حدثنا محمد بن المثنى قال حدثنا الهيثم بن جميل قال حدثنا محمد بن مسلم عن بن أبي حسين قال أخبرني عمرو بن أبي سفيان عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ان أوثق الدعاء أن تقول اللهم أنت ربي وأنا عبدك ظلمت نفسي واعترفت بذنبي لا يغفر الذنوب الا أنت رب اغفر لي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164946, EM000667
Hadis:
حدثنا محمد بن المثنى قال حدثنا الهيثم بن جميل قال حدثنا محمد بن مسلم عن بن أبي حسين قال أخبرني عمرو بن أبي سفيان عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ان أوثق الدعاء أن تقول اللهم أنت ربي وأنا عبدك ظلمت نفسي واعترفت بذنبي لا يغفر الذنوب الا أنت رب اغفر لي
Tercemesi:
— Peygamber (Sallalîahü Aleyhi ve Sellem/in şöyle buyurduğu, Ebû Hüreyre'den rivayet edilmiştir:
«— Duaların en kuvvetlisi şöyle söylemendir: Allah'ım! Sen benim Rabbimsin ve ben, senin kulunum. Ben, nefsime zulmettim; ve günahımı itiraf ediyorum. Günahları ancak sen bağışlarsın; Rabbim beni bağışla.»[55]
Bu hadîs-i şerif, Hz. Ali'den rivayet edilen uzun bir hadîsin bir parçasını teşkil etmektedir. İmam Müslim, Sahihinde bunu tahriç etmiştir. Kitabu Saiüti'l-Müsafirîn (6), Bab : 26, Hadîs : 201.[56]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 667, /522
Senetler:
()
Konular:
Dua, en üstünü
حدثنا مسدد قال حدثنا عبد الوارث عن عبد العزيز عن أنس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : إذا دعوتم الله فاعزموا في الدعاء ولا يقولن أحدكم ان شئت فأعطني فإن الله لا مستكره له
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164935, EM000659
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا عبد الوارث عن عبد العزيز عن أنس قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : إذا دعوتم الله فاعزموا في الدعاء ولا يقولن أحدكم ان شئت فأعطني فإن الله لا مستكره له
Tercemesi:
— Enes'den rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah (SallalUthü Aleyhi ve Sellem) şöyîe buyurdu:
«— Allah'a dua ettiğiniz zaman, duada kesin bir kalb bağlantısı yapın. Hiç biriniz, dilersen bana ver (ya Rab!) demesin. Çünkü Allah'ı zorlayıcı bir kuvvet yoktur.»[39]
Allah Tealâ dilediğine, dilediği şeyi verir. İrade ve tasarrufunda ona tesir ve müdahale edecek bir kuvvet yoktur. Onun için dua ederken, kalbi Allah'a yönelterek ondan ihtiyaçları kesinlikle dilemek lâzımdır. Dilersen ver, dilersen verme şeklinde gevşek ve şüpheli dua etmemelidir. Doğrudan doğruya, ya Rab, şu dileğimi ver, diyerek onun tahakkuk edeceğine inanmalıdır.[40]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 659, /517
Senetler:
()
Konular:
Dua, istersen ver diye dua edilmemeli
Dua, kabul olma şartları
KTB, DUA
حدثنا عبد الله قال حدثنا أبو داود قال حدثنا عبد الرحمن بن أبي الزناد عن أبيه عن أبان بن عثمان قال سمعت عثمان قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول : من قال صباح كل يوم ومساء كل ليلة ثلاثا ثلاثا بسم الله الذي لا يضر مع اسمه شيء في الأرض ولا في السماء وهو السميع العليم لم يضره شيء وكان أصابه طرف من الفالج فجعل ينظر إليه ففطن له فقال ان الحديث كما حدثتك ولكني لم أقله ذلك اليوم ليمضي قدر الله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164936, EM000660
Hadis:
حدثنا عبد الله قال حدثنا أبو داود قال حدثنا عبد الرحمن بن أبي الزناد عن أبيه عن أبان بن عثمان قال سمعت عثمان قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول : من قال صباح كل يوم ومساء كل ليلة ثلاثا ثلاثا بسم الله الذي لا يضر مع اسمه شيء في الأرض ولا في السماء وهو السميع العليم لم يضره شيء وكان أصابه طرف من الفالج فجعل ينظر إليه ففطن له فقال ان الحديث كما حدثتك ولكني لم أقله ذلك اليوم ليمضي قدر الله
Tercemesi:
— Ebân ibni Osman, Hazreti Osman ibni Affan'dan, o da Peygamber {Sa:iaHahü Aleyhi \e SeHemfden şöyle dediğini işitmiştir :
— Kim her günün sabahında ve her günün aksanımda üçer defa: ismi İle beraber, yerde ve gökte hiç bir şey zarar vermiyen Allah adiyle (Allah'a sığınırım). O her şeyi işitir, her şeyi bilir, derse ona hiç bir şey zarar vermez.»[41]
Eb â n ibni Osman (bu hadîsi anlatırken), yarım felce tutulmuştu. Hadîsi dinleyen adam, ona (hayretle) bakmaya başladı. Ebân Ibnİ Osman adamın maksadını anlayıp, şöyle dedi : Bu hadîs, sana anlattığım gibidir; fakat ben, bugün onu okumadım, Allah'ın kaderi gerçekleşsin diye.
Yapılan açıklamalara göre, bu hadîs-i şerifte geçen sabah vakti fecrin doğuşundan güneşin batışına kadar olan vakittir. Akşam vakti de, güneşin batışından fecre kadar olan zamandır. İşte bu iki vakit içinde kim üçer defa bu duayı okursa, bu kimseden Allah her türlü zararı kaldıracağına hadîs-i şerif delil bulunmaktadır. Ancak kul hakkında gerçekten faydalı veya zararlı olan şeyin ilmi Allah'a mahsustur. Kul, kendi hakkında faydalı görmediği şey, akıbet itibariyle hakkında hayır olabilir. Allah'a teslimiyet ve ihlâs ile bu gibi duaları okumak gerekir. Allah'ın takdiri yerini bulacağı zaman da, insan bu duayı okumayı unutur, daha doğrusu Allah onu unutturur ve böylece mukadder olan iş tahakkuk eder.
Bu son iki hadîs-i şerifin delâlet ettikleri manâ bakımından bu bölümle ilgileri bulunmamaktadır.[42]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 660, /517
Senetler:
()
Konular:
Dua, duanın kader ile ilişkisi
Dua, sabah/akşam okunacak
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن أبي حازم عن سهل بن سعد قال : ساعتان تفتح لهما أبواب السماء وقل داع ترد عليه دعوته حين يحضر النداء والصف في سبيل الله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164937, EM000661
Hadis:
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن أبي حازم عن سهل بن سعد قال : ساعتان تفتح لهما أبواب السماء وقل داع ترد عليه دعوته حين يحضر النداء والصف في سبيل الله
Tercemesi:
— (160-s.) Sehl ibni Sa'd'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir :
«— iki vakit vardır ki, bu vakıtlar için gök (rahmet) kapıları açılar ve dua eden pek az kimsenin duası geri çevrilir, (makbul olmaz) :
1— Ezan okunuşunda hazır bulunurken,
2— Allah yolunda savaşta saf tutmuşken.»[43]
Bu haber, Hz. Peygamber'e kadar yökseltilmeyip ashabdan S e h i i b n i S a d 'a İsnad edilmektedir. S e h I, Medine'de en son Ölen sahabî-dir. Ölümü hicretin 91. yılına tesadüf eder.
Allah yolunda savaşmak ibadetlerin en faziletlisi olduğu için, böyle bir ibadete hazırlanmışken dua etmenin, Allah katında mevkii büyüktür ve kabule şayandır. Ezan, Cenab-ı Hakk'ın ismini ve İslâm'ın îevhid inancını bütün insanlığa ilân eden ve bildiren bir çağrıdır. Buna kalben İnanarak okunuşu sırasında dua etmenin fazileti muhakkak ki büyüktür. Onun için duaların makbuliyetinde özel bir yeri vardır.
(Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.)[44]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 661, /518
Senetler:
()
Konular:
Dua, kabul saati
حدثنا عمرو بن خالد قال حدثني الليث عن يحيى بن سعيد عن محمد بن يحيى بن حبان عن لؤلؤة عن أبي صرمة قال كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : اللهم اني أسألك غناي وغنى مولاي
حدثنا أحمد بن يونس قال حدثنا زهير قال حدثني يحيى عن محمد بن يحيى عن مولى لهم عن أبي صرمة عن النبي صلى الله عليه وسلم : مثله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164938, EM000662
Hadis:
حدثنا عمرو بن خالد قال حدثني الليث عن يحيى بن سعيد عن محمد بن يحيى بن حبان عن لؤلؤة عن أبي صرمة قال كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : اللهم اني أسألك غناي وغنى مولاي
حدثنا أحمد بن يونس قال حدثنا زهير قال حدثني يحيى عن محمد بن يحيى عن مولى لهم عن أبي صرمة عن النبي صلى الله عليه وسلم : مثله
Tercemesi:
— Ebû Sırme'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah (Sallatlahü Aleyhi ve Selîem) şöyle buyururdu:
«— Allah'ım! Senden nefsimin zenginliğini, yakınımın da zenginliğini isterim.»[45]
Mevlâ1 kelimesinin birbirinden farklı ve birbirine zıd olacak kadar çok manâları vardır. Burada yakın, akraba, komşu, dost ve arkadaş manâsı uygun bulunmuştur. Zenginlik esasta muhtaç olmamak, ihtiyaç göstermemek demektir. Peygamber Efendimizin istediği de, nefsin zenginliğidir. Yani; başkasına muhtaç olmamaktır. Bununla beraber mal zenginliğini istemiş olması da uzak değildir. Bu takdirde mat çokluğunun Allah yolunda ve hayır cihetlerinde harcanması bakımından istenmiş olmasında bir mahzuru yoktur.
Peygamber (Sallalîahü Aleyhi ve Seîlem) kendisi için istediği nefis zerv-ginüğini, yakınları ve dostları için de istemiş olmakla, ümmetine birbirlerine karşı İyi duygularla dua etmenin örneğini vermişlerdir.
«... Bu hadîsi şerifin benzeri Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) den yine E b û S ı r m e rivayeti ile ve başka senedlerle nakledilmiştir.»
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 662, /519
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا يحيى بن موسى قال حدثنا وكيع قال حدثنا سعد بن أوس عن بلال بن يحيى عن شتير بن شكل بن حميد عن أبيه قال قلت : يا رسول الله علمني دعاء أنتفع به قال قل اللهم عافني من شر سمعي وبصري ولساني وقلبي وشر منيي قال وكيع منيي يعني الزنى والفجور
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164940, EM000663
Hadis:
حدثنا يحيى بن موسى قال حدثنا وكيع قال حدثنا سعد بن أوس عن بلال بن يحيى عن شتير بن شكل بن حميد عن أبيه قال قلت : يا رسول الله علمني دعاء أنتفع به قال قل اللهم عافني من شر سمعي وبصري ولساني وقلبي وشر منيي قال وكيع منيي يعني الزنى والفجور
Tercemesi:
— Şuteyr, babası Şekl ibni Humeyd'den rivayet ettiğine göre, babası şöyle anlatmıştır:
Dedim ki, ey Allah'ın Resulü! Bana bir dua öğret ki, onunla faydalanayım. Peygamber buyurdu:
— De ki: Allah'ım! Kulağımın, gözümün, dilimin, kalbimin şerrinden ve şehvetimin şerrinden bana afiyet ve korumış ver.»[47]
Ravİlerden Ve kî" demiştir ki, hadîste geçen «menî» zina ve fucür dernektir.
fnsanı günah işlemeye götüren başlıca aza ve duygular kulak, göz, dil, kalb ve şehvettir. Bunlar kötülüklerden korundukları zaman insan selâmete erer ve ebedî kurtuluşa kavuşur. Kulak, dedi-kodu, gıybet ve kötü sözleri dinlemekten uzak kalırsa, şerrinden emin bulunulur. Göz, haram şeylere bakmaktan beri olursa, tecavüz şerrinden kurtulur. Dİ!, hezeyan ve küfür ifadelerinden arınırsa insan edeb sahibi olur, günahtan kurtulur. Kalb, temiz duygularla bezenîp zararlı tasavvur ve kuruntulardan boşanmış olursa, insan kemal bulur. Şehvetin sebep olduğu zinanın şerrinden selâmette olmak; en büyük haramdan kurtulmak olur. Böylece beş aza ve duygunun fenalığından kurtulmuş olan kimse, tüm olarak dünya ve âhiret saadetine nail olacağından bu duaya devam etmenin fazileti büyüktür.
Bu beş azanın şerrinden kurtulamayıp, onların kötülüğü altında bulunanlar da aksine olarak dünya ve âhiret felâketine uğramış olurlar.[48]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 663, /519
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, öğreticiliği
حدثنا قبيصة قال حدثنا سفيان عن عمرو بن مرة عن عبد الله بن الحارث عن طليق بن قيس عن عبد الله بن عباس قال كان النبي صلى الله عليه وسلم يقول : اللهم أعني ولا تعن علي وانصرني ولا تنصر علي ويسر الهدى لي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164941, EM000664
Hadis:
حدثنا قبيصة قال حدثنا سفيان عن عمرو بن مرة عن عبد الله بن الحارث عن طليق بن قيس عن عبد الله بن عباس قال كان النبي صلى الله عليه وسلم يقول : اللهم أعني ولا تعن علي وانصرني ولا تنصر علي ويسر الهدى لي
Tercemesi:
— Abdullah ibni Abbas'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir :
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururdu:
«— Allah'ım, bana (her hayırlı şeyde) yardım et, aleyhime olan şeyde yardım etme. Bana zafer ver ve kimseyi üzerime musallat etme. Hidayete uymayı da tan» kolaylaştırıp, hayır sebeplerini bana hazırla.»[49]
Peygamber Efendimiz bu dualanyle bütün ibadet ve çalışmalarında, söz ve hareketlerinde Allah'dan yardım ve nusrat dilemişler, hak ve hidayetin gerçekleşmesi sebeplerinin hazırlanmasında da kolaylık istemişlerdir. Çünkü Allah'ın yardım ve iradesi olmaksızın hiç bir şey meydana gelemez.
Tirmizî, bu hadîs-i şerifi yine dua bölümünde ziyadesiyle rivayet etmiştir.[50]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 664, /520
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا أبو حفص قال حدثنا يحيى قال حدثنا سفيان قال سمعت عمرو بن مرة قال سمعت عبد الله بن الحارث قال سمعت طليق بن قيس عن بن عباس قال : سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يدعو بهذا رب أعني ولا تعن علي وانصرني ولا تنصر علي وامكر لي ولا تمكر علي ويسر لي الهدى وانصرني على من بغى علي رب اجعلني شكارا لك ذكارا راهبا لك مطواعا لك مخبتا لك أواها منيبا تقبل توبتي واغسل حوبتي وأجب دعوتي وثبت حجتي واهد قلبي وسدد لساني واسلل سخيمة قلبي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164942, EM000665
Hadis:
حدثنا أبو حفص قال حدثنا يحيى قال حدثنا سفيان قال سمعت عمرو بن مرة قال سمعت عبد الله بن الحارث قال سمعت طليق بن قيس عن بن عباس قال : سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يدعو بهذا رب أعني ولا تعن علي وانصرني ولا تنصر علي وامكر لي ولا تمكر علي ويسر لي الهدى وانصرني على من بغى علي رب اجعلني شكارا لك ذكارا راهبا لك مطواعا لك مخبتا لك أواها منيبا تقبل توبتي واغسل حوبتي وأجب دعوتي وثبت حجتي واهد قلبي وسدد لساني واسلل سخيمة قلبي
Tercemesi:
— (Abdullah) Ibni Abbas'dan rivayet edildiğine göre demiştir ki, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seltem)'in şu sözlerle dua ettiğini işittim:
— Rabbim, (düşmanlarıma karşı) bana yardım et; ban» karşı (onlara) yardım etme. (Düşmanlarıma karşı) bana nusrat ver; bana karşı (onlara) nusrat verme. (Düşmanlarımı) pusuya düşürmek için bana imkan ver; beni pusuya düşürme imkânını (onlara) verme. Hidayet yolunu bana kola ylaştır ve bana isyan edenlere karşı, bana yardım et.
Rabbim, beni, sana çok çok şükreden, senden korkarak zikreden, sana boyun eğip itaat eden, çok çok yakarıp sana iltica eden yap. Benim tevbe-mi kabul et ve günahımı yıka. Duamı kabul et ve hak olan dâvamı sabit kıl ve dinî gerçekleri anlamakta kalbime hidayet ver, dilime doğruluk ver ve kalbimin karartısını sıyırıver.»[51]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 665, /520
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن يزيد بن زياد عن محمد بن كعب القرظي قال معاوية بن أبي سفيان على المنبر : انه لا مانع لما أعطيت ولا معطي لما منع الله ولا ينفع ذا الجد منه الجد ومن يرد الله به خيرا يفقهه في الدين سمعت هؤلاء الكلمات من النبي صلى الله عليه وسلم على هذه الأعواد
حدثنا موسى قال حدثنا عبد الواحد قال حدثنا عثمان بن حكيم قال حدثنا محمد بن كعب قال سمعت معاوية : نحوه
حدثنا محمد بن المثنى قال حدثنا يحيى عن بن عجلان عن محمد بن كعب سمعت معاوية : نحوه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164943, EM000666
Hadis:
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن يزيد بن زياد عن محمد بن كعب القرظي قال معاوية بن أبي سفيان على المنبر : انه لا مانع لما أعطيت ولا معطي لما منع الله ولا ينفع ذا الجد منه الجد ومن يرد الله به خيرا يفقهه في الدين سمعت هؤلاء الكلمات من النبي صلى الله عليه وسلم على هذه الأعواد
حدثنا موسى قال حدثنا عبد الواحد قال حدثنا عثمان بن حكيم قال حدثنا محمد بن كعب قال سمعت معاوية : نحوه
حدثنا محمد بن المثنى قال حدثنا يحيى عن بن عجلان عن محمد بن كعب سمعت معاوية : نحوه
Tercemesi:
— Muâviye ibni Ebî Süfyan minberde şöyle demiştir:
«— Gerçek şu ki, (Eabbim) senin verdiğine engel olacak hiç bir şey yoktur. Allah'ın vermediğini de verecek hiç "bir kuvvet yoktur. Kudret sahibine kudreti fayda vermez; kudret Alah'dandır. Allah İçimde hayır murad ederse, dinde onu anlayışlı kılar.» Bu kelimeleri, bu basamaklar üzerinde Peygamber (Saltalîahü Aleyhi ve Sellemj''den işittim.
... Yine M u a v İ y e'den başka bir tarikle bu hadîsin benzeri rivayet edilmiştir.
... Bu hadîsin bir benzeri daha üçüncü bîr tarikle rivayet edilmiştir.[53]
(Bu hadîs-i şerif için başka bir kaynak bulunamamıştır. Fadlu'llah Cîlânî'ye göre, İmam Malık bunu Muvatta'ında tahriç etmiştir. Fadlu'llah : C. II, s. 121, dip not.)[54]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 666, /521
Senetler:
()
Konular:
Dua, her konuda
Hz. Peygamber, duaları
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
KTB, KADER
حدثنا يحيى بن بشر قال حدثنا أبو قطن عن بن أبي سلمة يعني عبد العزيز عن قدامة بن موسى عن أبي صالح عن أبي هريرة قال : كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يدعو اللهم أصلح لي ديني الذي هو عصمة أمري وأصلح لي دنياي التي فيها معاشي واجعل الموت رحمة لي من كل سوء أو كما قال
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164947, EM000668
Hadis:
حدثنا يحيى بن بشر قال حدثنا أبو قطن عن بن أبي سلمة يعني عبد العزيز عن قدامة بن موسى عن أبي صالح عن أبي هريرة قال : كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يدعو اللهم أصلح لي ديني الذي هو عصمة أمري وأصلح لي دنياي التي فيها معاشي واجعل الموت رحمة لي من كل سوء أو كما قال
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre ifade ettiğine göre, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seltem) şöyle dua ederdi:
«— Allah'ım! işimin ismeti olan dinimi bana salih kıl, yaşayışımın bulunduğu yer olan dünyamı da bana salih kıl; ve ölümü, her türlü fenalıktan an olan bir rahmet kıl bana...» Yahud bunun benzerini söyledi.[57]
Bu hadîs-i şerif, din ve dünyanın salâhını kapsadığından kelimeleri az, fayda ve manâsı geniş olan bir ifadedir. Dinin dürüst ve kıvamı üzere bulunması, insanın gayesi ve asıl sermayesidir. Buna kavuşmak ebedî saadeti elde etmektir. Bir de insan dünyada yaşamak mecburiyetinde olduğundan, hayatı boyunca salah ve selâmet üzere bulunmasını isteyip ona kavuşması, dünya nimetini elde etmek olur.
Ölüm, her canlının tadacağı bir haldir. Burada ömrün bir an önce sona ermesini istemek diye bir manâ hatıra gelmemelidir. Nasıl olsa tadılacak olan ölümün, kederlerden arî olarak rahmetle neticelenmesini talep vardır. Ancak şöyle dua edilebilir: Ya Rab, eğer yaşamak benim için hayırlı ise, ömrümü uzat; eğer hakkımda ölüm hayırlı İse ruhumu al.
işte bu dua ile, dünya, ölüm ve âhiretten ibaret insanoğlunun üç safhası teminat altına alınmak istenmektedir. Cenab-ı Hak, bu dua ile İstenen gerçeklere hepimizi kavuştursun.[58]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 668, /522
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları