın noksanlığıdır. Kadın (hayız olduğunda), namaz kılmadan ve Ramazan'da oruç tutmadan günler ve geceler geçirir. İşte bu da dinin noksanlığıdır' buyurdu."


    Öneri Formu
31005 İM004003 İbn Mâce, Fiten, 19


    Öneri Formu
30755 İM003000 İbn Mâce, Menâsik, 48


    Öneri Formu
31213 B004037 Buhari, Megâzî, 15


    Öneri Formu
30870 İM003058 İbn Mâce, Menâsik, 76


    Öneri Formu
31125 İM004014 İbn Mâce, Fiten, 21


    Öneri Formu
31159 İM004019 İbn Mâce, Fiten, 22