حدثنا إسماعيل بن أبى أويس قال حدثني أخى عن سليمان بن بلال عن محمد بن أبى عتيق عن بن شهاب عن أبى سلمة بن عبد الرحمن أن أبا الرداد الليثي أخبره عن عبد الرحمن بن عوف أنه سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول قال الله عز وجل : أنا الرحمن وانا خلقت الرحم واشتققت لها من اسمى فمن وصلها وصلته ومن قطعها بتته
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163306, EM000053
Hadis:
حدثنا إسماعيل بن أبى أويس قال حدثني أخى عن سليمان بن بلال عن محمد بن أبى عتيق عن بن شهاب عن أبى سلمة بن عبد الرحمن أن أبا الرداد الليثي أخبره عن عبد الرحمن بن عوف أنه سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول قال الله عز وجل : أنا الرحمن وانا خلقت الرحم واشتققت لها من اسمى فمن وصلها وصلته ومن قطعها بتته
Tercemesi:
Bize İsmail b. Ebu Üveys, ona kardeşi (Abdülhamid b. Ebu Üveys), ona Süleyman b. Bilal, ona Muhammed b. (Abdullah) Ebu Atîk, ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona Ebu Reddâd el-Leysî, ona da Abdurrahman b. Avf, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Allah teala şöyle buyurur: Ben Rahman'ım ve rahimi de ben yarattım. (Rahman) ismimi de rahimden türettim. Kim sıla-i rahim bağını sorumluluklarını yerine getirirse ben de onunla bağımı devam ettiririm. Kim de sıla-i rahimin sorumluluklarını yerine getirmezde ben de onunla bağımı kopartırım.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 53, /100
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Avf ez-Zührî (Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd b. el-Haris)
2. Reddad el-Leysi (Reddad)
3. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Muhammed b. Abdullah et-Teymi (Muhammed b. Abdullah b. Muhammed b. Abdurrahman)
6. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
7. Abdülhamid b. Ebu Üveys el-Esbahî (Abdülhamid b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys)
8. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Allah İnancı, Allah tasavvuru
Allah İnancı, Allah'ın isimleri, Esmâ-i Hüsnâ
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا يونس بن أبى إسحاق قال حدثني مغراء أبو مخارق هو العبدي قال بن عمر : من اتقى ربه ووصل رحمه أنسىء له في عمره وثرى ماله وأحبه أهله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163356, EM000059
Hadis:
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا يونس بن أبى إسحاق قال حدثني مغراء أبو مخارق هو العبدي قال بن عمر : من اتقى ربه ووصل رحمه أنسىء له في عمره وثرى ماله وأحبه أهله
Tercemesi:
Bize Ebu Nuaym, ona Yunus b. Ebu İshak, ona Ebu Mehârik Mağrâ el-Abdî, ona da İbn Ömer nakletti:
'Kim Rabbine karşı gelmekten sakınır ve akrabalık ilişkilerini gözetirse ömrü uzatılır, malı çoğalır ve yakınları da onu sever.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 59, /103
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Muhârik Meğrâ el-Abdî (Meğrâ)
3. Ebu İsrail Yunus b. Ebu İshak es-Sebî'î (Yunus b. Amr b. Abdullah)
4. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Amel, ömrü uzatan ameller
Rızık, rızkın bol olması/genişlemesi
حدثنا محمد بن عبيد الله قال حدثنا ابن أبى حازم عن العلاء عن أبيه عن أبى هريرة قال اتى رجل النبي صلى الله عليه وسلم فقال : يا رسول الله ان لي قرابة أصلهم ويقطعون وأحسن إليهم ويسيئون إلى ويجهلون على وأحلم عنهم قال لئن كان كما تقول كأنما تسفهم المل ولا يزال معك من الله ظهير عليهم ما دمت على ذلك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163305, EM000052
Hadis:
حدثنا محمد بن عبيد الله قال حدثنا ابن أبى حازم عن العلاء عن أبيه عن أبى هريرة قال اتى رجل النبي صلى الله عليه وسلم فقال : يا رسول الله ان لي قرابة أصلهم ويقطعون وأحسن إليهم ويسيئون إلى ويجهلون على وأحلم عنهم قال لئن كان كما تقول كأنما تسفهم المل ولا يزال معك من الله ظهير عليهم ما دمت على ذلك
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«— Bir adam, Peygamber (SalîaİUıhü Aleyhi ve Seîlem) 'e geldi de şöyle dedi: «Ey Allah'ın Besûlü! Benim akrabam var, onlara varıyorum; onlar ise ilgiyi kesiyorlar. Ben onlara iyilik ediyorum, onlar bana kötülük ediyorlar ve bana kötü söyleyip cefa ediyorlar. Ben bu yaptıklarına tahammül ediyorum ve bağışlıyorum.»
«— Eğer durum, anlattığın gibi ise, sen onlara ateşli kül serpiyor gibisin (onlar, senin iyiliğinden ızdırap içinde olurlar). Sen bu vaziyette (ihsanına) devam ettikçe, onlara karşı, Allah'dan bir yardımcı daima seninle bulunur.»[104]
Bu hadîs-i şeriften anlaşılıyor ki, bir insan akrabalarına iyilik ve ihsanda bulunmasına karşılık, onlardan eziyet ve fenalık görürse, bunlara tahammül ederek yine onlardan ilgiyi kesmez ve gereken yakınlığı gösterirse, Allah Tealâ ona yardımcı olur, eziyetlerini kaldırır. Allah'ın yardımcı olması da kâfidir. Bunun İçin ufak-tefek hadîse ve sözler sebebiyle hiç bir zaman akrabalık bağları zedelenmemeli, icab eden İyiliği yapmaktan kaçınmamalıdır.[105]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 52, /99
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub el-Cühenî (Abdurrahman b. Yakub)
3. Alâ b. Abdurrahman el-Hırakî (Alâ b. Abdurrahman b. Yakub)
4. Ebu Temmam Abdülaziz b. Ebu Hâzım el-Mahzûmî (Abdülaziz b. Seleme b. Dinar)
5. Ebu Sabit Muhammed b. Ubeydullah el-Kuraşî (Muhammed b. Ubeydullah b. Muhammed b. Zeyd)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
حدثنا إسماعيل قال حدثني سليمان عن معاوية بن أبى مزرد عن يزيد بن رومان عن عروة بن الزبير عن عائشة رضي الله عنها أن النبي صلى الله عليه وسلم قال : الرحم شجنة من الله من وصلها وصله الله ومن قطعها قطعه الله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163310, EM000055
Hadis:
حدثنا إسماعيل قال حدثني سليمان عن معاوية بن أبى مزرد عن يزيد بن رومان عن عروة بن الزبير عن عائشة رضي الله عنها أن النبي صلى الله عليه وسلم قال : الرحم شجنة من الله من وصلها وصله الله ومن قطعها قطعه الله
Tercemesi:
— Hazreti Âişe'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (Sattalkhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«— Rahim, Allah'ın rahmetinin eserlerindendir. Kim onun hakkını yerine getirirse (sîlâ ve iyilik ederse), Allah ona ihsan eder. Kim de ondan ilgiyi keserse, Allah ondan ihsan ve rahmetini keser.»[110]
Her ne kadar ravi değişikliği varsa da, bundan önceki hadîs-i şerifle lâfız ve mana uygunluğu vardır. Hadîs-i şerifi rivayet eden, müminlerin annesi Hazreti  i ş e 'dir. U r v e (R.A.) diyor ki :
«— A i ş e 'den daha fazla fıkıh ilmini bilen, tıb ilmine vaksf olan ve şiir bilen görmedim.»
Hazreti Âişe:
Efendimiz (Aleyhissalâtü vesselam) 'in zevceleri ve Hazreti E b u Bekir'in kızıdır. Annesinin adı R û m a n 'dır. Hazreti Hatice 'nin vefatından üç sene sonra ve hicretten iki yıl önce Hazreti Âişe altı yaşında iken Peygamber Efendimize nikâhlanmışti. Medine'ye hicretten sonra dokuz yaşma varınca da zifafları olmuştu. Akıi ve zekâda, İffet ve takvada emsali yoktu. Hiç çocuğu olmadığı halde, Ümmü Abdullah künyesini taşıması, kız kardeşinin oğlu Abdullah ibnİ Zübeyr'e izafeten İdi. Resûlüllah'ın irtihaHerİnde onsekiz yaşında bulunuyordu.
Ashab-ı kiram ilmî bir müşkülâta düştükleri zaman, Hazreti Â İ ş e 'ye müracaat ederler ve muhakkak aradıkları şeyi onda bulurlardı. Z ü h r î diyor ki :
«— Hazreti A i ş e 'nin ilmi bir tarafta ve Peygamberin diğer hanımları ile müminlerin bütün hanımlarının ilmi bir tarafta toplansa, yine Hz. Â i ş e 'nin ilmi daha üstün gelir. Kendisinden binden çok hadîs-i şerîf rivayet edilmiştir.»
Resûlüllah bakire olarak yalnız Hazreti  i ş e ile evlenmiş ve evlilik hayatları ancak 9 yıl sürmüştü. Hicretin 57. yılında 65 yaşında olduğu halde Medine'de vefat etti ve vasİyyeti üzere geceleyin defnedildi. Cenaze namazını Ebu Hüreyre kıldı. Defin için kabrine inenler beş kişi olup adları şudur: Kız kardeşinin çocukları ve Z ü b e y r 'in oğulları Abdullah ve U r v e ile Hazreti Ebu Bekir'in Muham-m e d adındaki oğlundan olma torunları Kasım ve Abdullah, bir de Ebu Bekir 'in diğer oğlu Abdurrahman'm oğlu A b -d u ( I a h . Medine'deki Bakî' mezarlığına gömüldü. Kendisine yapılan İftira hadisesi üzerine, hakkında âyet nazil olup, Cenab-ı Hak onu tebriye buyurmuştur. Böylece Allah'ın kitabında kendinden bahs edilmekle şeref ve nezaheti kat kat yükselmiştir. Allah ondan razı olsun.[111]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 55, /101
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Yezid b. Rûmân el-Esedi (Yezid b. Rûman)
4. Muaviye b. Ebu Müzerrid el-Medeni (Muaviye b. Abdurrahman b. Yesar)
5. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
6. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
- حدثنا إبراهيم بن المنذر قال حدثنا محمد بن معن قال حدثني أبى عن سعيد بن أبى سعيد المقبري عن أبى هريرة قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : من سره أن يبسط له في رزقه وأن ينسأ له في أثره فليصل رحمه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163315, EM000057
Hadis:
- حدثنا إبراهيم بن المنذر قال حدثنا محمد بن معن قال حدثني أبى عن سعيد بن أبى سعيد المقبري عن أبى هريرة قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : من سره أن يبسط له في رزقه وأن ينسأ له في أثره فليصل رحمه
Tercemesi:
— Rivayet edildiğine göre Ejbû Hüreyre şöyle dedi: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in şöyle dediğini işittim:
«— Kim rızkının bol olmasına ve ömrünün uzamasına sevinirse, sılâ-i rahim yapsın.»[114]
Manâda değişiklik olmamakla beraber bir kelimenin fâfzı değişik olarak aynı hadîs iki ravi tarafından nakledilmiştir. Bu da hadîs-i şerifin sıhhatini kuvvetlendirmiş olur.[115]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 57, /102
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ma'n b. Muhammed el-Ğıfari (Ma'n b. Muhammed b. Ma'n b. Nadle)
4. Ebu Yunus Muhammed b. Ma'n el-Ğifari (Muhammed b. Ma'n b. Muhammed b. Ma'n b. Nadle b. Amr)
5. İbrahim b. Münzir el-Hizamî (İbrahim b. Münzir b. Abdullah)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Amel, ömrü uzatan ameller
Rızık, rızkın bol olması/genişlemesi
حدثنا محمد بن كثير قال أخبرنا سفيان عن أبى إسحاق عن مغراء عن بن عمر قال : من اتقى ربه ووصل رحمه نسىء في أجله وثرى ماله وأحبه أهله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163352, EM000058
Hadis:
حدثنا محمد بن كثير قال أخبرنا سفيان عن أبى إسحاق عن مغراء عن بن عمر قال : من اتقى ربه ووصل رحمه نسىء في أجله وثرى ماله وأحبه أهله
Tercemesi:
— (19-s) îbni Ömer şöyle dedi:
«Rabbinden korkanın ve rahim sılasını yapanın eceli geciktirilir, malı çağaltılır ve ehli de onu sever.»[116]
Hadîs-i şerifte geçen Allah'a ittika; Allah dan korkmak şeklinde terce-me edilmiştir. Ittika'mn kökö vikâye'dir ki, sakınmak ve korumak manâsına gelir. Şeriat dilinde ise, kendi nefsini âhirete zarar verecek şeylerden korumaya, ittika denir. Bu korumayı yapana da müttakî veya takva sahibi denir. Takva, nefsi günah İşlemekten korumaktır, şeklinde de tarif edilmiştir. Gerçek olarak Allah'dan korkan da nefsini günahtan sakındırır.
Takva'nın birinci mertebesi, şirk ve küfürden sıyrılarak ebedî azabdan korunmuş olmaktır.
İkinci mertebesi de, günah olacak her şeyden sakınmaktır. Son mertebesi de bazı mubahları terk etmektir.
Sılâ-i rahim yapanın mal ve ömrünün zİyadeîeşeceği geçen hadîs-i şe-rîflerde görülmüştü. Burada bir de silo yapanı ehlinin seveceği ilâvesi vardır. İyilik kalblerİ fethettiği ve İkram edilenin karşılık olarak ikram edeceği, insanların hasletlerinden kabul edilen bir vakıadır.[117]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 58, /103
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Muhârik Meğrâ el-Abdî (Meğrâ)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Amel, ömrü uzatan ameller
Rızık, rızkın bol olması/genişlemesi
حدثنا محمد بن عمران بن أبى ليلى قال حدثنا أيوب بن جابر الحنفي عن آدم بن على عن بن عمر : ما أنفق الرجل على نفسه وأهله يحتسبها إلا آجره الله تعالى فيها وابدأ بمن تعول فإن كان فضلا فالأقرب الأقرب وان كان فضلا فناول
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163364, EM000062
Hadis:
حدثنا محمد بن عمران بن أبى ليلى قال حدثنا أيوب بن جابر الحنفي عن آدم بن على عن بن عمر : ما أنفق الرجل على نفسه وأهله يحتسبها إلا آجره الله تعالى فيها وابدأ بمن تعول فإن كان فضلا فالأقرب الأقرب وان كان فضلا فناول
Tercemesi:
— (21-s) îbni Ömer'den:
«— Sevabını Allah'dan umarak insanın nefsine ve ehline harcadığı şeye karşılık, Allah muhakkak ona mükâfat verir. Önce geçimine baktığın kimseye harcayıp işe başla. Eğer fazla (mal) varsa sırasıyle en yakına ve ondan sonraki yakına ver. Eğer daha fazla (artan mal) olursa, dilediğine ver.»[124]
I b n i D m e r 'den rivayet edilen bu eser, bir önceki hadîs-i şerifte buyurulan yakınlık sırasına göre sılanın manâsını taşımaktadır. İnsan önce nafakası özerine borç olanlara ve şahsına israf yapmaksızın harcamak vazifesi ile mükelleftir. Bunu meşru bîr şekilde yerine getirdiği takdirde Allah ona mükâfat verir, sevab İşlemiş olur. Gücü yetenler de bakmak mecburiyetinde olmadıkları akrabalarından en yakınına ve sırasiyle daha uzak-takilere vermelidirler.[125]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 62, /105
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Adem b. Ali el-İclî (Adem b. Ali)
3. Eyyüb b. Cabir el-Hanefi (Eyyüb b. Cabir b. Seyyar b. Talk)
4. Muhammed b. İmran b. Ebu Leyla el-Ensari (Muhammed b. İmran b. Muhammed b. Abdurrahman b. Yesar)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Sadaka, aileye yapılan harcama
Sadaka, öncelikle aile efradına ve yakınlara verilmelidir
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا الخزرج بن عثمان أبو الخطاب السعدي قال أخبرني أبو أيوب سليمان مولى عثمان بن عفان قال : جاءنا أبو هريرة عشية الخميس ليلة الجمعة فقال احرج على كل قاطع رحم لما قام من عندنا فلم يقم أحد حتى قال ثلاثا فأتى فتى عمة له قد صرمها منذ سنتين فدخل عليها فقالت له يا بن أخي ما جاء بك قال سمعت أبا هريرة يقول كذا وكذا قالت ارجع إليه فسله لم قال ذاك قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول إن أعمال بنى آدم تعرض على الله تبارك وتعالى عشية كل خميس ليلة الجمعة فلا يقبل عمل قاطع رحم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163361, EM000061
Hadis:
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا الخزرج بن عثمان أبو الخطاب السعدي قال أخبرني أبو أيوب سليمان مولى عثمان بن عفان قال : جاءنا أبو هريرة عشية الخميس ليلة الجمعة فقال احرج على كل قاطع رحم لما قام من عندنا فلم يقم أحد حتى قال ثلاثا فأتى فتى عمة له قد صرمها منذ سنتين فدخل عليها فقالت له يا بن أخي ما جاء بك قال سمعت أبا هريرة يقول كذا وكذا قالت ارجع إليه فسله لم قال ذاك قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول إن أعمال بنى آدم تعرض على الله تبارك وتعالى عشية كل خميس ليلة الجمعة فلا يقبل عمل قاطع رحم
Tercemesi:
— Ebû Eyyub Süleyman (Osman îbni Affan'ın kölesi) anlatıyor:
Perşembe akşamı - cuma gecesi Ebû Hüreyre bize geldi ve dedi ki:
«— Sılâ-i Rahmi terk eden her şahsı, yanımızda bulunduğu için günah işlemekle suçlandırıyorum (yanımızda durup günahında İsrar etmesin, sılasını yapsın)». Kimse kalkmadı. Bu sözü Ebû Hüreyre üç defa tekrarlayınca, bir genç geldi ki, iki seneden beri halasına dargın bulunuyordu. Hemen halasına gitti. Halası ona dedi ki:
«— Ey kardeşim oğlu! Seni getiren nedir?» Genç de dedi ki :
«— Ebû Hüreyre'nin şunu ve şunu söylediğini işittim.» Halası ona şöyle dedi:
«— Ebû Hüreyre'ye dön ve ona sor ki, bu sözü niçin söylemiştir?» Ebû Hüreyre Peygamber (Saîlallahü Aleyhi ve Sellem)'in: «— Her perşembe akşamı - cuma gecesinde, insanoğlunun amelleri şanı yüce ve yüksek Allah'a arz edilir de, sılâ-i rahmi terk edenin ameli kabul edilmez.»[122]
Bu hadîs-i şerifte de sılâ-i rahmi terk edenin amelinin kabul edilmediği beyan buyurulmakla yine onun ehemmiyetine işaret edilmektedir.[123]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 61, /104
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Eyyüb Abdullah b. Ebu Süleyman el-Kuraşî (Abdullah b. Süleyman)
3. Hazrec b. Osman es-Sa'di (Hazrec b. Osman)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Amel, Allah'a arzı
Mübarek zamanlar, Cuma gününün önemi/özelliği/ fazileti
حدثنا عبيد الله بن موسى قال أخبرنا سليمان أبو إدام قال سمعت عبد الله بن أبى أوفى يقول عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : إن الرحمة لا تنزل على قوم فيهم قاطع رحم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163367, EM000063
Hadis:
حدثنا عبيد الله بن موسى قال أخبرنا سليمان أبو إدام قال سمعت عبد الله بن أبى أوفى يقول عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : إن الرحمة لا تنزل على قوم فيهم قاطع رحم
Tercemesi:
— Abdullah ibni Ebi Evfa’dan işitildiğine göre, Peygamber (sallahü aleyhi ve selem)’in şöyle dediğini anlatmıştır:
«İçlerinde Sıla-i rahmi terk edenin bulunduğu bir topluluğa, rahmet inmez. »[126]
Burada topluluktan maksad, sıla-i rahmi terk edene yardımcı olanlar ve onun halini kötü görmeyip hoşlananlardır, diye tevcih yapıldığı gibi, yağmur bereketinin rahmet manasına kullanıldığı görüşü ile insanlardan yağmur kesilmesine vesile olacağı şeklinde de yorumlanmıştır.
Abdullah İbni Ebi Evfa:
Ashabdan olup, asıl ismi alkame ibni Halid’dir.Hudeybiye vak’asında bulunmuş ve meşhur hadisler rivayet etmiştir.Hicri 86 veya 87 tarihinde Küfe’de vefat etmiştir.Küfe’de vefat eden ashabın sonuncusudur.Allah ondan razı olsun.[127]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 63, /105
Senetler:
1. Ebu İbrahim Abdullah b. Ebu Evfâ el-Eslemî (Abdullah b. Alkame b. Halid b. Haris)
2. Süleyman b. Zeyd el-Muharibi (Süleyman b. Zeyd)
3. Ubeydullah b. Musa el-Absi (Ubeydullah b. Musa b. Bazam)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
حدثنا الحميدي قال حدثنا سفيان عن أبى سعد عن محمد بن أبى موسى عن ابن عباس قال : وآت ذا القربى حقه والمسكين وبن السبيل الآية قال بدأ فأمره بأوجب الحقوق ودله على أفضل الأعمال إذا كان عنده شيء فقال وآت ذا القربى حقه والمسكين وبن السبيل وعلمه إذا لم يكن عنده شيء كيف يقول فقال وإما تعرضن عنهم ابتغاء رحمة من ربك ترجوها فقل لهم قولا ميسورا عدة حسنة كأنه قد كان ولعله أن يكون إن شاء الله ولا تجعل يدك مغلولة إلى عنقك لا تعطى شيئا ولا تبسطها كل البسط تعطى ما عندك فتقعد ملوما يلومك من يأتيك بعد ولا يجد عندك شيئا محسورا قال قد حسرك من قد أعطيته
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163304, EM000051
Hadis:
حدثنا الحميدي قال حدثنا سفيان عن أبى سعد عن محمد بن أبى موسى عن ابن عباس قال : وآت ذا القربى حقه والمسكين وبن السبيل الآية قال بدأ فأمره بأوجب الحقوق ودله على أفضل الأعمال إذا كان عنده شيء فقال وآت ذا القربى حقه والمسكين وبن السبيل وعلمه إذا لم يكن عنده شيء كيف يقول فقال وإما تعرضن عنهم ابتغاء رحمة من ربك ترجوها فقل لهم قولا ميسورا عدة حسنة كأنه قد كان ولعله أن يكون إن شاء الله ولا تجعل يدك مغلولة إلى عنقك لا تعطى شيئا ولا تبسطها كل البسط تعطى ما عندك فتقعد ملوما يلومك من يأتيك بعد ولا يجد عندك شيئا محسورا قال قد حسرك من قد أعطيته
Tercemesi:
— (18-s) Rivayet edildiğine göre İbni Abbas şu âyet-i kerîmeleri okudu:
= Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber (malını) büsbütün saçıp savurma. Çünkü israf yapanlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise, Rabbine karşı çok nankördür. Eğer Rab hinden istediğin bir rızkı (kendi ihtiyacından dolayı) aramak için, o akraba, yoksul ve yolda kalmışlardan yüz çevirmek mecburiyetinde kalırsan (bir şey verecek durumun olmazsa), o zaman da kendilerine yumuşak bir söz söyle. Elini boynuna bağlı kılma (cimrilik etme) ve büsbütün onu açıp israf etme ki, sonra kınanmış olursun ve eli boş açıkta kalırsın. =
Sonra İbni Abbas dedi ki, Allah Tealâ hakların en lüzumlusu ile başlayarak insana emretti ve yanında mal bulunduğu zaman onu amellerin en iyisini yapmıya delâlet buyurdu. Zira Allah : = Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. = diye buyurdu. Bir de insanın yanında mal bulunmadığı zaman, nasıl söz söyleyeceğini ona öğretti ve şöyle buyurdu: «Eğer Rabbin den istediğin bir rızkı (kendi ihtiyacından dolayı) aramak için, o akraba, yoksul ve yolda kalmışlardan yüz çevirmek zorunda kalırsan (bir şey verecek halin olmazsa), o zaman kendilerine yumuşak bir söz söyle. = Böylece güzel va'dda bulunulur, inşa Allah oldu, olacak yollu sözler söylenir. = Elini boynuna bağlı kılma (cimrilik etme) = Bir şey vermez olma. = Büsbütün de onu açıp israf etme. = Yanındaki bütün malını verme. — Sonra kınanmış olursun. = Sonra yanına gelen, sende bir şey bulamayınca seni kınar. = Açıkta kalırsın. = İbni Abbas dedi ki, «Mal verdiğin kimse, sonra seni hasrete düşürür, sıkıntı çekersin.» (îsra Sûresi, âyet: 26-29)[102]
Imam-ı Azam a göre, vakti yerinde olan kimsenin, usul ve furu'undan başka kardeşlerine de yardımda bulunması vacibdir. Akrabaya iyilik, yakınlık derecesine göre kıymet taşır. İslâm'da ölçü ile hareket esas olduğundan, yapılacak iyilik ve yardımlarda da ölçüyü taşmamak gerekir. İnsan kendi ihtiyacını da gözeterek başkalarına yardımda bulunmalı ve hiç bir zaman malının tamamını vermemelidir. Çünkü eli boş kalan, başkasına muhtaç demektir. İhtiyaç ise, ateşten bir gömlektir. İnsana pişmanlık verir. Bu duruma düşmemek için, cimrilik yapmaksızın ve saçıp savurmaksızın uygun bir yolla harcamak gerekir. İşlerin en hayırlısı vasat olanıdır.[103]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 51, /98
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İbn Ebu Musa Muhammed b. Ebu Musa (Muhammed b. Ebu Musa)
3. Ebu Sa'd Said b. Merzuban el-Bakkal (Said b. Merzuban)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Bekir el-Humeydî Abdullah b. Zübeyr (Abdullah b. Zübeyr b. İsa b. Ubeydullah)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Amel, amellerin en faziletlisi
İnfak, ihtiyacından artandan
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Kur'an, Ayet Yorumu
Sadaka, malın tamamının sadaka olarak verilmesi
Sadaka, öncelikle aile efradına ve yakınlara verilmelidir
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak