Bana Mâlik, ona es-Salt b. Züyeyd, ailesinden birden çok kişinin şöyle anlattığını rivayet etti: " Hz. Ömer Zülhuleyfe'de Şecere denilen yerde iken bir koku duydu. Yan tarafında Kesîr b. Salt vardı. Ömer 'Bu koku kimden geliyor?' diye sordu. Kesîr: 'Benden geliyor, Ey Müminlerin Emiri! Saçlarımı kokulu bir şeyle yapıştırdım, (haccımı yaptıktan sonra da) tıraş olmak istemedim.' diyerek cevap verdi. Bunun üzerine Ömer (ra), 'Hurma ağacının dibindeki çukurda bulunan su birikintisine git, başını ovarak yıka, sürdüğün koku iyice temizlensin.' dedi. Kesîr b. Salt da gitti onun dediğini yaptı." Mâlik, 'eş-Şerebe, hurma ağacının dibinde bulunan çukur anlamınadır.' dedi.
Açıklama: Eerin 1406/1985 baskısında (lâ harfi) mevcut olup ibare yukarıdaki gibidir.Buna göre mana "traş olmak istemedim" şeklinde olur.
Eserin 1425/2004 baskısında ise (lâ harfi) yoktur. O zaman mana "traş olmak istedim" şeklini almaktadır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35612, MU000729
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ الصَّلْتِ بْنِ زُيَيْدٍ عَنْ غَيْرِ وَاحِدٍ مِنْ أَهْلِهِ "أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ وَجَدَ رِيحَ طِيبٍ وَهُوَ بِالشَّجَرَةِ وَإِلَى جَنْبِهِ كَثِيرُ بْنُ الصَّلْتِ فَقَالَ عُمَرُ مِمَّنْ رِيحُ هَذَا الطِّيبِ فَقَالَ كَثِيرٌ مِنِّى يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ لَبَّدْتُ رَأْسِى وَأَرَدْتُ أَنْ لاَ أَحْلِقَ . فَقَالَ عُمَرُ فَاذْهَبْ إِلَى شَرَبَةٍ فَادْلُكْ رَأْسَكَ حَتَّى تُنَقِّيَهُ . فَفَعَلَ كَثِيرُ بْنُ الصَّلْتِ" قَالَ مَالِكٌ الشَّرَبَةُ حَفِيرٌ تَكُونُ عِنْدَ أَصْلِ النَّخْلَةِ.
Tercemesi:
Bana Mâlik, ona es-Salt b. Züyeyd, ailesinden birden çok kişinin şöyle anlattığını rivayet etti: " Hz. Ömer Zülhuleyfe'de Şecere denilen yerde iken bir koku duydu. Yan tarafında Kesîr b. Salt vardı. Ömer 'Bu koku kimden geliyor?' diye sordu. Kesîr: 'Benden geliyor, Ey Müminlerin Emiri! Saçlarımı kokulu bir şeyle yapıştırdım, (haccımı yaptıktan sonra da) tıraş olmak istemedim.' diyerek cevap verdi. Bunun üzerine Ömer (ra), 'Hurma ağacının dibindeki çukurda bulunan su birikintisine git, başını ovarak yıka, sürdüğün koku iyice temizlensin.' dedi. Kesîr b. Salt da gitti onun dediğini yaptı." Mâlik, 'eş-Şerebe, hurma ağacının dibinde bulunan çukur anlamınadır.' dedi.
Açıklama:
Eerin 1406/1985 baskısında (lâ harfi) mevcut olup ibare yukarıdaki gibidir.Buna göre mana "traş olmak istemedim" şeklinde olur.
Eserin 1425/2004 baskısında ise (lâ harfi) yoktur. O zaman mana "traş olmak istedim" şeklini almaktadır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 729, 1/117
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ğayru Vahid Min Ehlihi (Ğayru Vahid Min Ehlihi)
3. Salt b. Züyeyd el-Kindî (Salt b. Züyeyd b. Kesîr b. Salt)
Konular:
Hac, İhramlıya Yasak Olan Şeyler
Süslenme, Koku sürünmek
Bana Yahya, ona Malik, ona da Abdullah b. Dinar, Abdullah b. Ömer’in şöyle dediğini rivayet etti:
Rasulullah (sav) ihramlı bir kimsenin safran yahut vers (alaçehre, Yemen safranı) ile boyanmış bir elbise giymesini yasakladı ve: “(İhrama girmek için) Nalın (terlik, ayakkabı) bulamayan kimse mest giysin; (ama) topuklarının altında kalacak şekilde (mestin konçlarını) kessin." buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35598, MU000716
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّهُ قَالَ:
نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَلْبَسَ الْمُحْرِمُ ثَوْبًا مَصْبُوغًا بِزَعْفَرَانٍ أَوْ وَرْسٍ، وَقَالَ: "مَنْ لَمْ يَجِدْ نَعْلَيْنِ، فَلْيَلْبَسْ خُفَّيْنِ؛ وَلْيَقْطَعْهُمَا أَسْفَلَ مِنَ الْكَعْبَيْنِ".
Tercemesi:
Bana Yahya, ona Malik, ona da Abdullah b. Dinar, Abdullah b. Ömer’in şöyle dediğini rivayet etti:
Rasulullah (sav) ihramlı bir kimsenin safran yahut vers (alaçehre, Yemen safranı) ile boyanmış bir elbise giymesini yasakladı ve: “(İhrama girmek için) Nalın (terlik, ayakkabı) bulamayan kimse mest giysin; (ama) topuklarının altında kalacak şekilde (mestin konçlarını) kessin." buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 716, 1/115
Senetler:
()
Konular:
Hac, İhram, giyilebilecek şeyler, giyme biçimi
Hac, İhramlıya Yasak Olan Şeyler
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ عَنِ الصَّعْبِ بْنِ جَثَّامَةَ اللَّيْثِىِّ أَنَّهُ أَهْدَى لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِمَارًا وَحْشِيًّا وَهُوَ بِالأَبْوَاءِ أَوْ بِوَدَّانَ فَرَدَّهُ عَلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا رَأَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَا فِى وَجْهِى قَالَ إِنَّا لَمْ نَرُدَّهُ عَلَيْكَ إِلاَّ أَنَّا حُرُمٌ.
Bize Yahya, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mes’ud, ona Abdullah b. Abbas, ona es-Sa’b b. Cessâme el-Leysî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Rasûlullah’a (sav) bir yaban eşeği hediye etmiştim. Rasulullah, o sırada Ebvâ’da (veya Veddân’da) bulunuyordu. Ancak verdiğim hediyeyi kabul etmedi. Yüzümün aldığı şekilden üzüldüğümü anlayınca “(Hediyeni) Asla kabul etmezlik yapmazdık, fakat biz ihramdayız.” şeklinde açıklama getirdi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36004, MU000788
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ عَنِ الصَّعْبِ بْنِ جَثَّامَةَ اللَّيْثِىِّ أَنَّهُ أَهْدَى لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِمَارًا وَحْشِيًّا وَهُوَ بِالأَبْوَاءِ أَوْ بِوَدَّانَ فَرَدَّهُ عَلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا رَأَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَا فِى وَجْهِى قَالَ إِنَّا لَمْ نَرُدَّهُ عَلَيْكَ إِلاَّ أَنَّا حُرُمٌ.
Tercemesi:
Bize Yahya, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mes’ud, ona Abdullah b. Abbas, ona es-Sa’b b. Cessâme el-Leysî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Rasûlullah’a (sav) bir yaban eşeği hediye etmiştim. Rasulullah, o sırada Ebvâ’da (veya Veddân’da) bulunuyordu. Ancak verdiğim hediyeyi kabul etmedi. Yüzümün aldığı şekilden üzüldüğümü anlayınca “(Hediyeni) Asla kabul etmezlik yapmazdık, fakat biz ihramdayız.” şeklinde açıklama getirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 788, 1/127
Senetler:
1. Sa'b b. Cessâme el-Leysi (Sa'b b. Cessâme b. Kays b. Abdullah b. Ya'mur)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
Hac, İhram, ihramlıyken yeyip içmek
Hediye, hediyeleşmek muhabbeti artırır
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35606, MU000723
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ كَفَّنَ ابْنَهُ وَاقِدَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ وَمَاتَ بِالْجُحْفَةِ مُحْرِمًا وَخَمَّرَ رَأْسَهُ وَوَجْهَهُ وَقَالَ لَوْلاَ أَنَّا حُرُمٌ لَطَيَّبْنَاهُ . قَالَ مَالِكٌ وَإِنَّمَا يَعْمَلُ الرَّجُلُ مَا دَامَ حَيًّا فَإِذَا مَاتَ فَقَدِ انْقَضَى الْعَمَلُ .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona ona Mâlik, ona Nâfi’in Abdullah b. Ömer’den rivayet etiğine göre el-Cuhe’de ihramlı olarak ölen oğlu Vâkid b. Abdullah’ı kefenledi, başını ve yüzünü örttü ve: Bizler ihramlı olmamış olsaydık muhakkak ona güzel kokular da sürerdik, dedi.
Mâlik dedi ki: Kişi ancak hayatta kaldığı sürece amel edebilir. O öldü mü artık amel etme imkânı da biter.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 723, 1/116
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
Konular:
Cenaze, kefenlemek
Hac, İhram, ihramlının yıkanması
Hac, İhramlıya Yasak Olan Şeyler
KTB, CENAZE, CENAİZ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35964, MU000748
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ الثَّقَفِىِّ أَنَّهُ سَأَلَ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ وَهُمَا غَادِيَانِ مِنْ مِنًى إِلَى عَرَفَةَ كَيْفَ كُنْتُمْ تَصْنَعُونَ فِى هَذَا الْيَوْمِ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ كَانَ يُهِلُّ الْمُهِلُّ مِنَّا فَلاَ يُنْكَرُ عَلَيْهِ وَيُكَبِّرُ الْمُكَبِّرُ فَلاَ يُنْكَرُ عَلَيْهِ .
Tercemesi:
Muhammed b. Ebî Bekr es-Sakafî'den: Mina'dan Arafata giderken Enes b. Malik'e: "Rasûlullah'la (s.a.v.) beraberken bu gün nasıl yapıyordunuz?" diye sordum. Şu cevabı verdi: "isteyen bir kısmımız telbiyede bulunur, bir kısmımız da tekbir getirirdi. Hiç kimse kimseyi yadırgamazdı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 748, 1/120
Senetler:
()
Konular:
Hac, ihramlının telbiye ve tehlili
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ أَنَّهُ سَمِعَ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ يَقُولُ مَنِ اعْتَمَرَ فِى شَوَّالٍ أَوْ ذِى الْقَعْدَةِ أَوْ فِى ذِى الْحِجَّةِ ثُمَّ أَقَامَ بِمَكَّةَ حَتَّى يُدْرِكَهُ الْحَجُّ فَهُوَ مُتَمَتِّعٌ إِنْ حَجَّ وَمَا اسْتَيْسَرَ مِنَ الْهَدْىِ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ فِى الْحَجِّ وَسَبْعَةٍ إِذَا رَجَعَ .
*ما لا يجب فيه التمتع قال مالك من إعتمر فى شوال أو ذي القعدة أو ذي الحجة ثم رجع إلى أهله ثم حج من عامه ذلك فليس عليه هدىٌ إنما الهدى على من إعتمر فى أشهر الحج ثم أقام حتى الحج ثم حج و كل من إنقطع إلى مكة من أهل الآفاق و سكنها ثم إعتمر فى أشهر الحج ثم أنشأ الحج منها فليس بمتمتع و ليس عليه هدى و لا صيام و هو بمنزلة أهل مكة إذا كان من ساكنِيها سئل مالك عن رجل من أهل مكة خرج إلى الرباط أو إلى سفرٍ من الأسفار ثم رجع إلى مكة و هو يريد الإقامة بها كان له أهل بمكة أو لا أهل له بها فدخلها بعمرة في أشهر الحج ثم أنشأ الحج و كانت عمرته التي دخل بها من ميقات النبي صلى الله عليه و سلم أو دونه أمتمَتِعٌ من كان على تلك الحالة فقال مالك ليس عليه ما على المتَمَتِع من الهدى أو الصيام و ذلك أن الله تبارك و تعالى يقول فى كتابه ذلك لمن لم يكن أهله حاضرى المسجد الحرام ۲/ ۱٩٦
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35985, MU000769
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ أَنَّهُ سَمِعَ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ يَقُولُ مَنِ اعْتَمَرَ فِى شَوَّالٍ أَوْ ذِى الْقَعْدَةِ أَوْ فِى ذِى الْحِجَّةِ ثُمَّ أَقَامَ بِمَكَّةَ حَتَّى يُدْرِكَهُ الْحَجُّ فَهُوَ مُتَمَتِّعٌ إِنْ حَجَّ وَمَا اسْتَيْسَرَ مِنَ الْهَدْىِ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ فِى الْحَجِّ وَسَبْعَةٍ إِذَا رَجَعَ .
*ما لا يجب فيه التمتع قال مالك من إعتمر فى شوال أو ذي القعدة أو ذي الحجة ثم رجع إلى أهله ثم حج من عامه ذلك فليس عليه هدىٌ إنما الهدى على من إعتمر فى أشهر الحج ثم أقام حتى الحج ثم حج و كل من إنقطع إلى مكة من أهل الآفاق و سكنها ثم إعتمر فى أشهر الحج ثم أنشأ الحج منها فليس بمتمتع و ليس عليه هدى و لا صيام و هو بمنزلة أهل مكة إذا كان من ساكنِيها سئل مالك عن رجل من أهل مكة خرج إلى الرباط أو إلى سفرٍ من الأسفار ثم رجع إلى مكة و هو يريد الإقامة بها كان له أهل بمكة أو لا أهل له بها فدخلها بعمرة في أشهر الحج ثم أنشأ الحج و كانت عمرته التي دخل بها من ميقات النبي صلى الله عليه و سلم أو دونه أمتمَتِعٌ من كان على تلك الحالة فقال مالك ليس عليه ما على المتَمَتِع من الهدى أو الصيام و ذلك أن الله تبارك و تعالى يقول فى كتابه ذلك لمن لم يكن أهله حاضرى المسجد الحرام ۲/ ۱٩٦
Tercemesi:
Bize Malik b. Enes, ona da Yahya b. Said, Saîd b. Müseyyeb'in şöyle dediğini aktarmıştır:
"Her kim Şevval, Zilkade veya Zilhicce aylarından birinde umre yapar da hac zamanına kadar Mekke'de kalır ve haccı da ifa ederse, o kimse temettü haccı yapmış olur. Kolayına gelen bir kurban keser,kurban bulamazsa üç gün hacda, yedi gün de dönünce oruç tutar."
Temettü' Haccının Yapılamayacağı Durumlar:
Malik der ki: "Her kim Şevval, Zilkade veya Zilhicce aylarından birinde umre yapar, sonra da evine dönerek o sene hac zamanı gelir haccını ifa ederse, ona kurban gerekmez. Çünkü kurban hac aylarında umre yapıp hac zamanına kadar Mekke'de ikamet ederek haccını ifa edenler için şarttır."
"Her kim ki (Afaki) başka memleketlerden Mekke'ye gelir, orada ikamet ederek hac aylarında umreye girer sonra da haccı ifa ederse, temettü haccı yapmış sayılmaz. Onun için ona kurban kesmek, bulamazsa oruç tutmak gerekmez. O, adeta Mekkeli gibidir."
'Mekkeli olup da sınıra veya herhangi bir yolculuğa giden kimse Mekke'de ikamet etmek isteyerek oraya dönerse Mekke'de ailesi bulunsun bulunmasın hac aylarında umreye girerek haccını da orada ifa ederse, umreye girerken de Rasulullah'ın (sav) mikAtlarından birinde veya daha içerilerde girerse bu kimse haccı temettü yapmış olur mu?' sorusuna, Malik şu cevabı vermiştir:
"Temettü haccı yapana farz olan kurban veya oruç buna gerekmez. Çünkü Cenab-ı Allah Kur'an-ı Kerim'de, "Bu (hüküm) ehli, Mescid-i Haram (civarında) oturmayanlar içindir." (Bakara, 2/196) buyurmuştur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 769, 1/123
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
2. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
Konular:
Hac, Hacc-ı temettu
Hac, ihramdan kurbanla çıkmak
Kurban
Oruç Olgusu
Umre
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ سُمَىٍّ مَوْلَى أَبِى بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا بَكْرِ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ يَقُولُ جَاءَتِ امْرَأَةٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ إِنِّى قَدْ كُنْتُ تَجَهَّزْتُ لِلْحَجِّ فَاعْتَرَضَ لِى . فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اعْتَمِرِى فِى رَمَضَانَ فَإِنَّ عُمْرَةً فِيهِ كَحِجَّةٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35987, MU000771
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ سُمَىٍّ مَوْلَى أَبِى بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا بَكْرِ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ يَقُولُ جَاءَتِ امْرَأَةٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ إِنِّى قَدْ كُنْتُ تَجَهَّزْتُ لِلْحَجِّ فَاعْتَرَضَ لِى . فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اعْتَمِرِى فِى رَمَضَانَ فَإِنَّ عُمْرَةً فِيهِ كَحِجَّةٍ .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Ebu Bekr b. Abdurrahman’ın azatlısı Sumeyy’in rivayet ettiğine göre Ebu Bekr b. Abdurrahman’ı şöyle derken dinlemiştir: Bir kadın Rasulullah’a (sav) gelip: Ben hac etmek için hazırlanmıştım ama beklemediğim bir engelle karşılaştım, dedi. Rasulullah da (sav) ona: “Öyleyse Ramazan ayında umre yap çünkü o ayda bir umre bir hac gibidir” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 771, 1/124
Senetler:
()
Konular:
Hac, engel durumunda ne yapılacağı
KTB, HAC, UMRE
Umre
Umre, Ramazanda
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ قَيْسٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِى رَبَاحٍ أَنَّ أَعْرَابِيًّا جَاءَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ بِحُنَيْنٍ وَعَلَى الأَعْرَابِىِّ قَمِيصٌ وَبِهِ أَثَرُ صُفْرَةٍ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَهْلَلْتُ بِعُمْرَةٍ فَكَيْفَ تَأْمُرُنِى أَنْ أَصْنَعَ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم انْزِعْ قَمِيصَكَ وَاغْسِلْ هَذِهِ الصُّفْرَةَ عَنْكَ وَافْعَلْ فِى عُمْرَتِكَ مَا تَفْعَلُ فِى حَجِّكَ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35610, MU000727
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ قَيْسٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِى رَبَاحٍ أَنَّ أَعْرَابِيًّا جَاءَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ بِحُنَيْنٍ وَعَلَى الأَعْرَابِىِّ قَمِيصٌ وَبِهِ أَثَرُ صُفْرَةٍ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَهْلَلْتُ بِعُمْرَةٍ فَكَيْفَ تَأْمُرُنِى أَنْ أَصْنَعَ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم انْزِعْ قَمِيصَكَ وَاغْسِلْ هَذِهِ الصُّفْرَةَ عَنْكَ وَافْعَلْ فِى عُمْرَتِكَ مَا تَفْعَلُ فِى حَجِّكَ.
Tercemesi:
Ata b. Ebî Rebah'tan: Resûlullah (s.a.v.) Huneyn'de iken kendisine bir Arap geldi. Üzerindeki gömlekte sarı boya izi vardı. "Ya Resûlallah! Ben umre için ihrama girdim, neleri yapmamı emrediyorsunuz?" dedi. Resûlullah (s.a.v.): "Gömleğini çıkar, şu sarı lekeyi temizle, ondan sonra da hacda ne yaparsan umrede de onu yap." buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 727, 1/116
Senetler:
()
Konular:
Hac, İhramlıya Yasak Olan Şeyler
KTB, HAC, UMRE
Umre
Umre, esnasında uyulacak kurallar