1902 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bana Yahyâ, ona Mâlik, ona Nâfi', ona Abdullah b. Ömer’in oğulları Sâlim ve Ubeydullah’ın rivayet ettiklerine göre, babaları Abdullah b. Ömer, ailesini (hanımları) ve küçük çocuklarını, sabah namazını Minâ’da kılıp (kalabalığa yakalanmamak için diğer) insanlar gelmeden önce (Akabe Cemresinde) şeytanı taşlayabilsinler diye Müzdelife’den Minâ’ya önceden gönderirdi.
Açıklama: Aslında sünnet olan, Müzdelife'de gecelemek, sabah namazını orada kılmak ve peşinden vakfeye durmaktır. Ardından şeytanı taşlamak için Minâ'ya hareket etmektir. Ancak izdiham riskinden ötürü kadınlar ve küçük çocuklar için rivayetteki ruhsat Hz. Peygamber (sav) tarafından verilmiştir. (bk. Buhârî, "Hac", 97.) Günümüzde aşırı kalabalıktan dolayı bu ruhsat diğer hacılar için de uygulanmaktadır.
Bana (Yahya), ona Mâlik, ona Yahya b. Saîd, Abdullah b. Ebu Bekr ve Rabia b. Ebu Abdurrahman’ın rivayet ettiğine göre Velid b. Abdülmelik, Sâlim b. Abdullah ile Harice b. Zeyd b. Sabit’e Akabe cemresine taş atıp başını tıraş ettikten sonra ve ifâda tavafını yapmadan önce hoş koku sürmenin caiz olup olmadığını sormuştur. Salim, bunun ona yasak olduğunu söylediği halde Harice b. Zeyd b. Sabit ona ruhsat verdi. Mâlik dedi ki: Bir kişinin ihrama girmeden önce ve Akabe cemresine taş attıktan sonra ve Minâ’dan ayrılmadan (İfâza tavafından) önce hoş koku sürmesinde bir sakınca yoktur. Yahya dedi ki: Mâlik’e zaferan katılmış yemeğin yenilmesi hükmü sorulmuş. O, Bu kabilden olup ateşte pişen şeyleri ihramlının yemesinde bir sakınca yoktur. Bu türden olup, ateşte pişmeyen şeyleri ise ihramlı kimse yiyemez
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Sâlim b. Abdullah’ın rivayet ettiğine göre o, Ebu Hureyre’i Abdullah b. Ömer’e şu olayı anlatırken dinlemiştir: İhrama girmiş bir topluluk Rebeze’de onun yanından geçerken, bir av hayvanı etini yemekte olduklarını gördükleri ihramsız kimselerin avladığı etten yiyip yiyemeyeceklerine dair ona fetva sordular. O da kendilerine o av hayvanının etinden yiyebileceklerine dair fetva verdi. (Ebu Hureyre) dedi ki: Sonra Medine’ye Ömer b. el-Hattâb’ın yanına gittim, ona bunun hükmünü sordum. (Ömer): Peki, sen onlara nasıl fetva verdin? dedi. Ebu Hureyre dedi ki: Ben onlara ondan yiyebileceklerinin fetvasını verdim, dedi. Bu sefer Ömer: Eğer onlara başka bir fetva vermiş olsaydın, mutlaka senin canını yakacak bir ceza verirdim, dedi.