حَدَّثَنَا حَسَنُ بْنُ الرَّبِيعِ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ عَاصِمٍ عَنِ النَّضْرِ بْنِ أَنَسٍ قَالَ قَالَ أَنَسٌ - رضى الله عنه - لَوْلاَ أَنِّى سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ تَتَمَنَّوُا الْمَوْتَ » لَتَمَنَّيْتُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28800, B007233
Hadis:
حَدَّثَنَا حَسَنُ بْنُ الرَّبِيعِ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ عَاصِمٍ عَنِ النَّضْرِ بْنِ أَنَسٍ قَالَ قَالَ أَنَسٌ - رضى الله عنه - لَوْلاَ أَنِّى سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ تَتَمَنَّوُا الْمَوْتَ » لَتَمَنَّيْتُ .
Tercemesi:
Bize Hasan b. Rabî', ona Ebu Ahvas (Sellâm b. Süleym el-Hanefî), ona Asım (el-Ahvel), ona Nadr b. Enes'in rivayet ettiğine göre Enes (b. Malik) (ra) şöyle demiştir:
"Hz. Peygaber'i (sav), 'Ölümü temenni etmeyin.' derken duymuş olmasaydım kesinlikle ölümü temenni ederdim.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Temennî 6, 2/716
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Malik Nadr b. Enes el-Ensari (Nadr b. Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam)
3. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
4. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
5. Hasan b. Rabi' el-Burani (Hasan b. Rabi b. Süleyman)
Konular:
Dua, müsibet/sıkıntı karşısında
KTB, ÖLÜM
حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ عَنِ ابْنِ أَبِى خَالِدٍ عَنْ قَيْسٍ قَالَ أَتَيْنَا خَبَّابَ بْنَ الأَرَتِّ نَعُودُهُ وَقَدِ اكْتَوَى سَبْعًا فَقَالَ لَوْلاَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَهَانَا أَنْ نَدْعُوَ بِالْمَوْتِ لَدَعَوْتُ بِهِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28801, B007234
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ عَنِ ابْنِ أَبِى خَالِدٍ عَنْ قَيْسٍ قَالَ أَتَيْنَا خَبَّابَ بْنَ الأَرَتِّ نَعُودُهُ وَقَدِ اكْتَوَى سَبْعًا فَقَالَ لَوْلاَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَهَانَا أَنْ نَدْعُوَ بِالْمَوْتِ لَدَعَوْتُ بِهِ .
Tercemesi:
-.......(Tabiî büyüklerinden) Kays ibn Ebî Hazım şöyle demiştir: Biz hastalığında Habbâb ibnu'l-Erett(R)'e ıyâdet ediyorduk. Vücûdunun yedi yerine dağlama tedavisi uygulamıştı. Habbâb hastalığının şiddetli ıstırabını ifâde ederek:
— Eğer Rasûlullah (S) bizlere ölüm temennî etmemizi nehyet-meseydi, muhakkak ölümü temennî ederdim! Dedi
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Temennî 6, 2/716
Senetler:
1. Ebu Abdullah Habbab b. Eret (Habbab b. Eret b. Cendele b. Sa'd b. Huzeyme)
2. Kays b. Ebu Hazim el-Becelî (Kays b. Avf b. Abdülharis)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Muhammed Abde b. Süleyman el-Kufî (Abdurrahman b. Süleyman b. Hacib b. Zürare)
5. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Dua, müsibet/sıkıntı karşısında
Tedavi, hastalıkları tedavi etmek
حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ مَخْلَدٍ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ بِلاَلٍ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَامِرِ بْنِ رَبِيعَةَ قَالَ قَالَتْ عَائِشَةُ أَرِقَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ذَاتَ لَيْلَةٍ فَقَالَ « لَيْتَ رَجُلاً صَالِحًا مِنْ أَصْحَابِى يَحْرُسُنِى اللَّيْلَةَ » . إِذْ سَمِعْنَا صَوْتَ السِّلاَحِ قَالَ « مَنْ هَذَا » . قِيلَ سَعْدٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ جِئْتُ أَحْرُسُكَ . فَنَامَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى سَمِعْنَا غَطِيطَهُ . قَالَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ وَقَالَتْ عَائِشَةُ قَالَ بِلاَلٌ أَلاَ لَيْتَ شِعْرِى هَلْ أَبِيتَنَّ لَيْلَةً بِوَادٍ وَحَوْلِى إِذْخِرٌ وَجَلِيلُ فَأَخْبَرْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28798, B007231
Hadis:
حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ مَخْلَدٍ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ بِلاَلٍ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَامِرِ بْنِ رَبِيعَةَ قَالَ قَالَتْ عَائِشَةُ أَرِقَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ذَاتَ لَيْلَةٍ فَقَالَ « لَيْتَ رَجُلاً صَالِحًا مِنْ أَصْحَابِى يَحْرُسُنِى اللَّيْلَةَ » . إِذْ سَمِعْنَا صَوْتَ السِّلاَحِ قَالَ « مَنْ هَذَا » . قِيلَ سَعْدٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ جِئْتُ أَحْرُسُكَ . فَنَامَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى سَمِعْنَا غَطِيطَهُ . قَالَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ وَقَالَتْ عَائِشَةُ قَالَ بِلاَلٌ أَلاَ لَيْتَ شِعْرِى هَلْ أَبِيتَنَّ لَيْلَةً بِوَادٍ وَحَوْلِى إِذْخِرٌ وَجَلِيلُ فَأَخْبَرْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
-.......Âişe (R) şöyle demiştir: Peygamber (S- Medine'ye hicret ettiği zaman düşman saldırısından endîşe ederek) bir gece uyuya-, madı da:
— "Keski sahâbîlerimden elverişli bir kişi bu gece beni, bekçilik edip, muhafaza etseydi!" dedi.
Tam bu sırada biz ansızın bir silâh sesi işittik. Rasûlullah:
— "Bu kimdir?" diye sordu. Kendisine:
— Sa'd ibn Ebî Vakkaas'tır yâ Rasûlallah! Seni bekleyip korumak için geldim! diye cevâb verildi.
Bunun üzerine Peygamber uyudu, hattâ biz O'nun horladığını işittik.
Ebû Abdillah Muhammed ibn İsmâîl el-Buhârî şöyle dedi: Âişe, Bilâl'in şu şiiri söylediğini bildirdi:
Elâ leyte şı'rî hel ebîtenne leyleten, Bi-vâdin ve havlı ızhırun ve celîlu! Ve hel eriden yevmen miyâhe mıcerınetin, Ve hel yebduven lî Şâmetün ve Tafîlu!
(— Şunu bilmek isterim ki: Mekke vâdîsinde etrafımı ızhır ve celîl otları sararak bir gece olsun geceler miyim? Bir gün gelip de Ukâz'daki Mecenne sularının başına varır mıyım? Mekke'nin Şâme ve Tufeyl Dağlan acaba bir kerre daha bana görünürler mi?)
Âişe:
— Ben Bilâl'in bu sözlerini Peygamber'e haber verdim, dedi
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Temennî 4, 2/716
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, Şiir, okumak/ dinlemek/ ezberlemek
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, korunmuşluğu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28799, B007232
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ تَحَاسُدَ إِلاَّ فِى اثْنَتَيْنِ رَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ الْقُرْآنَ ، فَهْوَ يَتْلُوهُ آنَاءَ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ يَقُولُ لَوْ أُوتِيتُ مِثْلَ مَا أُوتِىَ هَذَا لَفَعَلْتُ كَمَا يَفْعَلُ ، وَرَجُلٌ آتَاهُ اللَّهُ مَالاً يُنْفِقُهُ فِى حَقِّهِ فَيَقُولُ لَوْ أُوتِيتُ مِثْلَ مَا أُوتِىَ لَفَعَلْتُ كَمَا يَفْعَلُ » . حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ بِهَذَا .
Tercemesi:
-.......Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Rasûlullah(S) şöyle buyurdu: "İki hasletten başkasında gıbîa edişmek yoktur: Biri o kimsedir ki, Allah ona Kur'ân ilmi vermiş, o da gecenin saatlerinde ve gündüz zamanlarında Kur'ân 'ı okur durur. Onu işiten kimse de 'Keski Fulân kimseye verildiği gibi bana da Kur'ân ilmi verilseydi, elbette ben de onun yapmakta olduğu gibi yapardım' der, İkincisi de şu kimsedir ki, Allah ona mal vermiştir, o da malını hakk yolunda sarfet-mektedir. Onu gören kimse de 'Keski şu zâta verilen mal gibi bana da verilseydi de onun hayır işlemekte olduğu gibi elbette ben de işleseydim' der"
Bize Kuteybe ibn Saîd tahdîs etti. Bize Cerîr ibn Abdilhamîd bu geçen hadîsi tahdîs etti
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Temennî 5, 2/716
Senetler:
()
Konular:
Zihin İnşası, gıpta edilecek kimseler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28802, B007235
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى عُبَيْدٍ - اسْمُهُ سَعْدُ بْنُ عُبَيْدٍ مَوْلَى عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَزْهَرَ - عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَتَمَنَّى أَحَدُكُمُ الْمَوْتَ إِمَّا مُحْسِنًا فَلَعَلَّهُ يَزْدَادُ ، وَإِمَّا مُسِيئًا فَلَعَلَّهُ يَسْتَعْتِبُ » .
Tercemesi:
-.......Biz Ma'mer, ez-Zuhrî'den; o da Ebû Ubeyd'den –onun ismi Sa'd ibnu Ubeyd mevlâ Abdurrahmân ibn Ezher'dir- haber verdi ki, Rasûlullah (S) şöyle buyurmuştur: "Sizin hiçbiriniz sakın ölüm temennî etmesin! Eğer o, sâlih bir kimse ise (hayâtta oldukça) salâh ve faziletini artırması umulur. Eğer fena bir kimse ise onun da tevbe edip Allah'ın rızâsını kazanması umulur!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Temennî 6, 2/717
Senetler:
()
Konular:
Ölüm, temenni etmemek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28813, B007236
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدَانُ أَخْبَرَنِى أَبِى عَنْ شُعْبَةَ حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ قَالَ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَنْقُلُ مَعَنَا التُّرَابَ يَوْمَ الأَحْزَابِ ، وَلَقَدْ رَأَيْتُهُ وَارَى التُّرَابُ بَيَاضَ بَطْنِهِ يَقُولُ « لَوْلاَ أَنْتَ مَا اهْتَدَيْنَا نَحْنُ ، وَلاَ تَصَدَّقْنَا وَلاَ صَلَّيْنَا ، فَأَنْزِلَنْ سَكِينَةً عَلَيْنَا ، إِنَّ الأُلَى وَرُبَّمَا قَالَ الْمَلاَ قَدْ بَغَوْا عَلَيْنَا ، إِذَا أَرَادُوا فِتْنَةً أَبَيْنَا » أَبَيْنَا يَرْفَعُ بِهَا صَوْتَهُ .
Tercemesi:
el-Berâ ibn Âzib (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) Ahzâb gününde (Hendek kazılırken) bizimle beraber toprak taşıyordu. Yemîn olsun ben O'nu, karnının beyazlığını toprak örtmüş hâlde gördüm, Kendisi (îbnRevâha'mn) şu beyitlerini söylüyordu: "Levlâ ente me'htedeynâ nahnu Velâ tasaddaknâ velâ salleynâ Fe-enzilen sekîneten aleynâ înne'l-ulâ -ve bazen de şöyle dedi:-
İnne'l-melee kad bağav aleynâ İzâ erâdû fitneden ebeynâ ebeynâ
( = Sen olmasaydın biz doğru yolu bulamazdık. Sadaka da veremez, namaz da kılmazdık. Sen bizim üzerimize sekînet indir.
Çünkü onlar -yâhud: O topluluk- bize tecâvüz etmişlerdir. Onlar bize fitne yapmak istedikleri zaman, bizler fitneden çekindik, çekindik!)"
Rasûlullah bunları söylerken sesini yükseltiyordu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Temennî 7, 2/717
Senetler:
()
Konular:
Ensar, Ensara kin beslemek
Sahabe, Peygamber sevgisi
Siyer, Hendek günü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28814, B007237
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ عَمْرٍو حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ سَالِمٍ أَبِى النَّضْرِ مَوْلَى عُمَرَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ - وَكَانَ كَاتِبًا لَهُ - قَالَ كَتَبَ إِلَيْهِ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى أَوْفَى فَقَرَأْتُهُ فَإِذَا فِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ تَتَمَنَّوْا لِقَاءَ الْعَدُوِّ ، وَسَلُوا اللَّهَ الْعَافِيَةَ » .
Tercemesi:
-.......Bize Ebû İshâk, Mûsâ ibn Ukbe'den; o da Umer ibn Ubeydillah'ın himayesinde olan Ebu'n-Nadr Sâlim'den tahdîs etti. Bu Ebu'n-Nadr, efendisi Umer'in kâtibi idi. Ebu'n-Nadr şöyle dedi: Abdullah ibn Ebî Evfâ (R), efendisi ve Kureyş ileri gelenlerinden olan Umer ibnu Ubeydillah'a bir mektûb yazdı da bu mektubu ben okudum. Bu mektubun içinde Rasûlullah(S)'ın: (Ey insanlar!) Düşmanla karşılaşmak (harbetmek) temennietmeyiniz! Fakat Allah'tan harb felâketinden selâmette kılmasını isteyiniz" buyurduğu hadîsi vardı
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Temennî 8, 2/717
Senetler:
1. Ebu İbrahim Abdullah b. Ebu Evfâ el-Eslemî (Abdullah b. Alkame b. Halid b. Haris)
2. Ebu Nadr Salim b. Ebu Ümeyye el-Kuraşî (Salim b. Ebu Ümeyye)
3. Ebu Muhammed Musa b. Ukbe el-Kuraşî (Musa b. Ukbe b. Ebu Ayyaş)
4. Ebu İshak İbrahim b. Muhammed el-Fezârî (İbrahim b. Muhammed b. Hâris b. Esma b. Harice)
5. Ebu Amr Muaviye b. Amr el-Ezdî (Muaviye b. Amr)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Savaş, barış yollarını aramak, savaştan önce
Savaş, Düşmanla Karşılaşmayı Temenni Etmemek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28815, B007238
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا أَبُو الزِّنَادِ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ قَالَ ذَكَرَ ابْنُ عَبَّاسٍ الْمُتَلاَعِنَيْنِ فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ شَدَّادٍ أَهِىَ الَّتِى قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لَوْ كُنْتُ رَاجِمًا امْرَأَةً مِنْ غَيْرِ بَيِّنَةٍ » . قَالَ لاَ ، تِلْكَ امْرَأَةٌ أَعْلَنَتْ .
Tercemesi:
-.......Bize Ebu'z-Zinâd tahdîs etti ki, el-Kaasım ibn Muhammed şöyle demiştir: İbn Abbâs (R) birbirleriyle la'netleşen karakocayı zikretti. Bunun üzerine Abdullah ibnu Şeddâd, îbn Abbâs'a:
— Bu kadın, Rasûlullah(S)'ın "Beyyinesiz olarak bir kadını rec-meder olaydım (bu kadını recm ederdim)*' buyurduğu kadın mıdır? diye sordu.
İbn Abbâs:
— Hayır, o kadın İslâm'da kötülüğü açıktan yapan (lâkin bu kötülükler onun üzerine beyyine üe sabit olmayan ve i'tirâf da etmeyen) bir kadın idi, demiştir
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Temennî 9, 2/717
Senetler:
()
Konular:
Yargı, delil, cezaları uygulamak için
Zina, cezası
حَدَّثَنَا عَيَّاشُ بْنُ الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ رضى الله عنه قَالَ وَاصَلَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم آخِرَ الشَّهْرِ ، وَوَاصَلَ أُنَاسٌ ، مِنَ النَّاسِ فَبَلَغَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « لَوْ مُدَّ بِىَ الشَّهْرُ لَوَاصَلْتُ وِصَالاً يَدَعُ الْمُتَعَمِّقُونَ تَعَمُّقَهُمْ ، إِنِّى لَسْتُ مِثْلَكُمْ ، إِنِّى أَظَلُّ يُطْعِمُنِى رَبِّى وَيَسْقِينِ » . تَابَعَهُ سُلَيْمَانُ بْنُ مُغِيرَةَ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28818, B007241
Hadis:
حَدَّثَنَا عَيَّاشُ بْنُ الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ رضى الله عنه قَالَ وَاصَلَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم آخِرَ الشَّهْرِ ، وَوَاصَلَ أُنَاسٌ ، مِنَ النَّاسِ فَبَلَغَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « لَوْ مُدَّ بِىَ الشَّهْرُ لَوَاصَلْتُ وِصَالاً يَدَعُ الْمُتَعَمِّقُونَ تَعَمُّقَهُمْ ، إِنِّى لَسْتُ مِثْلَكُمْ ، إِنِّى أَظَلُّ يُطْعِمُنِى رَبِّى وَيَسْقِينِ » . تَابَعَهُ سُلَيْمَانُ بْنُ مُغِيرَةَ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
-.......Bize Humeyd et-TavîI, Sabit el-Bunânî'den tahdîs etti ki, Enes (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) ramazân ayının sonunda (iftar vaktinde yemeyip içmeyerek) orucunu birbirine uladı. Bunun üzerine birtakım insanlar da oruçlarını (arada birşey yemeyerek) birbirine uladılar. Onların bu oruç ulamaları Peygamber'e ulaşınca:
— "Eğer ay benim için uzatılsaydı, bu derinlemesine gidicilerin derinleştirmelerini terkedecekleri bir ulamayı muhakkak yapardım, Şübhesiz ben sizin gibi değilim. Ben, Rabb'im beni doyurur ve içirir hâlde bulunurum" buyurdu.
Süleyman ibnu'l-Mugîre, Sâbit'ten; o da Enes'ten; o da Peygam-ber'den olmak üzere rivayet etmekte Humeyd'e mutâbaat etmştir
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Temennî 9, 2/718
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Oruç, Savm-ı visal
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28816, B007239
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىٌّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ عَمْرٌو حَدَّثَنَا عَطَاءٌ قَالَ أَعْتَمَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِالْعِشَاءِ فَخَرَجَ عُمَرُ فَقَالَ الصَّلاَةَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، رَقَدَ النِّسَاءُ وَالصِّبْيَانُ ، فَخَرَجَ وَرَأْسُهُ يَقْطُرُ يَقُولُ « لَوْلاَ أَنْ أَشُقَّ عَلَى أُمَّتِى - أَوْ عَلَى النَّاسِ ، وَقَالَ سُفْيَانُ أَيْضًا ، عَلَى أُمَّتِى - لأَمَرْتُهُمْ بِالصَّلاَةِ هَذِهِ السَّاعَةَ » . قَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَخَّرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم هَذِهِ الصَّلاَةَ فَجَاءَ عُمَرُ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ رَقَدَ النِّسَاءُ وَالْوِلْدَانُ . فَخَرَجَ وَهْوَ يَمْسَحُ الْمَاءَ عَنْ شِقِّهِ يَقُولُ « إِنَّهُ لَلْوَقْتُ ، لَوْلاَ أَنْ أَشُقَّ عَلَى أُمَّتِى » . وَقَالَ عَمْرٌو حَدَّثَنَا عَطَاءٌ لَيْسَ فِيهِ ابْنُ عَبَّاسٍ أَمَّا عَمْرٌو فَقَالَ رَأْسُهُ يَقْطُرُ . وَقَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ يَمْسَحُ الْمَاءَ عَنْ شِقِّهِ . وَقَالَ عَمْرٌو لَوْلاَ أَنْ أَشُقَّ عَلَى أُمَّتِى . وَقَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ إِنَّهُ لَلْوَقْتُ ، لَوْلاَ أَنْ أَشُقَّ عَلَى أُمَّتِى . وَقَالَ إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْمُنْذِرِ حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ مُسْلِمٍ عَنْ عَمْرٍو عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Alî ibn Abdillah el-Medînî tahdîs etti. Bize Sufyân ibn Uyeyne tahdîs etti. Amr ibn Dînâr şöyle dedi: Bize Atâ ibn Ebî Re-bâh tahdîs edip şöyle dedi. Peygamber (S) bir gece yatsı namazânı gece karanlığı olan atame vaktine kadar geciktirdi. Bunun üzerine Umer ibnu'l-Hattâb dışarı çıktı da:
— Namaza gel yâ Rasûlallah! Mesciddeki kadınlar ve çocuklar uyudular! diye seslendi.
Akabinde Rasûlullah (S) başı su damlatarak dışarıya çıktı ve:
— "Eğer ümmetim üzerine -yâhud: İnsanlar üzerine- meşakkat verecek olmasaydım..." -Sufyân ibn Uyeyne yine şöyle dedi: "Ümmetim üzerine meşakkat verecek olmayaydım bu namazı işte bu saatte kılmalarını emrederdim" buyuruyordu.
Ve îbn Cureyc de Atâ ibn Ebî Rebâh'tan; o da İbn Abbâs'tan şöyle söyledi: Peygamber (S) o yatsı namazını geciktirdi. Umer de geldi ve:
— Yâ Rasûlallah! Kadınlar ve çocuklar uyudular! diye seslendi. Bunun üzerine Rasûlullah yan tarafından yıkanma suyunu eliyle silerek dışarı çıktı da:
— "Şu muhakkak ki yatsı namazı vakti budur. Eğer ümmetim üzerine meşakkat yükleme korkusu olmasaydı..." buyuruyordu.
Amr ibn Dînâr şöyle dedi: Bize Atâ bu hadîsi, senedinde İbn Ab-bâs olmayarak tahdîs etti. Amma Amr ibn Dînâr kendi rivayetinde: Rasûlullah başı su akıtarak çıktı, dedi.
İbn Cureyc de: Bedeninin yanından yıkanma suyunu eliyle silerek dışarı çıktı, dedi.
Amr ibn Dînâr: "Eğer ümmetim üzerine meşakkat yüklemem korkusu olmasaydı" demiştir.
İbn Cureyc de: "Şu muhakkak ki, yatsı namazı vakti budur. Eğer ümmetime meşakkat vermem olmasaydı (elbette bu saatin yatsı namazı saati oltnasıyle hükmederdim)" diye söyledi.
Ve İbrâhîm ibnu'l-Munzir şöyle dedi: Bize Ma'n tahdîs etti. Bana Muhammed ibn Müslim, Amr ibn Dînâr'dan; o da Atâ ibn Ebî Rebâh'tan; o da İbn Abbâs'tan; o da Peygamber(S)'den olmak üzere tahdîs etti
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Temennî 9, 2/717
Senetler:
()
Konular:
Yatsı Namazı, yatsı namazının tehiri