- حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا مروان قال حدثنا يزيد بن كيسان عن أبى حازم عن أبى هريرة قال : أتى النبي صلى الله عليه وسلم رجل ومعه صبي فجعل يضمه إليه فقال النبي صلى الله عليه وسلم أترحمه قال نعم قال فالله ارحم بك منك به وهو ارحم الراحمين
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164383, EM000377
Hadis:
- حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا مروان قال حدثنا يزيد بن كيسان عن أبى حازم عن أبى هريرة قال : أتى النبي صلى الله عليه وسلم رجل ومعه صبي فجعل يضمه إليه فقال النبي صلى الله عليه وسلم أترحمه قال نعم قال فالله ارحم بك منك به وهو ارحم الراحمين
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Mervan (b. Muaviye), ona Yezid b. Keysan, ona Ebû Hâzim, ona da Ebu Hureyre şöyle haber vermiştir: "Yanında çocuk olan bir adam Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve çocuğunu kucaklamaya başladı. Hz. Peygamber (sav) ona çocuğuna karşı merhamet duyuyor musun? diye sordu. Adam da evet dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), Allah'a yemin olsun ki Allah sana karşı senin çocuğuna olduğundan daha merhametlidir. O merhametlilerin en merhametlisidir, buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 377, /310
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hazim Selman Mevla Azze (Selman)
3. Yezid b. Keysan el-Yeşküri (Yezid b. Keysan)
4. Ebu Abdullah Mervan b. Muaviye el-Fezârî (Mervan b. Muaviye b. Haris b. Esma b. Harice)
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Aile, çocuk sevgisi
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Çocuk, küçüklere şefkat göstermek
حدثنا حرمي بن حفص قال حدثنا وهيب قال حدثنا أيوب عن عمرو بن سعيد عن أنس بن مالك قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم أرحم الناس بالعيال وكان له بن مسترضع في ناحية المدينة وكان ظئره قينا وكنا نأتيه وقد دخن البيت باذخر فيقبله ويشمه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164382, EM000376
Hadis:
حدثنا حرمي بن حفص قال حدثنا وهيب قال حدثنا أيوب عن عمرو بن سعيد عن أنس بن مالك قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم أرحم الناس بالعيال وكان له بن مسترضع في ناحية المدينة وكان ظئره قينا وكنا نأتيه وقد دخن البيت باذخر فيقبله ويشمه
Tercemesi:
Enes İbni Malik'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«— Peygamber (Saîlallahü Aleyhi ve Sellent) ailesine insanların en merhametlisi idi. Medine'nin bir tarafında süt annede bulunan oğlu (İbrahim) vardı. Çocuğun süt babası demirci idi ve biz ona gitmiştik — ev Mekke samanından, (bu kuru otun yanmasından) tütüyordu— de Peygamber oğlunu öpüyor ve kokluyordu.»[738]
Peygamber Efendimizin üçü erkek ve dördü kız olmak üzere yedî çocuğu olmuştu. Erkekler doğum sırasına göre Kasım, Abdullah ve İbrahim 'dİr. Kıllar: Zeyneb, R u k a y y e, Fatma ve ömmü Gülsüm olup, bunlardan yalnız İbrahim, Hazretİ M a r i y e 'dendir. Diğerlerinin hepsi Hazreti Hatice validemizden doğmuşlardır.
Kasım iki yaşında İken Mekke'de İlk ölen çocuk olmuştur. Abdullah, Tayyıb ve Tahir lâkablarını taşımakla yine Mekke'de küçük yaşta vefat etmiştir Metinde bahis konusu olan çocuk, hicretin sekizinci yılında Medine'de doğan İbrahim'dir. İbrahim de on altı aylık iken vefat etmiştir. İbrahim'in doğum müjdesini Hazreti Peygambere veren E b u R a f i' a Peygamberimiz bir köle hediye etmiş ve yedinci gün olunca şükür ifadesi olarak bir koç kurban etmişti. Böyle çocukların doğumu münasebetiyle kesilen kurbanlara «Akîka» kurbanı denir ki, bu sünnettir.
Bu yedinci günde de başını traş ettirmiş ve bu günde ismini vererek saçları ağırlığınca parayı fakirlere dağıtmıştı.
Hazreti Peygamber Medine civarında demirci olan Ebu Yusuf un hanımı ümmü Seyf'i süt anne seçerek çocuğu ona teslim etmişti. Bu münasebetle Hazreti En es şöyle anlatıyor:
«— Süt annesi yanında olan küçük I b ra h i m 'i görmek için Peygamber (Sallallahü ALyhi ve Selletn) ile yola çıktık. Eve gidince Ebu Yusuf'i körüğüne üflüyor bulduk. Ev duman dolmuş haldeydi. Ben Ebu Yusuf a:
«— Dur, Resulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) geldi,» dedim. O da durdu. Peygamber çocuğa dua edip, onu kucakladı ve öptü. Nihayet on altı veya on sekiz aylık iken İbrahim vefat etti. Hz. Peygamber namazını kıldı. Ölümü güneşin tutulma hâdisesine uygun düştüğünden ashab :
«— Güneş İbrahim'in ölümünden dolayı tutuldu.» demeye başladı. Bunun özerine Hazreti Peygamber bir hutbe okuyarak şöyle buyurdu :
*— Güneş ve ay, Allah'ın kudret ve azametine delâlet eden büyük alâmetlerin dendir. Hîç kimsenin ölümünden dolayı tutulmadıkları gibi, hayatlarından dolayı da tutulmazlar. Bunların tutulduğunu gördüğünüz zaman Allah'ın azametinden korkup onu anın ve namaz kılın.»
Rivayet edildiğine göre Hazreti Peygamber 1 b ra h i m 'İn ölümünden mahzun olmuşlar ve sessiz ağlayarak gözlerinden yaş akıtmışlardır.
İbrahim'in annesi Marİye-İ Kıptıyye'yi İskenderiye ve Mısır Meliki M u k a v k i s, Peygamberimize kız kardeşi S i r î n İle beraber hibe etmişti. Hz. Peygamber de S i r î n 'i Şair Hassan ibnİ Sa-b İ t 'e bağışladı. Ondan Abdurrahman isminde bir oğlu oldu. Allah hepsinden razı olsun.»[739]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 376, /309
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Peygamber'in oğlu İbrahim
Hz. Peygamber, affediciliği
Hz. Peygamber, ailesi
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
Hz. Peygamber, çocukları
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن نافع عن عبد الله بن عمر أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : عذبت امرأة في هرة حبستها حتى ماتت جوعا فدخلت فيها النار يقال والله أعلم لا أنت أطعمتيها ولا سقيتيها حين حبستيها ولا أنت أرسلتيها فأكلت من خشاش الأرض
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164385, EM000379
Hadis:
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن نافع عن عبد الله بن عمر أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : عذبت امرأة في هرة حبستها حتى ماتت جوعا فدخلت فيها النار يقال والله أعلم لا أنت أطعمتيها ولا سقيتيها حين حبستيها ولا أنت أرسلتيها فأكلت من خشاش الأرض
Tercemesi:
— Abdullah İbni Ömer'den rivayet edildiğine göre, Redilüllah şöyle buyurdu:
«— Bir kediden dolayı bir kadına azab edildi: Kediyi açlıktan Ölünceye kadar onu hapsetmişti. Bunun yüzünden kadın cehenneme girdi. Ona (Melek tarafından) §Öyle denir:
— Sen o kediyi hapsettiğin zaman ona yemek vermedin, su içirmedin, bir de yeryüzünün haşaratından yesin diye onu salıvermedin.»[743]
Kedi yüzünden tazib edilen kadının Israîl oğullarından bir kadın olduğu, yani mümin olmadığı söyleniyorsa da, küçük günahlar yüzünden müminlere azabın da caiz olduğunu sarih AIİyyu'1-Karî ifade etmektedir.
Bir kimse büyük günahlardan sakınmış olsa bile, küçük günahlar yüzünden ona azab edilebilir, diyor. Halbuki Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
«— Eğer siz, yasaklandığınız büyük günahlardan sakınırsanız, sizden küçük günahlarınızı örteriz.»[744]
Esasta bir hayvan öldürmek büyük günahlar arasına girmiyorsa da, küçük günahlar üzerinde İsrar bulunduğundan böyle günahlar kebire sayılmaktadır. Kedinin hapsedilişi, ona yemek ve su verilmeyişi, haşarat yemek için salıverilmeyişi ve nihayet ölümüne sebebiyet verilisi ayrı ayrı günahlardır. Bunların bir araya gelişi ve ısralı günah işlemesi büyük günah mahiyetindedir. Böyle olunca, hadîs-i çerîfin manâsı âyet-i kerîmeye uygun olur.
Şöyle bir tevcih de yapılmaktadır: Büyük günahlardan sakınmamış olan bu kadın, küçük günah yüzünden azab edilmiştir. Eğer büyük günahlardan saknmış olsaydı, bu günahından ötürü azab çekmeyecekti.[745]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 379, /311
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Cezalandırma, Azap, hayvana eziyet yüzünden
Eziyet, İşkence, hayvana işkence etmek
Merhamet, hayvanlara
Şiddet, Eziyet, eziyet etmekten kaçınmak, eziyeti ortadan kaldırmak
حدثنا حفص بن عمر قال حدثنا شعبة عن عبد الملك بن عمير عن قبيصة بن جابر عن عمر قال : لا يرحم من لا يرحم ولا يغفر لمن لا يغفر ولا يتاب على من لا يتوب ولا يوق من لا يتوقى
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164377, EM000372
Hadis:
حدثنا حفص بن عمر قال حدثنا شعبة عن عبد الملك بن عمير عن قبيصة بن جابر عن عمر قال : لا يرحم من لا يرحم ولا يغفر لمن لا يغفر ولا يتاب على من لا يتوب ولا يوق من لا يتوقى
Tercemesi:
Hazreti Ömer'in şöyle dediği işitilmiştir:
— Merhamet etmiyene merhamet olunmaz, bağışlamayan- bağışlanmaz, affetmiyen kimse affolunmaz ve takva sahibi olmayan da korunmaz.[730]
Insanlar amellerine göre ceza ve mükâfat göreceklerinden dünyada işledikleri ameller esastır. Dünyada merhametli bulunan, insanlara ve hayvanlara acıyarak onlara iyi muamele eden, kusurları örtüp bağışlayan ve şunu bunu çekiştirmeyip ayıplamayan, kendi iradesi ile Allah'dan korkarak yasaklarından sakınan ve emirlerine bağlanan kimseler bu hareketlerinin karşılığını âhirette göreceklerdir.
Çocuklara merhamet manasını taşıyan bu haber, mevzu ile ilgili bulunduğundan bu kısımda zikredilmiştir.[731]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 372, /308
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Merhamet, hayvanlara
Merhamet, insanlara
Müttaki, Allah katında itibarlı olan kimseler
Teşvik edilenler, Bağışlayıcı olmak
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
حدثنا مسدد قال حدثنا إسماعيل بن إبراهيم قال حدثنا زياد بن مخراق عن معاوية بن قرة عن أبيه : قال قال رجل يا رسول الله إني لأذبح الشاة فأرحمها أو قال إني لأرحم الشاة أن أذبحها قال والشاة ان رحمتها رحمك الله مرتين
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164379, EM000373
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا إسماعيل بن إبراهيم قال حدثنا زياد بن مخراق عن معاوية بن قرة عن أبيه : قال قال رجل يا رسول الله إني لأذبح الشاة فأرحمها أو قال إني لأرحم الشاة أن أذبحها قال والشاة ان رحمتها رحمك الله مرتين
Tercemesi:
— Rivayet edildiğine göre bir adam (Peygamber'e) şöyle:
— Ey Allah'ın Resulü! Ben koyun kesiyorum, fakat ona acıyorum.
— Yahut adam şöyle dedi: Ben koyuna acıyorum, eğer onu boğazlarsam.
— Peygamber (Sallaltahü Aleyhi ve Sellem) iki defa şöyle buyurdu:
«— Sen koyuna acırsan, Allah sana acır.»[733]
Burada hayvanlara acımanın ve onlara merhametli davranmanın se-vab olduğuna işaret edilmektedir. Nitekim hayvanlar boğazlanırken onlara eziyet etmemek ve lüzumsuz acı vermemek için bıçağı iyi bileylemek ve hayvanı itip kakmamak sünnettir. Böyle hareket ise merhametin eseridir.[734]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 373, /308
Senetler:
1. Kurra b. İyâs el-Müzeni (Kurra b. İyas b. Hilal b. Râib)
2. Ebu İyas Muaviye b. Kurra el-Müzenî (Muaviye b. Kurra b. İyas b. Hilal b. Riâb b. Ubeyd)
3. Ziyad b. Mihrâk el-Müzeni (Ziyad b. Mihrak)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Kurban, kesim kuralları
Merhamet, hayvanlara
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة عن منصور سمعت أبا عثمان مولى المغيرة بن شعبة يقول سمعت أبا هريرة يقول : سمعت النبي صلى الله عليه وسلم الصادق المصدوق أبا القاسم صلى الله عليه وسلم يقول لا تنزع الرحمة إلا من شقى
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164380, EM000374
Hadis:
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة عن منصور سمعت أبا عثمان مولى المغيرة بن شعبة يقول سمعت أبا هريرة يقول : سمعت النبي صلى الله عليه وسلم الصادق المصدوق أبا القاسم صلى الله عليه وسلم يقول لا تنزع الرحمة إلا من شقى
Tercemesi:
Ebû Hüreyre'nin şöyle dediği işiülmiştir:
— Doğru söyleyen ve doğruluğu tasdik edilen Peygamber (Sailallahü Aleyhi ve Se!lem)'in şöyle buyurduğunu işittim:
«— Rahmet, ancak şakî'den çıkarılır (alınır).»[735]
Şekavet sahibi kimselerden, zalimlerden şefkat ve merhamet duygulan sıyrılıp çıktığı gibi, bu hallerinin cezası olarak da Allah Tealâ onlara gerek dünyada, gerekse âhirette merhamet etmez. Cezalarını çekerler. Çünkü Allah, acıyıp merhamet edenlere rahmetini indirir.[736]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 374, /309
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
İnsan, Bedbaht kimseler
İnsan, en şerlisi
İnsan, insanların karakter farklılığı yaratılıştandır
Merhamet, hayvanlara
Merhamet, insanlara
حدثنا مسدد قال حدثنا يحيى عن إسماعيل قال أخبرني قيس قال أخبرني جرير عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من لا يرحم الناس لا يرحمه الله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164381, EM000375
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا يحيى عن إسماعيل قال أخبرني قيس قال أخبرني جرير عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من لا يرحم الناس لا يرحمه الله
Tercemesi:
— Cerîr, Peygamber (Sailallahü Aleyhi ve Sellemj'den haber verdiğine göre, Hazreti Peygamber şöyle buyurmuştur:
«— İnsanlara merhamet etmeyen kimseye, Allah merhamet etmez.»[737]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 375, /309
Senetler:
1. Ebu Amr Cerir b. Abdullah el-Becelî (Cerir b. Abdullah b. Cabir)
2. Kays b. Ebu Hazim el-Becelî (Kays b. Avf b. Abdülharis)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Merhamet, insanlara
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن سمى مولى أبى بكر عن أبى صالح السمان عن أبى هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : بينما رجل يمشى بطريق اشتد به العطش فوجد بئرا فنزل فيها فشرب ثم خرج فإذا كلب يلهث يأكل الثرى من العطش فقال الرجل لقد بلغ هذا الكلب من العطش مثل الذي كان بلغني فنزل البئر فملأ خفه ثم أمسكها بفيه فسقى الكلب فشكر الله له فغفر له قالوا يا رسول الله وإن لنا في البهائم أجرا قال في كل كبد رطبة أجر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164384, EM000378
Hadis:
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن سمى مولى أبى بكر عن أبى صالح السمان عن أبى هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : بينما رجل يمشى بطريق اشتد به العطش فوجد بئرا فنزل فيها فشرب ثم خرج فإذا كلب يلهث يأكل الثرى من العطش فقال الرجل لقد بلغ هذا الكلب من العطش مثل الذي كان بلغني فنزل البئر فملأ خفه ثم أمسكها بفيه فسقى الكلب فشكر الله له فغفر له قالوا يا رسول الله وإن لنا في البهائم أجرا قال في كل كبد رطبة أجر
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah (Sallallahü A leyhi ve Seîlem) şöyle buyurdu :
«— Bir adam yolda yürüdüğü sırada ona şiddetli bir susuzluk arız oldu. Nihayet bir kuyu buldu ve oraya indi. Su içtikten sonra kuyudan çıktı. Bir de gördü ki, susuzluktan dilini çıkararak soluyan bir köpek rutubetli toprak yiyor. Bunu gören adam (kendi kendine) dedi ki:
— Bana isabet eden susuzluğun aynısı bu köpeğe de isabet etti. Sonra kuyuya inip ayakkabısını su doldurdu. Sonra onu ağzı ile tuttu (ve elleri ile kuyu duvarlarına tutunarak yukarı çıktı) da köpeğe su verdi. Bundan dolayı Allah onun amelini kabul etti ve onu mağfiret buyurdu.»
Ashab dediler ki:
— Ey Allah'ın Resulü! Hayvanlara iyilik etmekte, bize mükâfat var mı? Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:
«— Canlı her hayvan için bir mükâfat vardır.»[741]
Allah Tealâ'nın bütün yaratıklarına karşı şefkat ve merhamet göstermek esas olmakla beraber, dinin emirlerini yerine getirmek ve Allah'ın kanunlarını çiğnetmemek ve emanetlerini korumak İçin tayin edilen ölçüler çerçevesinde ceza uygulamakta merhamet bahis konusu değildir. Nitekim zina edenlere tatbik edilecek dayak cezasının.yerine getirilmesi halinde Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
«— (Bekâr olup da) zina eden kadınla, zina eden erkeğin her Mrine yüz kırbaç vurun. Allah'a ve âîiiret gününe inanıyorsanız, bunlara Allah'ın dini hususunda (emirlerini uygulamakta) merhametiniz tutmasın,» (Nûr Sûresi, âyet.- 2}
İşte Allah'ın emirlerini uygulamak gerektiği zaman merhamet göstermemek ve gevşek davranmamak lâzımdır. Hak ve hukukun çiğnenmediği yerlerde ise daima merhametli davranmak, Allah'ın rahmetini kazanmaya vesile teşkil eder. Hayvanlara merhametli davranmak, yine dinin zararlı saymadığı hayvanlara merhamet etmeyi kapspr. Yılan, Akrep ve Kuduz Köpek gibi zararlı hayvanlara merhamet düşünülemez. Bunları öldürmek ve yok etmek de dinin bir emridir.
O halde dinin yasaklamadığı hallerde insanlara ve hayvanlara ac;y;p merhamet etmek gereklidir.[742]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 378, /310
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Sümey el-Kuraşi (Sümey)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Hz. Peygamber, anlattığı kıssalar
Merhamet, hayvanlara
حدثنا محمود قال حدثنا يزيد قال أخبرنا الوليد بن جميل الكندي عن القاسم بن عبد الرحمن عن أبى أمامة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : من رحم ولو ذبيحة رحمه الله يوم القيامة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164387, EM000381
Hadis:
حدثنا محمود قال حدثنا يزيد قال أخبرنا الوليد بن جميل الكندي عن القاسم بن عبد الرحمن عن أبى أمامة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : من رحم ولو ذبيحة رحمه الله يوم القيامة
Tercemesi:
— Ebu Ümame demiştir ki, Resûlüllah (Sallalkhü Aleyhi veSeikm) şöyle buyurdu :
«— Boğazlanacak hayvana bile olsa, merhamet edene kıyamet gü-nÜnde Allah merhamet eder.»[748]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 381, /313
Senetler:
1. Ebu Ümame Sudey b. Aclân el-Bahilî (Sudey b. Aclân b. Vehb)
2. Ebu Abdurrahman Kasım b. Abdurrahman eş-Şamî (Kasım b. Abdurrahman)
3. Ebu Haccac Velid b. Cemil el-Kuraşî (Velid b. Cemil b. Kays)
4. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
5. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Kıyamet, ahvali
Merhamet, hayvanlara
Merhamet, insanlara
حدثنا محمد بن عقبة قال حدثنا محمد بن عثمان القرشي قال حدثنا حريز قال حدثنا حبان بن زيد الشرعبى عن عبد الله بن عمرو بن العاص عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ارحموا ترحموا واغفروا يغفر الله لكم ويل لأقماع القول ويل للمصرين الذين يصرون على ما فعلوا وهم يعلمون
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164386, EM000380
Hadis:
حدثنا محمد بن عقبة قال حدثنا محمد بن عثمان القرشي قال حدثنا حريز قال حدثنا حبان بن زيد الشرعبى عن عبد الله بن عمرو بن العاص عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ارحموا ترحموا واغفروا يغفر الله لكم ويل لأقماع القول ويل للمصرين الذين يصرون على ما فعلوا وهم يعلمون
Tercemesi:
— Abdullah İbni Amr ibni'1-As, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seîlem)den rivayet ettiğine göre, Peygamber şöyle buyurdu:
«— Merhamet edin ki, merhamet olunasmız. Bağışlayın ki, Allah sizi bağışlasın. Yazıklar olsun söz hunilerine, (huni" gibi, sıvıları akıtıp da kendine bir şey bırakmayan söz dinleyicilerine) ve yazıklar olsun bile bile (kötü) işleri üzerine ısrar eden kimselere!»[746]
Metinde mutlak olarak merhamet etmek tavsiye edildiğinden hadîs-i şerîfin hayvanlara da şumûliyeti vardır. Bu bakımdan hadîs-i şerif hayvanlara merhamet mevzuuna girmiştir.
Kıma' kelimesinin çoğulu olan Akmam manâsı huniler demektir. Şişelere ve kaplara sıvıları aktarma vazifesi gören huni, nasıl ki kendine aktardığı sıvıdan bir şey alıkoymaz ve ondan faydalnamazsa, insanlar da böyle olmamalıdır. İşittiği hak sözü başkasına aktarıp da kendine bir şey bırakmayan, yani o sözü kendinde uygulamayan huni gibi sırf aktarma vazifesi görmüş olur. Kendisi aktardığı şeyden faydalanmaz. Faydalanmayınca da kendine yazık etmiş olur. Azab çekmeğe hak kazanır. Başkalarına iyilik tavsiye edip de kendilerini unutanlar, gerçekleri kendilerinde uygulamayanlar ziyana düşmüş kimselerdir. Bunlar cemiyet içinde huni görevinde bulunmuş olurlar.
İşledikleri işin kötü olduğunu bildikleri halde, ısrarla o iş üzerinde duranlar ve nedamet çekmeyenler, yine ziyana düşen ve azaba hak kazanan kimselerdir. Çünkü küçük günah dahi olsa, üzerinde ısrarla durulduğu ve o işe devam edildiği takdirde, bu günah büyük günahlardan sayılır. Büyük günahlar kısmına girdikten sonra, tevbe de bulunmadığına göre azabı gerektirir. Onun için bile bile günahlara devam edip, ısrar etmemek lâzımdır.[747]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 380, /312
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Hibban b. Yezid eş-Şer'abi (Hibban b. Yezid)
3. Harîz b. Osman er-Rahabi (Harîz b. Osman b. Cebr b. Ahmed b. Es'ad)
4. Muhammed b. Osman el-Kuraşi el-Mahzûmî (Muhammed b. Osman b. Seyyar)
5. Muhammed b. Ukbe es-Sedusi (Muhammed b. Ukbe)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Kötülük
Merhamet, hayvanlara
Merhamet, insanlara
Teşvik edilenler, Bağışlayıcı olmak