حدثنا محمد قال حدثنا محمد بن المثنى قال حدثنا وهب بن جرير قال حدثنا أبى قال سمعت يحيى بن أيوب عن يزيد بن أبى حبيب عن مرثد بن عبد الله عن حسان بن كريب عن علي بن أبي طالب رضي الله عنه قال : القائل الفاحشة والذي يشيع بها في الإثم سواء
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164327, EM000324
Hadis:
حدثنا محمد قال حدثنا محمد بن المثنى قال حدثنا وهب بن جرير قال حدثنا أبى قال سمعت يحيى بن أيوب عن يزيد بن أبى حبيب عن مرثد بن عبد الله عن حسان بن كريب عن علي بن أبي طالب رضي الله عنه قال : القائل الفاحشة والذي يشيع بها في الإثم سواء
Tercemesi:
Bize Muhammed, ona Muhammed b. Müsennâ, ona Vehb b. Cerir, ona babası, ona Yahya b. Eyyüb, ona Yezid b. Ebu Hubeyb, ona Mersed b. Abdullah, ona Hassan b. Küreyb, ona da Ali b. Ebu Talib (ra) şöyle demiştir:
Çirkin söz söyleyen ile o sözü yayan kimsenin günahı aynıdır.
Edeb dışı söz konuşmak/ ahlâka aykırı hareketlerde bulunmak he kadar çirkinse, böyle söz ve hareketleri insanlar arasında yaymak ve, nakletmek de aynı derecede çirkindir. Zira kötülük bir mikroba benzer". Onu vuku bulduğu yerde gömmeyip de başka yerlere İletmek, bu mikrobu üretmek demektir, üretilen mikrop da girdiği yere zarar verir. İşte kötülüğü yayan kimse, bu mikrobu ürettiğinden aynen onu doğuran kimse gibi suç işlemiş olur. Onun için Peygamber Efendimiz, fuhşiyat konuşan kimse ile Onu insanlar arasında yayanı günah işleme bakımından eşit tutmuştur.
Günümüzde neşriyat organlarının ilk sayfalarında ve büyük haberler şeklinde teşhir edilen edeb dışı yazı ve resimlerin, cemiyet içindeki tahribatı gün gibi aşikârdır. İlim, fazilet ve ahlâk örnekleri verecek yerde, rezalet pazarları kurmak heveslilerinin ahlâksızlığı istismar ile milyonlar kazanmaları ve bu kazanılan maddî gücü de bir taraftan ahlâkı ifsad yolunda kullanmaları tasavvurun üstünde bîr felâkettir, iyilikleri ve faziletleri yaymalı, kötülükleri sarıp gömmelidir. Böyle hareket edilirse, cemiyete hizmet edilmiş olur. Aksi halde cemiyetin bünyesi tahrip edilmiş olur.[642]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 324, /279
Senetler:
()
Konular:
Ahlak, kötü ahlak
Kötülük
Söz, kötü söz söylemek
حدثنا عبد العزيز بن عبد الله قال حدثنا سليمان بن بلال عن العلاء عن أبيه عن أبى هريرة قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : لا ينبغي للصديق أن يكون لعانا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164321, EM000317
Hadis:
حدثنا عبد العزيز بن عبد الله قال حدثنا سليمان بن بلال عن العلاء عن أبيه عن أبى هريرة قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : لا ينبغي للصديق أن يكون لعانا
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selîem) Hn ş&yie buyurduğunu anlattı:
— Doğruluğu tam kimseye, lanet yağdırıcı olmak uygun değildir.»[626]
İnsanları çok çok kötü sözlerle ayıplayıp tel'in edenlerin, çok dürüst ve sadık kimse olamayacaklarına bu hadîs-i şerîf işaret buyurmaktadır. Sadakati tam ve doğru sözlü kimselerin bu çirkin vasıftan uzak kalacakları tabiîdir. Çünkü gelişi güzel söz sarfedenin hezeyanı ve saçmalaması, laubaliliği çok olur. Bu hareketler de, dürüstlüğü ve sadık olmayı kaldıran sebeplerdir.[627]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 317, /276
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub el-Cühenî (Abdurrahman b. Yakub)
3. Alâ b. Abdurrahman el-Hırakî (Alâ b. Abdurrahman b. Yakub)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
5. Abdulaziz b. Abdullah el-Üveysi (Abdulaziz b. Abdullah b. Yahya b. Amr b. Üveys)
Konular:
Lanet, Lanetlemek,
حدثنا محمد بن يوسف قال حدثنا سفيان عن الأعمش عن أبى ظبيان عن حذيفة قال : ما تلاعن قوم قط إلا حق عليهم اللعنة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164322, EM000318
Hadis:
حدثنا محمد بن يوسف قال حدثنا سفيان عن الأعمش عن أبى ظبيان عن حذيفة قال : ما تلاعن قوم قط إلا حق عليهم اللعنة
Tercemesi:
— Hazreti Âişe haber vermiştir ki, (babası) Ebû Bekir, bir kölesine lanet etti. Bunun üzerine Peygamber (Salkıllahü Aleyhi ve Sellern) şöyle buyurdu:
«—Ey Ebû Bekir, çok lanet edenler ve çok sadık olanlar (nasıl bir-leşebilir?) Hayır, Kabe'nin Babbi hakkı için olamaz.»
Peygamber bu sözü iki defa, yahud üç defa söyledi. Hazreti Ebû Bekir de o gün, bir kölesini azad etti; sonra Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e gelip dedi ki:
— Artık bir daha lanet sözüne dönmeyeceğim.[630]
Hz. Ebu Bekir (Radiyallahuanh), en küçük duraklama ve tered-düd göstermeksizin Hz. Peygamber Efendimizden ne sadır olmuşsa derhal onu kabul etmişler ve tasdik buyurmuşlardır. Bu yüksek teslimiyet vasıflarına binaen, Peygamber Efendimiz ele kendilerine «Şıddîk» lâkabını vermişlerdi. Böyle üstün bir niteliğe sahip olandan, beşeriyet icabı bir defa çıkan, lanet olsun, sözünün asla kendilerine yakışmadığını Peygamberimiz ihtar etmişlerdir. O da yaptığı kusura keffaret olmak üzere hemen kölesini azad etmiş ve bir daha böyle: bir söz söylemeyeceğini Peygamber Efendimize bildirmiştir. Hata şekli ile dahî olsa, ashab-ı kiramdan buna benzer hareketlerin sudur etmesi, hadîslerin vuruduna sebep teşkil ederek bize ders olmaktadır. Bize yol gösterme bakımından birer lütuf vesilesi oluyorlar.[631]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 318, /276
Senetler:
1. Ebu Abdullah Huzeyfe b. Yeman el-Absî (Huzeyfe b. Huseyl b. Cabir)
2. Ebu Zabyan Husayn b. Cündüb el-Mezhicî (Husayn b. Cündüb b. Amr b. Haris)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Yusuf el-Firyabî (Muhammed b. Yusuf b. Vakıd b. Osman)
Konular:
Lanet, Lanetlemek,
حدثنا مسلم قال حدثنا هشام عن قتادة عن الحسن عن سمرة قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : لا تتلاعنوا بلعنة الله ولا بغضب الله ولا بالنار
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164323, EM000320
Hadis:
حدثنا مسلم قال حدثنا هشام عن قتادة عن الحسن عن سمرة قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : لا تتلاعنوا بلعنة الله ولا بغضب الله ولا بالنار
Tercemesi:
— Semure'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«— Allah'ın laneti ile, Allah'ın gazabı ile ve Ateş ile lânetleşmeyiniz.»[632]
Müminler birbirleri hakkında merhametli olurlar ve birbirlerine ancak hayır isterler. Allah'ın rahmetinden uzaklığı ve felâketi İstemezler. Onun için bir mümin hakkında; Allah'ın laneti üzerine olsun, Allah'ın gazcSı üzerine olsun, Cehenneme düşsün veya ateşte yansın, diye beddua edii-mez. Peygamber Efendimiz bunu bize yasaklamışlardır.[633]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 320, /277
Senetler:
1. Semüre b. Cünade es-Suvai (Semüre b. Cünade b. Cündüb b. Hüceyr b. Riab)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
5. Ebu Amr Müslim b. İbrahim el-Ferahidi (Müslim b. İbrahim)
Konular:
Lanet, Lanetlemek,
حدثنا محمد قال حدثنا بشر بن محمد قال حدثنا عبد الله قال حدثنا إسرائيل بن أبى إسحاق عن أبى إسحاق عن أبى يحيى عن مجاهد عن بن عباس قال : إذا أردت أن تذكر عيوب صاحبك فاذكر عيوب نفسك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164331, EM000328
Hadis:
حدثنا محمد قال حدثنا بشر بن محمد قال حدثنا عبد الله قال حدثنا إسرائيل بن أبى إسحاق عن أبى إسحاق عن أبى يحيى عن مجاهد عن بن عباس قال : إذا أردت أن تذكر عيوب صاحبك فاذكر عيوب نفسك
Tercemesi:
— (79-s.) Rivayet edildiğine göre İbni Abbas şöyle dedi:
— Arkadaşının ayıplarını düşünüp anlatmak istediğin zaman, sen kendi ayıplarını hatırla.[649]
Bu kısa İfadeden anlaşılıyor ki, insan kendi kusur ve ayıplqrım düşünüp hatırladıktan sonra, onları başkasına anlatmak istemez. Kimsenin ayıplarını bilmesini istemez ve buna gönlü razı olmaz. Bu duruma gelen kimse de, kendisi için uygun bulmadığı-bir hareketi kardeşine de reva görmez. Böylece başkasının kusur ve ayıplarını aktarmaktan kendini sakındırmış olur.[650]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 328, /281
Senetler:
()
Konular:
Ayıplamak, günahından dolayı müslümanı aşağılamak
حدثنا محمد قال حدثنا بشر قال أخبرنا عبد الله قال حدثنا أبو مودود عن زيد مولى قيس الحذاء عن عكرمة عن بن عباس : في قوله عز وجل ولا تلمزوا أنفسكم قال لا يطعن بعضكم على بعض
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164332, EM000329
Hadis:
حدثنا محمد قال حدثنا بشر قال أخبرنا عبد الله قال حدثنا أبو مودود عن زيد مولى قيس الحذاء عن عكرمة عن بن عباس : في قوله عز وجل ولا تلمزوا أنفسكم قال لا يطعن بعضكم على بعض
Tercemesi:
— (80-s.) İbni Abbas, Allah (Azzeve Celle)'mn: «— Birbirinizi ayıplamayın, (Üücurat: 11)» kelâmı hakkında:
— Bir kısmınız bir kısmınıza dil uzatmasın, demiştir. (Âyeti böyle tefsir etmiştir).[651]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 329, /281
Senetler:
()
Konular:
Ayıplamak, günahından dolayı müslümanı aşağılamak
Kur'an, Ayet Yorumu
حدثنا محمد قال حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا مروان بن معاوية حدثنا يزيد عن أبى حازم عن أبى هريرة قال قيل : يا رسول الله ادع الله على المشركين قال إني لم ابعث لعانا ولكن بعثت رحمة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164324, EM000321
Hadis:
حدثنا محمد قال حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا مروان بن معاوية حدثنا يزيد عن أبى حازم عن أبى هريرة قال قيل : يا رسول الله ادع الله على المشركين قال إني لم ابعث لعانا ولكن بعثت رحمة
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre} demiştir ki: Soruldu: Ey Allah'ın Resulü! Müşrikler aleyhine, Allah'a duâ et. Haz-reti Peygamber (Sallallahü A leyhi ve Sellem):
«— Ben, lanet edici olarak gön deri İme dim, ancak rahmet olarak gönderildim.» buyurdu.[634]
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seilem), bütün âleme rahmet olarak gönderildiğinden, möşrik dahi olsalar, bir kısım günahkârlara lanet etmesini uygun bulmamışlardır, Burtfann da hidayetini istemek, felâketlerini istemekten datıa hayırlıdır. Peygamberin yüksek şanına lâyık olan da budur.[635]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 321, /277
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hazim Selman Mevla Azze (Selman)
3. Yezid b. Keysan el-Yeşküri (Yezid b. Keysan)
4. Ebu Abdullah Mervan b. Muaviye el-Fezârî (Mervan b. Muaviye b. Haris b. Esma b. Harice)
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
6. Muhammed b. İsmail el-Buharî (Muhammed b. İsmail el-Buharî)
Konular:
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Lanet, Lanetlemek,
- حدثنا محمد قال حدثنا قبيصة أخبرنا حجاج عن بن جريج عن عطاء : أنه كان يرى النكال على من أشاع الزنى يقول أشاع الفاحشة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164329, EM000326
Hadis:
- حدثنا محمد قال حدثنا قبيصة أخبرنا حجاج عن بن جريج عن عطاء : أنه كان يرى النكال على من أشاع الزنى يقول أشاع الفاحشة
Tercemesi:
— (77-ş.) Ata'dan rivayet edildiğine göre, kendisi zinayı ifşa eden üzerinde günah görmekle şöyle derdi:
— Fuhuşu yaydı.[645]
Burada Ata'nın sözünden anlaşılıyor ki, işitilen bir zina fiilini yaymaktan doğan günah, fuhuş işlemek günahı gibi olur; ve onun cezasını gerektirir. Bundan önceki rivayetlere uygun bir mana taşımaktadır.[646]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 326, /280
Senetler:
()
Konular:
Suçlar, Cinsel: Fuhuş, hayasızlık/fuhuş
Yargı, Hadler-Cezalar
Zina, cezası
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا سفيان عن عمران بن ظبيان عن أبى تحيا حكيم بن سعد قال سمعت عليا يقول : لا تكونوا عجلا مذاييع بذرا فان من ورائكم بلاء مبرحا مكلحا وأمورا متماحلة ردحا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164330, EM000327
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا سفيان عن عمران بن ظبيان عن أبى تحيا حكيم بن سعد قال سمعت عليا يقول : لا تكونوا عجلا مذاييع بذرا فان من ورائكم بلاء مبرحا مكلحا وأمورا متماحلة ردحا
Tercemesi:
— (78-s.) Hazreti Alî'nin şöyle dediği işitilmiştir:
— Esrar tutamayıp da acele haber yayanlar olmayınız. Zira arkanızda (gelecek zaman), sıkıntıya düşürücü şiddetli bir belâ vardır. Bir de uzunboylu devam edip çökekalan fitneler vardır.[647]
Hazreti Ali'den rivayet edilen bu haberde, daha önceki hadîs-i şe-rîflerin ruhuna uygun anlam vardır. Şöyle ki :
Duyulan ve konuşulan sözleri hemen yaymak ve bunları insanlara nakletmek, ancak hayırlı ve faydalı işlerde tecviz edilir. Gizli kalması gereken esrar mahiyetindekileri veya insanları ayıplayıcı ve fitneye sebep verici nitelikte olanları yaymak, cemiyet içinde daha önce açıklandığı gibi, büyük zararlar doğuracağından günahtır. Bu zararları, Hz. Ali Efendimiz, sıkıntı ve belâ olarak vasıflamışlar ve düştükleri yerde de çöreklenip uzun müddet kalacaklarını beyan etmişlerdir. Bu büyük belâdan kurtulmak için, şunun bunun esrarını ve ayıplarını yaymamayı tavsiye buyurmuşlardır.[648]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 327, /280
Senetler:
()
Konular:
Kötülük
حدثنا محمد قال حدثنا آدم قال حدثنا شعبة عن خالد عن عبد الرحمن بن أبى بكرة عن أبيه : أن رجلا ذكر عند النبي صلى الله عليه وسلم فأثنى عليه رجل خيرا فقال النبي صلى الله عليه وسلم ويحك قطعت عنق صاحبك يقوله مرارا إن كان أحدكم مادحا لا محالة فليقل أحسب كذا وكذا إن كان يرى أنه كذلك وحسيبه الله ولا يزكى على الله أحدا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164336, EM000333
Hadis:
حدثنا محمد قال حدثنا آدم قال حدثنا شعبة عن خالد عن عبد الرحمن بن أبى بكرة عن أبيه : أن رجلا ذكر عند النبي صلى الله عليه وسلم فأثنى عليه رجل خيرا فقال النبي صلى الله عليه وسلم ويحك قطعت عنق صاحبك يقوله مرارا إن كان أحدكم مادحا لا محالة فليقل أحسب كذا وكذا إن كان يرى أنه كذلك وحسيبه الله ولا يزكى على الله أحدا
Tercemesi:
— Ebû Bekre'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (Saltallahü Aleyhi ve Sehem) 'in yanında bir adam anıldı. Bir kişi de tuttu o adamı hayırlarla çok övdü. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selîem) şöyle buyurdu:
«— Yazık sana, arkadaşının boynunu kestin, (onun helakine sebep oldun).»
Bu sözü birkaç defa tekrar ediyordu. Yine devamla:
«__Eğer sizden biriniz muhakkak arkadaşım övecekse desin ki, ben
onu şöyle ve böyle zannediyorum; eğer onu, dediği gibi biliyorsa... Allah o kimseye kâfidir, hesabını görücüdür. (Sizden biriniz) kesinlikle Allah katında hiç kimseyi temize çıkarmasın.» buyurdu.[657]
Bir kımse arkasında hoşlanılmayacak sözler söylemenin veya yüzüne karşı çirkin lâf etmenin günah olduğuna dair hadîs-i şerifler daha önceki mevzularda geçmiş bulunmaktadır. Islâmda her şey ölçülü olduğundan övmenin de bir şekli bulunmaktadır. Hangi mevki ve derecede olursa olsun, insanların manevî olgunluğunu ve gerçek değerini ancak Allah Tealâ bilir. İnsanlar görünüşe bakarak çok aldanabîlirler. Onun içîn bir arkadaşın övülmesi icab ettiği zaman, ben onu şu veya bu işinden ve halinden dolayı iyi biliyorum, zannımca iyi kimsedir, şeklinde övmek gerektir. Kemal iman sahibidir, muhakkak Cennetliktir, gerçek müttakî'dİr, şeklinde kesinlikle övmek uygun değildir. Bu gibi övmeler riyakârlığa sebep olduğu gibi, övülenİn de kibirlenmesine ve kendini beğenmesine vesile teşkil eder. Ya-nilmayan ve her şeyi olduğu gibi kemaliyle bilen Allah Tealâ olduğundan, hiç kimseyi yalan veya yanlış bir şekilde mübalâğa ile Allah'a karşı tezkiye etmek, kula yaraşmayan aşırı bir hareket olur. Bu duruma düşmemek için çok ihtiyatlı hareket etmek, uygun bir iş olur.[658]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 333, /283
Senetler:
()
Konular:
Ahlak, söylenilmemesi gereken söz
Övgü, insanlar arasında övgü
Sosyalleşme, temel prensipler
Takva, eline ve diline sahip olmak