حدثنا أبو نعيم قال حدثنا سلمة قال سمعت أنسا يقول : أتت امرأة النبي صلى الله عليه وسلم تشكو إليه الحاجة أو بعض الحاجة فقال أدلك على خير من ذلك تهللين الله ثلاثا وثلاثين عند منامك وتسبحين ثلاثا وثلاثين وتحمدين أربعا وثلاثين فتلك مائة خير من الدنيا وما فيها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164908, EM000635
Hadis:
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا سلمة قال سمعت أنسا يقول : أتت امرأة النبي صلى الله عليه وسلم تشكو إليه الحاجة أو بعض الحاجة فقال أدلك على خير من ذلك تهللين الله ثلاثا وثلاثين عند منامك وتسبحين ثلاثا وثلاثين وتحمدين أربعا وثلاثين فتلك مائة خير من الدنيا وما فيها
Tercemesi:
— Enes'in şöyle dediği işitümiştir:
— Bir kadın işini veya bir işinden şikâyet etmek üzere Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seilem)'e geld. Bunun üzerine Peygamber şöyle buyurdu :
— Bundan daha hayırlısını sana göstereyim mi? Uykuya yatarken otuz üç defa Lâ İlahe İllallah, otuz defa Sübhanellah ve otuz dört defa Elhamdu Iillâh dersin. Böylece bunlar yüz eder ki, dünyadan ve dünya-dakilerden daha hayırlıdır.»[1229]
Hadîs-i şerifte üç zikir adı geçmektedir ki, bunlar:
Tehlîl = Lâ İlahe İllallah,
Tesbîh = Sübhanellah,
Tahmîd = Elhamdu Lillâh sözleridir. Peygamber Efendimiz bunlardan Tehlîl ile Tesbîhi otuz üçer defa Tahmîdi ise otuz dört defa getirmek suretiyle yüze tamamlamayı tavsiye buyurmuşlardır.
Maddî hastalıkların tedavisinde nasıl ki, ilâcın muayyen bir miktar ve ölçüsü vardır ve bu ölçü de bünye ile hastalık seyrine göre değişmektedir; işte manevî hastalıkların giderilmesi ve ruh sağlığının kazanrlmasi için de böyle bir ölçünün verilmesinde muhakkak ki hikmetler vardır. Bu bakımdan muayyen olan sayılar üzerinde durmak ve tavsiye edifen miktarlara uyarak ezkârda bulunmak, manevî faziletin kazanılması için esastır. Bununla beraber muayyen sayıyı tamamladıktan sonra daha fazla zikirde bulunmanın ayrıca fazileti olur. Noksan yapıldığı takdirde ise, murad edilen fazilet tam olarak kazanılamaz.
Bir de teşbihleri bir oturuşta ve arka arkaya getirerek söylemekte ve gösterilen vakitleri gözeterek ihlâsla o muayyen vakitlerde ifa etmekte daha çok manevî fazilet vardır. Bunlara riayet edilmeyerek söylenmelerinde de cevaz vardır.[1230]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 635, /499
Senetler:
()
Konular:
Zikir, lafızları, şekli
Zikir, mahlukatın Allah'ı zikretmesi
Zikir, sayı ile yapılan zikirler
وقال النبي صلى الله عليه وسلم : من هلل مائة وسبح مائة وكبر مائة خير له من عشر رقاب يعتقها وسبع بدنات ينحرها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164909, EM000636
Hadis:
وقال النبي صلى الله عليه وسلم : من هلل مائة وسبح مائة وكبر مائة خير له من عشر رقاب يعتقها وسبع بدنات ينحرها
Tercemesi:
— Yine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
«— Bir kimsenin yüz defa Tehlîl = Lâ İlahe İllallah, yüz defa tesHh Sübhanellah ve yüz defa Tekbîr = Allahu Ekber getirmesi, onun on köleyi azad etmesiyle yedi deveyi kurban etmesinden kendisi için daha hayırlıdır.»[1231]
Bundan önceki hadîs-i şerîf münasebeti ile ifade edildiği gibi, bu faziletlerin değeri, insanların haline ve ihtiyaç durumlarına, ihiâs ölçülerine göre değişir. Her ne şekilde olursa olsun Allah'ı anmak ve ona şükrederek onu yüceltmek kulluk vazifesidir.[1232]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 636, /500
Senetler:
()
Konular:
Zikir, lafızları, şekli
Zikir, sayı ile yapılan zikirler
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة عن الجريري عن أبي عبد الله العنزي عن عبد الله بن الصامت عن أبي ذر عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : أحب الكلام إلى الله سبحان الله لا شريك له له الملك وله الحمد وهو على كل شيء قدير ولا حول ولا قوة الا بالله سبحان الله وبحمده
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164911, EM000638
Hadis:
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة عن الجريري عن أبي عبد الله العنزي عن عبد الله بن الصامت عن أبي ذر عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : أحب الكلام إلى الله سبحان الله لا شريك له له الملك وله الحمد وهو على كل شيء قدير ولا حول ولا قوة الا بالله سبحان الله وبحمده
Tercemesi:
— Ebû Zer, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
«— Allah'a en sevgili söz: Allah'ı noksanlıklardan tenzih ederim, onun ortağı yoktur. Bütün mülk onundur, hamd da ona mahsustur. O* her şeye kadirdir. Kudret ve kuvvet sahibi ancak Allah'dir. Allah'a hamd eder olduğum halde onu noksanlıklardan tenzih ederim, kelimeleridir.»[1235]
Müslim 'İn yine E b u Zer yolu ile tahriç ettiği hadîs-i şerif şöyle :
«—Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e, sözlerin en faziletlisi hangisidir? diye sorulduğunda şöyle buyurmuşlardır:
«— Allah'ın, melekleri için yahut kulları için seçtiği SÜBHANELLAHİ VE BİHAMDİHİ = Allah'a hamdeder olduğum halde onu tenzih ederim, sözüdür.»
Bu hadîs-i şerif B u h â rî 'nİn rivayetinden bir cüz olabileceği gibi, ayrıca müstgkil bir hadîs de sayılabilir. Başka bir hâdise üzerine varid olması muhtemeldir. Şüphe yok ki, Allah'ı bütün noksan sıfatlardan tenzih edip, ona ortalc koşmamak ve ona hamdİ eksik etmemek manalarını taşıyan ke-lânvşözierjn., en. faziletlisidir. Bunda Allah'ın azametini tanımak ve onun kudret ve emirlerine boyun eğmek hikmeti vardır. Kula düşen İlk vazife, bu sözlerin delâlet ettiği manaya iman etmek olup, kendi gcziyetini kabullenmektir» İşte Allah'ın kemal sıfatlarla varlığını yüceltmek yanında, Allah'ın sayısız nimetlerinden dolayı ona hamd ederek kulluk vazifesini yerine getirmek, faziletin en büyüğüdür.[1236]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 638, /501
Senetler:
()
Konular:
Zikir, mahlukatın Allah'ı zikretmesi
حدثنا الصلت بن محمد قال حدثنا مهدي بن ميمون عن الجريري عن جبر بن حبيب عن أم كلثوم ابنة أبي بكر عن عائشة رضي الله عنها قالت : دخل علي النبي صلى الله عليه وسلم وأنا أصلي وله حاجة فأبطأت عليه قال يا عائشة عليك بجمل الدعاء وجوامعه فلما انصرفت قلت يا رسول الله وما جمل الدعاء وجوامعه قال قولي اللهم اني أسألك من الخير كله عاجله وآجله ما علمت منه وما لم أعلم وأعوذ بك من الشر كله عاجله وآجله ما علمت منه وما لم أعلم وأسألك الجنة وما قرب إليها من قول أو عمل وأعوذ بك من النار وما قرب إليها من قول أو عمل وأسألك مما سألك به محمد وأعوذ بك مما تعوذ منه محمد وما قضيت لي من قضاء فاجعل عاقبته رشدا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164912, EM000639
Hadis:
حدثنا الصلت بن محمد قال حدثنا مهدي بن ميمون عن الجريري عن جبر بن حبيب عن أم كلثوم ابنة أبي بكر عن عائشة رضي الله عنها قالت : دخل علي النبي صلى الله عليه وسلم وأنا أصلي وله حاجة فأبطأت عليه قال يا عائشة عليك بجمل الدعاء وجوامعه فلما انصرفت قلت يا رسول الله وما جمل الدعاء وجوامعه قال قولي اللهم اني أسألك من الخير كله عاجله وآجله ما علمت منه وما لم أعلم وأعوذ بك من الشر كله عاجله وآجله ما علمت منه وما لم أعلم وأسألك الجنة وما قرب إليها من قول أو عمل وأعوذ بك من النار وما قرب إليها من قول أو عمل وأسألك مما سألك به محمد وأعوذ بك مما تعوذ منه محمد وما قضيت لي من قضاء فاجعل عاقبته رشدا
Tercemesi:
— Hz. Âişe'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— Ben namaz kılarken, Peygamber (Sailallahü Aleyhi ve Sellem) yanıma geldi, görülecek bir işi vardı. Ben, ona karşı gecikmiş oldum. O şöyle buyurdu:
«— Ya Aişe! Duanın özlü ve şümullüsünü yap.»
Ben namazdan ayrılınca dedim ki:
— Ey Allah'ın Resulü! Duanın özlü ve şümullüsü hangisidir? O, şöyle buyurdu:
«— De ki: Allah'ım! Hayırların hepsini senden isterim, dünyadakini de âhirettekini de; onlardan bildiğimi de, bilmediğimi de... Bütün'kötülükten de sana sığınırım, dünyadakinden de, âhirettekinden de; bildiğimden ve bilmediğimden... Senden Cenneti ve ona yaklaştıracak söz veya amelden ibaret şeyi isterim. Cehennemden ve ona yaklaştıracak söz veya amelden ibaret şeylerden de sana sığınırım. Hz. Muhammed (Saliallahü Aleyhi ve Selem) senden neyi istedi ise, ben de senden isterim; ve Hz. Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hangi şeyden sığındı ise, ben de ondan sana sığınırım. Benim için kazadan ne takdir ettinse, onun sonucu sevab kıl.»[1237]
Bu hadîs-i şerif, bütün hayır ve saadet yollarını toplamakta, kötülük yollarını kapamakta ve akıbet selâmetine ermeği de ifade etmektedir. Çünkü bu dua İle hem insanın hayatına, hem de ölümünden sonraki saadetine ait şu hayırlar İstenmektedir:
1— Bilinen ve bilinmeyen dünya hayatı ile âhİret hayatına ait bütün hayırlar, İnsanoğlunun menfaatine ve huzuruna bağlı şeyler.
2— Dünyada ve âhirette insana zarar veren, bilinen ve bilinmeyen her çeşit kötülüklerden uzak kalmak.
3— Cennete yaklaştıracak söz ve hareketlerle Cennet'i istemek.
4— Cehennem den ve ona yaklaştıracak söz ve hareketlerden Allah'a sığınmak. Nihayet bunları daha da özleştirerek :
a— Peygamber (Sallalîahü Aleyhi ve Sellem) in Allahdan istediğini istemek, sığındığı şeylerden Allah'a sığınmak.
b— Kul için takdir edilmiş olan şeylerin akıbetinde selâmet dilemek. İşte bu dilekler, en kısa ifade ile en geniş ve en faydalı manaları taşıdıklarından Peygamber Efendimiz bu şekilde dua etmeyi Hz. Â i ş e validemize ve dolayısiyle bize tavsiye buyurmuşlardır.
Birinci citdi tamamlarken biz de aynı duayı okuyor ve yüce Allah'dan bu dileklerimizin kabulünü niyaz ediyoruz.[1238]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 639, /502
Senetler:
()
Konular:
Dua, en üstünü
حدثنا عبيد بن يعيش قال حدثنا يونس عن بن إسحاق عن نافع عن بن عمر قال : اني لأدعو في كل شيء من أمري حتى أن يفسح الله في مشي دابتي حتى أرى من ذلك ما يسرني
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164901, EM000628
Hadis:
حدثنا عبيد بن يعيش قال حدثنا يونس عن بن إسحاق عن نافع عن بن عمر قال : اني لأدعو في كل شيء من أمري حتى أن يفسح الله في مشي دابتي حتى أرى من ذلك ما يسرني
Tercemesi:
— (155-s.) îbni Ömer'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— İşimin her çeşidinde duâ ederim, hayvanımın yürüyüşüne Allah'ın genişlik vermesine kadar... Öyle ki, bunun bana sevinçlik verdiğini görürüm.»[1215]
Her işin yaratıcısı Allah Tealâ olduğundan, onun izni olmaksızın hiç bir şey meydana gelemez. Bunun için her ihtiyaç için Allah'a dua etmek gereklidir. Nitekim E n e s 'den rivayet edilen bir hadîs-i şerifin meali şöyle:
«— Sizden her biriniz, ihtiyacının bütününü Rabbinden istesin, hatta kopan nalınının tasmasına ve (evinin) tuzuna varıncaya kadar istesin.»
Ayrıca Hazreti  i ş e 'den şöyle bir hadîs-i şerif rivayet edilmiştir: «— Nalının tasmasına varıncaya kadar her şeyi Allah'dan duâ edip isteyiniz; çünkü Allah o işe imkân vermezse, meydana gelmez.»
Kul, her işte Allah'ın yardım ve kudretine muhtaç olduğundan her işi İçin ona dua etmesi, hem acziyetinin itirafı, hem de ubudiyetinin ifadesidir.[1216]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 628, /496
Senetler:
()
Konular:
Dua, faziletlisi
Dua, her konuda
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا عمرو بن عبد الله أبو معاوية قال حدثنا مهاجر أبو الحسن عن عمرو بن ميمون الأودي عن عمر : أنه كان فيما يدعو اللهم توفني مع الأبرار ولا تخلفني في الأشرار وألحقني بالأخيار
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164902, EM000629
Hadis:
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا عمرو بن عبد الله أبو معاوية قال حدثنا مهاجر أبو الحسن عن عمرو بن ميمون الأودي عن عمر : أنه كان فيما يدعو اللهم توفني مع الأبرار ولا تخلفني في الأشرار وألحقني بالأخيار
Tercemesi:
— (156-s.) Rivayet edildiğine göre, Hz. Ömerin ettiği dualardan biri şuydu:
— Allah'ım! Benî iyi kimselerle beraber Öldür; ve beni kötü kimse-ler arasında bırakma ve beni hayırlı kimselere kavuştur.»[1217]
Insan salih ve makbul ameller işlemek suretiyle hayırlı kimselere kavuşacağından, Hz. Ömer'in duasından, Allah'ım, beni böyle salih amel işlemeye muvaffak kıl, manası çıkmaktadır. Bir dua çeşidi olarak söylenmesinde fazilet vardır. Bu haber için başka bir kaynak gösterilmemiştir.[1218]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 629, /496
Senetler:
()
Konular:
Dua, her konuda
حدثنا عمر بن حفص قال حدثنا أبي قال حدثنا الأعمش قال حدثنا شقيق قال : كان عبد الله يكثر أن يدعو بهؤلاء الدعوات ربنا أصلح بيننا واهدنا سبيل الإسلام ونجنا من الظلمات إلى النور واصرف عنا الفواحش ما ظهر منها وما بطن وبارك لنا في أسماعنا وأبصارنا وقلوبنا وأزواجنا وذرياتنا وتب علينا انك أنت التواب الرحيم واجعلنا شاكرين لنعمتك مثنين بها قائلين بها وأتممها علينا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164903, EM000630
Hadis:
حدثنا عمر بن حفص قال حدثنا أبي قال حدثنا الأعمش قال حدثنا شقيق قال : كان عبد الله يكثر أن يدعو بهؤلاء الدعوات ربنا أصلح بيننا واهدنا سبيل الإسلام ونجنا من الظلمات إلى النور واصرف عنا الفواحش ما ظهر منها وما بطن وبارك لنا في أسماعنا وأبصارنا وقلوبنا وأزواجنا وذرياتنا وتب علينا انك أنت التواب الرحيم واجعلنا شاكرين لنعمتك مثنين بها قائلين بها وأتممها علينا
Tercemesi:
— (157-s.) Şakîk demiştir ki:
— Abdullah (İbni Mes'ud) şu duaları çok okurlardı:
— Rabbimiz, aramızı düzelt, (kardeşlik ve sevgi bağlarımızı kuvvetlendir) ve bizi İslâm yoluna ilet, bizi karanlıklardan (cehalet, küfür ve günahlardan) nura (iman ve güzel amellere) götürüp kurtar. Açığa çıkan ve gizli kalan kötü söz ve hareketleri bizden uzaklaştır. Bizim kulaklarımıza, gözlerimize, kalblerimize, zevcelerimize ve gelecek nesillerimize bereket ver. Tevbemizi kabul et; muhakkak ki sen tevbeleri çok çok kabul eden merhamet sahibisin. Bizi, nimetlerine şükredenler, onları Övenler ve onlara hak kazananlar yap ve nimetlerini üzerimize tamamla.[1219]
Bu duayı, Ebû Davud, Ibni Hibban ve Taberanî, I b n İ M e s' u d 'dan merfû olarak, yani Peygambere kadar yükseltilmiş bir hadîs olarak tahriç etmişlerdir.[1220]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 630, /497
Senetler:
()
Konular:
Dua, her konuda
حدثنا بن نمير قال حدثنا أبو اليمان قال حدثنا إسماعيل بن أبي خالد قال سمعت عمرو بن حريث يقول : ذهبت بي أمي إلى النبي صلى الله عليه وسلم فمسح على رأسي ودعا لي بالرزق
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164905, EM000632
Hadis:
حدثنا بن نمير قال حدثنا أبو اليمان قال حدثنا إسماعيل بن أبي خالد قال سمعت عمرو بن حريث يقول : ذهبت بي أمي إلى النبي صلى الله عليه وسلم فمسح على رأسي ودعا لي بالرزق
Tercemesi:
— Amr Ibni Harîs'in şöyle dediği işitilmiştir:
«— An»em beni - Peygamber (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem)'ş götürdü. Peygamber başımı okşadı ve bana rızık duasında bulundu.»[1223]
Amr Ibni Harîs kimdir?;
Mekke li ve Kureyş kabilesinden olan Amr ibni Harîs'İn künyesi Ebû Sa'îd olup, hicretten iki yıl önce doğmuştur. Hz. Peygömber'in irtihallerinde on iki yaşındaydı. Metinden de anlaşıldığına göre, küçük yaşta olması hasebiyle annesi tarafından Resûlüllah'ın yanına götürülmüştü. Bu arada Hz. Peygamber onun başını okşamış ve kendisine rızık ve bereket vermesi için, Allah'a dua etmişti. Sonra Küfeye giderek orada kendine bir ev edindi. Kureyş kabilesinden Küfe de ilk yerleşen bu olmuştur. Hz. Pey-gamber'in ona ettikleri rızık ve bereket duası sayesinde çok mal kazandı. Böylece Küfe halkının en zengini olmuş ve orada şeref ve kıymet sahihi olarak tanınmıştı. Küfe de bir müddet emirlik yapmış ve hicretin 85 yılında 87 yaşında olduğu halde orada vefat etmiş bir sahabidir. Allah ondan razj olsun.[1224]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 632, /498
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا أبو معمر قال حدثنا عبد الوارث قال حدثنا أبو ربيعة سنان قال حدثنا أنس بن مالك قال : أخذ النبي صلى الله عليه وسلم غصنا فنفضه فلم ينتفض ثم نفضه فلم ينتفض ثم نفضه فلم ينتفض قال ان سبحان الله والحمد لله ولا اله الا الله ينفضن الخطايا كما تنفض الشجرة ورقها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164907, EM000634
Hadis:
حدثنا أبو معمر قال حدثنا عبد الوارث قال حدثنا أبو ربيعة سنان قال حدثنا أنس بن مالك قال : أخذ النبي صلى الله عليه وسلم غصنا فنفضه فلم ينتفض ثم نفضه فلم ينتفض ثم نفضه فلم ينتفض قال ان سبحان الله والحمد لله ولا اله الا الله ينفضن الخطايا كما تنفض الشجرة ورقها
Tercemesi:
— Enes îbni Malik'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: — Peygamber (Sallallakli Aleyhi ve Sellem) bir ağaç dalı alıp da onu
silkti, yaprakları düşmedi. Sonra silkti, yine düşmedi. Tekrar silkti, yine düşmedi. Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
«— Allah noksanlıklardan beridir, hamd Allah'a mahsustur ve Allah'dan başka bir İlâh yoktur (sözleri), ağaç yapraklarını düşürdüğü gibi, günahları düşürürler.»[1227]
Bu hddîs-i şerifin manasına uygun olarak İmam Tirmizî, yine Enes ibni Malik 'den başka bir yolla şu hadîsi tahriç etmiştir:
«— Peygamber (Sallalîahü Aleyhi ve Sellem), yaprakları kurumuş olan bir ağaca rasgeldi de değneği ile ona vurdu. Ağacın yaprakları dökülüp saçıldı. Bunun üzerine buyurdu kî:
«— Elhamdu Lillâh, Sübhanellah, La İlahe İllallah ve Allahu Ekber (sözleri), bu ağaç yapraklarını döktüğü gibi, kulun günahlarından düşürür.[1228]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 634, /498
Senetler:
()
Konular:
Dua, faziletlisi
Hz. Peygamber, duaları
فأتى النبي صلى الله عليه وسلم رجل فقال يا رسول الله أي الدعاء أفضل قال سل الله العفو والعافية في الدنيا والآخرة ثم أتاه الغد فقال يا نبي الله أي الدعاء أفضل قال سل الله العفو والعافية في الدنيا والآخرة فإذا أعطيت العافية في الدنيا والآخرة فقد أفلحت
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164910, EM000637
Hadis:
فأتى النبي صلى الله عليه وسلم رجل فقال يا رسول الله أي الدعاء أفضل قال سل الله العفو والعافية في الدنيا والآخرة ثم أتاه الغد فقال يا نبي الله أي الدعاء أفضل قال سل الله العفو والعافية في الدنيا والآخرة فإذا أعطيت العافية في الدنيا والآخرة فقد أفلحت
Tercemesi:
— Peygamber (Salkllahü Aleyhi ve Sellem) 'e bir adam gelip dedi ki:
— Ey Allah'ın Resulü, hangi duâ daha faziletlidir? Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
«— AUah'dan dünya ve âhirette af ve afiyet dile.» Sonra ertesi gün Peygambere gelip:
— Ey Allah'ın Peygamberi, hangi duâ daha faziletlidir? dedi. Hz. Peygamber:
«— AUah'dan dünya ve âhirette af ve afiyet dile. Sana dünya ve. âhirette afiyet verildiği zaman muhakkak kurtulmuşsundur.»[1233]
Allah dan afiyet İstemekte her faydalı şeyi kazanmak ve her zararı kaldırmak manası bulunduğundan diğer dualardan daha faziletlidir. Söz kısa olup, manası geniştir. Böyle olunca, dünya ve âhirette müminin gayesi olan zararlardan kurtuluş ve iyiliklere eriş, müminin dileği haline geliyor. Dilek Allah tarafından kabul edilince de gaye gerçekleşmiş oluyor, yani ebedî kurtuluşa eriliyor. Günahlar bağışlanmış ve cezalar kaldırılmış oluyor ki, en yüksek maksad ve gaye budur.[1234]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 637, /500
Senetler:
()
Konular:
Dua, Dua ve sağlık
Sağlık, sağlık nimettir