حدثنا سعيد بن عفير قال حدثني يحيى بن أيوب عن عمارة بن غزية عن شرحبيل مولى الأنصار عن جابر بن عبد الله الأنصاري قال قال النبي صلى الله عليه وسلم :
" من صنع إليه معروف فليجزه فإن لم يجد ما يجزيه فليثن عليه فإنه إذا أثنى عليه فقد شكره وان كتمه فقد كفره ومن تحلى بما لم يعط فكأنما لبس ثوبى زور"
Bize Saîd b. Ufeyr, ona Yahya b. Eyyub, ona Imare b. Ğuzye, ona Ensarın mevlası olan Şurahbil, ona da Cabir b. Abdullah el-Ensarî, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir:
"Kime bîr iyilik yapılırsa, o iyiliğe karşılık bir iyilik yapsın. Eğer karşılık verecek gücü yok ise, kendisine yapılan iyiliği övsün. Kendisine yapılan iyiliği övdüğü zaman, insan ona teşekkür etmiş olur. Eğer bu iyiliği gizler (övüp başkasına söylemezse), nankörlük etmiş olur. Kim, kendisine verilmemiş bir şeyi varmış gibi gösterirse, sanki o, iki yalan elbisesi giymiş gibi olur."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164027, EM000215
Hadis:
حدثنا سعيد بن عفير قال حدثني يحيى بن أيوب عن عمارة بن غزية عن شرحبيل مولى الأنصار عن جابر بن عبد الله الأنصاري قال قال النبي صلى الله عليه وسلم :
" من صنع إليه معروف فليجزه فإن لم يجد ما يجزيه فليثن عليه فإنه إذا أثنى عليه فقد شكره وان كتمه فقد كفره ومن تحلى بما لم يعط فكأنما لبس ثوبى زور"
Tercemesi:
Bize Saîd b. Ufeyr, ona Yahya b. Eyyub, ona Imare b. Ğuzye, ona Ensarın mevlası olan Şurahbil, ona da Cabir b. Abdullah el-Ensarî, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir:
"Kime bîr iyilik yapılırsa, o iyiliğe karşılık bir iyilik yapsın. Eğer karşılık verecek gücü yok ise, kendisine yapılan iyiliği övsün. Kendisine yapılan iyiliği övdüğü zaman, insan ona teşekkür etmiş olur. Eğer bu iyiliği gizler (övüp başkasına söylemezse), nankörlük etmiş olur. Kim, kendisine verilmemiş bir şeyi varmış gibi gösterirse, sanki o, iki yalan elbisesi giymiş gibi olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 215, /201
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Sa'd Şurahbil b. Sa'd el-Hatmî (Şurahbil b. Sa'd)
3. Umare b. Gaziyye el-Ensari (Umare b. Gaziyye b. Haris b. Amr b. Gaziyye b. Amr)
4. Yahya b. Eyyüb el-Gafikî (Yahya b. Eyyüb)
5. Ebu Osman Said b. Ufeyr el-Ensari (Said b. Kesir b. Ufeyr b. Müslim)
Konular:
Hediye, hediyeye hediye ile karşılık vermek
Müslüman, ahlakı
Müslüman, Şükretmek - Nankörlük
Vefa, İyilik, iyiliği unutmamak
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا الربيع بن مسلم قال حدثنا محمد بن زياد عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال :
لا يشكر الله من لا يشكر الناس
Bize Musa b. İsmail, ona Rebi' b. Müslim, ona Muhammed b. Ziyad, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir:
"İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a şükredemez."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164030, EM000218
Hadis:
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا الربيع بن مسلم قال حدثنا محمد بن زياد عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال :
لا يشكر الله من لا يشكر الناس
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Rebi' b. Müslim, ona Muhammed b. Ziyad, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir:
"İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a şükredemez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 218, /204
Senetler:
()
Konular:
Müslüman, Şükretmek - Nankörlük
Saygı, insanlara karşı saygılı ve nazik olmak
حدثنا أحمد بن عيسى قال حدثنا عبد الله بن وهب قال أخبرني مخرمة بن بكير عن أبيه عن عبد الله بن سعد مولى عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم قال : سمعت أبا هريرة يقول العبد إذا أطاع سيده فقد أطاع الله عز وجل فإذا عصى سيده فقد عصى الله عز وجل
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164019, EM000207
Hadis:
حدثنا أحمد بن عيسى قال حدثنا عبد الله بن وهب قال أخبرني مخرمة بن بكير عن أبيه عن عبد الله بن سعد مولى عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم قال : سمعت أبا هريرة يقول العبد إذا أطاع سيده فقد أطاع الله عز وجل فإذا عصى سيده فقد عصى الله عز وجل
Tercemesi:
Bize Ahmed b. İsa, ona Abdullah b. Vehb, ona Mahrame b. Bükeyr, ona babası (Bükeyr b. Abdullah), ona da Peygamberimizin eşi Aişe'nin (r. anha) azatlı kölesi Abdullah b. Sa'd'ın işittiğine göre Ebu Hureyre şöyle demiştir:
Köle efendisine itaat ettiği zaman Allah'a (ac) itaat etmiş olur. Efendisine karşı geldiği zaman ise Allah'a isyan etmiş olur.
Bütün meşru işlerde köle ye hizmetçilerin hatta bütün memurların efendilerine ve âmirlerine itaat etmeleri Allah in bîr emri olduğundan, buna riayet etmek Allah'a ftaat olur. Riayet etmemek de Allah'ın emrine aykırı düştüğünden Allah'a isyan olur.[414]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 207, /196
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Abdullah Bükeyr b. Abdullah el-Kuraşî (Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
3. Ebu Misver Mahreme b. Bükeyr el-Kuraşi (Mahreme b. Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Ahmed b. Ebu Musa el-Mısri (Ahmed b. İsa b. Hassan)
Konular:
Amel, Allah'ın razı olmayacağı ameller
İtaat, Allah'a ve Rasûlüne itaat
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
حدثنا مسدد قال حدثنا إسماعيل قال حدثنا أيوب عن أبى قلابة عن أبى سليمان مالك بن الحويرث قال : أتينا النبي صلى الله عليه وسلم ونحن شببة متقاربون فأقمنا عنده عشرين ليلة فظن أنا اشتهينا أهلينا فسألنا عن من تركنا في أهلينا فأخبرناه وكان رفيقا رحيما فقال ارجعوا إلى أهليكم فعلموهم ومروهم وصلوا كما رأيتمونى أصلى فإذا حضرت الصلاة فليؤذن لكم أحدكم وليؤمكم أكبركم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164025, EM000213
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا إسماعيل قال حدثنا أيوب عن أبى قلابة عن أبى سليمان مالك بن الحويرث قال : أتينا النبي صلى الله عليه وسلم ونحن شببة متقاربون فأقمنا عنده عشرين ليلة فظن أنا اشتهينا أهلينا فسألنا عن من تركنا في أهلينا فأخبرناه وكان رفيقا رحيما فقال ارجعوا إلى أهليكم فعلموهم ومروهم وصلوا كما رأيتمونى أصلى فإذا حضرت الصلاة فليؤذن لكم أحدكم وليؤمكم أكبركم
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona İsmail (b. Uleyye), ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona Ebû Kilabe (Abdullah b. Zeyd), ona da Malik b. Hüveyris şöyle haber vermiştir: Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardık. O zaman biz yaşları birbirine yakın gençlerdik. Yanında yirmi gün konakladık ve ailelerimize karşı özlemimiz arttı. Bize kim ailesini geride bıraktı diye sordu. Biz de onu durumu anlattık ki Hz. Peygamber (sav) çok şefkatli ve merhametliydi ve şöyle dedi: "Ailelerinize geri dönün. Onlara öğretin ve gerekenleri emredin. Beni nasıl namaz kılar gördüyseniz namazlarınızı öylece kılın. Namaz vakti geldiğinde biriniz ezan okusun en büyüğünüz de imamlık yapsın."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 213, /199
Senetler:
1. Ebu Süleyman Malik b. Huveyris el-Leysî (Malik b. Huveyris b. Haşiş b. Afv b. Cünde')
2. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Aile, ailede erkeğin hak ve sorumlulukları
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Aile, Eşler, Birbirlerine Karşı Yükümlülükleri
Aile, Fertleri ve Sorumlulukları
Eğitim, eğitim-öğretim metodu
Eğitim, Hz. Peygamber'in Müslümanları Eğitmesi
Ezan, Müezzinlik
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
İmamet, Namaz, imamette ehliyet
حدثنا إسماعيل بن أبى أويس قال حدثني مالك عن عبد الله بن دينار عن بن عمر أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : كلكم راع وكلكم مسؤول عن رعيته فالأمير الذي على الناس راع وهو مسؤول عن رعيته والرجل راع على أهل بيته وهو مسؤول عن رعيته وعبد الرجل راع على مال سيده وهو مسؤول عنه ألا كلكم راع وكلكم مسؤول عن رعيته
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164018, EM000206
Hadis:
حدثنا إسماعيل بن أبى أويس قال حدثني مالك عن عبد الله بن دينار عن بن عمر أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : كلكم راع وكلكم مسؤول عن رعيته فالأمير الذي على الناس راع وهو مسؤول عن رعيته والرجل راع على أهل بيته وهو مسؤول عن رعيته وعبد الرجل راع على مال سيده وهو مسؤول عنه ألا كلكم راع وكلكم مسؤول عن رعيته
Tercemesi:
îbni Ömer'den (Radiyallahu anh) rivayet edildiğine göre, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle dedi:
«Hepiniz birer çobansınız, (çoban gibi gözetici ve koruyucu birer bekçişiniz). Hepiniz de, gözetlemeğe mecbur olduğu şeyden sorumludur. O insanların başında olan idareci = kumandan, bir çobandır ve o, eli altın-dakilerden sorumludur. İnsan, ailesi Üzerinde bir çobandır ve o, eli al-tındakilerden (karısından, çoluk - çocuğundan) sorumludur. İnsanın kölesi = hizfnetçisi, efendisinin malı üzerinde bir çobandır ve o, bundan sorumludur. Dikkat edin! Hepiniz birer çobansınız ve hepiniz, eli altında bulunanlardan sorumludur.»[411]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 206, /194
Senetler:
()
Konular:
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Köle, sosyal hayatta
Sorumluluk bilinci, Devlet başkanının, aile reisinin vs.
Yönetici, sorumlulukları
Yönetim, Yöneticilik
حدثنا محمد بن عبيد الله قال حدثني بن أبى حازم عن العلاء عن أبيه عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا يقل أحدكم عبدي أمتى كلكم عبيد الله وكل نسائكم إماء الله وليقل غلامي جاريتى وفتاى وفتاتى
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164021, EM000209
Hadis:
حدثنا محمد بن عبيد الله قال حدثني بن أبى حازم عن العلاء عن أبيه عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا يقل أحدكم عبدي أمتى كلكم عبيد الله وكل نسائكم إماء الله وليقل غلامي جاريتى وفتاى وفتاتى
Tercemesi:
Ebû Hüreyre'den (Radiyallakû anh) rivayet edildiğine' göre, Peygamber (SaîUıllahü Aleyhi ve Selîem) şöyle dedi:
«Sizden hiç biriniz, kölem = kulum, demesin. Hepiniz Allah'ın erkek kullarısınız ve sizin bütün kadınlarınız da Allah'ın dişi kullarıdır. İnsan : Oğlum, cariyem, delikanlım ve genç kızım desin.»[417]
Gerçek kulluk, ubudiyyet Allah Tealâ'ya yapılır. Herkes Allah'ın kulu olmakla ve bunu itiraf etmekle yaratanına tazim etmiş, onu yüceltmiş olur. Yaratıklardan hiç bir varlık bu tazime hak kazanamıyacağından bu büyüklüğü ima edecek bir ifade kullanmamalıdır.: Bunun için Peygamber Efendimiz, köleye : kölem ve kulum manâlarına gelecek kelimeleri kullanmamayı emretmektedir. Bu kelimeleri kullanmakta tekebbür var, böyüklenme var. Halbuki Müslüman büyüklük taslamaz, mütevâzi olur, kibar otur.[418]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 209, /196
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
Kölelik
حدثنا عارم قال حدثنا حماد بن زيد عن أيوب عن نافع عن بن عمر قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : كلكم راع وكلكم مسؤول عن رعيته فالأمير راع وهو مسؤول والرجل راع على أهله وهو مسؤول والمرأة راعية على بيت زوجها وهى مسؤولة ألا وكلكم راع وكلكم مسؤول عن رعيته
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164024, EM000212
Hadis:
حدثنا عارم قال حدثنا حماد بن زيد عن أيوب عن نافع عن بن عمر قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : كلكم راع وكلكم مسؤول عن رعيته فالأمير راع وهو مسؤول والرجل راع على أهله وهو مسؤول والمرأة راعية على بيت زوجها وهى مسؤولة ألا وكلكم راع وكلكم مسؤول عن رعيته
Tercemesi:
îbni Ömer'den (Radfyallahu anh) rivayet edildiğine göre, Peygamber (Saîlallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle dedi:
«Hepiniz birer çobansınız (bekçisiniz) ve her biriniz eli altında bulunanlardan sorumludur: İdare âmiri ve kumandan bir çobandır ve o sorumludur. İnsan, ailesi üzerinde bir çobandır ve o sorumludur. Kadın, kocasının evi üzerinde bir çobandır ve o sorumludur. Dikkat edin! Hepiniz birer çobansınız ve her biriniz, eli altında bulunanlardan sorumludur.»[423]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 212, /199
Senetler:
()
Konular:
Aile, ailede erkeğin hak ve sorumlulukları
Aile, Fertleri ve Sorumlulukları
Kadın, hak ve sorumlulukları
Sorumluluk bilinci, Devlet başkanının, aile reisinin vs.
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا حماد بن سلمة عن ثابت عن أنس أن المهاجرين قالوا : يا رسول الله ذهب الأنصار بالأجر كله قال لا ما دعوتم الله لهم وأثنيتم عليهم به
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164029, EM000217
Hadis:
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا حماد بن سلمة عن ثابت عن أنس أن المهاجرين قالوا : يا رسول الله ذهب الأنصار بالأجر كله قال لا ما دعوتم الله لهم وأثنيتم عليهم به
Tercemesi:
Enes'den (Radiyallahu anh) rivayet edildiğine göre, Muhacirler dediler ki:
«Ey Allah'ın Resulü! Ensar, sevâbm hepsini aldı götürdü» (bize bir şey kalmadı).
Peygamber şöyle dedi :
«Hayır, sîz onlar için Allah'a duâ ettikçe ve size verdikleri şey sebebiyle onları övdükçe, (size sevâb vardır, mahrum kalmazsınız).»[433]
Mekke müşriklerinin eziyet ve hakaretlerine dayanamıyarak doğmuş oldukları ana vatandan mallarını bırakarak Habeşistan ve Medine g:bi beldelere hicret (göç) eden ashab-ı kirama Muhacir denir. Özel olarak Medîne'ye hicret edenler «Muhacirin» adını alırlar. Bütün maddî imkânlarından mahrum olarak Medine'ye ve oradaki Müslüman kardeşleri yanına sığınan bu muhacirler, dünya tarihinde görülmemiş bir ikrama ve yakınlığa kavuşmuşlardır. Medine'Iİ ashab tarafından kendilerine üstün bir yardım yapıldığından bu yerli ashaba «Ensar» denir. Kendî evlerini misafirlere terk etmişler, mallarını vermişler ve bu kıymetli misafirlerini öz kardeşlerinden daha üstün tutmuşlardı.
İşte muhacirler gördükleri bu İyilik ve ikrama karşı, verecek bir şeyleri o!madıqmdan ve onlara bîr mukabelede bulunamadıklarından mahcub bir vaziyette :
«— Ey Allah'ın Resulü! Ensar bütün sevâblan aldı götürdü. Bizim halimiz ne olacak.»
Diye üzüntüye düştüler. Bunları teskin ve taltif için, muhacirlere bu müjdeyi verdiler: «Siz, onlara duâ edersiniz, size ettikleri iyilikten ötürü onları översiniz, Allah'a şükretmiş olursunuz. Böylece siz de sevâb kazanırsınız.»[434]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 217, /204
Senetler:
()
Konular:
Ensar, ensarın fazileti
Müslüman, Şükretmek - Nankörlük
Sahabe, Fazileti
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا الربيع بن مسلم قال حدثنا محمد بن زياد عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم : قال الله تعالى للنفس اخرجى قالت لا أخرج إلا كارهة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164031, EM000219
Hadis:
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا الربيع بن مسلم قال حدثنا محمد بن زياد عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم : قال الله تعالى للنفس اخرجى قالت لا أخرج إلا كارهة
Tercemesi:
Ebû Hüreyre, (Radiyaîİahu anh) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)''den şöyle rivayet etti:
«Allah Tealâ nefse şöyle hitab etti: Çık! Nefis : Ben ancak istemi-yerek (zorla) çıkarım, dedi.»[437]
Bu hadîs-i şerifin, bu bab İçerisinde getirilişinde bir münasebet bulunamamıştır. Ancak ravİlerin teselsülü bakımından iki hadîs arasında fark yoktur. Her İki hadîs de aynı kanal ve senedlerclen gelmiş olmakla benzerlikleri vardır.
Nefis, ruh insanın bedeni ile ünsİyet haiinde olduğu için, kendiliğinden onu bırakıp çıkmaz. Ruhu almaya memur Azrail onu çekip çıkarmadıkça bedeni bırakmaz. Can çekişme hali, bunun açtk'bir ifadesidir. Bir de insanların ihtiyar ve arzusuna bağ!ı olsa hiç bir nefis ölmeyi istemez ve ölmez. Allah'ın emri gelince istemiyerek ölüm olur.[438]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 219, /205
Senetler:
()
Konular:
Ölüm, nasıl gerçekleştiği
حدثنا على بن أبى هاشم قال حدثني نصير بن عمر بن يزيد بن قبيصة بن يزيد الأسدي عن فلان قال سمعت برمة بن ليث بن برمة أنه سمع قبيصة بن برمة الأسدي قال : كنت عند النبي صلى الله عليه وسلم فسمعته يقول أهل المعروف في الدنيا هم أهل المعروف في الآخرة وأهل المنكر في الدنيا هم أهل المنكر في الآخرة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164033, EM000221
Hadis:
حدثنا على بن أبى هاشم قال حدثني نصير بن عمر بن يزيد بن قبيصة بن يزيد الأسدي عن فلان قال سمعت برمة بن ليث بن برمة أنه سمع قبيصة بن برمة الأسدي قال : كنت عند النبي صلى الله عليه وسلم فسمعته يقول أهل المعروف في الدنيا هم أهل المعروف في الآخرة وأهل المنكر في الدنيا هم أهل المنكر في الآخرة
Tercemesi:
Kabîsa İbni Burme EI-Esedî'den (Radiyallahu cnft\ işitüdiğine göre, şöyle anlattı:
Peygamber (SallaUahü Aleyhi ve Sellem) 'in yanında idim, şöyle buyurduğunu işittim :
«Dünyada iyilik işliyenler, âhirette iyiliğe kavuşanlardır. Kimler de dünyada kötülük işlerse, işte onlar âhirette kötülüğe kavuşanlardır.»[441]
Dünyada iken insanlara iyilik ve yardım edenler, Allah'ın emirlerini yerine getirmiş olmakla sevâb kazandıklarından, âhirette bu amellerinin mükâfatını görürler. Allah onlara âhiret nimetlerini taddırır ve türlü ihsanlarda bulunur. Onlar âhirette iyi kimseler arasında bulunurlar.
Dünyada Allah'ın yasak ettiği işleri yapanlar, insanlara eziyet ve zarar verenler ise, yaptıkları bu işlerin cezasını âhirette çekerler. Kötü muamele görürler ve kötüler arasında bulunurlar.
Kabîsa kimdir? :
Babasının adı Burme olup, Kûfe'lİler arasında sayılan ashab-ı ki-ramdandır. Abdullah ibni Mes'ud 'dan ve Peygamber Efendimizden hadîs rivayet etmiştir. Oğlu Y e z İ d ve torunu Ömer, kardeşinin oğlu B ü r m e kendisinden rivayet etmişlerdir. Tercüme-i haline dair geniş bilgiye tesadüf edilememiştir. Allah ondan razı olsun.[442]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 221, /206
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, ahvali
Sosyalleşme, temel prensipler
Toplumsal Düzen, sosyolojik tespitler
Uyumlu olmak, insanlarla iyi geçinmek,