Giriş

Bana Yahya, ona Malik (b. Enes), ona Yahya b. Said, ona Süleyman b. Yesar şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'in Mekke yolu üzerindeki Lahye Cemel denilen dağın tepesinde ihramlı iken hacamat yaptırdı."


    Öneri Formu
35995 MU000779 Muvatta, Hacc, 23

Bana Mâlik’ten şöyle rivayet edilmiştir: Mâlik, Abdurrahman b. Kâsım’a 'Kâsım, Akabe cemresine nereden taş atardı?' diye sordu, o da 'Nereden kolayına gelirse' dedi. Yahya der ki: Mâlik’e, 'Küçük çocuk ve hasta adına taş atılır mı?' diye soruldu, o da 'Evet, hasta kişi kendisi adına taş atılacağı zamanı tayin etmeye çalışır ve konakladığı yerde olduğu halde tekbir getirir ve bir kurban keser. Eğer hasta, teşrik günleri içerisinde sağlığına kavuşacak olursa, kendisi adına atılmış taşları atar ve vacip olarak bir de kurban keser' dedi. Mâlik der ki: Abdestsiz olarak cemrelere taş atan yahut Safa ile Merve arasında sa’y yapan kimsenin bunları tekrar iade edeceği kanaatinde değilim, ancak bu işi kasten yapmamalıdır.


    Öneri Formu
36467 MU000922 Muvatta, Hacc, 71

Bana Yahya, ona Mâlik, ona Eyyûb b. Ebu Temîme es-Sahtiyânî, ona Saîd b. Cübeyr, ona da Abdullah b. Abbas şöyle demiştir: Hacda yapması gereken bir hac ibadetini unutan yahut terk eden bir kimse bir kan akıtsın (kurban kessin). Eyyûb der ki: Ben (Saîd’in) “terk ederse” mi yoksa “unutursa” mı dediğini bilemiyorum. Mâlik der ki: Bu kurbanlıklardan hedy olan ancak Mekke’de kesilir. Ama hac amellerinden birisinin (ihlal cezası) ise, o ibadeti yapmamış olan kimse dilediği yerde onu keser. Fidye ile ilgili meseleler: Mâlik; İhramlı olduğu halde giymemesi gereken herhangi bir elbiseyi giymek, yahut saçını kısaltmak veya yerine getirmekle yükümlü olacağı fidyenin önemsiz oluşundan dolayı zaruret gerekmediği halde koku sürünmek isteyen kimse hakkında şunları söylemiştir: Hiç kimsenin bunu yapması uygun değildir. Buna ancak zaruret dolayısıyla ruhsat verilmiştir ve yapana da fidye gerekir. Mâlik’e “fidye yükümlülüğü olan bir kimse, oruç, sadaka ya da kurban kesmek hususunda muhayyer midir? Kesmesi gereken kurban nedir? Yedireceği miktar ne kadardır? Ve bu hangi müd (ölçek) ile ölçülür? Oruç tutması gerekiyorsa kaç gün tutar? Bunların herhangi birisi ertelenebilir mi yoksa derhal mı onu yapması gerekir?” diye sorulmuş, Mâlik de şöyle demiştir: Allah’ın Kitabındaki kefaret şu yahut bu diye tespit edilmiş ise, kefaret yükümlüsü kişi bu hususta tercihte serbesttir, bunların hangisini yapmak isterse yapabilir. Kurban fidyesi bir koyundur. (Hacda) oruç fidyesi üç gündür. Yemek yedirme fidyesi ise, ilk müd olan, Nebi’nin (sav) müddü ile her bir yoksula iki müd vermek üzere altı yoksula yemek yedirir. Mâlik der ki: Bir kısım ilim ehlinin şöyle dediğini işittim: İhramlı bir kişi, bir şeye atış yapıp, istemediği bir ava isabet ettirip, onu öldürürse, ona o av hayvanının fidyesini ödemesi icap eder. Aynı şekilde, ihramlı olmayan bir kişi, Harem bölgesinde bir şeye atış yapıp, istemediği bir av hayvanına isabet ettirip, onu öldürürse, ona fidyesini ödemek düşer. Çünkü bu hususta kasıt ve hata aynı seviyededir. Birlikte av hayvanına atışları isabet eden ihramlı ya da (ihramsız olup) Harem bölgesinde bulunan bir topluluk hakkında Mâlik şöyle demiştir: Benim görüşüme göre, aralarından her bir kimseye, o avın cezası ayrı ayrı düşer. Eğer haklarında kurban keseceklerine dair hüküm verilecek olursa, onların her birisine bir kurban kesmek icap eder. Eğer oruç tutmalarına dair hüküm verilirse, onların her birisinin (ayrı ayrı) oruç tutması gerekir. Bunun bir örneği ise hata yoluyla bir kişiyi öldüren bir topluluktur. Böyle birisinin kefareti, o topluluğunun her birisine köle azat etmek yahut da onların her birisine kesintisiz iki ay oruç tutmak düşer. Mâlik der ki: Bir kimse bir av hayvanına atış yapar yahut da Cemreye taş atıp başını tıraş ettikten sonra fakat henüz İfada tavafını yapmadan önce, o hayvanı avlarsa, onun cezasını yerine getirmesi gerekir. Çünkü şanı yüce Allah: "İhramdan çıktığınız zaman avlanın (avlanabilirsiniz)" [Mâide, 5/2] buyurmuştur. İfâda tavafını henüz yapmamış olan kimse için ise koku sürme ve eşiyle ilişkiye girme yasağına uyma yükümlülüğü devam eder. Mâlik der ki: İhramlı bir kimseye Harem bölgesi içerisinde kestiği ağaçtan ötürü herhangi bir şey düşmez. Herhangi bir kimsenin, böyle bir kişi hakkında herhangi bir şeye hükmettiği bilgisi bize ulaşmamış olmakla birlikte, yaptığı bu iş oldukça kötü bir iştir. Mâlik hac günlerinde üç gün oruç tutması gerektiğini bilmeyen ya da unutan yahut da bu süre içerisinde hastalanan kimse hakkında, bu günleri kendi ülkesine geri dönmedikçe tutamaz, demiştir. Eğer bulabilirse bir kurban kessin, aksi takdirde ailesi arasında önce üç gün oruç tutsun, daha sonra da diğer yedi günü tutsun.


    Öneri Formu
36491 MU000946 Muvatta, Hacc, 79

Bana Mâlik, ona Ebu Bekir b. Nâfi, ona da babası şöyle rivayet etmiştir: Safiyye bt. Ebu Ubeyd’in kardeşinin kızı, Müzdelife’de lohusa olmuştu. Bunun üzerine hem o, hem de Safiyye geri kaldılar ve Kurban Bayramı günü (Yevmü’n-Nahr) güneş battıktan sonra Mina’ya gelebildiler. Abdullah b. Ömer, onlara geldikleri zaman cemreyi (büyük şeytanı) atmaları emrini verdi ve bu gecikmeden dolayı onlara bir ceza (fidye) gerekmediğini söyledi. Yahya der ki: Mâlik’e, Mina günlerinden birisinde, cemrelerden birisini akşam oluncaya kadar unutan kimsenin durumu soruldu, o da şöyle cevap verdi: Tıpkı bir namazı vaktinde kılmayı unutan bir kimsenin onu gece ya da gündüz hatırladığı zaman kıldığı gibi, o da gece ya da gündüz olsun, hangi vakit hatırlarsa taşlarını atsın. Eğer bunu Mekke’ye döndükten sonra ve Mekke’de iken yahut Mekke’den çıktıktan sonra hatırlayacak olursa ona bir hediyelik kurban gerekir.


    Öneri Formu
36471 MU000926 Muvatta, Hacc, 72

Bana Mâlik, ona Humeyd b. Kays, ona Mücahid Ebu Haccâc, ona İbn Ebu Leylâ şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), Ka‘b b. Ucre’ye 'Herhalde (başındaki) bu bitlerin seni rahatsız etmiş olmalı' buyurdu. (Ka'b der ki:) Ben de 'Evet, ey Allah’ın Rasulü' dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Başını tıraş et, sonra ya üç gün oruç tut, yahut altı yoksula yemek yedir, ya da bir koyun kurban kes' buyurdu."


    Öneri Formu
36489 MU000944 Muvatta, Hacc, 78


    Öneri Formu
36487 MU000942 Muvatta, Hacc, 77


    Öneri Formu
36488 MU000943 Muvatta, Hacc, 78


    Öneri Formu
36493 MU000948 Muvatta, Hacc, 81


    Öneri Formu
36476 MU000931 Muvatta, Hacc, 74


    Öneri Formu
36114 MU000898 Muvatta, Hacc, 61