حدثنا موسى قال حدثنا حماد قال أخبرنا عدى بن عدى عن أبى سلمة عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا يزال البلاء بالمؤمن والمؤمنة في جسده وأهله وماله حتى يلقى الله عز وجل وما عليه خطيئة
حدثنا محمد بن عبيد قال حدثنا عمر بن طلحة عن محمد بن عمرو : مثله وزاد في ولده
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164694, EM000494
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا حماد قال أخبرنا عدى بن عدى عن أبى سلمة عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا يزال البلاء بالمؤمن والمؤمنة في جسده وأهله وماله حتى يلقى الله عز وجل وما عليه خطيئة
حدثنا محمد بن عبيد قال حدثنا عمر بن طلحة عن محمد بن عمرو : مثله وزاد في ولده
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre, Peygamber (Sailallahü Aleyhi ve Sellem)'den rivayet ettiğine göre, Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:
«— Mümin erkekle mümin kadının bedeninde, ehlinde ve malında belâ bulundukça, günahsız olarak Allah (Azze ve Celle)'ye kavuşur.»[963]
Muhammed Ibnİ Amr'dan da bu hadîsin aynı rivayet edilmiş, yalnız «çocuğunda» kelimesini ziyade etmiştir.[964]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 494, /394
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
حدثنا أحمد بن يونس قال حدثنا أبو بكر عن محمد بن عمرو عن أبى سلمة عن أبى هريرة قال جاء أعرابى فقال النبي صلى الله عليه وسلم : هل أخذتك أم ملدم قال وما أم ملدم قال حر بين الجلد واللحم قال لا قال فهل صدعت قال وما الصداع قال ريح تعترض في الرأس تضرب العروق قال لا قال فلما قام قال من سره أن ينظر إلى رجل من أهل النار أي فلينظره
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164696, EM000495
Hadis:
حدثنا أحمد بن يونس قال حدثنا أبو بكر عن محمد بن عمرو عن أبى سلمة عن أبى هريرة قال جاء أعرابى فقال النبي صلى الله عليه وسلم : هل أخذتك أم ملدم قال وما أم ملدم قال حر بين الجلد واللحم قال لا قال فهل صدعت قال وما الصداع قال ريح تعترض في الرأس تضرب العروق قال لا قال فلما قام قال من سره أن ينظر إلى رجل من أهل النار أي فلينظره
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre demiştir ki, bir Bedevi geldi. Peygamber (Sailallahü Aleyhi ve Sellem) ona şöyle buyurdu:
«— Ümmü Mildem hastalığına yakalandın mı?»
Bedevi:
— Ümmü Mildem nedir? dedi. Hazreti Peygamber:
«— Et ile deri arasında bir hararettir, ateşli bir hastalıktır.» buyurdu.
Adam;
— Hayır, dedi. Peygamber sordu : «— Başın ağrıdı mı?»
Adam:
— Baş ağrısı nedir? dedi. Hazreti Peygamber:
— Başa arız olan bir hastalıktır ki, damarları çarpar.» buyurdu. Adam:
— Hayır, dedi. Ebû Hüreyre demiştir ki:
— Adam kalkınca, Peygamber şöyle buyurdu:
«— Ateş ehlinden bir adama bakmayı kim severse, buna baksın.»[965]
UmumiyeHe insanlar büyük ve küçük günahlardan beri olamayacaklarından, hastalık ve emsali musibetler günahlarını örtmeye vesile olurlar ve böylece ateş azabından kurtulurlar. Hayatında hiç bir hastalık geçirmeyen insan, günahlarından keffaret yolu ile bir şey kurtaramadığı cihetle günahlarının cezasını âhirette çeker ve ateşe girmiş olur.[966]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 495, /394
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, Cehennemlikler
Hastalık, Hz. Peygamber döneminde
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
Soru, bedevilerin soruları, Rasulullah'a
حدثنا إبراهيم بن المنذر قال حدثنا عيسى بن المغيرة عن بن أبى ذئب عن جبير بن أبى صالح عن بن شهاب عن عروة عن عائشة رضي الله عنها عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : إذا اشتكى المؤمن أخلصه الله كما يخلص الكير خبث الحديد
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164698, EM000497
Hadis:
حدثنا إبراهيم بن المنذر قال حدثنا عيسى بن المغيرة عن بن أبى ذئب عن جبير بن أبى صالح عن بن شهاب عن عروة عن عائشة رضي الله عنها عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : إذا اشتكى المؤمن أخلصه الله كما يخلص الكير خبث الحديد
Tercemesi:
— Hasreti Âişe(Radiyaltahüanha), Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selİemyden rivayet ettiğine göre, Hazreti Peygamber şöyle buyurdu :
— Mümin hasta olduğu zaman, Allah onun günah kirlerini temizler; maden eritme ocağı, demirin pasını giderdiği gibi...»[969]
Bundan önceki hadîs-i şeriflerle eserlerin delâletine uygun olarak bu hadîs-i şerîf de hastalıkların günahlara !;efrâret olduğunu ve günahları temizlemeye vesile olduklarını beyan etmektedir. Ateşte körüklenen demir madeni, nasıl ki üzerinde bulunan pas ve kirleri ateş sebebiyle döküp safİle-sîyorsa, hastalanan mümini de hastalık aynen günah kirl-erinden temizler.[970]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 497, /397
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
حدثنا عمران بن ميسرة قال حدثنا بن فضيل قال حدثنا حصين عن شقيق بن سلمة عن خالد بن الربيع قال : لما ثقل حذيفة سمع بذلك رهطه والأنصار فأتوه في جوف الليل أو عند الصبح قال أي ساعة هذه قلنا جوف الليل أو عند الصبح قال أعوذ بالله من صباح النار ثم قال جئتم بما أكفن به قلنا نعم قال لا تغالوا بالأكفان فإنه إن يكن لي عند الله خير بدلت به خيرا منه وإن كانت الأخرى سلبت سلبا سريعا قال بن إدريس أتيناه في بعض الليل
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164697, EM000496
Hadis:
حدثنا عمران بن ميسرة قال حدثنا بن فضيل قال حدثنا حصين عن شقيق بن سلمة عن خالد بن الربيع قال : لما ثقل حذيفة سمع بذلك رهطه والأنصار فأتوه في جوف الليل أو عند الصبح قال أي ساعة هذه قلنا جوف الليل أو عند الصبح قال أعوذ بالله من صباح النار ثم قال جئتم بما أكفن به قلنا نعم قال لا تغالوا بالأكفان فإنه إن يكن لي عند الله خير بدلت به خيرا منه وإن كانت الأخرى سلبت سلبا سريعا قال بن إدريس أتيناه في بعض الليل
Tercemesi:
— (118-<ş.) .Halid İbni Rabi'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir :
— Huzeyfe'nin hastalığı, ağırlaşınca, bunu kendi yakınları ve Ensar duyup gece ortasında, yahut sabah vakti kendisine geldiler. Huzeyfe sordu:
— Hangi vakittir, bu? Şiz:
— Gece yarısı, yahut sabah vakti, dedik. Huzeyfe :
— Ateşin sabahından Allah'a sığınırım, dedi. Sonra:
— Kefenleneceğim şeyi getirdiniz mi? dedi. Biz:
— Evet, dedik.
— Kefenlerde aşırı gitmeyin, israf etmeyin, çünkü Allah katında benim bir hayrım olursa, ondan daîıa hayırlısına çevrilir. Eğer başka türlüsü olursa, benden çabuk soyulur ve çürür, dedi.
îbnü îdrîs, rivayetinde:
— Gecenin bir kısmında kendisine geldik, demiştir.[967]
Fevkalâde hallerde, gece yarısı veya sabah erken hasta ziyaretine gitmede bir beis olmadığını bu eserden öğreniyoruz. Normal haller nazarı itibara alındığı zaman hasta ziyaretinde şu hususlara riayet edebden sayılır:
1— İzin isteyip içeri girmek istendiği zaman kapının karşısında durmamak, kenara çekilmek,
2— Kapıyı yavaşça çalmak,
3— Kimliğini gizlememek,
4— Hastayı yemek-içrnek vakitleri dışında ziyaret etmek,
5— Hastanın yanında az beklemek, hastanın ihtiyaç ve rızası varsa veya hastalığa bir zarar olmayacaksa fazla kalınabilir,
6— Gözü koruyup öfeye beriye bakmamak,
7— Hastaya az soru sormak,
8— Hastaya şefkat ve rikkat hafi göstermek,
9— Hastaya ihlâsla dua etmek,
10— Hastaya maneviyatını yükseltici ve ömtd verici telkinde bulunmak.
Huzeyfe hazretleri bir de kefenlenmode israf edilmemesine işaret etmektedir. Kefen, insanın hayatında giydiği iç elbiseler kıymetinden yüksek vasıfta olmamalıdır. Beyaz bezden erkekler için üç, kadınlar için beş parça olması sünnettir. Zaruret halinde i)u miktar azaltılır. Huzeyfe'-nin hal tercemesi İçin 233 sayılı hadîsin açıklamasına bakılsın.[968]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 496, /395
Senetler:
()
Konular:
Cenaze, kefenlemek
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
حدثنا بشر قال حدثنا عبد الله قال أخبرنا يونس عن الزهري قال حدثني عروة عن عائشة رضي الله عنها عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ما من مسلم يصاب بمصيبة وجع أو مرض إلا كان كفارة ذنوبه حتى الشوكة يشاكها أو النكبة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164699, EM000498
Hadis:
حدثنا بشر قال حدثنا عبد الله قال أخبرنا يونس عن الزهري قال حدثني عروة عن عائشة رضي الله عنها عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ما من مسلم يصاب بمصيبة وجع أو مرض إلا كان كفارة ذنوبه حتى الشوكة يشاكها أو النكبة
Tercemesi:
— Hazreti Âişe/KRad':y&lı;huanha), Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem/den rivayet ettiğine göre, Hazreti Peygamber şöyle buyurdu;
«— Herhangi bir müslümana l>ir musibet —bir ağrı veya bir hastalık— isabet ederse, muhakkak onun günahlarına keffaret olur; kendisine batan dikene veya meşakkate varıncaya kadar...»[971]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 498, /397
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
حدثنا المكى قال حدثنا الجعيد بن عبد الرحمن عن عائشة بنت سعد أن أباها قال : اشتكيت بمكة شكوى شديدة فجاء النبي صلى الله عليه وسلم يعودنى فقلت يا رسول الله انى أترك مالا وانى لم اترك إلا ابنة واحدة أفأوصى بثلثى مالي وأترك الثلث قال لا قال أوصى بالنصف وأترك لها النصف قال لا قلت فأوصى بالثلث وأترك لها الثلثين قال الثلث والثلث كثير ثم وضع يده على جبهتى ثم مسح وجهي وبطنى ثم قال اللهم اشف سعدا وأتم له هجرته فما زلت أجد برد يده على كبدى فيما يخال إلى حتى الساعة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164700, EM000499
Hadis:
حدثنا المكى قال حدثنا الجعيد بن عبد الرحمن عن عائشة بنت سعد أن أباها قال : اشتكيت بمكة شكوى شديدة فجاء النبي صلى الله عليه وسلم يعودنى فقلت يا رسول الله انى أترك مالا وانى لم اترك إلا ابنة واحدة أفأوصى بثلثى مالي وأترك الثلث قال لا قال أوصى بالنصف وأترك لها النصف قال لا قلت فأوصى بالثلث وأترك لها الثلثين قال الثلث والثلث كثير ثم وضع يده على جبهتى ثم مسح وجهي وبطنى ثم قال اللهم اشف سعدا وأتم له هجرته فما زلت أجد برد يده على كبدى فيما يخال إلى حتى الساعة
Tercemesi:
— Sa'd'ın kızı Âişe, babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir:
— Mekke'de şiddetli bir hastalığa tutuldum. Peygamber (SallallahÜ Aleyhi ve Sellem) beni ziyarete geldi. Ben dedim ki:
— Ey Allah'ın Resulü! Ben geriye mal bırakıyorum; bir kızdan başka da geriye (varis) bırakmıyorum. Malımın üçte ikisini (bir hayır yoluna) vasıyyet edeyim de üçte birini (varise) bırakayım mı?
Hazreti Peygamber:
«— Hayır!» buyurdu.
— Yarısını vasiyyet edeyim ve yansını kızıma bırakayım?
Hazreti Peygamber:
«— Hayır!» buyurdu. Ben :
— Üçte bir vasiyyet edeyim ve ona üçte ikiyi bırakayım, dedim. Hazreti Peygamber:
«— Üçte biri vasiyyet et; üçte bir çoktur.» buyurdu. Sonra elini alnıma koydu; sonra yüzümü ve karnımı sıvadı, sonra şöyle buyurdu:
«— Allah'ım! Sa'd'a şifa ver ve onun hicretini tamamla, (hicret sevabını noksan etme).»
Ben, Peygamberin elinin soğukluğunu, bu ana kadar ciğerimde duyuyorum zannındayım.[972]
Bu hadîs-i şerif hasta ziyareti ile ilgili olmakla beraber, İslâm hukukunda vasiyyet miktarını da tayin etmektedir. Bir kimse, malının üçte birinden fazlasını hayır yollarına vasiyyet edemez, üçte bir veya daha az yapılan vasiyyetler muteberdir, varisler bu miktar üzerinde hiç bir hak iddia edemezler. Vasiyyet üçte birden fazla olduğu zaman, üçte birden fazlası varislerin müsaadesine bağlıdır. Muvafakat ederlerse, üçte birden fazla vasiyyet yerine getirilir; muvafakat etmezlerse, üçte birini öderler ve geri kalan mal varisler arasında bölünür. Vasiyyetlerde malın tamamı şöyle hesap edilir: ölünün teçhiz ve tekfin masrafları İle varsa ölünün borçlan çıktıktan sonra geri kalan malın bütünü vasiyyet İçin esastır. Cenaze masrafları İle ölünün borçlan çıktıktan sonra geriye kalan mafın tümünden üçte bire kadar olan vasiyyetler yerine getirilir. Bir de hisse sahibi olan varislere mal verilmesine dair yapılacak vasiyyetler geçerli olmazlar. Varisler ancak kendi meşru haklarını alabilirler.
Hastalığı ölüm derecesine varan Sa'd ibni Ebi Vakkas, daha önce hicret etmiş olduğu Mekke'de vefat etmeyi sevmemiş ve Hz. Peygamberin arkadaşları ile Medine'ye dönmelerine katılamayandan müteessir olmuştu. Bu teessürlerini gidermek için Hz. Peygamber ona dua etmişler ve İslâm'a daha çok yararlı hizmetlerde bulunacağını ve müşriklerin kendinden zarar göreceğini müjdelemişlerdi.
Sa'd İbni Ebi Vakkas'in hal tercemesi hakkında bilgi edinmek için 24 sayılı hadîsin açıklamasına müracaat edilsin.[973]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 499, /398
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, mucizeleri
Vasiyet, malın ne kadarı?
حدثنا قبيصة بن عقبة قال حدثنا سفيان عن علقمة بن مرثد عن القاسم بن مخيمرة عن عبد الله بن عمرو عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ما من أحد يمرض إلا كتب له مثل ما كان يعمل وهو صحيح
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164701, EM000500
Hadis:
حدثنا قبيصة بن عقبة قال حدثنا سفيان عن علقمة بن مرثد عن القاسم بن مخيمرة عن عبد الله بن عمرو عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ما من أحد يمرض إلا كتب له مثل ما كان يعمل وهو صحيح
Tercemesi:
— Abdullah İbni Amr, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seîlem) 'den rivayet ettiğine göre, Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:
«— Hasta olan hiç kimse yoktur ki, sağlık halinde yapmış olduğu ibadetin (sevabı), ona yazılmış olmasın.»[974]
Sağlık halinde insanın devam ettiği ibadet ve hayır işlerine hastalık gibi özürlerle devam edemez ve bunları yerine getiremezse, Allah Tealâ özürlü hastalık halinde yerine getiremediği bu İşleri işlemiş kabul ederek sevablarından eksiltmeksİzin amel defterine yazdırır. Bu bakımdan devamlı İbadetlerin hayır ve bereketi çoktur. Hasta olanlar, yerine getiremedikleri mutad amellerinden ötürü üzülmemelİdirler; çünkü onları işlemiş gibi sevab kazanacaklardır. Ayrıca hastalık, günahlara da keffaret olacaktır. Bundan önceki hadîs-i şeriflerde ifade buyurulmuştu. İnsan iyi bir işe niyyet eder de, bir özür sebebiyle onu yerine getiremezse yine sevab kazanır.[975]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 500, /399
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
حدثنا عارم قال حدثنا سعيد بن زيد قال حدثنا سنان أبو ربيعة قال حدثنا أنس بن مالك عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ما من مسلم ابتلاه الله في جسده إلا كتب له ما كان يعمل في صحته ما كان مريضا فإن عافاه أراه قال عسله وإن قبضه غفر له
حدثنا موسى قال حدثنا حماد بن سلمة عن سنان عن أنس عن النبي صلى الله عليه وسلم : مثله وزاد قال فان شفاه عسله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164702, EM000501
Hadis:
حدثنا عارم قال حدثنا سعيد بن زيد قال حدثنا سنان أبو ربيعة قال حدثنا أنس بن مالك عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ما من مسلم ابتلاه الله في جسده إلا كتب له ما كان يعمل في صحته ما كان مريضا فإن عافاه أراه قال عسله وإن قبضه غفر له
حدثنا موسى قال حدثنا حماد بن سلمة عن سنان عن أنس عن النبي صلى الله عليه وسلم : مثله وزاد قال فان شفاه عسله
Tercemesi:
— Enes îbni Malik, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den rivayet ettiğine göre, Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:
— Allah Teâlâ, bedeninde müptelâ kıldığı hiç bir müslüman yoktur ki, hasta bulunduğu müddet, sağlığında yapmış olduğu amellerin sevabı ona yazılmasın. Eğer Allah ona hastalıktan afiyet verirse, —zannediyorum ki, Peygamber şöyle dedi— Onu (günahdan) yıka yi verir; ve eğer ruhunu alırsa onu bağışlar.»
Hammad îbni Seleme yolu ile Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem} den hadîsin aynı rivayet edilmiş olup, şu ilâve yapılmıştır:
«— Eğer ona şifa verirse, hastayı günahtan yıkar.»[976]
Burada, daha önceki hadîs-İ şerife ilâveten hasta olan Müslümanın ölümü halinde mağfiret buyurulacağı hususu vardır. Zaten geçen diğer hadîslerde, hastalıkların günahlara keffaret olacağı beycin buyurulmuştu. Bu hadîs-i şerif, her iki manayı taşımaktadır.[977]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 501, /400
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Sinan b. Rabî'a el-Bahilî (Sinan b. Rabî'a)
3. Said b. Zeyd el-Ezdî (Said b. Zeyd b. Dirhem)
4. Ebu Numan Muhammed b. Fadl es-Sedûsî (Muhammed b. Fadl)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
وعن عطاء عن أبى هريرة قال : ما من مرض يصيبنى أحب إلى من الحمى لأنها تدخل في كل عضو منى وان الله عز وجل يعطى كل عضو قسطه من الأجر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164705, EM000503
Hadis:
وعن عطاء عن أبى هريرة قال : ما من مرض يصيبنى أحب إلى من الحمى لأنها تدخل في كل عضو منى وان الله عز وجل يعطى كل عضو قسطه من الأجر
Tercemesi:
Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
— Bana isabet eden hastalıktan, Hummadan bana daha sevgili bir hastalık yoktur; çünkü benim her azama girer. Azîz ve yüce olan Allah da her uzva, mükafattan hissesini verir.[980]
Ebû Hüreyre hazretleri humma hastalığı karşılığında verilen sevabı bildiği için, bunun gelişinden endişe duymamakta ve bu hastalığa yakalananları da teselli etmektedir. Bugünkü tıp âleminde manevî yönden tedavinin büyük bir önem taşıdığı kabul edilen gerçeklerdendir.[981]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 503, /402
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
حدثنا قرة بن حبيب قال حدثنا إياس بن أبى تميمة عن عطاء بن أبى رباح عن أبى هريرة : قال جاءت الحمى إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقالت ابعثنى إلى آثر أهلك عندك فبعثها إلى الأنصار فبقيت عليهم ستة أيام ولياليهن فاشتد ذلك عليهم فأتاهم في ديارهم فشكوا ذلك إليه فجعل النبي صلى الله عليه وسلم يدخل دارا دارا وبيتا بيتا يدعو لهم بالعافية فلما رجع تبعته امرأة منهم فقالت والذي بعثك بالحق إني لمن الأنصار وإن أبى لمن الأنصار فادع الله لي كما دعوت للأنصار قال ما شئت إن شئت دعوت الله أن يعافيك وإن شئت صبرت ولك الجنة قالت بل أصبر ولا أجعل الجنة خطرا