حدثنا مطرف بن عبد الله أبو المصعب قال حدثنا عبد الرحمن بن أبي الموال عن محمد بن المنكدر عن جابر قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم يعلمنا الاستخارة في الأمور كالسورة من القرآن إذا هم بالأمر فليركع ركعتين ثم يقول اللهم اني أستخيرك بعلمك وأستقدرك بقدرتك وأسألك من فضلك العظيم فإنك تقدر ولا أقدر وتعلم ولا أعلم وأنت علام الغيوب اللهم ان كنت تعلم أن هذا الأمر خير لي في ديني ومعاشي وعاقبة أمري أو قال في عاجل أمري وآجله فاقدره لي وان كنت تعلم أن هذا الأمر شر لي في ديني ومعاشي وعاقبة أمري أو قال عاجل أمري وآجله فاصرفه عني واصرفني عنه واقدر لي الخير حيث كان ثم رضني ويسمي حاجته
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164982, EM000703
Hadis:
حدثنا مطرف بن عبد الله أبو المصعب قال حدثنا عبد الرحمن بن أبي الموال عن محمد بن المنكدر عن جابر قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم يعلمنا الاستخارة في الأمور كالسورة من القرآن إذا هم بالأمر فليركع ركعتين ثم يقول اللهم اني أستخيرك بعلمك وأستقدرك بقدرتك وأسألك من فضلك العظيم فإنك تقدر ولا أقدر وتعلم ولا أعلم وأنت علام الغيوب اللهم ان كنت تعلم أن هذا الأمر خير لي في ديني ومعاشي وعاقبة أمري أو قال في عاجل أمري وآجله فاقدره لي وان كنت تعلم أن هذا الأمر شر لي في ديني ومعاشي وعاقبة أمري أو قال عاجل أمري وآجله فاصرفه عني واصرفني عنه واقدر لي الخير حيث كان ثم رضني ويسمي حاجته
Tercemesi:
— Cabir'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), Kur'an'dan sûre öğretir gibi, bize işlerde istihareyi Öğretir :
«(Sizden biriniz) bir iş tasarladığı zaman iki rekât namaz kılsın; sonra şöyle desin: Allah'ım! Senin ilminden ötürü senden hayır istiyorum ve senin kudretine dayanarak (işimde) bana güç vermeni diliyorum; ve senin büyük fazlından senden istiyorum. Zira sen takdir edersin» ben takdir edip güç yetiremem ve sen (her şeyi) bilirsin, ben bilemem. Sen bütün gaybi bilensin. Allah'ım! Eğer bu işin dinimde ve yaşayışımda, işimin sonunda (yahut dedi ki, işimin Önünde) ve akıbetinde benim için hayır olduğunu biliyorsan, onu bana takdir et. Eğer bu işin dinimde ve yaşayışımda, işimin sonunda (yahut dedi ki, işimin önünde) ve akibetinde kötü olduğunu biliyorsan, onu benden uzaklaştır, beni de ondan uzaklaştır ve hayır nerede ise bana onu takdir et; sonra beni (verdiğine) razı kıl. Sonra dileği ne ise onu söyler.»[127]
Istİhare'nin manâsı, hayır istemek ve gaybi bilen Allah'a niyazda bulunarak ona ulaşmaktır; yoksa gaybdan haber beklemek değildir. İstihare eden kimse, gaybi bileceğim diye bîr İnanç taşımamalıdır. Allah, hakkında hayırlı olanı takdir edecektir diye istiharenin bir dua vasıtası olacağına inanmalıdır.
Meselâ; bir insan, satın almayı tasarladığı bir ev için istihare edip Allah'dan hayırlı ise ona sahip olmayı, değilse olmamayı istese ona sahip olsa, hakkında hayırlı bulunduğuna inanç beslemelidir. Şayet o eve sahip olamamtşsa, yine hakkında hayırlı olduğuna inanç beslemelidir. Çünkü frisan, geleceği ve gaybi bilmediği için, hayrın nerede olduğunu keşfedemez. Ancak Allah'dan hayırlı olanı ister ve Allah'ın takdir eylediğine rıza gösterir. Istihare'nin gerçek manası budur.
Tabakat-ı Sübkî, Cild 5, sayfa : 285 de şu ifade var: Bir kimse iki rekât istihare namazını kılıp, duasını yaptıktan sonra önündeki işi hemen yapmaya başlasın; meşru olan iş ister nefsine ferahlık versin, ister vermesin. Çünkü kalb ferahlığı olmasa bile onda hayır vardır.
İstihare farz ve vacib gibi işleri yerine getirmek için yapılmadığı gibi, haram ve mekruh olan işleri terk İçîn de yapılmaz. Hac gibi edası geniş zamana bağlı farz İbadetlerin tayininde hayırlı olan vakti istemek için istihare yapılabilir. İstihare daha çok önemli olan, fayda ve zararları büyük bilinen işler için yapılır. Daha doğrusu mubah olan bir işin yapılıp yapıl-mamasındaki tereddüdü gidermek için istihare yapılır ve böylece Allah -dan hayırlı olan taraf İstenir. Allah rızası için kılınan iki rekât namaz, aynen diğer namazlar gibi kılınır. İstenen her sûre okunabilir. Bazı rivayetlerde «Kâfirûn» ve «Ihlas» sûrelerini okumak tavsiyesi vardır. Böyle iki rekât namaz kıldıktan sonra metindeki dua edilir ve İsın hayırlı tarafı istenir. Bundan sonra hangi tarafa sahip olunursa, hayrın orada olduğuna kanaat getirilir.[128]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 703, /553
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, İstihare
Hz. Peygamber, öğreticiliği
Namaz, İstihare, namazı ve duası
حدثنا إبراهيم بن المنذر قال حدثنا سفيان بن حمزة قال حدثني كثير بن زيد عن عبد الرحمن بن كعب قال سمعت جابر بن عبد الله يقول : دعا رسول الله صلى الله عليه وسلم في هذا المسجد مسجد الفتح يوم الإثنين ويوم الثلاثاء ويوم الأربعاء فاستجيب له بين الصلاتين من يوم الأربعاء قال جابر ولم ينزل بي أمر مهم غائظ الا توخيت تلك الساعة فدعوت الله فيه بين الصلاتين يوم الأربعاء في تلك الساعة إلا عرفت الإجابة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164983, EM000704
Hadis:
حدثنا إبراهيم بن المنذر قال حدثنا سفيان بن حمزة قال حدثني كثير بن زيد عن عبد الرحمن بن كعب قال سمعت جابر بن عبد الله يقول : دعا رسول الله صلى الله عليه وسلم في هذا المسجد مسجد الفتح يوم الإثنين ويوم الثلاثاء ويوم الأربعاء فاستجيب له بين الصلاتين من يوم الأربعاء قال جابر ولم ينزل بي أمر مهم غائظ الا توخيت تلك الساعة فدعوت الله فيه بين الصلاتين يوم الأربعاء في تلك الساعة إلا عرفت الإجابة
Tercemesi:
— Cabir ibni Abdullah'dan şöyle dediği işitilmiştir:
— Resûlüllah (Saila'.lahü Aleyhi ve Selltm) pazartesi, salı ve çarşamba günü bu mescidde — Fetih Mescidi'nde — dua etti de, çarşamba günü iki namaz vakti arasında duası kabul olundu. Cabir dedi ki:
— Şiddetli mühim bîr iş başıma düşmüş de bu vakti araştırıp o saatte çarşamba günü iki namaz arasında o iş için Allah'a dua ettimse, ancak kabul olunduğunu bilmişimdir.»[129]
Fetih mescidi, Medine'nin batısında bir tepe üzerinde olan mescidin adıdır. Buna Mescid-i Ahzab ve Mescid-İ A'lâ da denir. Medine'nin müşrikler tarafından kuşatıldığı Hendek Savaşı sırasında Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bu mescidde düşmanların helak ve perişan olmaları için Allah'a dua etmiş ve duası kabul olunarak gece şiddetli bir rüzgârın es-mesiyle çadırlar darmadağın olmuş, ateşleri sönmüş, toprak ve kum fırtınası üzerlerine çökmüş ve böylece perişan bir halde düşman o gece kaçarak geri dönmüştü. Anlaşıldığına göre, dua namaz kıldıktan sonra, ikinci nam az vakti girmeden yapılmış olması itibariyle «iştihar*» namazı ile ilgili bulunmuştur. Ayrıca duanın kabul edilmiş olması da, istiharenin önemine bir işaret teşkil etmektedir.
Pazartesi, salı ve çarşamba günleri bu mescide varıp üç gün öğle ile ikindi vakti arasında bu duanın yapılmış olduğu rivayeti de vardır. Bunu İmam Ahmed rivayet etmektedir.
(Bu hadîs-i şerîf Kütüb-i S itte'd e yoktur. Fadlu'llah : C. II, s. 167, 168).[130]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 704, /557
Senetler:
()
Konular:
Dua, kabul saati
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا علي عن خلف بن خليفة قال حدثني حفص بن أخي أنس عن أنس : كنت مع النبي صلى الله عليه وسلم فدعا رجل فقال يا بديع السماوات يا حي يا قيوم اني أسألك فقال أتدرون بما دعا والذي نفسي بيده دعا الله باسمه الذي إذا دعي به أجاب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164984, EM000705
Hadis:
حدثنا علي عن خلف بن خليفة قال حدثني حفص بن أخي أنس عن أنس : كنت مع النبي صلى الله عليه وسلم فدعا رجل فقال يا بديع السماوات يا حي يا قيوم اني أسألك فقال أتدرون بما دعا والذي نفسي بيده دعا الله باسمه الذي إذا دعي به أجاب
Tercemesi:
— Enes'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber (Sallaliahû Aleyhi ve Sellem) ile beraberdim. Bir adam dua edip, şöyle dedi:
— Ey gökleri yaratan, ey Hayy ve Kayyûm olan (Allah)! Ben senden istiyorum.» Peygamber buyurdu:
Nasıl dua ediyor, bitiyor musunuz? Nefsim kudret elinde olana yemin ederim ki, bu adam Allah'a öyle bir ismi ile dua etti ki, Allah'a bununla dua edilince onu kabul eder.»[131]
Hayy ve Kayyûm isimleri, Allah'ın kemal sıfatlarındandır. Hayy, hayat sahibi, ölümsüz demektir. Allah'ın ilim, kudret ve iradesi bu sıfatın varlığı İle ezeten ve ebeden kaimdir.
Kayyûm demek, yaratıkların rızık, iş ve ecellerini tedbîr ve idare eden varlık demektir. Bu mübarek isimlere iltica ederek ihlâsla edilen duaların makbul olacağını Hz. Pvygamber haber vermektedir.[132]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 705, /558
Senetler:
()
Konular:
Dua, makbul-müstecap dualar
İstiaze, Allah'a sığınmak
حدثنا يحيى بن سليمان قال حدثنا بن وهب فقال أخبرني عمرو عن يزيد بن أبي حبيب عن أبي الخير أنه سمع عبد الله بن عمرو قال قال أبو بكر رضي الله عنه للنبي صلى الله عليه وسلم : علمني دعاء أدعو به في صلاتي قال قل اللهم اني ظلمت نفسي ظلما كثيرا ولا يغفر الذنوب الا أنت فاغفر لي من عندك مغفرة انك أنت الغفور الرحيم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164985, EM000706
Hadis:
حدثنا يحيى بن سليمان قال حدثنا بن وهب فقال أخبرني عمرو عن يزيد بن أبي حبيب عن أبي الخير أنه سمع عبد الله بن عمرو قال قال أبو بكر رضي الله عنه للنبي صلى الله عليه وسلم : علمني دعاء أدعو به في صلاتي قال قل اللهم اني ظلمت نفسي ظلما كثيرا ولا يغفر الذنوب الا أنت فاغفر لي من عندك مغفرة انك أنت الغفور الرحيم
Tercemesi:
— Abdullah ibni Amr'dan işitildiğine göre demiştir ki, Ebû Bekir (Radiyallahu anh) , Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e şöyle söyledi:
— Bana bir dua öğret ki, onunla namazımda dua edeyim.
Peygamber buyurdu:
«— Şöyle söyle: Allah'ım, ben nefsime çok zulmettim; günahları ise ancak sen bağışlarsın. Yüce katından tana mağfiret buyur; çünkü sen günahları bağışhyan merhamet sahibisin.»[133]
Bu duanın, namazın hangi yerinde okunacağına dair hadîs-i şerifte bir tayin yoktur. Namaz içinde dua İçin en uygun yer, teşehhüd İle secdedir. Çünkü bu yerlerde dua edilmesi emrolunmuştur; ve bu yerlerde duanın makbul olduğu açıklanmıştır. Bu da selâm vermezden önce namaz İçinde ve belirtilen yerlerde okunacak bir duadır. Namaz İçinde duanın meşru olduğuna da bir delildir.
Duada tam bir teslimiyetle kusurları itiraf edip Allah'ın lütfunu isteme vardır. Kısa ve kesin dilekte Allah'ın azabından, Cehennem ateşinden uzak kalmak ve Cennetine girmek istenmektedir.[134]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 706, /559
Senetler:
()
Konular:
Dua, Namazda ve ardından yapılan
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, öğreticiliği
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
حدثنا محمد بن عبيد قال حدثنا عيسى بن يونس عن الأعمش قال حدثنا ثمامة بن عقبة قال سمعت الحارث بن سويد يقول قال عبد الله بن مسعود : إذا كان على أحدكم امام يخاف تغطرسه أو ظلمه فليقل اللهم رب السماوات السبع ورب العرش العظيم كن لي جارا من فلان بن فلان وأحزابه من خلائقك أن يفرط علي أحد منهم أو يطغى عز جارك وجل ثناؤك ولا اله الا أنت
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164986, EM000707
Hadis:
حدثنا محمد بن عبيد قال حدثنا عيسى بن يونس عن الأعمش قال حدثنا ثمامة بن عقبة قال سمعت الحارث بن سويد يقول قال عبد الله بن مسعود : إذا كان على أحدكم امام يخاف تغطرسه أو ظلمه فليقل اللهم رب السماوات السبع ورب العرش العظيم كن لي جارا من فلان بن فلان وأحزابه من خلائقك أن يفرط علي أحد منهم أو يطغى عز جارك وجل ثناؤك ولا اله الا أنت
Tercemesi:
Abdullah ibni Mes'ud şöyle demiştir:
«— Sizden birinizin başında, azametinden veya zulmünden korktuğu bir idareci olduğu zaman şöyle desin: Ey yedi göğün ve büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'ım! Beni, falan oğlu falandan ve senin yaratıklarından olan onun taraftarlarından koru ki, onlardan hiç biri bana eziyet etmesin, yahut aşırı gidip zulmetmesin. Senin koruduğun galiptir, ^enin övgün yücedir ve senden başka (ibadet edilecek) ilâh yoktur.»[135]
Sultan, devlet reisi gibi idarecilerin zulmünden ve düşmanlıklarından korunmak için Allah'a yönelip bu şekilde dua ederek korunmak meşru bir davranıştır. Müslüman idarecilere karşı çıkmak, isyan etmek, fesad ve anarşi çıkarmak caiz değildir; fakat eziyetlerinden korunmak için Allah'a yalvarmak da bir haktır.
Bu haberi Taberönî ve Bey ha kî tahrie etmişlerdir.[136]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 707, /560
Senetler:
()
Konular:
Dua, her konuda
Dua, müsibet/sıkıntı karşısında
Yönetici, fiillerine karşı tavrın nasıl olacağı
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا يونس عن منهال بن عمرو قال حدثني سعيد بن جبير عن بن عباس قال : إذا أتيت سلطانا مهيبا تخاف أن يسطو بك فقل الله أكبر الله أعز من خلقه جميعا الله أعز مما أخاف وأحذر وأعوذ بالله الذي لا إله إلا هو الممسك السماوات السبع أن يقعن على الأرض إلا بإذنه من شر عبدك فلان وجنوده وأتباعه وأشياعه من الجن والإنس اللهم كن لي جارا من شرهم جل ثناؤك وعز جارك وتبارك اسمك ولا اله غيرك ثلاث مرات
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164987, EM000708
Hadis:
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا يونس عن منهال بن عمرو قال حدثني سعيد بن جبير عن بن عباس قال : إذا أتيت سلطانا مهيبا تخاف أن يسطو بك فقل الله أكبر الله أعز من خلقه جميعا الله أعز مما أخاف وأحذر وأعوذ بالله الذي لا إله إلا هو الممسك السماوات السبع أن يقعن على الأرض إلا بإذنه من شر عبدك فلان وجنوده وأتباعه وأشياعه من الجن والإنس اللهم كن لي جارا من شرهم جل ثناؤك وعز جارك وتبارك اسمك ولا اله غيرك ثلاث مرات
Tercemesi:
İbni Abbas'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«— Sana kahretmesinden korktuğun heybetli bir sultana gittiğin zaman şunu söyle: AHah, yaratıklarının hepsinden daha üstündür, daha büyüktür. Allah, korktuğum şeyden daha üstündür. Falanca kulun şerrinden, insan ve cinlerden olan askerlerinin, etbaının ve taraftarlarının şerrinden öyle bir Allah'a sığınırım ki, ondan başka hiç bir ilâh yoktur; yedi kat gökleri ysre düşmekten o koruyup tutar; ancak izni olmakla düşebilirler... Allah'ım! Beni, bunların şerrinden koruyucu ol. Senin övgün yücedir, himayen üstündür ve şanın yücedir. Senden başka ilâh yoktur.» Uç defa söylenir.[137]
Bütün kalblerİn ve her şeyin tasarrufu Cenab-ı Hakk'ın kudret elinde olduğundan, bir kimsenin halisane yakarışı sebebiyle zulmedecek zalimlerin katı kalplerine merhamet verir veya bazı hâdiseler İhdası İle engeller çıkararak o kimseyi eziyetten kurtarıp selâmete ulaştırır. 8u dua, zalimin huzurunda açık olarak söylenmeyip, daha önceden okunur ve üç defa tekrarlanır. Maddî sebeplere ve hukukî yollara baş vurmak suretiyle zulmün önlenmesine çalışıldığı gibi, manevî bir yol olan böyle dualarla da zulüm ve eziyetlerden korunmak da meşrudur.
(Bu haberi Taberanî tahriç etmiştir. Fadlu'llah : C. I, s. 174)[138]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 708, /561
Senetler:
()
Konular:
Dua, her konuda
Yönetici, fiillerine karşı tavrın nasıl olacağı
حدثنا موسى قال حدثنا سكين بن عبد العزيز بن قيس أخبرني أبي أن بن عباس حدثه قال : من نزل به هم أو غم أو كرب أو خاف من سلطان فدعا بهؤلاء استجيب له أسألك بلا اله الا أنت رب السماوات السبع ورب العرش العظيم وأسألك بلا اله الا أنت رب السماوات السبع ورب العرش العظيم وأسألك بلا اله الا أنت رب السماوات السبع والأرضين السبع وما فيهن انك على كل شيء قدير ثم سل الله حاجتك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164988, EM000709
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا سكين بن عبد العزيز بن قيس أخبرني أبي أن بن عباس حدثه قال : من نزل به هم أو غم أو كرب أو خاف من سلطان فدعا بهؤلاء استجيب له أسألك بلا اله الا أنت رب السماوات السبع ورب العرش العظيم وأسألك بلا اله الا أنت رب السماوات السبع ورب العرش العظيم وأسألك بلا اله الا أنت رب السماوات السبع والأرضين السبع وما فيهن انك على كل شيء قدير ثم سل الله حاجتك
Tercemesi:
— (165-s.) Ibni Abbas anlatıp şöyle demiştir:
«— Kime bir keder, bir elem veya bir musibet gelirse veya Sultandan korkarsa, şunlarla dua etsin; onun duası kabul olunur:
— Senden başka biç bir İlâh yoktur» sözü ile senden isterim, ey yedi göklerin Rabbi ve büyük Arş'ın Rabbi. «Senden başka hiç bir ilâh yoktur» sözü ile senden isterim, ey yedi göklerin Rabbi ve kerîm olan Arş'm Rabbi. «Senden başka hiç bir ilâh yoktur» sözü ile senden isterim, ey yedi kat göklerin ve yedi kat yerlerle bunlarda bulunanların Rabbi! Sen her şeye kadirsin.» Sonra hacetini Allah'dan iste, (muradın ne ise, onu Allah'dan dile).[
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 709, /562
Senetler:
()
Konular:
Dua, müsibet/sıkıntı karşısında
حدثنا إسحاق بن نصر قال حدثنا حماد بن أسامة عن علي بن علي قال سمعت أبا المتوكل الناجي قال قال أبو سعيد الخدري عن النبي صلى الله عليه وسلم : ما من مسلم يدعو ليس بإثم ولا بقطيعة رحم الا أعطاه إحدى ثلاث اما أن يعجل له دعوته واما أن يدخرها له في الآخرة واما أن يدفع عنه من السوء مثلها قال إذا يكثر قال الله أكثر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164989, EM000710
Hadis:
حدثنا إسحاق بن نصر قال حدثنا حماد بن أسامة عن علي بن علي قال سمعت أبا المتوكل الناجي قال قال أبو سعيد الخدري عن النبي صلى الله عليه وسلم : ما من مسلم يدعو ليس بإثم ولا بقطيعة رحم الا أعطاه إحدى ثلاث اما أن يعجل له دعوته واما أن يدخرها له في الآخرة واما أن يدفع عنه من السوء مثلها قال إذا يكثر قال الله أكثر
Tercemesi:
— Ebû Saîd El-Hudrî, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)yden rivayet ederek şöyle demiştir:
«Hangi bir müslüman, dua eder de duasında günah ve akrabalık bağlarını kesme hali yoksa, Allah ona muhakkak üç şeyden birini verir:
1— Ya duasını acele kabul eder,
2— Yü duası için âhirette sevap hazırlar,
3— Yâ da duası kadar ondan kötülük kaldırır.» Ravi, o halde insan çok dua eder (vş çok şeyler kazanır) dedi. Peygamber: »Allah'ın icabeti ve vermesi daha çoktur.» buyurdu.[141]
Duaların kabul edilmesi hakkında âlimlerin su görüşü var:
Bazan insana, dua ettiği ve istediği şeyin aynı verilir ve bazan da istediğine karşılık olmak üzere başka bir şey verilir. 1 b n u ' 1 - Ce vzî diyor kİ, mü'mİnin duası geri çevrilmez; ancak icabetin geciktirilmesi onun hakkında daha hayırlı olur yahut duasına karşılık ona başka bir şey verilir de dünya veya âhireti için daha uygun olur. Bazen de insan az bir şey ister, fakat ona daha güzeli ve iyisi verilir. Bu durumda kul der ki, istediğim bana verilmedi. Halbuki gerçeği anlamamıştır.
Kula münasip olan, Rabbinden istemek ve dilemektir; çünkü dua İle Allah'a ibadet etmiş olur, acziyetîni itiraf ederek ona tevekkül eder. Duadan önce de kulluk vazifelerini yerine getirmek ve üzerine düşen teşebbüs ve gayretleri harcamak şarttır.[142]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 710, /563
Senetler:
()
Konular:
Dua, mutlaka kabul edileceği
حدثنا بن شيبة قال أخبرني بن أبي الفديك قال حدثني عبد الله بن موهب عن عمه عبيد الله عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ما من مؤمن ينصب وجهه إلى الله يسأله مسألة الا أعطاه إياها اما عجلها له في الدنيا واما ذخرها له في الآخرة ما لم يعجل قالوا يا رسول الله وما عجلته قال يقول دعوت ودعوت ولا أراه يستجاب لي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164990, EM000711
Hadis:
حدثنا بن شيبة قال أخبرني بن أبي الفديك قال حدثني عبد الله بن موهب عن عمه عبيد الله عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ما من مؤمن ينصب وجهه إلى الله يسأله مسألة الا أعطاه إياها اما عجلها له في الدنيا واما ذخرها له في الآخرة ما لم يعجل قالوا يا رسول الله وما عجلته قال يقول دعوت ودعوت ولا أراه يستجاب لي
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre, Peygamber (SatLallahü AUyhl ve SeUem)'den rivayet ederek şöyle demiştir:
— Hangi bir mümin yüzünü Allah'a kaldırıp bir dilekte bulunursa, muhakkak onu ona verir: Ya dünyada dilediğini ona verir, ya âhirette dileğine karşılık ona sevap hazırlar; acele etmemesi şartı ile.»
Ashab sordular:
— Ey Allah'ın peygamberi, acele etmesi nedir? Peygamber şöyle buyurdu:
— Der ki, dua ettim, dua ettim; fakat duamın kabul edildiğini görmedim.»[143]
Bundon önceki hadîs-i şerife ve açıklamasına bakılsın.[144]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 711, /564
Senetler:
()
Konular:
Dua, mutlaka kabul edileceği
حدثنا عمرو بن مرزوق قال أخبرنا عمران عن قتادة عن سعيد بن أبي الحسن عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ليس شيء أكرم على الله من الدعاء
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164991, EM000712
Hadis:
حدثنا عمرو بن مرزوق قال أخبرنا عمران عن قتادة عن سعيد بن أبي الحسن عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ليس شيء أكرم على الله من الدعاء
Tercemesi:
— Ebu Hureyre, Peygamber rivayet ederek şöyle demiştir:
— Allah katında duadan daha iyi bir şey yoktur.[145]
Duanın gerçek manası, kulun ihtiyaç ve acziyetini yaratınına izhar edip, onun kudretine iltica etmesi demektir ki, kul burada tezellül ve ubudiyetine beyan eder.Bu davranış Allahın bve peygamberinin emirleriene uymayı niyet ederse, bbu Allah katında en faziletli bir söz olur.Zaten hadis-i şerif te en iyi olacak gösterilen dua, söz ve ifade ile edilen ibadetler araısnda üstünlük mura dedildiği şeklinde açıklama yapılmaktadır.Bedenen ve malen yapılan dışında kalır.Bununla beraber niyetler esastır ve bu easa göre ameller fazilet ve mükafat kazanır.[146]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 712, /564
Senetler:
()
Konular:
Dua, faziletlisi